31 Mart 2009 Salı

LAT DEN RATTE KOMMA IN

























Öncelikle belirteyim vampir temalı filmlerin en kralı gelse bile pek umurumda olmaz. Yıllardır bu motif kullanılır durulur ama ne zevk alırlar pek anlamam. Sinema ekranında kan görmekten pek hoşlanmayan bir insanım. Belirteyim bunun kaldıramamakla alakası yok, zira kan görmekle bir problemim yok sinema ekranında görmekle ilgili bir problemim var. "Vampir filmi" deyince aklıma anında bir karakterin diğerinin boynuna diş geçirip kanını emdiği sahne geliyor ki hemen herkesin aklına gelen de budur. Bu sahnenin, bu temel en klişe öğenin çekiciliği nedir çözmüş değilim.Vampir temalı tüm filmlerin üstüne gerilim, drama veya komedi sosunu ekleyince film eciş bücüş bir şeye bürünüyor. Dolayısıyla bu türün en şaşaalı örneklerinden bile hazetmem. Interview With The Vampire, Bram Stoker's Dracula gibi. Diline ustura süren tipler, her vampir filminde görülen cinselik kokan, ortaçağvari yataklarda, tül perdelerin arasında geçen sahneler, güzel ama dişini gösterince ölümcül olduğu anlaşılan kızlar, kazık çakma, sarımsak şu bu...Hiç mi çekici gelen bir tek öğesi olmaz bu türün...Bana çekici geleni yok işte, ne yapayım. Hayır izlerken gerilmiyorum da, o yüzden "korku" duygusunu tetikleyen bir havaları da yok.

Neyse ki İsveç'ten gelen bir örnek beni son derece mutlu etti. İçinde vampir öğesini bulunduran benim gördüğüm en sağlam film "Låt den rätte komma in". Filmin adı İngilizceye "Let The Right One In" olarak çevrilebilir. Türkçe'ye çevrildiğinde "Doğru Kişiyi İçeri Al" gibi abuk bir isim karşımıza çıkıyor ki Türkiye'de bu isimle festivalde yer almadı. E peki nasıl aldı? "Gir kanıma"..Bu kadar güzel bir filmi böyle rezalet bir isme mahkum eden film dağıtım şirketine sevgilerimi yolluyorum elbet. Gir Kanıma deyince benim aklıma Harun Kolçak geliyor yahu, iyi ki bu rezaleti filmi izledikten sonra öğrenmişim yoksa film boyunca gözümün önüne turuncu saç ve bıyıklı bi adam gelecekti. Neyse Låt den rätte komma in, Stockholm'daki evinin yan dairesine taşınan aynı yaştaki Eli'ye aşık olan Oskar'ın hikayesi anlatıyor. Şimdi bir kere bu filmi yukarıdaki sevmediğim örneklerden ayıran şu. Vampir ana temasının üzerine eklenmiş bir dramatik hikaye söz konusu değil, aşk ve gerilim öğelerini oluşturan ana metnin üzerine eklenmiş bir vampir hikayesi var. Bu nedenle de filmde yukarıda saydığım çekici olmayan öğeleri görmüyorsunuz. Örneğin filmde aşırıya kaçılmış hiçbir sahne yok neredeyse (hastane odasında geçen 2 sahneyi saymazsak). Tabi belirtmek lazım oldukça ağır tempolu ve temkinli bir film. Bunda çekimlerin tamamının karla kaplı mekanlarda olması ve karakterlerin çiziminin de büyük etkisi var. Hatta bu filmi sinemada izleseydim The Others'ı izlediğim andaki gibi etkisinin daha da fazla olacağını biliyorum. Filmin içinde sizin gözünüze "bunları çözmenin lazım" diye sokulmayan birkaç bulmaca var ki bunların çzöümü filmin son 15 dakikasında ortaya çıkıyor ve orada hafif bir "twist" de var. 2 çocuk oyuncu da olağan üstü performanslar sergiliyorlar ama Eli'yi canlandıran Lina Leandersson'u ayrıca övmek lazım.

