16 Ekim 2010 Cumartesi

ANTTI SUMIALA, JARI LITMANEN VE FİNLANDİYA'NIN HAZİN HİKAYESİ
















4 gün önce Euro 2012 elemelerinde bizi şok eden, hatta tüm Salı akşamının en büyük sürprizi sayılan maçtan birkaç saat sonra Finlandiya'nın başkaneti Helsinki'nin Olimpiyat Stadyumu'nda bir başka dramatik maç oynandı. Macaristan ilk yarısı 0-0 biten ve 90. dakikası 1-1 berabere giden maçın 90+4. dakikasında PSV'li Balasz Dzsudzsak'ın attığı golle maçı 2-1 kazandı ve eleme grubunda İsveç'in önünde ikinci sıraya yerleşti. Bu da 13 yıl önce 2 ülke arasında oynanan bir başka trajik maçı hatırlattı bizlere.

Finlandiya ve Macaristan'da konuşulan Fince ve Macarca, aynı aileye dahil dillerdir. Yani Finno-Ugric dil grubuna. İkisi birden farklı diller olmasına rağmen birçok kural birbirine benzer.

1950'lerde ortalığı kasıp kavuran Macarların milli takımı, 1986 Dünya Kupası'ndan beri hiçbir uluslararası organizasyona katılamıyor. 1998'de Dünya Kupası yolunda play-off'a kaldılar ama Yugoslavya onları 1-7 ve 5-0 gibi 2 sansasyonel skolar mağlup edip kupaya gitti. Finlandiya ise henüz hiçbir turnuvaya katılamadı. Ancak en çok yaklaştıkları turnuva 1998 Dünya Kupası'ydı. 1996'da takımın başına getirdikleri, Euro 1992'yi Danimarka'ya kazandıran Richard Möller Nielsen, Jari Litmanen'in etrafında topladığı takımla Norveç, Macaristan, İsviçre ve Azerbaycan'ın grubunda ikinciliği zorladılar. İşte 13 sene öncesine gideceğimiz maç bu grubun kaderinin belirlendiği Helsinki'deki bir başka Finlandiya-Macaristan mücadelesi.

11 Ekim 1997'de Helsinki Olimpiyat Stadyumu'ndaki mücadele için 32.000 kişi toplandığında, Norveç, maçlarını bitirmiş ve namağlup olarak en yakın rakibine 9 puan fark atıp liderliği garantilemiştir. Macaristan ikinci sırada 11 puandadır. Finlandiya ise 10 puanda üçüncüdür ve galibiyet halinde baraj maçlarına kalma hakkı kazanacaktır. İsviçre ise 7 puanla dördüncü sırada kalmış ve defteri kapatmıştır. Aynı gün grup sonuncusu Azerbaycan'ı 5-0 mağlup ederler ama bu bir işe yaramaz dördüncülükte kalırlar. Helsinki'deki maç ise bir ölüm-kalım maçıdır. Finlandiya maça aralarında Hyypia, yakından tanıdığımız, sonradan Yimpaş Yozgatspor forması giyen ve hatta milli takım kariyerine, Finlandiya ile Türkiye'nin 1-1 berabere kaldığı hazırlık maçıyla başlayan Antti Sumiala ve forvet hattında Jari Litmanen-Mixu Paatelainen ikilisi ile başlar. Sumiala o yıllarda Twente forması giymektedir ve çok formdadır. Hatta Litmanen'in 3 gol attığı elemelerde o maça kadar 4 gol kaydetmiş ve takımınn en çok gol atan futbolcusu durumundadır.

Maçın ilk yarısı 0-0 sonuçlanır. 63. dakikada sol kanatta kullanılan bir köşe vuruşunda topa kale çizgisi üzerinde kafayı vuran Sumiala takımını 1-0 öne geçirir. Böylece elemelerdeki gol sayısını 5'e çıkarmış, ayrıca takımını tarihteki ilk büyük turnuvasına doğru yola çıkarmıştır. Kalan dakikalar ev sahibinin skoru koruması çabasıyla geçer. 89'da Sumiala oyundan çıkar ve yerini Johansson'a bırakır. Onun çıkışı belki de bir felaketin habercisidir.

91. dakikada frikikten doğan köşe vuruşunu Macarlar kullanır. Top kale sahasına iner. Kale sahasının hemen önünde ağır sahadan kaynaklanan bir karambol oluşur. Finlandiya defansından bir futbolcu topu uzaklaştırmak ister ama topu kendi kalesine doğru vurmuştur, kaleye yönlenen topu bu sefer çizgideki Finlandiyalı oyuncu çıkarmak ister, topa müdahale eder amatop sahaya dönerken Finlandiya kalecisi Moilanen'in sırtına çarpar ve çizgiyi geçip yavaşça ağlarla buluşur. Finlaniya ayağına kadar gelen Dünya Kupası fırsatını 91. dakikada tepmiş hem de bunu rakibin ayağından yediği bir golle değil, kendi 3 oyuncusunun sırayla topa değdiği bir golle yapmıştır. Maçın son saniyelerinde Finliler rakip kaleye yüklenir ama sonuç alamazlar. Litmanen, Weah, Giggs ve Best gibi hiçbir zaman Dünya Kupası görmemiş olan büyük futbolcular arasına katılacaktır sonradan.




Maçın son saniyelerini, golü atan ve maç sonu gözyaşlarına boğulan Sumiala sonradan "sahaya sevinç içinde koşmaya hazırlanırken hayatımın en büyük şokunu yaşadım" diye anlatırken, Hyypia, Koskinen, Kolkka gibi oyuncular uzun süre bu şoku üzerlerinden atamamıştır.

Yukarıda bu maçın o dakikalarının önce Fin spikerin "oy oy oy oy" inlemeleri eşliğindeki hüzünlü anlatımı sonra da aşağıda Macar spikerin kendinen geçtiği versiyonu var.

Macaristan play-off maçlarında, yukarıda belirttiğimiz gibi Yugoslavya'ya önce kendi evinde 7-1 sonra da dışarıda 5-0 mağlup elenmiştir. O maçları kendisi yerine Finlandiya oyasaydı ne olurdu bilemeyiz. Ama bildiğimiz, 4 gün önce Dzsudzsak o golü attığında, orta ve ileri yaştaki birçok Finlinin "ulan yine mi?" dediği....Özellikle de 13 yıl önce de sahada olan Sami Hyypia'nın....



3 yorum:

Fabio Luciano dedi ki...

o değil de dutchman şu Balasz Dzsudzsak harbiden iyi adam.adı Fenerbahçe için geçtiğinde çok heyecanlanmıştım.hala sorarım kendime dzsudzsak mı stoch mu diye?

baldur dedi ki...

macaristan'ın deplasmanda finlandiya'yı yenmesi pek sürpriz değildi, daha 1 ay önce moldova'ya yenilmişti neticede finlandiya.

antti_sumiala dedi ki...

Antti Sumiala'yı da baya severim, başlığı görünce vaaaaaay dedim içimden =)

Yozgatta oynarken İstanbul'a geldikleri bir Beşiktaş maçı öncesi evimin yakınlarında idman yapmışlardı, anttiiii, anttiiiii diye bağırmışlığım bile vardır .. Zaten sonra internette nickname seçerken kendisini hatırlayıp ismini kullanmıştım.

Bu yazı sayesinde de kendisini tekrardan hatırlamış oldum ve bilmediğim bir maçını, anını öğrenmiş oldum.