17 Şubat 2009 Salı

DERS: İNGİLİZ EDEBİYATINDA STAT ŞİİRİ



Takımların futbol şubelerinde görevli personeller hemen hemen bellidir. Futbol şube sorumlusu, teknik direktör, basın sözcüsü, menajer, son yıllarda bu kadroya eklenen mentörler, futbolcu avcıları, psikologlar gibi. Peki şair, ressam....Onlar da var, hem de kadrolu. Futbolun beşiğinde. Daha önce futbol etkilenimli klasik müzik eserlerinden de söz etmiştik.

Sarah Wardle. 38 yaşında ve Tottenham Hotspur'un maaşlı şairi. Aynı zamanda bir üniversite öğrenim üyesi, bizim futbolu sevmemizle aynı nedenle White Hart Lane'de her maçı farklı bir gözle izliyor. "Futbolun sosyal hayatta bir çok sanat dalıyla ilişkisi var ve bu sebeple de bu işi yapmaktan çok memnunum" diyor. Göreve başlaması annesinin ve ailesinin sıkı bir Spurs taraftarı olması sebebiyle 2004 yılında kulübün konu edildiği bir şiir yarışması düzenlemesi ve daha sonra bu işi düzenli yapması için kulüpte işe alınmasıyla gerçekleşiyor. Wardle alanında tek değil. Brighton Hove&Albion'ın "Attila the Stockbroker" takma ismiyle şiirler yazan, Barnsley'in de Ian McMillan isminde maaşlı şairleri var.

Ressamlara gelelim. Colin Yates futbol ile resim sanatını bir araya getiren isimlerden, Coventry'de büyüyen ressam şu anda Leicester City için bir çok maçta stadda yer alıyor ve yeni eserlere imza atıyor. Aşağıda eserleri görünen, Richard Piers Rayner Middlesborough'nun, Michael Bruzon ise Brentford City'nin ressamları. Bunun dışında İngiltere'de maç günleri taraftarları eğlendiren sihirbazlar da var. Arsenal'den Marvin Berglas, Tottenham'da, Nicholas Einhorn, Chelsea'den David Redfearn ve Mancheste United'dan Matt Windsor bu örneklerden birkaçı.



Tabi ressam, şair, sihirbaz falan fasa fiso. Hiç kimse bana Ali Sami Yen Stadı'nda Coldplay'in Clocks'unun ardından, Serdar Ortaç çalan stad dj'inin yarattığı sanatsal havayı veremez. Yazıyı Sarah Wardle'ın Tottenham için yazdığı en ünlü şiirle bitirelim.

Injury Room

In here the blue and white is clinical,
the smell of antiseptic's headed in,
proof our heroes too are blood and muscle,
like the pumping of the ice machine,
Savlon wound wash, pre-injection swabs,
insect repellent, Nivea after sun,
reclining beds that could hold poolside gods,
Keane, Kanoute, Redknapp, Anderton.
This piece of White Hart Lane is sacred ground,
like that other stadium at Delphi,
whose oracle shows things can turn around.
We've protectors who will grant us victory.
Bill Nicholson is our talisman.
The Spurs cockerel heralds a new dawn.



Futbol için sadece "aman ne o öyle 11 kişi bir topun peşinden koşuyor" diyenler var ya bu dünyada. Evrimlerini tamamlasınlar bir an önce tavsiyemdir.

4 yorum:

Ortega dedi ki...

Bu tarz şeyler artar umarım. Bölümdeki erkekleri derse ilgili kılma adına hoş hamlelerden olur çünkü :)

canary dedi ki...

bazıları rakamı tutturup 22 kişi diyen bile oluyor :)
Endüstriyel futbolun yanında sanatsal bir sayfa olmuş, eline sağlık.

Adsız dedi ki...

güzelmiş.

varol döken dedi ki...

hollandalı uçar mı
yeldeğirmenleri coşar mı
yokuştan aşağı yuvarlanan
delikli bir kaşar mı?

çiçek ekmek nerdedir
belfast'ta bir pubdadır
bunu bana söyleten
ya deli ya hastadır

yerdenizde büyücüyüm
çok güzel laf örücüyüm
mesleğimi sorarsanız
melankolik kömürcüyüm

zeytin kokan adada
ne işim var karada
adımı sorarsanız
arayınız kefalda

yelelerim uzundur
atlar benim kuzumdur
elimdeki kuponlar
ekmeğimle tuzumdur

bilin bakalım bu şiirleri kime yazdım:)