PERSONA NON GRATA*

Başlıktaki* "istenmeyen adam" unvanının sahibi Clarence Seedorf değil anlatacağımız adam. Futbolculuğunda yarattığı efsaneyi teknik direktörlüğünde yıkmak için çaba gösteren acaip adamlar var. Gheorghe Hagi'nin Galatasaraylı taraftarlara "hırsızsınız hepiniz" damgasını sineye çektik ama o tribünlerin kendisi için her şeyi göze alabileceği Gica'ya yakışmamıştı hareket. Marco Van Basten de böyle bir adam. Futbolculuğu, Gullit ve Rijkaard'la yarattığı üçlü ile Milan efsanesinde başrolü oynaması, talihsiz biçimde genç yaşta futbolu bırakması onu hep sevilen bir adam yapmıştır. Ama Van Basten Hollanda Milli Takımı'nın başına geldiğinden beri ona bir haller oldu.

Herkesle takışıyor Van Basten. 2006 Dünya Kupası'nda Ruud Van Nistelrooy'la yaşadığı problem yüzünden onu kulübede oturtup kimilerine göre şampiyonaya erken elenmenin baş sorumlusu idi. 2008'e gelirken Hollandalılar 21 yaş altı takımının hocası Foppe De Haan'ı Van Basten'in yerinde görmek istediler. Federasyon onunla devam dedi. 3 ay önce Ajax'la anlaştığının açıklanmasının ardından genel direktör olması beklenen Johan Cruijff'la yetki anlaşmazlığına düşünce Cruijff görevde 23 gün kaldı sadece. Daha sonra Mark Van Bommel'le problem yaşadı ve Bommel Van Basten varken Hollanda milli takımında oynamayacağını belirtti. Son hadise Clarence Seedorf. Seedorf 2008 aday kadrosundan çıkartıldı. Milan'lı yıldız Van Basten'in takımında oynarken oldukça zorluk çektiğini ve hocayla problemler yaşadığını ileri sürüyor. Orta sahada Van Bommel ve Seedorf olmayacak kısacası. Tamam Van Bommel eli, kolu, ağzı bacakları kadar çalışan bir adam ama kimse inkar edemez  aynı zamanda iyi bir oyuncu. 

Hollanda problemlerini 2006'dan farklı olarak turnuva sırasında değil daha turnuva öncesi yaşamaya başladı. Ölüm grubu denilen gruptalar. Daha sonra da ayrıntılı konuşacağız ama kişisel tahminim Hollanda'nın o vurucu hücum gücüne rağmen (Holllandalıların çoğu da aynı fikirde) grupta son sıraya demir atacağı.