10 Temmuz 2013 Çarşamba

BİRA GEÇİDİ vol.15: AYINGER & KÖNIG LUDWIG


























Yıllar boyu Dünya Kupası Avrupa Şampiyonası zamanlarında çıkan Türk gazetelerinde böyle bilindi Almanlar: Panzerler...olmadı Biracılar...Panzer benim için moern Alman futbolculara uyan bir lakap değildir, hoş biracılar da futbol sahasındaki halleriyle pek uyuşmuyor. Eskiden bir Bierhoff, bir Reuter, bir Brehme, bir Matthaus'a baktığınızda hakikaten "panzer" havası alırdınız ama şimdi Lahm'ın, Mesut'un, Khedira'nın, Götze'nin neresinde panzerlik var? Dolayısıyla bu arkadaşların 2 lakabının da boşa çıktığını düşünüyorum. Zaten Almanların kendi milli takımlarının lakabı da "Nationalmannschaft" idir, tercümesi de çok basit "Ulusal Takım". Ama işte Alman spikerlerin o kalın sesleriyle bu lafı duyup ardından bir de sponsor "Krombahaaaa" markasını duyduğunuzda moda giriyorsunuz. Belki milli takımla uyuşmuyor ama Almanya biranın, daha doğrusu "alabildiğine tüket" türü biranın cennetidir. Almanlar Belçikalılar gibi "dur kirazlı bira yapalım", "şunun çileklisi de iyidir", "lente bok lazım lente bok" gibi aroma maceralarına girmezler, (ha böyle söylüyorum yanlış anlamayın bence dünyanın bira cenneti, hele hele benim gibi "beer tasting" yolunda giden bir guru iseniz Belçika'dır) lageri çakarlar çıkarlar. Biralarında çok fazla oynamalar yoktur. Ama ufak farklılıklarla klasik bira içimi tarzında ekol olmuşlardır.






































Bugün pek tarzım olmayan "Beyaz Bira" sınıfından 2 bira ile karşınızdayım. Hollanda'nın en büyük süpermarket zinciri Albert Heijn'ın en önemli özelliklerinden birisi her marketinde farklı biraların görülebilmesidir. Bir şehirde örneğin 5 tane şubesi varsa, klasik Hollanda biraları dışındaki ithal biralar dükkandan dükkana farklılık gösterir. Ayinger ve König Ludwig de benim Hollanda'da satışına ilk kez geçen hafta rastladığım şubeden.

Aying, Bavyera eyaletinde, Münih'e 5 kilometre uzaklıkta bir kasaba. Nüfusu 5 bin civarında ve kasabanın adını alan Ayinger birası da en büyük geçim kaynakları. 1877'de kurulmuşlar. Beyaz biraların en önemli özelliği şudur, şişede değil bardakta içilmelidir. Zira bardağa doldurulduğunda beyaz köpüğün hemen altında kalan o kütlenin renginin yukarıdan aşağıya doğru giderek açıldığı görülür. Aroma ve karonbidoksit köpüğün hemen altına toplanmıştır ve bunu şişede içerek anlayamazsınız. Ayinger ve König Ludwig'in güzel bir yanı da standart boyutunun yarım litrelik şişe olması. König Ludwig'in çıkış yeri ise, Aying'e 50 km uzaklıkta, yine Bavyera'da bulunan Fürstenfeldbruck. Kente bulunan Coca Cola şişeleme fabrikası da ekonomiyi gazlıyor. 2 biranın da ortak bir özelliği var, ilk tatları beyaz biraların genelinde olduğu gibi rahatlatıcı iken, boğazdan aşağıya indiğinde keskin aromalarnı hissettiriyorlar. Ayinger'in cafcaflı ambalajlar yerine, Bob Ross tablolarından fırlamış kasaba görüntülü ambalajı ile de kalbimi çaldığını söylemem lazım. İlla 2'si arasında bir seçim yapmam gerekirse Ayinger derim, ama bir yerde rastlarsanız hiç tereddüt etmeyin. Almanların lokomotif biraları Veltins, Bitburger, Krombacher, Oettinger gibi ürünlerden bıkanlar için güzel alternatif.

Ayinger

Alkol oranı: % 5,2
Tür: Lager Beyaz Bira
 Ülke: Almanya
Standart Ambalaj: Şişe (50 cl),
FD'nin Notu: 4,0

König Ludwig

Alkol oranı: % 5,1
Tür: Lager Beyaz Bira
Ülke: Almanya
Standart Ambalaj: Şişe (50 cl)
FD'nin Notu: 3,7

Bira Geçidi

2 yorum:

varol döken dedi ki...

sapporo ne la?

varol döken dedi ki...

okuyucuya bir teşekkürü çok gören blog. boğul lan hatalarında zaten bugün de taxi şöförü yazmışın ahahdakdakdkak:)

flying daçmın buluşması yok mu bu sene? gel de ayarlayalım bir tane özledim.