Olaylı bir hafta sonu geçirdik. Gündemimiz yine hakemler belirledi. Hatta kült program, bomba deposu Telegol’de bile o kadar çok hakem konuşuldu ki Serhat Ulueren bir ara “neden futbol konuşmuyoruz” diye isyan etti. Olayın mahiyeti sanırım anlaşılmıştır. Fenerbahçe Beşiktaş maçından sonra Beşiktaş kulübü önce ligden çekildiklerini, sonra PAF takımla çıkacaklarını sonra da taraftar gelmezse PAF takımla çıkacaklarını açıkladı. Bugün gazetelerde bir haber gözümüze ilişti. “İsmet Arzuman bırakırsa tam kadro çıkarız” diye. Başkaldırının da bir tutarlılığı olmalı. Zamanında Marsilya’nın kendi takım taraftarlarına uygulanan eşitsizlikler sebebi ile deplasmandaki PSG maçında genç takımla çıktığını hatırlıyoruz.
Galatasaray bir garip futbol oynamaya başladı. Gözle görülür başka bir şey var. Feldkamp artık sezon başındaki gibi kesin, kısa, adresi belli demeçler vermiyor. Dün Arda topla bir kaç kez alışıldığı üzere 3-4 kişinin arasına girdi. Bu özelliği sebebi ile kızağa alınmıştı. Lincoln’e bambaşka bir sayfa açmak gerekiyor. Sezon boyunca durumu böyle olacak kabul etmek lazım. Schalke bu özelliği yüzünden ayaklarına bu kadar hakim bir Brezilyalı 10 numarayı gönderip gençten Rakitic’e orta sahasını teslim etti. Rakitic’in iyi oynamadığı maçlarda biz “Lincoln’ü Schalke çok arar” diyeceğiz. Dünkü gibi sahada sadece resmen olduğu anlarda ise “Schalke göndermekte haklı”. Şu bir gerçek Galatasaray’da bir sistemsizlik var. 92-93 sezonunda Kalli yönetiminde kupaların hepsini toplayan Galatasaray’ın sırrı Stumpf-Falco-Tugay-Muhammed-Hamza-Hakan-Gutschow iskeletinin istikrarıydı. Şu an ise Galatasaray’ın kalecisi de dahil ilk 11’inde direk oynayacak dediğimiz 3 oyuncu var. Sakat olmadığı zaman Linderoth, Song ve Servet.
Hakemlerle ilgili daha uzun bir yazı yazacağız. O zamana kadar Sivas’a değinmek lazım. Peri masalını devam ettirmekte ısrarlılar. Kasımpaşa’yı 4-0’la geçip liderle puanlarını eşitlediler. Dundee United ve Hibernian’ın İskoçya Ligi’ndeki kafa tutma serüvenlerinin artık tükenmesi gibi olmadı sonları. 11. haftada hala zirvedeler. 6 hafta sonra devre bittiğinde aynı yerde olurlarsa bir futbol devrimi yaşayabiliriz.
Galatasaray bir garip futbol oynamaya başladı. Gözle görülür başka bir şey var. Feldkamp artık sezon başındaki gibi kesin, kısa, adresi belli demeçler vermiyor. Dün Arda topla bir kaç kez alışıldığı üzere 3-4 kişinin arasına girdi. Bu özelliği sebebi ile kızağa alınmıştı. Lincoln’e bambaşka bir sayfa açmak gerekiyor. Sezon boyunca durumu böyle olacak kabul etmek lazım. Schalke bu özelliği yüzünden ayaklarına bu kadar hakim bir Brezilyalı 10 numarayı gönderip gençten Rakitic’e orta sahasını teslim etti. Rakitic’in iyi oynamadığı maçlarda biz “Lincoln’ü Schalke çok arar” diyeceğiz. Dünkü gibi sahada sadece resmen olduğu anlarda ise “Schalke göndermekte haklı”. Şu bir gerçek Galatasaray’da bir sistemsizlik var. 92-93 sezonunda Kalli yönetiminde kupaların hepsini toplayan Galatasaray’ın sırrı Stumpf-Falco-Tugay-Muhammed-Hamza-Hakan-Gutschow iskeletinin istikrarıydı. Şu an ise Galatasaray’ın kalecisi de dahil ilk 11’inde direk oynayacak dediğimiz 3 oyuncu var. Sakat olmadığı zaman Linderoth, Song ve Servet.
Hakemlerle ilgili daha uzun bir yazı yazacağız. O zamana kadar Sivas’a değinmek lazım. Peri masalını devam ettirmekte ısrarlılar. Kasımpaşa’yı 4-0’la geçip liderle puanlarını eşitlediler. Dundee United ve Hibernian’ın İskoçya Ligi’ndeki kafa tutma serüvenlerinin artık tükenmesi gibi olmadı sonları. 11. haftada hala zirvedeler. 6 hafta sonra devre bittiğinde aynı yerde olurlarsa bir futbol devrimi yaşayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder