17 Ekim 2008 Cuma

MOYES'İN DE ARKASINA GEÇTİLER



















Bir iş yerinde çalıştığınızı düşünün. Kovulacağınıza dair dedikodular dönüyor iş arkadaşlarınız tarafından. Sonra bir gün patronunuz gelip size "seni kovmayı hiç düşünmüyorum, arkandayım" derse kuşkuya düşmez misiniz? Sizi bilmem de ben düşerim. Bu söylentilerin ciddiye alındığını gösterir her şeyden önce. İkinci olarak da olayın mantıksızlığı ve gerçek dışılığına değil, dile getirme ihtiyacı duyulan bu güven gösterisinden kuşkulanırım. Tükiye'de teknik direktörler üzerinde dönen hesaplar da bu şekilde. Ancak İstanbul'un 3 büyük kulübünün bu konuda son yıllarda giderek çığır açtığını gözden kaçırmamak lazım. Oluşan tabloyu ana hatlarıyla çizeceğim. Rica ediyorum birisi bana yorumlarda bu konuyu anlatsın. Zira benim zihin jimnastiğim konuyu tezahür etmekte zorlanıyor. 3 büyük kulübün başkanları ve yönetimleri son 5-6 yıldır hangi teknik direktörünün arkasında olduklarını söyledilerse, hepsi en geçi 6 ay olmak üzere kapının önüne koyuldular. Aziz Yıldırım başkanlığındaki Fenerbahçe başlattı bu akımı. Mustafa Denizli'den itibaren başlayan teknik direktör kıyımında yönetim hepsinin arkasında idi. Sonra Galatasaray Gerets'e uyguladı bunu. O kadar üstünkörü, sığ ve arkasındaki düşünceler belli olan bir hesaba girdiler ki buna bir tek kendileri inandı. Öyle ki sözleşmesi bitecek olan Eric Gerets'e ikinci sezonunun ortasında yeni bir kontrat imzalattılar, sözüm ona destek verdiklerini göstermek için. Hocasıyla uzun dönem planları olduğunu söyleyen kulübün yöneticileri nedense sadece 1 yıllık bir kontrat yapmışlardı. O 1 yıl başlamadan bitti. Şimdi Galatasaray yönetimi Skibbe'nin arkasına geçti. Beşiktaş'ın durumu daha da vahim. Onlar görevdeki teknik adamın sadece arkasında olduklarını söylemiyorlar, üstüne üstlük (kendi felsefelerine göre) bir de bunu kanıtlamak için başka teknik direktörlerin kulüpten içeri giremeyeceğini ilan edip 1 sene geçmeden, arkasında durdukları teknik direktörü kovup o meşhur kulüpten içeri giremeyecek teknik direktörle sözleşme imzalıyorlar. Şimdi siz bu takımlardan birinin teknik direktörü olarak kendinize verilen destek sözlerine inanır mısınız? Başka bir açıdan, o yönetim kurulu üyeleri ve başkan Türkiye'de her destek verildiği söylenen teknik adamın daha sonra kendileri tarafından kovulduğunu ve kamuoyunun artık bu sözlere aldanmadığını bile bile neden hala bu tür demeçler verirler ve birilerinin buna kanacağını beklerler. Görevdeki teknik adamın geçmiş falsolardan haberdar olmadığını, akıl hocalarının olmadığını mı düşünürler ya da bizlerin geçmişi hatırlamayacak kadar balık hafızalı olduğumuzu. Bunun adı futbol seyircisinin enayi yerine koymaya çalışmak, hem de konmayacağımızı bile bile.

David Moyes. Sezon başlangıcında, takımın kötü gitmesi halinde kapının önüne konacağı söylenen teknik direktörler arasında birinci sıradaydı. Sezona da kötü başladılar. Hala tam anlamıyla toparlanmış değiller. Ama Moyes hakkında ne kovulma söylentileri sezon başından daha yüksek sesle dile getirildi ne de başkan Bill Kenwright "hocamızın arkasındayız" açıklamasını yaptı. İki gün önce 5 yıllık kontratı getirip önüne koydular. 2012-13 sezonunun sonuna kadar Goodison Park'ta kalacağını garantileyen kontrata imzasını attı Moyes. Son 1 ay içinde UEFA Kupası'nda Standard Liege'e elenmiş, Merseyside derbisini kaybetmiş ve Carling Cup'tan elenmişken hem de. İmza sonrası verdiği demeç herkesin kulağına küpe olması gereken nitelikte. "Kendi kafamın rahatlaması ve geleceğe daha rahat bakmam açısından bu kontrat çok önemliydi" diyor Moyes. Yani kısacası "kafamda bu sezon sonu bitecek kontratımla ilgili soru işaretleri varken artık sadece işimi düşünüyorum" diyor. Böyle bir teknik adam yok Türkiye'de. Ertuğrul Sağlam benzer akıbete uğramamak için kendi istifasını verdi. Skibbe'nin koltuğu fena halde sallanıyor. Ama hala Galatasaray cephesinden açıklamalar yapılıyor. "Skibbe ile uzun planlarımız var". Nedir o planlar? Herhangi bir bilgi verildi mi herhangi bir kuruluşa ya da taraftarlara. Neden bizim bundan haberimiz yok? İşin gerçeği şu. Böyle bir plan yok. Yukarıda belirttiğimiz gibi Türk futbol izleyicisini 3 maymunlardan oluşmuş bir topluluk olarak görmeye devam eden zihniyetin bir sonucu. Bu çarpıklık daha ne kadar sürecek cidden merak ediyorum.

2 yorum:

Temur dedi ki...

Your position at the club as a manager is safe:) hey gidi bu yazınca ekranda bavulu toplardım. I love CM

neretva dedi ki...

Budur