2 Ekim 2011 Pazar

SOUND OF NOISE

























Bloga daha önce yazdığımız Låt den rätte komma in, İsveç sinemasından son yıllarda çıkmış en iyi filmlerden birisi ve modern sinemanın gördüğü en iyi gerilimlerdendi. Öyle ki vampir filmlerinden hiç hazzetmeyen beni bile ekrana kitlemişti. Hollywood da boş durmadı tabii, gitti filmi alıp "Let Me In" diye Hollywood versiyonunu çekti. İsveç bir filmle daha karşımızda. Türkiye'de festivallere uğrayan Ola Simonsson yönetimindeki "Sound of Noise"...Bu sefer rahat alın film zaman zaman öyle absürdlüklere vardırıyor ki işi Hollywood'un bile uyarlayacağını sanmıyorum. Spoiler'a gerek yok, kısaca tüm ailesi bir köşesinden müzisyenliğe bulaşmış, erkek kardeşi çok ünlü bir orkestra şefi olan ama kendisi bazı tonları duymayan ve artık çevreden de sürekli kardeşiyle hikaye duymaktan bıkan, müzikten nefret eden (evet cidden müziği sevmeyen) Amadeus isimli bir polis ve yakalamaya çalıştığı acaip çete arasında geçen kovalamaca hakkında. Ancak çetenin Malmö kentini birbirine katmakta kullandığı yöntem, silahlar, bombalar veya başka eylemler değil. Alışılmadık nesnelerle müzik yaratmak.

Bir filmi güzel yapan her türlü öğe var Sound of Noise'de. Yavaş başlayan ve birbirinden kopuk duran olayları anlatan bir hikaye. Bu hikayelerin yavaş yavaş birleştiği bir kurgu ve enfes bir final. Ben müzikte alternatif denemeleri ve deneysel tatları sevenlerin filme bayılacağını düşünüyorum. Tabii doğal olarak enfes bir soundtrack ve bizzat başrol oyuncusu Sanna Persson tarafından seslendirilmiş harika bir kapanış parçası var. Electric Love. Aşağıya aldım. Filmi izlemeyeni tutup kolundan götürün...


Hiç yorum yok: