17 Ağustos 2010 Salı

ARTIK HOLLANDA'NIN DA ABRAMOVICH'I VAR



















1888'de kurulan Sparta Rotterdam'dan sonra Hollanda'nın en eski kulübü olan Vitesse Arnhem, Hollanda futbol tarihinde bir ilk oldu ve ilk kez bir Hollanda kulübünün yabancı bir sahibi oldu. 49 yaşındaki Gürcü işadamı Merab Jordania, dün yapılan basın toplantısıyla kulübü resmen devraldığını açıkladı. Daha ipleri eline alır almak yaptığı açıklama çok iddialıydı. "Vitesse 3 sene içerisinde şampiyonluğa oynayacak, transfer edeceğimiz oyuncular için 2 gün bekleyin"....

Hollanda ile ilk tanışması 1981 yılında gerçekleşti Jordania'nın. 1978'De, Dinamo Tiflis takımında başladığı kariyerinin ilk yıllarında, 20 yaşındayken Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı kazandı. Düsseldorf Rheinstadion'Da oynanan maçı 2-1 kazanan Sovyetler Birliği takımı, yarı finalde Feyenoord'u saf dışı etmişti. 8 sene sonra bu sefer UEFA Kupası'nda Heerenveen'in karşısına çıkmak için geldi Hollanda'ya Jordania. Aktif futbol hayatını noktaladıktan sonra yıllar boyu forma giydiği kulübe başkan oldu. Bunu 1998'de Gürcistan Futbol Federasyonu başkanlığı izledi. 2003'te vergi kaçırma suçundan hapis cezasına çarptırıldı. Knaun dışı yollarla elde ettiği gelirin 15 milyon euro olduğu söyleniyordu. Jordania bunu, politik güçlerin kendisine oynadığı bir oyun olarak niteledi. 2003'te bu sefer milli takımın başıan geçti bizzat. Ama aynı yıl pasaportsuz olarak Paris'e girmek istediğinde tutuklanarak hapse atıldı. Yine yurt dışına kaçırmayı planladığı vergiye tabii 300.000 euroyla yakalanmıştı. 1997'de Şota Arveladze Ajax'a, Arçil Arveladze de NAC Breda'ya transfer olduğunda evrakta sahtecilik yaptığı iddiaları ortaya atıldı. Ve bu adam dün, mali denetimleri ile tanınan Hollanda Futbol Federasyonu'nun izniyle Vitesse'nin yeni başkanı oldu.

Arnhem'deki tüm fan-shopların açılış saatleri erkene, kapanış saatleri geçe çekildi. Kombine kartalara taraftarların ilgisi bir anda patlamış durumda. Şampiyonluk ve yeni oyuncular dışında Jordania yeni bir antrenman kompleksi sözü de vermiş durumda. 2000 yılında ligi üçüncü sırada bitirerek tarihinin en iy iderecesini elde eden ama son yıllarda mali sıkıntıların da etkisiyle küme düşme hattının ve orta sıraların gediklilerinden olan Vitesse'li taraftarlar için bu bir doping oldu tabii. AZ ve Twente'nin son 2 yıldaki şampiyonlukları da güçdengesin dağılırken pastadan pay kapmak isteyen kulüplerin sayısını artırdı. Geçmişiyle, göreve gelişiyle, demeçleriyle tam bir Cem Uzan projesi. İlginçtir, Uzan da işe göreve Hollandalıları getirerek başlamıştı. Jordania'nın arkasında Abramovich'in olduğu söyleniyor.

Arsene Wenger'in Brezilyalılar için söylediğini ben de milyarder futbol patronları içni söyleyebilirim. 11 tanesi (veya 18) büyük problemler yaratabilir ama 1-2 tanesi, özellikle Hollanda gibi son yıllarda uluslararası arenada oldukça geride kalmış ve güç dengesinin dağılmaya başladığı bir ülkede ilginç bir etki yapabilir. Tabii daha önce birçok kez rastladığımız üzere (bkz. Hearts, Gretna, Manchester City, Portsmouth)..Yatırılan paraların karşılığını alamamak sonucu arkaya bakmadan kaçıp gitmek ve geride enkaz bırakmak, hatta kulübü kapısına kilit vurdurmak da var. Ancak şimdilik taraftarlar memnun. Hatta diğer tkım taraftarları da...Vitesse ile dalga geçebilecek bir şey daha eklendi ajandaya...Vergi kaçırma, evrakta sahtecilik vs....Jordania'nın sabıkası sağlam...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Keşke Galatasaray'ı da böyle bir yabancı yatırımcı satın alsa da her yıl transferlerin bitmesi için transfer döneminin son gününü beklemesek.Gerçi liseli dinozorlar Cem Uzan'a yar etmemişlerdi kulübü.Yabancı yatırımcıya da öcü gözüyle bakmaları beni şaşırtmaz.Tutucu bir kulüp Galatasaray.Ben kendimi bildim bileli maddi sorunlarla boğuşuyor.UEFA kupası alındığında bile banka kredisiyle oyuncuların maaşları ödeniyordu.Buna rağmen bir grup elitist kendi zevkleri uğruna kulübe dışarıdan zengin üyelerin kayıt olmasına bile zorluklar çıkarıyorlar.Kendileri ise komik aidatlar ve aile boyu üyeliklerle gayet köhne bir şekilde kulübü sahipleniyorlar.Mevcut maddi durumu biraz olsun daha iyi hale getirecek yeniliklere sürekli karşı çıkan aşırı tutcu adamların güdümünde kulüp.Mesela üyelik sistemi rezalet.Bir Real Madrid gibi yüz binlerce zengin tarafından desteklenmiyoruz.Çoğunluğu lise mezunu geriye kalanı da bir sürü zorluğu aşarak kulübe üye olanlar.Adnan Polat liseli ağırlığı kırmak ve üye alımını daha da kolaylaştırıp esnetmek için yeni tüzükte bir takım düzenlemelere girişmişti.Örneğin Galatasaray Üniversitesi mezunlarına da Galatasaray Liselilerin üye olma kolaylıklarını sağlamayı planlanıyordu.Bununla ilgili tüzük maddesine beklendiği gibi muhalefet tepki gösterdi.İlk kongrede salonu terkederek gerekli çoğunluğu sağlanmasının önüne geçtiler.Bu göz dağı işe yaradı ve o maddeler değiştirildi.

Kısaca mevcut maddi durumla ne uzar ne kısalınır.Belki de gelenekçilikten vazgeçip kulübün yönetimini zengin birine bırakmaları daha hayırlı olur.Bunun gerçekleşebilme durumu olsaydı Glazzer'lar gibi kulübü soyan bir zümreye değil hakikaten bu işi profesyonel bir yatırım olarak gören birilerine bırakmak iyi olabilir.

İngilteredeki sistem kapitalizmin abartılı bir versiyonu bu kadar da abartılı bir sisteme gerek yok.Üyelikleri kolaylaştırmak bile Türkiye'de birçok kulübü ekonomik olarak rahatlatabilir.