26 Aralık 2008 Cuma

BİRİ BANA ANLATSIN vol.1


















Joe'nun başlattığı Biri Bana Anlatsın bölümlerini artık her Cuma kapanışında yapacağız. Böylece genelde hafta sonu yazı trafiğinin çok fazla olmadığı 2 gün boyunca yorumlarınızı daha sağlıklı yazabilirsiniz ve bunları toparlamamız kolay olur. Bu haftaki tartışma konumuz aslında geçen haftaki meşhur "sarı kart" hadisesinden yola çıkarak ele alacağımız bir konu. Özellikle Delgado'nun hakeme sarı kart göstermesi yönündeki baskısı yüzünden atılması üzerine birçok kişiden "kurala göre karar haklı olabilir, ancak kuralın kendisi yanlış, değişmesi lazım" şeklinde yorumlar aldık. Konumuz bu. Dünya futbolunun bugünkü kurallarında değişmesini istediğiniz noktalar. Buna oyun kuralları, uluslararası turnuvaların formatları, turnuvaların düzenlenme biçimleri gibi her şey dahil. Yani hakem sayısı beşe çıkarılsından, Türkiye Asya Federasyonu'na alınsına, Avrupa Kupa Galipleri Kupası geri dönsünden, oyuncu sayısı 11'den 10'a düşürülsüne kadar her türlü önereceğiniz şeyi yazabilirsiniz. Bunları pazar akşamı toparlayıp pazartesi günü bloga düşeceğiz. Tabi fikrinizi söylerken 2-3 satır da olsa gerekçesini belirtirseniz çok mutlu oluruz. Bu arada bizi bu konuyu ele almaya götüren kararın doğruluğu üzerinde (yani Delgado'nun sarı kartı) söyleyecek kelamınızı buraya değil, ilgili maçın yazısına gönderirseniz seviniriz.

Son notum da sitede bugün gördüğünüz değişiklikle ilgili. C Bilişim Reklam Ajansı'nın blogumuzu takip eden çalışanlarının bize yaptığı bir jest sonucu blogun tepesine kendi tasarladıkları bir bannerı yerleştirdik. Yorumunuzun son cümlesini de beğeni veya eleştirinize ayırırsanız makbule geçer.

Dökülün bakalım.

40 yorum:

Turgay Keskin dedi ki...

Geri pas yasaklandığından beri aklımdadır.. Geri pasın yasaklanmasının mantığı vakit geçirmeyi engellemek, tamam. Peki taçtan gelen topu neden eline alamıyor kaleci? Taç atmak için topun rakipten çıkması gerekirken, nasıl bir avantaj sağlayabilir bir takım..

Bu arada banner hoş olmuş gerçekten ama biraz daha sade olabilirdi sanki. Tabi bu tamamen benim sadelikten hoşlanmamla ilgili..

Conquistador dedi ki...

banner şahane öncelikle bunu beliteyim.
futbolcular gol attıktan sonra formayı çıkarırlar, sarı kartı da görürler sonra. futbolcu gol atmış; sevinirken ister formasını çıkarır, ister donunu...o noktada futbolcuyu rahat bırakmak lazım bence. kart pek bi anlamsız geliyor bana.

çubuk makarna dedi ki...

avrupada klüp bazında şampiyonlar ligine sadece şampiyonlar katılsın. 52 ülke şampiyonunun 12si seribaşı olur. diğer 40 takım öneleme oynar. sayı 32ye düşer. sonrası bildiğimiz şampiyonlar ligi formatı.
amaç: hem şampiyonlar liginin hem uefanın kalitesini arttırmak.

yine avrupada klüp bazında 3. bi kupa olsun. eski uefa sistemi gibi grupsuz eleme usülü oynansın.
amaç: liglerde orta sıralara heyecan getirmek. ve de yine uefayı dandik kupa statüsünden kurtarcak dandik kupa olması :)

türkiye liginde küme düşme lig yükselme kuralları değişsin. son 3 takım direk düşmesin. sonuncu direk düşsün. ve tff 1.ligin şampiyonu direk çıksın. süper ligin düşmeyen son 4 takımı ile 1. ligin çıkamayan ilk 4 takımı. 4erli 2 gruba ayrılsın grup 1. ve 2. leri karşılaşsın kazananlar çıksın veya ligde kalsın kazanmayanlar düşsün ve ligine dönsün.
amaç: süper lig ile 1. lig arasında kalite farkı fazla olduğundan çıkanlar hep ilk senesinde düşüyo düşenler ilk senesinde çıkıyo. onu bi nebze engellemek.

avrupa şampiyonaları 16 takımlı olsun artmasın. 52de 24 çok saçma.

avrupa şampiyonası ve dünya kupası avrupa elemeleri başka bi formatta oynansın. güçsüz takımların birbiriyle oynadıktan sonra büyük takımlarla karşılaşması sağlansın.
amaç: san marino 13 gol yemesin. büyük ülkeler maltayla berabere kaldı diye büyük organizasyonlardan mahrum olmasın. tamam süprizleri seviyoruz ama hem bu takımlara bi faydası olmayan hem futbola faydası olmayan böyle maçlara gerek yok. dünya kupasına gidecek takım estonyaya en çok gol atan takım olmasın. şansa bağlı olmasın. hem o küçük takımlarda 8 yılda 1 galibiyet alacağına birbirini yensin.

dünya kupasına gidecek ülkeler kendi kıtasında katılsın elemelere. türkiye asyaya olmasın. tartışmalı bu da daha belirgin yerler mesela avustralya asyadan katılmasın. tamam eskiden kendi kıta elemesini geçince playoff güney amerika takımı geliyodu şansı sıfırdı ama çözüm böyle olcağına playoffda asya takımıyla oynasaydı.

fareo adaları uefaya üyeyse gibraltar da alınmalı :)
ispanın güneyinde minnacık bi ülke bu. adından da anlaşılcağı gibi cebetarık boğazının olduğu yer. ispanyanın bütünlüğüne tehlike olur diye alınmıyo. kktc de artık girebilmeli.

kuzey amerika dünya kupası elemelerine seribaşı uygulaması getirilmeli fifa dünya sıralamasında ilk 5in 4ü olan meksika, honduras, jameika, kanada aynı gruba düşmemeli. güzelim jamaika elendi.

türkiye kupası baştan aşağı değişmeli. fa cup gibi olsa süper olur :)

oyun kurallarına gelirsek hakem sayısı filan artmamalı bence futbol hatalı kararlarıyla güzel. hele tenis gibi bilgisayarlı sistem falan hiç olmasın. anca televizyonda daha net göstermek için kullanılabilir.

Adsız dedi ki...

blogla alakasiz olmus bnce bbanner blogtan kopuk duruyor sanki

alengir dedi ki...

Hakemin muallak da kaldığı pozisyonlar da Basketbol da ki gibi görüntülü karara başvurulsun da artık elle oynamalar,kendini yalandan ceza sahası içinde atmalar bitsin böylece her sene futbolculardan duyduğumuz "hakem hakkın da konuşmak istemiyorum ama..." şeklinde cümlelerden,hakkımız gasp edildi diye ağlayan yöneticilerden kurtulalım da,sadece oynanan oyuna yoğunlaşalım,hakem kararlarına değil!

Banner'a gelince güzel gibi ama sanki biraz gözümü yoruyor ne...

Bellamy. dedi ki...

banner harika olmuş. hatta blogun arka plan rengini ve sol tarafı yeniden düzenleseniz daha güzel olacakmış gibi geliyor bana. tabii ki sadece öneri. banner'a uygun bir renk çok iyi gider..

kurallar konusunda, çift vuruş anlamsız geliyor bana. faulü kullanacak takıma ceza gibi bir nevi. topa ilk dokunmadan sonra barajın bozulması cabası.

Adsız dedi ki...

Banner'ı beğenmedim. Kötü layout, kötü tipografi, fena renk skalası, takip edilemeyen metin. Kısaca kötü seçimler hep. Sanırım bir a.d elinden çıkmadı bu iş. Ama emeğe saygı, okuyucuya sevgi her daim, tarafımızdan.

masa bekleyen cocuk dedi ki...

her fırsatta dile getirilen, oyunun hızlanması için önerilen fakat hiç bir zaman hayata geçirilemeyen bir kural vardır : ayakla taç atmak.

Minero dedi ki...

Futbolcuların gol sevinçleri şu bu diye baltalanmasın. Sevincini abartan zararlı duruma düşenlere sonradan ceza verilsin.

TV'lerde daha fazla maç yayınlansın para dönsün diye güzelim kupalar gruplu olmasın. Kupanın amacı süpriz olması ve küçük takımların da başarı yakalamasıdır. Türkiye Kupası gruplu ve iki ayaklı yapıldı bu yüzden küçük takımların hiç şansı kalmadı. Tek amaç daha fazla maç yayınlansın ve para artsın. Utanç

Ülkemizdeki temel eğitim sorunlarından başka aklıma gelen pek birşey yok. Bu arada Banner sanki sonradan eklendiğini çok belli ediyor ve biraz karmaşık. Ben o basit turuncu halini daha çok seviyordum. Adım gibi eminim ki Flying Dutchman oluşumu reklam alarak en kral tasarıma site yaptırıp parayı bastırıp bir barındırma firmasında kendi alanında yayın yapabilir ama burayı güzel yapan bence amatör ruh. Yani kâr amacı gütmeyen paylaşıma dayalı o sade yapı. Umarım hislerimi açabilmişimdir...

bozo dedi ki...

şampiyonlar liginde sadece şampiyonlar oynasın. diğer takımlara başka bir lig açılsın.böylece hem şampiyonlar liginin ismi, hakkını vermiş olur hemde yayın hakları için daha fazla para kazanabilirler.

türkiye liginde lig tv her maçı yayınlasın. 14.00-16.00-18.00-20.00 gibi günde 4 maç oynanırsa 2 günde 8 maç yayınlanabilir. cuma günüde 1 maç koyulur ve 9 maç birden yayınlanabilir.

her yarı sahayı farklı hakem yönetsin.ofsayt için kameralar etkin biçimde kullanılsın.

banner iyidir bence güzel olmuş

alperensaylar dedi ki...

banner güzel ama "flying dutchman" yazısı biraz daha koyu tonda olup, vurgulanabilirdi.şahsen 2.girişimde farkettim nerde olduğunu:)

çubuk makarnanın yazdıklarının çoğuna katılıyorum. özellikle şampiyonlar liginde 4.yü, 3.yü hatta bazen 2.yi bile görmek çok sıkıcı oluyor. liverpool yıllarca ligde şampiyon olamıyor ama şampiyonlar liginde final oynuyor. bu biraz ters geliyor bana.yani şöyle terse geliyor; ligde dökülüp o kupayı alması. yoksa gönül ister ki ligde şampiyon olsun öyle alsın kupayı. bi de ekstra yer ayrılsın son şampiyona. ayrıca uefa kupasına da en fazla 3-4 takım katılsın kat sayılara göre. bu takımlar da ligdeki sıralamalarına göre belirli eleme turlarından başlasınlar. lig 2.si 3.elemeden, 3.sü 2.elemeden gibi. ayrıca uefa kupası, şampiyonlar ligi ve geri gelmesini istediğim kupa galipleri kupasının kat sayıları farklı olsun. mesela romenler sırf yıllarca uefa kupasında iyi işler yaptılar diye şampiyonlar ligine direk takım gönderir oldular. bunun yerine sadece uefaya daha fazla takım göndersinler bundan sonra. ayrıca şampiyonlar liginde de mesela son 2-3 yıldır hollandalılar çok kötüler. bu dikkate alınıp direk gruplardan değil de elemeden başlasınlar.(zaten bu gidişle öyle olacak gibi:) kısacası ülkelerin genel avrupa kupaları başarısı değil de her kupa için başarıları göz önüne alınsın sıralamada. kupa galipleri kupası da geri dönsün, çok özledik:) bu arada şimdi avrupaya giden takım sayısı maksimum 5 oldu az takım olur diyenler için son önerim de ilk formatıyla intertoto'nun geri dönmesi. böylece 90 ların bursaspor'unu hatta bi ara perugia'yı eleyen trabzonspor gibi takımlarımızı da görürüz belki:)

karalamaca dedi ki...

banner pek bi sevimsiz.
ama yine de emek harcanmış isanların emeğine sevimsiz dediğim için üzüldüm. üzdünüz be beni flying dutchman. neyse
çok şahane bir kuralla geliyorum size; sıkı durun size geliyorum;
futbolu futbol yapan,izlenebilirliğini arttıran tek şey gol. en bklasik deyimiyle futbolün meyvesidir gol. kaleler minimum 20cm büyütülürse bol gollü maçlar bizi bekliyor demektir.
yalnız öyle bir hevesle yazdım ki sanırsın platini okuyup beğencek de uygulamaya koyacak:)

Adsız dedi ki...

Bir zamanlar Besim Tibuk'un dile getirdiği gibi kale direkleri ölçülerinin değişmesi ve büyümesini istiyorum ben.

Ayakla tac atışı kullanılması ve de sarı kart alan oyuncunun hokey veya hentbolde örnekleri olduğu gibi belli süreyle oyun harici kalması da oyunda gol olasılığını arttırır diye düşünüyorum.

Banner ile ilgili olarakta ben cok beğendim tek takıldığım nokta Flying Dutchman yazısının silik kalması ve blog adının arada saklı kalması oldu...

Ferman

cagliari42 dedi ki...

maç süresi 60 dakika olsun. oyun durunca, basketboldaki gibi saat de dursun.

bannerın blogla ilgisini anlayamadım. flyingdutchman blogunu ifade etmiyor benim için.

firatyeşilbaş dedi ki...

çizgi hakemi kesinlikle olmalı.kale çizgisine paralel şekilde.topun çizgiyi geçip geçmediği,korner olup olmadığı tartışmaları büyük oranda azalır kanaatindeyim.

onun dışında atılan gol sayısı kadar puan sistemine geçilmesi olabilir.hem futbolun seyir zevkini arttıracaktır hemde futbolcuların gol atmak için her türlü yolu deneyecek olmaları işin heyecanını da biraz olsun arttırabilir.

banner a gelirsek çok hoş bi tasarım olmuş.

Adsız dedi ki...

Top orta çizgiyi geçince geriye pas yapılmasın aynen basketboldaki gibi. Böylece daha atak bi oyun izleyebiliriz ve josico muhasebeci olarak çalışır.

brk dedi ki...

faul yapan takım oyuncusu topu eline alıp 5 metre gittikten sonra topu havaya atıp vakit geçirmesin :)
daha kurala uygun tabiri ile faul yapan takım top oyuna sokulmadan topa dokunamasın

ayrıca taç atışlarında topu eline ilk alan oyuncunun kullanma zorunluluğu olsun adam topu alıyor 10 saniye etrafına bakıyor arkadan gelene bırakıyort en az bir o kdr daha geçiyor biz tv başında mal mal maçın başlamasını bekliyoruz

ayrıca gene oyunun yavaşlamaması adına her oyuncu değişikliğnde saat dursun belki kurala göre durması lazımdır ama en azından bizim ligde pek durmuyor gibi bütün hakemelr alışmış 3 dakika uzatıyorlar

cuma dursun dedi ki...

kural değil belki ama dünya ligi kurulması benim önerim.

milli takımların sürekli saçmasapan hazırlık maçı yapması yerine dünya sıralamasına göre bir lig sistemi kurulabilir. ligin sonuçlanması yıllar sürebilir ama olsun renk katar.

banner'ı hiç beğenmedim. eski hali çok daha güzeldi.

Adsız dedi ki...

Kurallarda değişiklik yapılsın diyeceğim tek olay topun kale çizgisini geçip geçmediğinin anlaşılması için tam kale çizgisi hizasına yerleştirilen bir kamera konulması.Bu kamera ofsayt kamerası gibi dışarıda da olabilir ya da kale direklerinin hemen yanına konulabilecek bir parmak kamera da olabilir.
Hakem kararsız kaldığı durumlarda hemen saha kenarına gelip birkaç dakika da kamera görüntülerini seyredip kararını sağlıklı bir şekilde verebilir.
Buna benzer şekilde bir uygulama NBA de var.Çeyrek sonlarında atılan bir şutda sürenin dolmadan elden çıkıp çıkmadığı benzer şekilde hakemlerin görüntülere bakmalarıyla karar veriliyor.
Banner bence çok karmaşık olmuş.Bloga uyum sağlamamış.

juventino dedi ki...

ben oldum olası deplasman golü kuralına kıl olmuşumdur. nice babayiğitler yenilmeden elenmiştir cl olsun, uefa olsun, x kupası olsun... örneğin inter 2003'te milan'la eşleşmiş ve ilk maçı 0:0, 2. maçı 1:1 berabere bitirmiş ve elenmiştir. aynı inter 2007'de valencia ile eşleşmiş ilk maçı 2:2, 2. maçı 0:0 berabere bitirmiş yine elenmiştir. adam gibi uzatsınlar artık şu maçları. yanlış anlaşılmasın fanatik juventusluyum:) inter sadece örnek.

banner da iyi hoş da takibi biraz zor olmuş:)

qfwfq dedi ki...

pasif ofsayt kurali sadelestirilsin, hanimlarimiza anlatabilelim.

eksi sozluk'te cyrus the virus'un konu hakkinda yazdigi entriler okunabilir. en basitinden sakatlanmis, oyuna mudahil olmayan, ama saha icinde kalan savunmadaki oyuncu ile hucumdaki oyuncunun bu kural acisindan esit olmasi gerekirken degil.


oneri olarak "aktif alan" her oyuncu icin gecerli olsun, pasif alandaki savunmaci da ofsayti bozmuyor addedilsin denebilir ama bence kuralin bir onceki hali dahi yeterliydi: topun oynandigi an degil, pasin atildigi an aktif alanda hucumcu varsa oyun durdurulsun.

ziggytheking dedi ki...

Oyun kurallarındaki değişiklikler için biraz süre istiyorum ama banner blogun arka plan rengiyle tezat oluşturuyor gibi geldi bana. Yine de hoş bir çalışma.

selaminko dedi ki...

banner birkaç post öncesini hatırlattı bana :)

1)Futbolcuların gol attıktan sonra tribüne gitmesine, forma çıkarmasına sarı kart gösterilmesi kuralının değişmesi lazım.
2)Dünya üzerindeki her stadın genişlik-uzunluk ölçüleri eşit olmalı. Yani şu şu sınırlarda olmalı değil tamamen eşit olmalı.
3)Türkiye Kupası formatı rezalet. Acilen değiştirilmeli. FA Cup formatına geçilmeli. Pendik,Erzurum,İnegöl gibi facialar yeniden görülebilmeli :)
4)Uefa Kupası formatı saçmaydı neyse ki düzeltiliyor.
**5)AB vatandaşı statüsü değişmeli. UEFA'ya üye olan bütün ülkelerin futbolcuları bu statüde sayılmalı.

erdemkursat dedi ki...

liglerde de şampiyonalarda da klüp veya milli takımlarda, hepsinden sonra şöyle bir tat kalıyor " keşke şununla, şu takım oynasaydı"
ya talihsiz bir kura, ya talihsiz bir erken dakika golü, bir kırmızı kart bu kadar mı etkilemelidir, takımların kaderlerini....

misal, son şampiyonlar liginde, chelsea nin penaltılarda kaybetmesi, almanya ispanya finali, bi daha oynansa belki almanlar alacaktı...

önerim : nba deki gibi, en üstte kalan 2 takımın kendi aralarında bir kaç maç yapmaları !
ligi ilk ikide bitiren veya şampiyonalarda finale kalan !

cimbomla fenerin peşpeşe 3 maç yaptığını 2 sini alanın şampiyon olduğunu düşünün, bir çok tartışmanın bir hakem kararının önüne geçer !

NBA de bu böyle.
heyecanı düşürür mü bilmem !

erdemkursat dedi ki...

banner le ilgili yorum : ilk gördüğüm anda niye ingilizce ? diye düşündüm, türkçe bişeylerde olabilirdi

Flying Dutchman dedi ki...

Bannerı yeni bir versiyonla deniyoruz...Bununla ilgili de görüşleri alırsak çok mutlu oluruz

Joe Jonese Atesdagli dedi ki...

