Galgenwaard'da bir başka maç günü. Bu sefer karşımızda son 3 senenin şampiyonu ve ligin 8 puan farkla lideri PSV Eindhoven var. Ligin en komplike ve sistemli oynayan takımı. FC Utrecht ise son 4 maçta sadece 1 puan almış durumda. Maç öncesi maç günlerinde bedava olan ve şehrin 12 noktasına ulaşım sağlayabilen otobüslerle stada giderken aklımda maçı büyük bir ihtimalle kaybedeceğiz korkusu var. Balázs Dzsudzsák'ı nasıl durduracağız mesela? Her maç hastalığımız olan erken gol yeme hadisesi yine yaşanacak mı? 3 haftadır kaybediyor takım. Utrecht tribünlerinin kalbi Bunnikside'da yerimizi alıyoruz. Burası tüm stada enerjisini yayan ve bütün tezahüratları yapan bölüm. Stadın doğu tarafında yine "Bunnik" diye anılan bir semte bakıyor.
Başlama vuruşuyla beraber 90 dakika boyunca sürecek Utrecht istilası başlıyor, önce düşmanımın başına vermesin dediğim sağ kanat oyuncusu Leroy George sonra da takımın her şeyi Robin Nelisse kaleyi yokluyorlar. 30 dakika boyunca Tom Caluwe ve Gregoor Van Dijk orta sahada Otman Bakkal ve Ibrahim Afellay'a nefes aldırmıyor. Derken 30. dakikada sahada görünmeyen Dzsudzsák ortalıyor, top Alje Schut'un koluna çarpıyor Frank De Bleeckere penaltıyı gösteriyor. PSV'nin o ana kadar ceza sahasına doğru dürüst girmişliği yok. Timmy Simmons geliyor, De Ruiter ve topu ayrı köşelere gönderiyor. Ama bu uyuyan devin uyandırılmasından baka bir şey değil. Zira üstüste 4. mağlubiyete kimsenin tahammülü yok. 8 dakika sonra maç boyu faulle durdurmaya çalıştıkları Nelisse'yi indiriyor PSV defansı. Leroy George geliyor topun başına, kale sahası içinde Nelisse'nin kafasına indiriyor. 1-1. Ayağa fırlıyoruz. Ama ilk yarıyı böyle bitirmeye kimsenin niyeti yok. Golden sonra bastırmaya devam ediyoruz. Bir 8 dakika sonra daha yine frikik. Yine Leroy George, arka direkte defanstan kopup gelen Tim Cornelisse. 2-1. Liderin daha ikinci yarı alacağı futbol dersi var bu sadece bir devreydi.
Devre arası geçen maçtaki gibi yine ilginç bir yarışma var. Utrecht kulüp kartı olan taraftarlardan talihli 5 kişi penaltı noktasından topu üst direğe vurdurma yarışmasına katılıyorlar. Diğer kalede de yine yaşları en fazla 6-7 olan PSV ve Utrecht'li küçükler penaltı yarışması düzenliyorlar. Eskiden bu hadise Türkiye'deki stadlarda da olurdu. Böylece o çok küçük yaşlardaki çocuklar, yeşil sahanın kokusunu, tribünlerin havasını solurlardı. Şimdi onları devre aralarında tartan pistinden ancak madalya kazandılar mı koşturuyorlar, arkada da Serdar Ortaç, Tarkan, Mustafa Sandal gibi 4. sınıf şarkıcıların, şarkı müsveddelerini dinleniyor.
İkinci yarı Utrecht, Eye Of The Tiger eşliğinde sahaya geliyor. İnfaz devam ediyor başlama vuruşuyla. Önce George, ardından Van Dijk kaleciyle burun buruna golleri kaçırıyorlar. 75. dakikada sağ kanattan maç boyu George'un yapamadığını ilk yarıdaki penaltıyı yaptıran Alje Schut geliyor ve indiriliyor. Penaltı. Schut böylece kendini affettiriyor,
Van Dijk da Gomes'in müdahalesine rağmen skoru 3-1'e getiriyor. Kalan dakikalarda Rossini ile yakalıyoruz gol şansını. Maç 4-5 farkla bitecekken 3-1'e razı oluyoruz. Maç boyu desteği kesmeyen
Bunnikside önüne geliyor bütün takım. Bizi selamlıyor, biz de tribünün arkasındaki pub'a geçiyoruz. Evet Utrecht'in stadında sadece numaralı tribünün değil tüm tribünlerin arka tarafında 200 kişiyi rahatlıkla alabilecek tam teşekküllü publar var. Kulüp mağazasına giriyoruz ama maçı beraber izlediğimiz İskoç arkadaşım eli boş çıkıyor. Çünkü galibiyet sarhoşluğuyla mağazada atkı kalmamış durumda. Biz de stadı bir turlayıp otobüslerin aşırı doluluğundan, Utrecht'in insana huzur veren sokaklarından tren istasyonuna kadar yürüyoruz. Stad çıkışı kornalar çalınıyor biz de lideri devirmenin huzuruyla Amersfoort trenine binip evin yolunu tutuyoruz.
FORZA UTREG !!!!
GALGENWAARD'DA BİR FUTBOL ÖĞLEDEN SONRASI ep.IGALGENWAARD'DA BİR FUTBOL ÖĞLEDEN SONRASI ep.II
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder