Oliver Kahn, Michael Wittwer, Slaven Bilic, Dirk Schuster, Rainer Schütterle, Eberhard Carl, Wolfgang Rolff, Manfred Bender, Valery Shmarov, Edgar Schmitt, Sergei Kiriakov...
Bu kadro 2 Kasım 1993 tarihinde Almanya'nın güneybatısında yer alan Karlsruhe'deki Wildparkstadion'a çıktığında bir tarihi yazmanın eşiğindeydi. Başında Winfred Schäfer'in olduğu takım, UEFA Kupası ikinci turu rövanş maçında Valencia'yı konuk ediyordu. Evet ilk turda Aad de Mos'un çalıştırdığı PSV'yi geçmeyi başarmışlardı ama, İspanyol ekibine karşı ilk maçı Mestalla'da (o zamanki adıyla Estadio Luis Casanova'da) 3-1 kaybetmişlerdi. Ljuboslav Penev, Predrag Mijatovic, Miodrag Beloledici, Camarasa, Pizzi gibi önemli isimleri olan takımın başında, Guus Hiddink bulunuyordu. Tabii yine hikayeyi başa saralım.
1950 yılında, Almanya'nın batısındaki Mayen kentinde doğan Winfred Schäfer kariyerine de doğduğu kentin takımı TuS Mayen'de başlamış ve 18 yaşında Borussia Monchengladbach'a transfer olmuştu. TuS Mayen bugün Almanya futbolunun 5. kademesi olan Oberliga Südwest'te mücadele ediyor. Genç Schäfer 20 yaşında Borussia Monchengladbach ile Bundesliga şampiyonluğu yaşadı. O sezon 26 maçta oynamış ve 5 golün altına imza koymuştu. Ligin yeni takımı Kickers Offenbach onu transfer etti. O yıllarda federasyon kupası finalleri yazın sonunda oynanıyordu ve Kickers Offenbach Schäfer'in de sahada olduğu maçta, finalde Köln'ü mağlup edip şampiyon oldu. Böylece genç oyuncu 2 ay içinde önce Bundesliga sonra da DKB Pokal şampiyonluğu yaşadı. 1970-71 sezonunda küme düştüler. ancak hemen sonra lige dönmeyi başardılar, Schäfer toplam 5 sezon kaldı Offenbach'da. 1975 yılında yine batıdaki bir kente Karlsruhe'ye gitti. Yıllar sonra teknik adam olarak tarihi yazacağı bu takımda 2 sezon oynadı ama işler iyi gitmedi zira takım önce 15. oldu, sonra da küme düştü. 27 yaşında profesyonel futbola başladığı yere döndü o da. Monchengladbach'a. 8 sene futbol oynayarak kariyeri sonlandırdı ve bu dönemde 2 kez UEFA Kupası finalini gördü. Önce, 1979'da Udo Lattek yönetiminde Berti Vogts'lu kadro ile Kızılyıldız'ı geçip şampiyon oldular, sonra da 1980'de Jupp Heynckes yönetiminde, 19 yaşındaki Lotthar Matthäus'un olduğu kadroyla, Werner Lorant'ın da forma giydiği finalde Eintracht Frankfurt'a finalde kaybettiler. Bu dönem M'Gladbach'ın Almanya'da fırtına gibi estiği son dönemlerdi.
Schäfer, 1985'te, 35 yaşındayken kariyeri sonlandırdı. Hiçbir zaman Alman milli takımı formasını giyememişti. Kariyerinin son yılarında Monchengladbach'ın 2. takımını da çalıştırmıştı. Ardından scout olarak göreve başladı. 36 yaşına geldiğinde tek adam olmanın zamanı geldiğini anlamıştı. İkinci lige düştüğünde futbolcu olarak forma giydiği ve ayrıldığı şehir Karlsruhe birkaç kez asansör takım misali Bundesliga'ya gelip gitmişti ama 1980'deki lig 10. luğu dışında esamesi okunmamıştı. Son olarak 1984-85'te de Bundesliga'dan düşmüşlerdi. 1985-86'da Lothar Buchmann yönetiminde 2.Bundesliga'da 7. oldular ve temmuz ayında Schäfer görevi devraldı. 12 yıl sonra takımdan ayrıldığında arkasında bir efsane bırakmış olacaktı.
1986-87 sezonunda, Alman hoca siftahı yükselme ile yaptı. Aslında ironik olarak, takımın başında çıktığı ilk maçın skoruna bakılırsa, 12 yıl sonra geleceği yeri tahmin etmek imkansızdı. Ligin ilk haftasında Hannover 96'dan 8 gol yemişlerdi. Ancak sezon bittiğinde, rakibinden 8 yiyen bir takımdan, rakiplerine 6 atan bir takıma dönüşmüşlerdi. Hannover 96'nın ardından, St. Pauli'nin önünde ligi 2. bitirip tekrar ülke futbolunun en üst kademesine döndüler. Bugün kulübün 2. başkanı olan Rainer Schütterle, 18 golle takımın en çok gol atan oyuncusuydu. Daha sonra uzun süre takımın formasını giyecek olanYugoslav Srećko Bogdan, vatandaşı Sırp asıllı Milorad Pilipović ve 1980'de Eintracht Frankfurt, Monchengladbach'ı mağlup ederken sahada Schäfer'in rakibi olan Wolfgang Trapp takımın önemli oyuncularıydı.
İlk sezon onlar için çok zor geçti. Ancak ligde kalabildiler. Ancak bir sonraki sezon Michael Harforth, Emanuel Günther gibi oyuncuların da kaliteli oyunuyla 11.liğe tırmandılar. Bu dönemde, takımı 1973-77 yılları arasında da çalıştıran Carl-Heinz Rühl'ün Genel Menajer olarak görev yapmasının da payı büyüktür. Schäfer bu dönemde takıma bir dolu önemli genç oyuncu kazandırmıştır. Şehrin yerlisi olan ve 6 yaşından beri altyapıda forma giyen 18 yaşındaki, gelecek vaad eden kaleci Oliver Kahn yavaş yavaş Alexander Famulla'nın yerini zorlamaya başlamıştı. Yine Karlsruhe sokaklarında top koştururken kulübün kapısından giren Mehmet Yüksel, nam-ı diğer Mehmet Scholl, 18 yaşındaki Michael Sternkopf, 16 yaşında altyapıya iren Jens Nowotny bu dönemde Schäfer'in Alman futboluna kazandırdığı en önemli yeteneklerdi.
1989-90 yılında lig 10.su, bir sonraki sezon da 13. oldular. Bu dönem bir geçiş dönemiydi, maddi sıkıntılar sebebiyle genç yetenekler A takıma adapta olmaya başlamış ve takım 60'lardan beri Bundesliga'da ilk kez 4 sezon kalmayı başarmıştı. Oliver Kahn 1990'da kaleyi kaptı. Mehmet Scholl ilk 11'in değişmez oyuncularından olmaya başladı, Spartak Moskova'da şampiyonluklar yaşamış Valeri Shmarov transfer edildi. 1991-92'de ligi 8. bitirerek kulübün Bundesliga tarihindeki en iyi derecesini elde ettiler. Jens Nowotny bu sezonun sonuna doğru ilk 11'e girdi ve bir daha da çıkmadı. Bu performansın yan etkisi, sezon sonu Mehmet Scholl'un Bayern Munich'e transfer olmasıydı. Ancak takım, Burkhard Reich, Dirk Schuster, Hamburg ve Bayer Leverkusen'le Avrupa kupaları kazanmış, 1986 Dünya Kupası'nda Batı Almanya forması giymiş Wolfgang Rolff gibi isimleri bünyesinde bulunduruyordu. Dynamo Moskova'dan Sergei Kiriakov ve Manfred Bender takıma katıldı. Scholl'un ayrılışına rağmen izleyen sezon kendilerini aştılar. Takım 1992-93 sezonunda ligi 6. bitirdi. Özellikle 23 Mayıs 1992 günü, Wildparkstadion'da şampiyonluk adayı Bayern Munich'i 4-2 mağlup etmeleri Bavyera devini şampiyonluktan etti. Takım UEFA Kupası'na katılma hakkı elde etmişti.
1993-94 sezonu, Karlsruhe kentinde halen "Das Wunder von Wildparkstadion" bilinir. Schäfer, 7 sene önce 2. ligdeki takımı Avrupa kupalarına taşımanın bilinciyle takımı güçlendirir zira artık 3 kulvarda mücadele edeceklerdir. Heiko Bonan, Eintracht Frankfurt'tan Edgar Scmitt ve Hajduk Split'in 25 yaşındaki defans oyuncusu Slaven Bilić, o zamanın değeriyle 750 bin pounda transfer edilir. Bilić daha sonra takım kaptanlığına yükselecek ve Bundesliga tarihinin ilk yabancı takım kaptanı olma unvanına erişecektir.
Sezon onlar için 2-1'lik Borussia Dortmund mağlubiyeti ile başlar. 14 Eylülde Wildparkstadion'da UEFA Kupası'nın ilk turunda PSV'yi konuk ederler. Edgar Schmitt ve Sergei Kriaikov'un gollerine Gheorghe Popescu penaltıyla cevap verir ve maçı 2-1 kazanırlar. 4 gün sonra Werder Bremen onları 3-0 mağlup eder ligde. 28 Eylül'de Philips Stadion'da golsüz beraberlik onları 2. tura yükseltir. 2. turda rakipleri kupanın favorilerinden Valencia'dır.
20 Ekim 1993'te Valencia'da oynanacak maç öncesi Karlsruher ligde toparlanır. 30 bin kişinin izlediği maçta Predrag Mijatovic ve Luboslav Penev'in golleri, Hiddink'in takımına galibiyeti getirir. Schafer ve öğrencilerinin umudu ise Shmitt'in 80. dakikada attığı goldür. Takım 30 ekimde, yani rövanş maçından 3 gün önce, ligi sonuncu bitirecek olan Leipzig'e 1-0 mağlup olur. Şartlar tamamen onların aleyhinedir. Valencia yıldızlarla dolu kadrosuyla ve Avrupa şampiyonu hocasıyla Almanya'ya gelir.
2 Kasım 2011'de bugün Das Wunder von Wildpark olarak bilinen maçı anlatmak için kelimeler yetmeyebilir. O gün stadyumda resmi olmayan rakamlarla 40 bin kişi olduğu söylenir. O yüzden siz aşağıdaki videoyu izlerken biz maçın gelişimini verelim.
Maçın 29. dakikasında Edgar Schmitt, Mafred Bender'in soldan ortaladığı topa ön direk koşusuyla ayağını koyar ve takımını 1-0 öne geçirir. 5 dakika geçer, Eberhard Carl orta sahada aldığı topla sağ kanata akar ve oradan ortaya keser. Schmitt yine Valencia defansından önce davranarak mükemmel bir tek vuruş yapar. 2-0. Dakika 37. Wildparkstadion'da artık yıkım anı. Shmarov topu orta sahada önünde bulur ve şutlar. Top sağ kanata açılır, kaleci Jose Manuel Sempere hatalı biçimde kalesini terkeder, ceza sahası yan çizgisi üzerinde atak yapan Rainer Schütterle, çok ince bir aşırtmayla topu Valencia kalesine indirir. 3-0. Devre bittiğinde Valencia'nın Almanya seyahati bir kabusa dönüşmüştür.
Hiddink ikinci yarı oyuncularını maçı çevirecek taktikle sahaya gönderir ama daha 46. dakikada, kazanılan korner sonrası Valencia ceza alanı içindeki karambolde top uzaklaştırılır. 3. golde şansını deneyen ve Schütterle'nin golünü yaratan şutu atan Shmarov bu sefer kaleyi mermi gibi görür. 4-0...15 dakika sonrası gecenin adamınındır. 30 yaşındaki Scmitt, Bender'in soldan kestiği ortaya bu sefer uzak direkte kafayı vurur. 4 dakika sonra, Shmarov'un ara pası, Schmitt...1 tane daha...6-0. Alman spiker artık her vurduğu kaleye giren Schmitt için "Unglaublich" ifadesine başvurur. Valencia'nın ipi çoktan çekilmiştir. 90. dakikada Slaven Bilic kornerde ileri çıkar ve perdeyi kapatır...7-0...O kasım gecesi Karlsruher kulübünün tarihinde zirveye çıktığı andır. Maç bittiğinde Alman spiker bir Türk spiker gibidir "Teşekkürler Karlsruher"....
Karlsruher 3. turda Bordeaux önündedir. 23 kasımdaki maç öncesi Wattenscheid'ı 2-0 mağlup edip devre arasına 10. sırada girerler. Ahmet Çakar'ın yönettiği, Bordeaux'daki maçı ev sahibi Zinedine Zidane'ın golü ile 1-0 kazanır. 7 Aralıkta Wildparkstadion yine tıka basa doludur ve gün yine Edgar Scmitt'in günüdür. 16. dakikada açar Alman oyuncu. 65'te Kiriakov 2. golü atar, Lizarazu, Dugarry, Zidane gibi isimlerin bulunduğu Roland Courbis'in takımı 75'te Schmitt'in son sözü söylemesiyle teslim olur. Bir başka Avrupa devi çimlere gömülmüştür. UEFA Kupası'nda da kış arası verilir.
