"İçinizden hakem Batta'ya söylediklerinizi duyuyorum, ben de içimden söylüyorum". Efsanevi bir Ercan Taner repliğidir bu. 9 Ağustos 1995 tarihinde Norveç'in Trondheim kentinde Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Rosenborg'a Aumann'ın çok kötü performansıyla
3-0 mağlup olan Beşiktaş (ki maçı Bülent Karpat'ın "eeealllpaaay" sesleri süslemiştir), kendi evindeki rövanş maçında İnönü Stadı'na, çok fazla şansı olmamasına rağmen 40 bin taraftarı çekmeyi başarmıştır. Bunun üzerine istediği erken golü henüz ilk 10 dakika içinde Mehmet Özdilek'in ortasına Stefan Kuntz'un vurduğu kafayla bulmuş ve geri kalan dakikalarda Rosenborg kalesini ablukaya almıştır. Maçın 50. dakikaları civarı Norveçlilerin Beşiktaşlı olanı Ronny Johnsen ceza sahası içindeki bir pozisyonda topu kaleye göndermiş,
tekrar görüntülerinde net bir biçimde çizgiyi geçmiş olan topu Hoftun içeriden çıkarmış ancak Fransız hakem Marc Batta pozisyonu gol olarak geçerli saymamıştır. Bu ablukadan Türk futbol tarihinin gördüğü en büyük hakem faciasıyla çıkan Rosenborg Bretbakk'ın golü ile skoru 1-1'e getirmiş ve birkaç dakika sonra Norveç defansı Kuntz'un ceza sahası dışından attığı bir şutu göz göre göre eliyle kesmiş ancak Batta pozisyonu yine es geçmiştir. Bu da bir nevi Beşiktaşlı taraftarların hakeme duydukları isyanın futbolculara dönmesine sebep olmuştur. Zira o dakikadan maçın sonuna kadar Beşiktaş takımında Aumann, Rıza, Recep, Mehmet gibi oyuncular dahil Kuntz dışındaki tüm oyuncular top ayaklarına geldiğinde protesto edilmiştir. Daha sonra Alpay'ın düşürülmesi ile kazanılan penaltıyı Stefan Kuntz gole çevirmiş, maçın sonlarında Şifo Mehmet bir gol daha atarak maçı 3-1'e getirmiş, Ercan Taner'in "evet çocuklar yensinler ama bu maçı unutmasınlar" serzenişi duyulmuş ama atı alan Rosenborg Dolmabahçe'yi geçmiştir. Maç sonu karşılaşmayı salonundan anlatır gibi anlatan Ercan Taner "kara vicdanlı, kara gömlekli hakem" yakıştırması ile spikerlik tarihine bir incisini daha yerleştirmiştir.
Beşiktaş tarihinde seyirciyi kahreden bir çok maçtır elbet ama şahsımın şahit olduğu ve başarıya bu kadar yakınken, dış bir gücün tek taraflı yönetimi ile siyah-beyazlıları başarıdan ettiği en önemli maç budur. İlginç olan Batta'nın bu maç sonrası Beşiktaş yöneticileri tarafından Çiçek Pasajı'nda ağırlanması ve UEFA tarafından 1996 Avrupa Şampiyonası'nda maç yönetecek hakemler arasına seçilmiş olmasıdır.
Serinin tamamı için
5 yorum:
Bizde boyle bi' sey var. Bizi becereni dost belliyoruz. Calimbay Besiktas'in basindayken de Zalad'i agirlamisti sezon oncesi kampta.
Ilk mactaki Aumann ve Bulent Karpat unutulmaz(elpey :) )
Ercan Tner sanirim ikinci macta 3. golu attigimizda bayagi bir sevinmisti ,cunku sanirim verilmeyen 2 gol u disiplin kurulu nun verecegini ve tur umudumuz oldugunu dusunmustu.
Ne olursa olsun Inonu Valerenga faciasi benim hatirladigim en dramatik mactir(Malmo yu cok iyi hatirlayamiyorum)Simdi ben ogluma ne diyecegim kaptan...
http://omerlaziale.blogspot.com/2008/01/125-sene-sonra-gelen-grnt.html
Burada ben de yazmıştım kendi çapımda bu maçı.
valerenga maçını anlattığını zannettim yazının yarısında farkettim durumu. norveç ve facia denilince o maç gelir benim aklıma hep. herhalde serinin bir bölümünü de ileride bu maça ayırırsın.
bu maç da beşiktaşın çoğu avrupa macerası gibi feciymiş, unutmuşum.
bu maçı çok iyi hatırlıyorum, bütün hevesimiz kursağımızda kalmıştı. bir de buna benzer bir beşiktaş-valencia maçı vardır geçmişte hani kalede zubizeretta olan!
http://uzunpaslar.blogspot.com/
Yorum Gönder