çizgi hakemi arkadaşım, çizgi hakemi. Abi iyide o "oyunun tadı orda zaten" deme küserim. Çünkü yardımcı hakem ne yaparsa yapsın sıfırdan baksa dahi topun yüzde kaçının geçtiğini anlayamaz, o anlık ruhuyla hangi kararı verirse verir. Ama çizgi hakemi olsa fena olmaz, hem kale arkasında ısınan oyuncularla muhabbet eder, kaleciyi motive eder. ona fıstık atar, muz atar. canları sıkılmaz gariplerin.

bu arada banner hoş olmuş ama blogdaki yazılar çok kötü, futbolla alakası yok. yazıklar olsun tüüü. :)

Quad & AbSurDMaN dedi ki...

Eleme maçlarında deplasman golü kuralı uygulanmasın, kaldırılsın ve bir kenara paçavra gibi atılsın. Gol goldür, evimde de atsam deplasmanda da atsam skorborda 1 gol yazılıyor. Ben neden iki 90 dakika berabere kaldığım takıma eleneyim ki ? Gollerde eşitlik varsa maç uzatılmalıdır. Eşleşmelerde ilk maç deplasmanda oynayan takımın 1 gol bulup üstüne yatmak istemesi de, ev sahibini defansif oynamaya iten "ya evimde gol yersem" stresi de son bulsa...

Ya dünkü banner'ı da bugünkü banner'ı da hiç beğenmedim. Kötüler bence. Daha tarz bir yazıyla ortaya Flying Dutchman yazısı yazılsa, hatta bir tarafa hayalet gemi FD resmi konulsa, futbolla ilişkilendirilebilse :) Vector halinde de olabilir gemi resmi, çok mu şey istiyorum acep :P

Adsız dedi ki...

Zaman geçirmek için sakatmış gibi saatlerce yerde kıvranan tiplere sarı kart, hatta direkt kırmızı kart verilsin. Yabancı sınırlaması her ülke için "en fazla 3 yabancı" şeklinde değişsin. Avrupa, Asya, Afrika, Amerika kupaları 2 yıl süren liglere dönüşsün. Kıtaların büyüklüğüne göre 3,4 farklı lig de oluşturulabilinir. Bu liglerde derece yapanlar Şampiyonlar Ligi gibi Dünya Kupası oynasın. Şampiyonlar Ligi demişken, o eski çift gruplu sistemi çok özledik. Daha fazla kaliteli maç izliyorduk.

alengir dedi ki...

bu ikinci banner daha güzel olmuş hem gözü de yormuyor

çubuk makarna dedi ki...

muzaffer'e katılıyorum. şu deplasman golü kuralı bitsin artık. bence 3. maçı yapsın takımlar tarafsız bi sahada.

Pads dedi ki...

Bu logo dunkunden daha iyi sanki ama yine de kopuk sanki. Sonucta sitenin cok iddiali ve modern bir tasarimi yok, ustune bu logo gelince spor ayakkabi ustune takim elbise gibi olmus. Daha klasik ve sade bir logo daha iyi gider bence. Hamburger SV logosu kadar sade degil ama:)

Her Yol Roma dedi ki...

bence çizgi hakemi gerekli değil, zira hakemin gol olup olmadığı kesin olarak görebilmesi ancak iki kalenin içine de birer hakem konduğunda mümkün olabilir.

sevinirken tribüne çıkma, forma vs çıkarma oalylarına sarı kart olmamalı. zaten adam maçta bi iki kere sevinebiliyo, bırak da istediği şeyi yapsın. "i belong to jesus" vs forma altı sloganları dini, siyasi mesajlar sarı kartla cezalandırılabilir, ancak forma-şort-ya da hasan kabze gibi konçtan şapka çıkarma vs serbest olmalı.

alperensaylar dedi ki...

birkaç şey daha geldi aklıma;
-adam gibi oynamayacaklarsa 3-5-2 oynamak yasaklansın. sonra ya bizim gibi şl de 0 çekiyorlar, bayern gibi kendi evlerinde werder'den 5 yiyorlar...uzar gider. adam gibi sağ ve sol kanadın yoksa oynama 3-5-2, rezil oluyorsun.
-şu bank asya 1.lig'deki yabancı kuralı ne güzelmiş. bruno gibi adamları çıkarıyor ortaya.benzerini süper lig'e de koysalar. mesela 6+2 nin 2 tanesi ya da hadi acımasız olmayalım 1 tanesi 20 yaş altı yabancı olsun. 1 tane yerli, 1 tane de bu yabancı çocuk olmak üzere maçlarda ilk 18'de 2 tane 20 yaş altı oyuncu bulunsun.

Raziel dedi ki...

Ben de ayakla taç atmak ve top çizgiyi geçti/geçmedi karmaşasına son vericek bir kural getirilmesi gerektiğinden yanayım.
Mesela uygulamaya konulması düşünülen çizgi hakemleri tartışmaları biraz olsun engelleyebilir.

Adsız dedi ki...

Sınırsız oyuncu değişikliği olsun, oyuncu değişikliğine 4. hakem nezaret etsin, hentboldaki gibi bir oyuncu sahayı terketmeden öteki sahaya giremesin.

Böylece hem tempo artar, hemde kadroda yer alan tüm oyunculardan yararlanılır, herkes it gibi koşar.

Kelle...

Sencer Yücel dedi ki...

enteresan öneriler var. şampiyonlar ligi'ne şampiyonların katılması olayıyla ilgili atlanan bir duruma değinmek isterim. sadece avrupa şampiyonlarının davet edildiği bir şampiyonlar ligi'nde arsenal, liverpool, chelsea, juventus, milan, real madrid gibi bir ton kallavi takım yerine letonya şampiyonlarını izlemek pek keyifli olmaz diyorum. uygulama uefa kupası'na ilgiyi arttırmaktan başka bir işe yaramaz.

barış dedi ki...

nasıl kalecinin topu elinden çıkarması için belli bir zaman limiti varsa(6 saniye galiba), aut vuruşları için de olsun.türkiye liginde mesela sinir oluyorum ben kalecilere 30 saniye-1 dakika süre geçirebiliyorlar topçu çocuktan top isteyerek, zaten sahada olan topu görmemiş numarası yaparak(ömer çatkıç mesela çok yapar bunu, sırf bu yüzden sevmem kendisini).6 saniye değil de 15 saniye daha akla yatkın bir limit gibi. bu arada biz burdan söylesek de hiçbir şey değişmeyecek bizim dememizle ama olsun.

Gilamaniac dedi ki...

1-Herkes oturdugu sehrin takımını tutsun (hatta bu kural olsun)
2-Ofsayt kuralı olmasın boylece ofsayttan gol olmus olmamıs geyigi bitsin
3-Kale cizigisinde elektronik sistem olsun .Gol oldugunda Kelnin rengi degissin.Hakeme ihtiyac kalmasın

CaRtMaNtR dedi ki...

Nano teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde toplara ve kramponlara yerleştirilecek mikro çiplerle ofsayt çizgilerini yada topun gol yada saha çizgilerini geçip geçmediğini kesin bir şekilde belirlemek mümkün olabilir.

Bunun haricinde bencede oyuncu değişikliği sayısında sınırlama ortadan kaldırılabilir. Hatta bu iş için dördüncü hakem daha aktif şekilde kullanılır. Bu sayede oyunun temposu maçın her dakikasında daha yüksek olabilir.

Ayrıca gol konusunda sıkıntı çekilen liglerde düşünülen bir maçta 3 golden fazla atan takıma fazladan puan verme kuralı kullanılabilir.

Penaltı yerine hockeyde kullanılan ve sanırım adı Shoot-Out olan oyuncunun belli bir noktadan kaleye ilerlediği ve kalecininde onu karşıladığı bir sistem kullanılabilir. Bu hem atışlarda kalecinin daha fazla başarılı olmasını sağlam hemde oyuncun sahanın kendinde daha uygun kısmında daha uygun şekilde şut atabilmesine neden olur.

Lig sonuncusu ile alt ligde dereceye giren takımların play-out oynamasıda son derece mantıklı olacaktır gibi.

Birde tribünlerin etrafına tel örgü yerine hockey sahalarındaki gibi kırılmaz cam konulabilir.

Ayrıca sanırım Barnebeudada olan kale arkasına çekilen geniş ağ gibi bir ağ ile hedefi şaşan şutları çok alakasız yerlere giderek toplanması için vakit kaybedilmesi önelenebilir.