Mart 1994'te turnuvaya çeyrek finalle dönüldüğünde rakip Boavista'dır. Elenen rakiplere oranla görece daha kolay bir ekip olan Boavista ile deplasmanda 1-1 berabere kalınır, rövanştan 3 gün önce ilk yarıdaki Werder Bremen maçının intikamı deplasmandaki 2-0'lık galibiyetle alınır ve Boavista 1-0 mağlup edilerek yarı final vizesi alınır. Bu Karlsruher kalibresindeki bir takım için muazzam bir başarıdır.
30 Mart 1994. Rakip Otto Baric'in çalıştırdığı Austria Salzburg. Salzburg takımı, Karlsruher'e oranla daha zayıf rakipleri elemiştir ama (sırasıyla DAC Dunajska, Antwerp, Sporting ve Eintracht Frakfurt) yine de yarı finale gelmeleri büyük bir başarıdır. Viyana'nın Ernst Happel Stadyumu'nda oynanan ilk maç 0-0 biter. Rövanş. 12 nisan. Peri masalının sona erdiği an. Hermann Stadler Salzburg'u 1-0 öne geçirir ilk yarıda. 64'te Rainer Krieg durumu 1-1'e getirir ama Otto Konrad başka gole izin vermez. Schäfer'in öğrencileri Bundesliga'nın kalan haftalarında gaza basar ve ligi 6. bitirirler. Austria Salzburg UEFA Kupası finalinde Inter'e her 2 maçta da 1-0 mağlup olarak kupayı İtalyan temsilcisine teslim eder. Kupa sonunda, Dennis Bergkamp 8 gol atmıştır ama onunla krallık unvanını paylaşan bir adam daha vardır. 31 yaşına girmiş olan Edgar Schmitt. O sezon, Schmitt'in kariyerinin zirve noktasıdır. Oliver Kahn da o sezon sonu Bayern Munich'e transfer olur.
1992-97 yılları arası, 6 sezon boyunca Karlsruher ligi hiçbir zaman ilk 10 dışında bitirmemiştir. 1994-95'te 8., 1995-96'7., 1996-97'de 6.lık gelir. Takım 1996-97 sezonunda UEFA Kupası'nda Roma'yı saf dışı bırakır ama Brondby'e elenir. Hem de ilk maçı deplasmanda 3-1 kazanmalarına rağmen, kendi evlerinde 5-0 mağlup olarak. İzleyen sene aynı kupada Spartak Moskova onları durdurur. Takım 1997-98 sezonuna da iyi başlar. 2 galibiyet ve 1 beraberlik alırlar. Ama 4. haftada alınan 6-1'lik Bayer Leverkusen mağlubiyeti sonun başlangıcıdır. Devre arasında 12. sıradadırlar ama sezonun bitmesine 2 hafta kala 15.liğe kadar düşerler. Schäfer, mart ayında, 12 yıllık saltanatını bitirerek kovulur. Takım ligin son maçında Hansa Rostock deplasmanına kendilerine yetecek bir beraberlik için gider. Thomas Häßler'in 2 golü onlara yetmez. 4-2 mağlup olurlar ve M'gladbach deplasmanda Wolfsburg'u 2-0 mağlup edince küme düşerler.
O günden beri takım Bundesliga'da sadece 2 sezon oynayabildi. 2007-08 ve 2008-09 sezonları. Edmund Becker 2005-09 arası görevde 4 yıl kalarak, Schäfer'in ardından en uzun süre görevde kalan hoca oldu. Becker, Schäfer döneminde 2. takımı yönetiyordu. Takım şu an 2. ligde ve, dahası geçen sezon düştükleri 3.ligi şampiyon bitirerek geri dönmeyi başardılar. Bu sezon 7 maç sonrası 9. sıradalar.
Winfred Schäfer, Karlsruher sonrası sadece 2002 yılında Kamerun ile Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğu yaşayarak başarıyı tadabildi. 2006'da Al-Ahli ile kazandığı Birleşik Arap Emirlikleri şampiyonluğunu saymazsak tabii. Bugün 63 yaşında ve Jamaika milli takımının başında.
1 yorum:
bilgiler bir ansiklopedi tadındaydı, teşekkürler
Yorum Gönder