Dün devre arasında bırakmıştık öğleden sonrayı. Saatler akşamüstüne yaklaşırken iki takım futbolcuları tekrar sahaya dönüyorlar. Utrecht değişiklikle dönüyor sahaya. Genç yıldız Rick Kruys’ın yerine Cedric Van Der Gun sahaya yollanıyor teknik direktör Willem van Hanegem tarafından. Devre ile beraber Utrecht taraftarı da, takımı da yepyeni bir havada sahada. Heerenveen ise belli ki soyunma odasından atmaktan ziyade, attırmamak amacı ile sahaya dönmüş durumda.
Devrenin henüz 5. dakikasında Utrecht farkı bire indiriyor. İri yarı defans oyuncusu Alje Schut Leroy George’un sağ çaprazdan kullandığı kornere bombeli bir kafa vuruyor. 1-2 ! Zaten coşan tribünleri delirtmeye yetiyor bu gol. Ardından 50 ve 60. dakikalar arası uzun süredir canlı şahit olmadığım bir baskı kuruyor Utrecht. True Support grubu sürekli ayakta artık, oturanı göremiyorum. O hengamede sahaya bir de patlayıcı fişek atılıyor. 1 dakika sonra 38’lik Heerenveen kalecisi Rob van Dijk aut atışı kullanırken bir tane daha. Bu sefer ki hakemin çok yakınında patlıyor. Hakem Nijhuis bunun üzerine anonsu yaptırıyor. Tabi tınlayan yok. Utrecht’in yarattığı dalga o anons arası ile kesilince Van Hanegem sahaya bir kere daha müdahale ediyor.
Belçikalı Tom Caluwe kenarda ve Romen Lucian Sânmartean sahada. Top Romenin ayağına geldiğinde anlıyoruz ki bir tür top cambazı var sahada. Ayağına aldığı her topta 2-3 kişiyi çalımlayıp öyle pasını veriyor. Nitekim oyuna girdikten 3 dakika sonra skorbord 69’u gösterirken yine 3 kişiyi ipe dizip indiriliyor ve takımına bir frikik kazandırıyor. Topun başında ilk golün assist sahibi Leroy George. Topa vuracağı sırada Heerenveen defansı tümüyle ileri çıkıyor. Utrecht’li oyuncular ofsaytta. Ama George kurnazca atışı kullanmıyor. Heerenveen’li oyunculartekrar yerlerine dönüyorlar ama artık ilk andaki dengeleri yok. George bir daha geliyor, Heerenveen bu sefer kontrolsüzce çıkıyor, top ortalanıyor, yine bir defans oyuncusu Sander Keller topu bomboş indiriyor. Sonrada köşeye plaseliyor. 2-2 !. Son 20 dakika her şey yeniden başlayacak.
Golden hemen sonra Utrecht ceza sahası içinde tam 3 topuk pasıyla enfes bir atak geliştiriyor. Yanımdaki Heerenveen’li bayanların “no no no” sesleri arasında Van Der Gun topu kaleciye nişanlıyor. Devre arasında fanatik eşine hamburger almaya giden adam da kendini tutamayıp ayağa fırlıyor ve şapkasını yere atıp üzerinde zıplıyor. Dakikalar 80’i gösterdiğinde bir Heerenveen korneri ceza sahasına indiğinde Alje Schut topu elle oynuyor. Daha doğrusu çok kısa mesafeden top eline çarpıyor. Hakem penaltı noktasında. Utrecht’liler hem elle oynamahem de daha önce ceza sahasında yapılan bir faul için uzun süre itiraz ediyorlar ama sonuç elbette değişmiyor. Gerald Sibon topun başına geliyor, ama ilk golü yumurtlayan Vorm bu sefer topu sağ köşeden çıkartıyor. Tribünlerde 2 sıra aşağıya atlayan seyircileri görüyorum kale arkasında.
Kalan dakikalar gol getirmiyor. Sadece Sanmaerten’in bir kaç cambazlığı var. Son düdük çaldığında Utrecht tribünleri geriden gelen ve 1 puanı alan takımını alkışlıyor. Biz de maçtan çıkıp fanshop’a yöneliyoruz. Atkımızı ve bardağımızı alıp bizi tekrar istasyona götürecek arabaya bineceğimiz sırada Heerenveen’li oyuncuların otobüsünün yanından geçiyoruz. Futbolcular tek tek otobüse biniyor ve aralarından geçtikleri taraftarların kendilerine tek bir sözlü tacizi bile yok. İkinci şaşkınlığımızı da evleri stada yakın olan Utrecht’li oyuncuların bazılarının evlerine yürüyerek gittiklerini gördüğümüzde yaşıyoruz. Golcü Robin Nelisse ve cambaz Sanmaerten önümüzden sırtlarında çantaları, yanlarında eşleriyle geçip gidiyorlar. Otobüs hareket ediyor. 10 saniye sonra da dar yolda maç sonu stadın önünde bekleyen polis minibüsünün aynasını paramparça ediyor. Ama hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor. Zira “sigorta” kelimesinin karşılığı için sözlüğe bakın Hollanda’yı görürsünüz.
Biz de bu güzel günün ardından bir sonraki Galgenwaard gününe kadar eve koyuluyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder