19 Mart 2014 Çarşamba

KSK BEVEREN, FLAMAN BLOKU VE FİLDİŞİ HANEDANI


























Belçika'nın kuzeyinde, Antwerp'e 20, Hollanda'nın güneyindeki Roosendaal eyaletine 40 dakika uzaklıkta, 47 bin nüfuslu bir kent Beveren. Çok fazla ilgi çeken turistik özellikleri olmayan ama şehre uğrayanların gözünden kaçmayan kukla üretimi ile en azından Belçikalılarca bilinen bir kent. 1953'teki Kuzey Denizi Seli'nde önemli maddi kayıplar veren kent mimarı anlamda yenilendi. Kentin futbol takımı ise 2. Dünya Savaşı'nın arifesinde, 1935 yılında kurulmuştu. 1949'da Belçika 3.Ligi'nde yükselip 10 yıl mücadele ettikten sonra 1960'da 4.Lige düştüler.1990'da Belçika milli takımının da başında olan Guy Thys'ın 1966'da takımın başına geçmesiyle 3.Lig'den Fuar Şehirleri Kupası'na giden yolculuk başladığında Beveren'in ilk altın jenerasyonu olarak kabul edilen oyuncuları da sahneye çıkmaya başladı.

1970'lerin sonları ve 80'lerin başları ise takımın 2. ve bugüne kadarki son altın jenerasyonunun eseriydi. 9 sene boyunca kulübe hizmet vermiş Belçikalıların simge isimlerinden Jean-Marie Pfaff'ın başını çektiği kadro 1 sezon önce 2.Lig'e düşmüş takımı 1972-73 sezonunun sonunda tekrar bulundukları yere döndürdüler. Birkaç sezon tablonun alt tarafında gezindikten sonra 1975-76 sezonunu lig 6.sı olarak bitirdiler. 1977-78 sezonunda gelen lig 5.liği ve kupa şampiyonluğu onların tarihindeki en iyi sezondu. Ama kendilerini geliştirmeleri için çok beklemeleri gerekmedi. 1979 yılında kulüp tarihinde ilk kez şampiyon oldular. Pfaff sezon boyunca sadece 24 gol yemişti ve Alman forvet Erwin Albert 28 golle kulüp tarihinin ilk gol kralı olmuştu. Sol açık Jean Janssens de Belçika'nın en iyi oyuncusu seçildi. Bu ödülü 1 sene önce Pfaff kazanmıştı. 1982 Dünya Kupası'nda Belçika milli takımına Pfaff, Van Moer, Baecke'den oluşan 3 kişilik bir kafile yolladılar 1983'te kupayı, Heysel'de Club Brugge önünde bir kez daha kazandılar. Ardından 1984'te 1 lig şampiyonluğu daha. 1985'teki kupa finalistliği, Beveren'in aşağı yukarı 10 yıl süren şaşaalı dönemin de sonuna getirdi.


























1977-85 arasında 2 kez lig şampiyonu olmuş, 4 kez kupada final oynamış bunlardan 2'sini kazanmış ve bir dolu yıldız futbolcu çıkarmışlardı. Bu arada 1978-79 Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda yarı finale kadar gelip (bu yolda Inter'i çeyrek finalde elemişlerdi), yarı finalde Barcelona'ya mağlup olmuşlardı. Bu dönemin mimarı, 1975-78 yılları arasında Beveren'i çalıştıran, daha sonra Trabzonspor'da da görev yapacak olan Urbain Braems'di (Paff'ı Trabzon'a da getiren kendisiydi) ve onun temellerini attığı yükseliş kulüp tarihine altın harflerle kazınmıştı. Onu, Robert Goatheals izledi, 1981'de Braems başladığı işi bitirmek için Beveren'e döndü ve 2.şampiyonlukta bizzat rol oynadı. Pfaff'ın 1982'de ayrılmasından sonra, yine Belçika'ya uzun yıllar hizmet edecek, 18 yaşındaki genç Filip de Wilde'i kaleye geçiren de oydu.

Beveren o tarihten sonra Belçika Ligi'nin sıra takımı haline geldi. 2 kez bir alt lige düşüp anında geri dönmeleri  ancak 1.Ligde de hiçbir varlık gösterememeleri onları sıkıcı bir takım haline getirdi. 2001-02 sezonunda 91 gol yiyerek lig sonuncusu oldu. Ancak Eendracht Alst ve Molenbeek federasyon tarafından 1.Lig lisansı alamayınca ligde kaldılar. Takımın durumu maddi olarak faciaydı. Onları kurtaran ise takımın 18. sırada olduğu sezonda başlarında olan eski Fransız futbolcu Jean-Marc Gouillou idi. Guillou, 1983-85 yılları arasında Cannes kulübünün başında iken yanına Arsene Wenger'i oturtan ve onun kariyerinde çok önemli rol oynayan bir isimdi. 1993 yılında Fildişi'nin en büyük kenti Abidjan'da kurduğu Académie de Sol Beni ile, ülkenin en başarılı takımı ASEC Mimosas'ın altyapısını oluşturuyordu. Guillou 1993-2000 yılları arasında bizzat Mimosas'ın teknik direktörlüğünü yapmıştı. 1998'de Afrika Şampiyonlar Ligi'ni kazanan takım, Konfederasyon Kupası sahibi Tunus'un Esperance takımı ile karşı karşıya geldi. Guillou bu maç öncesinde yaşlanan kadroyu değiştirmek için akademiden yararlandı ve sahaya yaş ortalaması 18 olan bir takımla çıktı. Kolo Toure, Didier Zokora, Gilles Yapi Yapo gibi oyuncuların yanında oyuna sonradan henüz 19 yaşındaki Arouna Dindane de girmişti. İşin ilginci bu maç öncesi Esperance başkanı Slim Chiboub, Guillou'nun bu hamlesini aşağışayıcı olarak görmüş ve "çoluk çocuğa karşı mı oynayacağız" demişti. O çoluk çocuk rakibini 3-1 mağlup ederek Afrika Süper Kupası'nı sahibi oldu.

























