6 Ekim 2008 Pazartesi

UNDERDOG

























Daha önce Hull City'nin çıkışı ile ilgili bir iki kere yazdık. Premier Lig tarihinin son 10 yılındaki en egzantrik takımın çıkışı bu hafta da sürdü. Deplasmanda ligin dibine demir atan Juande Ramos'un Tottenham Hotspur'unu 1-0 mağlup ettiler. Hani bisikletinizi o kadar çok kullanırsınız ki, ikinci el piyasasında satacak adam bile bulamazsınız, işte Hull City o karakterde bir dolu bisikletten oluşan bir takım. 5 senede 3 lig yükseldiler. Premier Lig tarihinde 2.ligden yükselmiş takımlar içinde yapılan en iyi sezon başlangıcı rekorunu 6 maçta 11 puanla egale etmişlerdi (Rekora Blackburn Rovers (1992-93 sezonu ve Nottingham Forest 1994-95 sezonu ile ortaktı). Bu unvanı yakalayan 2 takım küme düşmedi. Hatta ligi ilk 4 içinde bitirdiler. Hull City'nin de kaderi aynı olur umarız. Bu sezon Alman Ligi'nden Hoffenheim ile beraber bu sene Avrupa'nın büyük liglerindeki takip ettiğimiz 2H'den bir tanesi. Daha önce olanları yazdık. Şimdi Hull City'nin buraya gelişinin pek de tesadüf olmadığını österen birkaç noktaya değinelim.

Phil Brown'dan başlamak lazım. Daha önce yazdığımız gibi ilk işinde 7 ay dayanabilmiş ve Hull'un başında ikinci işini almış bir adam. Bolton Wanderers Sam Allardyce tarafından yönetilirken yardımcısıydı. Allardyce'dan öğrendiklerini aynen Hull City'nin taktik tahtasına yansıttı. Ayrıca Allardyce'ın Bolton'un başında iken yaptığı gibi kariyerinde düşüş yaşayan ve yeniden çıkış arayan oyuncuları takıma kazandırdı. Allardyce'ın bu yöndeki transferleri Okocha, Campo, El Hadji Dioufi Djorkaeff gibi isimlerdi. Brown'ın Geovanni transferi de bu felsefenin bir sonucu. İkinci olarak belirtmek gereken nokta transfer hareketi. Temmuz ayının ortasında 6 sonuna gelindiğinde ise 9 oyuncuyla anlaşma sağlamıştı Hull City. Yani erken davrandılar ve bir yıl sonraki kadronun profilini çok önce çizdiler. 7.9 milyon pounda tam 13 oyuncu aldılar. Bu rakam artık Premier Lig'de vasatın biraz üstündeki oyuncunun otalama bonservis bedeli.

Brown takım bir üst lige yükseldiğinde Türkiye Ligi'ndeki takımlar gibi bir anda yabancı harekatına başlayıp takımın iskeletini bozmadı. Lige bir önceki sezondan 9 oyuncunun yer aldığı bir onbirle başladı. Yeni transferlere rağmen şu anda halen geçtiğimiz sezonki kadronun 6 oyuncusu takımda. Yeni yükselmiş bir takıma Premier Lig'den gelen çeşitli kaynaklı paraları tamamen takımın çehresini değiştirmeye harcamadılar. İskeleti korudular. Böylece hem bir önceki sezonun kahramanlarına bir ödül verilmiş oldu hem de yeni transferlerin aralarında uyum sağlama problemi yaşamak yerine var olan bir sisteme oturtulması sağlandı. Brown'ın yaptığı bir bşka numar Hull City'i beklenmedik şekilde cesur oynatması oldu. Emirates Stadı'nda Arsenal gibi hücum yaratıcılığında çığır açmış bir takım karşısına 2 forvet arkası Geovanni ile çıktılar. Normalde Manchester United dahi Arsenal deplasmanına tek forvet ile çıkıp, kenara iki destekçi yerleştiriyor. Hull böylece cesur taktiğin de semeresini görmüş oldu.

Bu tür peri masalları ara sıra karşımıza çıkar. Bundan birkaç yıl önce Real Sociedad ile çıkmıştı. Ondan önce Alaves ile. Ondan daha da önce Galatasaray'la. Kısa süre önce ise AZ Alkmaar'la. Hull City'nin bir yenisini yaratmasını bekliyoruz.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Mouscron vardi Belcika'da unutulmaz

mr.crow dedi ki...

Hocam Big Sam Portsmouth'ta hiç çalışmadı ki!Ufak bir yanlışlık yaptın galiba gözüme takıldı.

Flying Dutchman dedi ki...

@mr. crow

evet haklısın. ben zaten bu big Sam'le Harry Redknap'ı hep karıştırırım, yine karıştırdım :))