Film IMDB tüm zamanlar Top 250 listesinde şu anda 191. sırada. Hollywood böyle filmi es geçer mi geçmedi tabi. Lost'un yapımcısı J.J. Abrams projeye el attı. Hollywood bir nadide eseri daha re-make ile yerin dibine batıracak böylece. Eli rolü için Dakota Fanning'in adı geçiyormuş. Bir ara Lina Leandersson'un Hollywood versiyonunda da Eli rolünü üstleneceği söyleniyordu ama Hollywood yapımcıları daha şeker, daha ailemizin kızı bir tip olsun istiyorlar sanırım. Bu nedenle senaryoda da oynama yapacaklar tahminen. Senaryosu daha zayıf, şok verme amacı olan üstünkörü gerilim patlaması sahnelerin olduğu, bol özel efektli bir versiyona hazır olun.

10 yorum:

çubuk makarna dedi ki...

ben beğenmedim. hatta abartıldığını düşünüyorum. çok çok ağır ilerliyo bu film. korku filmi, vampir filmi, gerilim varmış, 191.ymiş diye sinemaya giderseniz aradığınızı bulamayacaksınız. avrupa sineması temposuzluğuna alışık olamayanlara pek uygun değil. ben uyarımı yapayım da :)
ama kız iyi oynamış.

Olympian dedi ki...

kız değil o.

AbSurDMaN dedi ki...

J.J. Okocha senaryo üstüne birkaç bulmaca daha ekler, rahat duramaz :)

Flying Dutchman dedi ki...

olympian spoiler verdin izleyiciyi bitirdin....

vampirlere gelesin...:))

varol döken dedi ki...

bence asıl spoilerı sen vermişsin be hollandalı, sen spoiler demesen kimse bu ucu açık cümleden bir şey anlamazdı ki, şimdi filmi kız bu muydu yok lan buydu, bu kıza benzemiyor kesin bu diyerek izleyecek millet...

ama oh olsun sana, seinfeld'in intikamı acı olacak bekle daha dur sen:)

Olympian dedi ki...

friends e sallarken dusunecektin sen bunlari dutchman efendi : )

diger taraftan bu filmin olayi, anlatilan hikayenin cok otesinde. inanilmaz bir dunya tasviri ciziyor. ben de olmustum seyrederken. arkadaslarin cogu uyudu, o ayri. dikkat etmek lazim, ters zamanda uyutabilir. dogru psikoloji sart.

roland deschain of gilead dedi ki...

"Interview With The Vampire, Bram Stoker's Dracula gibi. Diline ustura süren tipler, her vampir filminde görülen cinselik kokan, ortaçağvari yataklarda, tül perdelerin arasında geçen sahneler, güzel ama dişini gösterince ölümcül olduğu anlaşılan kızlar, kazık çakma, sarımsak şu bu...Hiç mi çekici gelen bir tek öğesi olmaz bu türün"


şu tiradı okuyunca vampir filmlerini ne kadar özlediğimi hatırladım...eve gidip hemen önce Dracula sonrs Interview with a Vampire sonra da Queen of the Damned i izleyeyim...

varol döken dedi ki...

vampir filmi ben de sevmem de dizisi diyince angel ı tek geçerim... o saçlarımı fönler, kazığı çakarım ama bunu yaparken tırnaklarımdaki ojeye dikkat ederim tırtlığındaki buffy den çok daha karanlık ve güzel bir dizidir angel aynı ekipten hatta buffy nin içinden çıksa da... tabi 3. sezondan sonra koyverdi ya olsun benim favori dizimdir...

hah şimdi bunu okudun mu dutchman efendi, al bunları yan yana koy, en iyi aksiyon dizisini sor, sonra vampir avcısı yampirik zibidiler bassın postu, bassın bafiyi bassın bafiyi benim angel ım da bilimsel yorumlarım da heba olsun...

yap bunu istiyorum!

:)

alchoburn dedi ki...

kaçırmamam lazım. kişisel notumu aldım.

okumayı küçük vampir serisiyle söküp çocuk yaştan bir meraka gark olduğumdan dolayı binbir teşekkür ederim efendim şu film tavsiyesi için.

CaRtMaNtR dedi ki...

İnterview with the vampire yada Bram Stoker's Dracula sağlam sayılabilecek filmleridr bunun haricinde vampir filmi sevip aksiyonada doymak isteyenler Blade, Blade 2, 30 days of night, Underworld ve Van Helsing türevleri filmleri izleyebilir.

Farklı bir vampir teması görmek isteyene Gece Nöbeti ve Gündüz Nöbeti filmini şiddetle tavsiye ederim.

Bide yerim ulan vampirini diyenlerede From Dusk The Till Dawn izleyin ve "everybody be cool" diyin derim :D

Şunlara baktımda amma vampir filmi izlemişim :D