Guillou'nun bu 7 yıllık döneminin ardından Beveren dönemi başladı. Tabii kaynak Afrika'da yatıyordu. Ancak 2002 yılında takımın şans eseri ligde kalmasının ardından Guillou ve akademi yetkililerinin aralarındaki anlaşmazlık sebebi ile Fransız görevinden ayrıldı ve kendisine JMG Akademi adında yeni bir futbol okulu kurdu. Ancak Beveren ve ASEC Mimosas aralarındaki bağı koparmadılar. 2006 yılında anlaşma bozulana dek Boubacar Barry, Kolo Toure, Yaya Toure, Emmanuel Eboue, Gilles Yapi Yapo, Romaric, Arthur Boka, Gervinho gibi oyuncular Beveren'de çeşitli dönemlerde forma giydiler. Tabii bu oyunculardan bazılarını sonradan, Guillou'nun elinden tutup çıkardığı Arsene Wenger'in Arsenal'in de forma giymesi tesadüf değildi. Beveren adeta, bu futbolculari çin bir tür Avrupa'ya açılma aracıydı. 2001-06 arasında 2 kulüp arasında bir tür pilot takım fonksiyonu söz konusuydu. Hatta takım mali zorluklarla boğuşurken Arsenal kulübünün dolaylı yollardan kulübe 1,5 milyon paund aktarması BBC tarafından masaya yatırıldı. FA ve FIFA bu alışverişte bir sorun olmadığını açıkladılar.



























Fildişili futbolcuların ağırlığı o kadar fazlaydı ki bunu 2003-04 Belçika Kupası'nda görebilmek mümkün. Yarı finalde Anderlecht'i mağlup eden Beveren finalde Club Brugge karşısına dikildiğinde ilk 11'de tam 10 Fildişili oyuncu vardı ve 11. oyuncu da Arsenal'den alınan Letonyalı Igor Stepanovs'du. Oyuna sonradan giren 3 oyuncunun da 2'si Fildişili bir diğeri tanıdık bir isim, Björn Vleminckx'di. 4-2 kaybettiler ama bu fantastik kadro ile o günlerde çok fazla konuşuldular. Asıl ilginç olan ise Beveren kentinin o günlerdeki siyasi yapısıydı. 1978'de kurulmuş, aşırı sağcı, göçmen karşıtı militarist Flaman Bloku partisi 2000 yılında Antwerp'deki yerel seçimlerde oyların % 33'ünü toplamıştı. Beveren'de de çok güçlü durumdaki parti göçmen trafiğini sınırlamak, hatta durdurmak istiyor, göçmenleri Belçika'nın bütünlüğü için bir tehdit olarak görüyordu. Bu yüzden ırkçılık damgasını yediler birçok kez. İslam karşıtlığı da parti politikasında önemli bir yer tutuyordu. Parti 2004 yılında kapatılana kadar Avrupa'nın en güçlü aşırı sağcı partilerinden biriydi. Her 2 kişiden 1'i onlara oy veriyordu. İşte bu partinin en güçlü olduğu şehirlerden birisi olan Beveren'in futbol takımının kupa finalinde sahaya çıkardığı 14 kişiden 12'sinin Afrikalı olması, dahası bu maçtan 3 hafta sonraki yerel seçimlerde Antwerp bölgesinin en güçlü partisi haline gelmesi ironinin en çarpıcı olanlarından birisiydi.

2006 yılında ortaklığın bozulmasından sonra (ki Arsenal ile varolan alışveriş de o yıl sona erdi) Beveren hızlı bir düşüşe geçti.2006-07 sezonunda 18. oldular ve küme düştüler, 2009-10 sezonunda da 2.Ligde 18. olduklarında yolun sonuna gelmişlerdi. 2.ligde oynamak için lisans alamadılar. Belediye Başkanı Marc van de Vijver takımı RS Waasland ile birleştirmeye karar verdi. Waasland-Beveren adındaki kulüp 2010-11 sezonunda faaliyete başladı. 2011-12'de 2.ligde 2.sırayı alarak Belçika Pro Ligi'ne yükseldiler. Belçika Pro League'de mücadele ediyorlar. KSK Beveren ise kadın futbol takımının lisansını iptal etmedi ve onlar halen varlıklarını sürdürüyorlar. Guillou ise kurduğu JMG Akademisi'ni Mısır, Tayland, Vietnam gibi ülkelere taşıdı.

Tabii bu birleşmeye gönülleri razı olmayan taraftarlar, dünyada daha önce örnekleri görüldüğü üzere kendi aralarında tarihlerine sahip çıkmak için yola çıktılar ve 2011'de Yellow Blue Beveren isminde bir kulüp kurdular. Şu anda 8.ligde mücadele ediyorlar ve gidecekleri çok uzun bir yol var. Ama aynı renklere sahip AFC Wimbledon da yola böyle başlamamış mıydı?



2 yorum:

varol döken dedi ki...

bunları buraya yazıyorsun, hayatım futbol'a ne yazıyorsun? tekrar soruyorum kardeş sen ne zaman uyuyorsun?

Flying Dutchman dedi ki...

Üzerine bi de South Park oyununu bitiriyorum buna ne diyosun :)))

sana Sakıp ağanın ifadesiyle sesleniyorum

çaışmaaak, çalışmaaak, çalışmaaak