3 Aralık 2007 Pazartesi

ŞAŞ



4 yaşımdan beri futbol izliyorum. 12-13 yaşından beri de bilinçli olarak takip ediyorum diyebilirim. Böyle bir futbolcuya ilk defa rastlıyorum. Düşünüyorum, geçmişe dönüyorum hatırlamak için. Eric Cantona tamam. Deliydi, seyirciye uçan tekme atardı, kafasına esti mi de futbolu bırakıp gitti ama asla hakemlerle kontrolü kaybetmiş gibi dalaşmaz kendini attırmaya uğraşmazdı. Ayrıca attığı tekme sebebiyle ceza aldığı uzun süreden sonra gelip Manchester United’ı şampiyon yaptı neredeyse tek başına. Roy Keane tamam. Ağzına geleni milli takım hocasına bile söyleyecek kadar, bir futbolcunun futbol hayatını bitirecek kadar tehlikeli bir adam. Ama onun da hakemlerle dalaştığını, ağzından tükürükler saçar gibi küfürler sıraladığını hatırlamıyorum. Pascal Nouma tamam. Onun deliliği farklıydı. Kendi kulübüne zarar verdiğinin ama Beşiktaş için kendini kontrol edemediğinin ve deliliğinin farkındaydı. Keyifli bir delilikti onunki. Vinnie Jones, Duncan Ferguson, Gennaro Gattuso.....Bu adamların hepsini biliyorum. Ama Hasan Şaş gibi bir futbolcuyu hiç bir zaman görmedim.

Hasan Şaş’ın çok acil olarak 5-6 aylığına futboldan koparılıp bir psikiyatriste veya terapiste (adı her neyse) teslim edilmesi, sorunlarının ortaya çıkartılması ve yoğun bir terapi programına tabi tutulması lazım. Ne Kalli ne Ahmet Akcan bu işi yapamaz. Bu işi mutlaka Türkçe bilen, Türkiye’yi tanıyan, hatta gerekirse Adanalı birisinin yapması lazım. Ne ilginçtir ki Hasan Şaş’ın kariyeri boyunca en sakin olduğu dönem vizyonsuz, misyonsuz diye kovaladığımız Şenol Güneş’in milli takım kampı dönemiydi. Zaten o dönemde yaptıkları ile zirveye koştu ya.

Hasan Şaş maçta iki defa atılması gerekirken kurallar ve imkanlar gereği bir kez atılıyor, her sabıka pozisyonunda hakeme küfür yağdırıyor, kendisinden 10 yaş küçük Arda tarafından ağzı kapatılıyor söyledikleri duyulmasın diye, havalara zıplıyor, 10 kişi onu zor zaptediyor ve maç sonrası mikrofonlara çıkıp “bu ülkede Hasan nasıl olsa mimlenmiş, en ufak itirazına kart çıkıyor, bu halde bu ülkede kalmamın anlamı yok Avrupa’ya gideceğim” diyor. 3 hafta önce “hakemler de insan fazla yükleniyoruz” diyen adam aynı adam. Hasan Şaş’ın belki de öyle bir ruh hali var ki sahada yaptıklarını hatırlamıyor. Avrupa’ya gitse bu itirazlarla her maç ancak yarım saat sahada kalabileceğini ve takımına zarar verdiğini kestiremiyor.

Hasan’ın bugün biraz internette gezinip “neden oynadığım kulübün taraftarları “Hasan bizi gelecek hafta Kadıköy’de 10 kişi kalmaktan kurtardı, atılması iyi oldu” diyorlar” diye kendisine sorması lazım.

Hiç yorum yok: