5 Kasım 2008 Çarşamba

ANKARA'NIN TAŞINA BAK



















Blog yazarlarından Canarino'ya geçtiğimiz günlerde taraftarı olduğu Kairat Almaty takımıyla ilgili bir şeyler sorduğumda "Kazakistan'ın durumu ilginç, başkent takımları hiç iyi durumda değil" demişti. O söz benim aklıma bir araştırma getirdi. 15 dakikalık bir göz gezdirmeyle sonuca ulaşmış oldum. UEFA üyesi ülkeler içinde şampiyon çıkarmayan tek bir başkent var. Ankara. Tam 53 üyesi var UEFA'nın. Fransa'dan Faroe Adaları'na, İsrail'den İspanya'ya, Ermenistan'dan Belçika'ya tüm UEFA ülkeleri arasında başkentten şampiyon çıkarmayan tek ülke durumundayız. Canarino'nun "iyi durumda değil" dediği Almaty'den de şampiyon çıkmış birkaç kez. Üstelik 4 başkent takımıyla ortalamada en fazla başkent takımına sahip liglerden bir tanesiyiz. İstanbul takımlarını da kattığımızda neredeyse her hafta bir derbi var ligimizde. Bu derece bir derbi zenginliği bir tek Arjantin Ligi'nde ve Buenos Aires sayesinde oluşuyor dünyada. Ama başarı yok. Gençlerbirliği'nin Hollanda'nın Heerenveen kulübü gibi bir basamak takım olması, Ankaragücü yıllardır muhafazakar yapısı ile sürekli orta sıra takımı havasında olması uzun yıllar bizi Ankara'dan bir şampiyon çıkmamasını getirdi. Hacettepe bu ligin yeni ekibi. Aykut Kocaman'ın sonunda ayağa kaldırdığı Ankaraspor ise yeni yeni kıpırdanıyor. Evet 1000 yıllık bir geçmişi olanİstanbul ile henüz 80 yıllık bir geçmişi olan Ankara'yı belki karşılaştırmamak lazım ama hep şunu düşünürüm, Mustafa Kemal Atatürk başkenti Ankara değil de İstanbul olarak belirlese idi bugün Ankara bu gelişmişlik düzeyinde olur muydu? Ankara'nın bu potansiyeli başarıya dönüştürmesi için her türlü şansı var. 5 sene Ankara'da yaşadım ve bunu gözlerimle gördüm. Başkenti bıraktım Rusya'da Kazan, Romanya'da 300.000 nüfuslu Cluj-Napoca, Belçika'da 180.000 nüfuslu Liege şampiyon çıkarıyorsa ülkenin en büyük ikinci kenti 4 milyon nüfuslu Ankara'nın çıkarmaması için hiçbir sebep yok. Bütün meseleyi bir "İstanbul takımlarını kollama" bahanesine bağlama çok kolaya kaçmak olmuyor mu?

7 yorum:

Adsız dedi ki...

ankara büyükşehir metropol değil çankırının ya da yozgat ın büyümüş halidir sadece ....

Adsız dedi ki...

gerçekten çok ilginç ben de tam da yukarıdaki posta benzer bi şey yazıyım diyordum ama geç kalmışım galiba
o zaman adsız(13.30) + 1 diyim

bonedriven dedi ki...

biraz da heyecan, atmosfer isi bu. anadolu'nun en basarili klupleri, trabzon, eskisehir futbol asigi sehirler, stadlarinda heyecan var, istek var sevgi var. tesaduf degil bu, cunku boyle bir hava olusmadikca takimin etrafinda sampiyonluga oynamak cok zor. kayseri bu yuzden seviye atlayamiyor biraz da.

ankara'da durum felaket bu acidan bence. 19 mayis, eski, sekilsiz, ahenksiz, cirkin bir stad. insanlara o heyecani yasatmaktan cok uzak. guzel bir stadda, coskulu bir seyirci onunde oynayan bir genclerbirligi 2002-05 arasindaki altin donemine bir sampiyonlukda sikistirirdi mesela bence. benzer bir ornek de gaziantep mesela, celal dogan zamaninda su sikayeti yapmisti meshur 4-3 luk mac icin: 'sampiyonluga oynuyoruz, misafir tribununde fenerin yenilgisini bekleyen galatasaraylilar var.' onlarin yerine takimini cesaretlendirecek antepliler olsa, o takim o maci verir miydi?
bir takimin etrafinda heyecan olmali sampiyonluk icin. bence bu heyecani anadolu nun her yerine tasimanin yolu da modern ve guzel stadlarda geciyor. kayseri kadir has guzel bir baslangic. umarim cok cok sevdigim, 8 sene yasadigim ankara'da yakin zamanda guzel bir stada kavusur ve futbol askinin yayildigi bir sehir olur.

cmzrfdl dedi ki...

ilhan cavcav gibi, hakkında "afrika'da turnuvada satın aldığı topçuyu, uçakta ankara'ya inmeden avrupalı kulüp yöneticisine sattı" söylentileri dolanan bir adam, ankara'dan çıkacak en büyük şampiyon adayının başkanıyken; başkentten şampiyon beklemek adına yapılacak en büyük adım istanbul'u başkent yapmaktır.

Radical Media dedi ki...

Ankara bir futbol şehri değil en başta. Bugüne kadar 1. Ligde oynamış Ankara takımlarının tamamı müessese takımları (eski haliyle)Hacettepe ve Ankaragücü hariç. Gençler ise İlhan Cavcav'ın da varlığıyla Güneşspor'un bir reenkarnasyonu (bilenler bilmeyenlere anlatsın) olmaktan öte değil. Bence 5. şampiyon gene İstanbul'dan çıkacaktır. Kuvvetli bir sposor organizasyonuyla eskinin Vefa , Anadolu , Beykoz veya Karagümrük gibi takımlarından biri bir 10 - 15 yıl sonra bu işi yapacak yeterki İstanbul bu hızla büyümeye devam etsin. Bir İzmir'li olarak 60'lar ve 80'ler arasındaki Altın çağı sadece 4 Türkiye kupası ve 3 Cumhurbaşkanlığı kupası ile kapatan eski yöneticilere buradan saygılarımı(!!!) sunuyorum. Hakeme bağlı değil demişsin sevgili Dutchman ama İstanbulspor'a yapılanları unutmuş olamazsın herhalde . 90 lı yıllardan bir leman karikatürü hatırlıyorum TV başında bir sürü evkadını abla teyze salya sümük maç seyrediyorlar daha gençce bir kız da artık Brezilya dizileri yerine İstanbulspor maçlarını seyrediyor annemler diye açıklama yapıyordu. Ersun Yenal ile şampiyonluğa giden Gençlerbirliğinin İzmir'de hakem tarafından nasıl doğrandığının canlı tanığıyım maçı hakem 3 - 3 bitirdiği gibi ( bi penaltı , bir de 15 metre ofsayt gol ) 2 tane kritik Gençler oyuncusunu da uyduruk kararlarla oyundan attı .4-3 lük Fener - Antep maçının da son 2 golünü youtube'dan falan izleyin bakalım o golleri Fener veya G.Saray yese neler olur. Ayrıca Antep seyircisinin o maça gitmeyişinin ve Celal Doğan'ın neden o sezondan sonraki seçimi kaybettiğinin de Antepli tanıkları var istenirse gerçekler öğrenilebilinir kolaylıkla.

Radical Media dedi ki...

Konu dağıldı Ankaragücü için söyleyeceğimi söyleyemedim. Cemal aydın Türk Futbolundaki ilginç figürlerinden biridir. Çeşitli kulüplerde başkan , asbaşkan , idari menejer ya da yönetici versiyonları mevcuttur bu kişinin. Her yıl büyük rakamların dödüğü kulüpleri bu adamlar bırakmazlar yıllığı 120 - 150 bin dolara kaliteli genç Afrikalı , Sırp , Hırvat , Rus futbolcuların alınabildiği futbol piyasasında transferlere nasıl oluyor da 15-20 milyon YTL harcandığını sormadıkça insanlar, bu düzen böyle yürür gider. Bazı kulüplerin başında sadece rant paylaşımına odaklı yönetimler var ve yıllarca gitmiyorlar. Son bir ek Mahmut Özgener Federasyonu , Hakem Yönetimi Skandalları açısından Ulusoy'u da Erzik'i de aratmayacaktır. Çünkü oraya gelmemesi gereken bir adam erken bir ölüm ve yarattığı konjonktür yüzünden geldi. Verdiği sözler ve tavizlerin altında da şimdiden ezilmeye başladı. Bu sene G.saray için 4 , Fener için 2 Maç hakemler tarafından çevrildi. Bu işler daha devam edecek ( hakem kollaması demiyelim ama 9 . hafta ve 2 takım için 18 puandan bahsediyoruz ). En kötüsü de Ali Aydın , Ahmet Güvener ve adını sayamadığım birçok adamın geçmişlerine rağmen federasyonun organizasyonlarında bol sıfırlı maaşlarla gene çalıştırılıyor olmaları. Kirli oyunlarının minnetini gene benim vergilerimle vermelerine de çok doluyum umarım o paralar kendilerinin de sevdiklerinin de biryerlerinden çıkar.

olurolur dedi ki...

bir de "birinci liginde , ülkenin en büyük üçüncü şehrinden takım bulunmayan ülkeler" araştırması yapılsa ya ? :D