"Kaleci olmanın en kötü yanı, hiçbir zaman o güzel formaları giyemezsiniz. Sarı, mavi, yaşil formalarla sahaya çıkarsınız ve dünya üzerindeki kimse sizin formanızı almak için sıraya girmez, sırf bu yüzden birkaç yıl daha devam edip kaleden çıksam mı diye düşünmedim değil"....
Çarşamba günü iş saatinin hemen ardından Amsterdam Arena Stadyumu'nda 55.000 kişi vardı Edwin van der Sar'ın veda maçı için. Önce Guus Hiddink yönetimindeki 1998 Dünya Kupası kadrosu, Louis van Gaal yönetimindeki 1995 Avrupa şampiyonu Ajax'a karşı sahadaydı. Rijkaard, Davids, Kanu, De Boer kardeşler, Overmars, Kluivert Ajax 95 tarafında, Bergkamp, Hesp, Witschge, Van Hooijdonk, Winter Hollanda 98 tarafında.
Ardından da içine Kuijt, Van Bronckhorst, Heitinga, Bergkamp yedirilmiş Manchester United temelindeki All Star takımına karşı gecenin tek gerçek takımı Ajax. Skor önemli değil elbet (her ne kadar geceyi kapatan Giggs-Bergkamp-Rooney şovu bizi coştursa da). Maç öncesi Sir Alex'le röportaj yapıldığında efsane "Edwin'i Schmeichel futbolu bıraktığında almalıydık, yine de kariyerini bizimle kapattığı için mutluyum" derken, Bobby Charlton, "belki de Manchester United tarihinin en iyi kalecisi" dedi onun için.
Edwin van der Sar başka bir adamdı. Zaten başka kim jübile maçından önceki gün, maçta hazır olayım diye antrenmana çıkar ki (Ajax'la dün antrenmandaydı). Varsa da helal olsun ona da. Hollandalı dev (yine maç sonrası kendisi için yayınlanan belgeselden alıntılarsak) hep konsantre, hep ciddi, hep çalışkan ve hep işine saygılıydı. Juventus'tan Fulham'a gittiğinde kariyerinin en rahat yıllarını geçirdi. Kendisinin de söylediği gibi ortada ne lig ne Avrupa şampiyonluğu baskısı vardı ve ailesine daha fazla zaman ayırabiliyordu. Bir başkası onun dünya futbolunun en üstteki birkaç takımından birine geldiği yaşta jübile maçını yapardı. 35 yaşında Manchester United'a geldi. 13 yıl önce çıktığı dünyanın zirvesine bir daha çıktı. Kimilerine göre dünyanın en iyisiydi, ilk 5 içerisinde yer aldığı konusunda da herkes hemfikirdi ve yine herkes onun istese birkaç yıl daha kalede durabileceğini biliyordu. O ise "artık geldiğim yerde tek bir gidiş yolu kalmıştı, o da aşağı doğru, o yüzden bırakmak lazımdı" diyor.
NOS televizyonunda yorumculukla futbolun içinde kalacak. Tabii futbolu artık bırakmasında, hastalığını yeni atlatan eşi ve çocuklarına zaman ayırma isteği de var. Kariyerinin son kurtarışını maç sonunda oğlunun attığı penaltıyı kurtararak yaptı ve köşesine çekildi. Bizim alacağımız dersler iş ahlakı olan bir adamın neler yapabileceği ve bir vedanın nasıl olması gerektiği. Cuma günü Scholes veda edecek bu sefer. Biletlerin tümü satıldı. 60 bin kişi Old Trafford'da bayrak adamlarından birini uğurlarken, (biletlerin çoktan bitmesinin bir başka sebebi olarak) Eric "The King" Düşler Tiyatrosu'na dönüyor. Kaçırmamak lazım. Yarınki BirGün yazısı ile ısınabilirsiniz.
6 yorum:
Schmeichel kadar olmasa da, gordugum en iyi kalecilerden birisiydi; yolu acik olsun..
Ayrica, Overmars yine formunda gozukuyor :)
o değilde transfer sezonun başında van der sarr galatasaraya geliyor diye bir gazete haber yapmıştı. yuhhh demiştim insan biraz futbol gündemini takip eder inandırıcı sallar. Van Der Sarr ın sezon sonunda futbolu bırakacağı ta sezonun ortasında falan belliydi.
"Kaleci olmanın en kötü yanı, hiçbir zaman o güzel formaları giyemezsiniz.", o da senin ezikliğin olmuş be edwinciim... şahsen ben ve yakın bir arkadaşım volkan demirel forması sahibiyiz. arkasında adı yazmasa da. ki hiçbir formanın arkasına başkasının adını yazdırmam, önemli olan armadır kimin giydiği değil. Demekki neymiş, dünyanın en iyi kalecilerinden biri olsan da insanın içinde bir eziklik oluyor.....
Van der Sar'ın geldiği kasaba Voorhout'a Hollanda'da Ezikköy derler zaten
Vardır elbet bu adamın da formasını alan da kimse sıraya girmez demiş ki doğrudur da. Üstüne gitmeyin adamcağızın :)
insan değilsin insane
Yorum Gönder