2 Ocak 2009 Cuma

BOZKIRIN FİLİZLERİ


Ara transfer dönemi 2000'li yıllarla beraber spor gazeteciliği denen olguyu futbol gazeteciliği çemberine sıkıştıranlar için yeni mecraların oluşturulmasını sağladı. Transfer gazeteciliği ve asparagas haberciliği. Türkiye'deki gazetelerin genelde en sevdikleri dönem bu dönemdir. Yani Mayıs ayından 31 Ağustos'a kadar geçen yaz transfer dönemi ve Ocak ayındaki ara transfer dönemi. Sallamanın denetimi de olmadığından o dönemlerde gazete sayfalarını doldurmak pek de zor olmaz. Zira Aziz Yıldırım'ın aynen İngiltere'de Roman Abramovich 'in öncülüğünü yaptığı gibi yarattığı bir ekol var Bundan 10 sene önce Türkiye'ye gelmesi imkansız gibi görülen futbolcuları birer birer Kadıköy'e getirerek gazetecilere büyük bir iyilikte bulundu. Zira 10 sene önce kimse "Zidane Galatasaray'da", Ronaldo Fener'de" veyahut "Suker Beşiktaş yolunda" gibi başlıklar atmazdı (hoş bu gözler aynı dönemde Alan Shearer Trabzon'a yeşil ışık yaktı şeklinde haberi de gördü o ayrı). Ancak Ariel Ortega transferi bu anlamda bir dönüm noktası oldu. Ortega 28 yaşında Türkiye'ye geldi ve dünyanın en iyi milli takımlarından birisinin kaptanı ve en iyi oyuncusuydu. O transfer Türk basını için transfer haberindeki sınırı kaldırdı. Ardından gelen Anelka bu durumu perçinledi. Böylece dünyanın en pahalı futbolcularının bile Türkiye'ye kağıt üzerinde gelişi üzerindeki engeller kalktı. Bu diğer kulüpleri de yıldız oyuncu transferine götürdü. Örneğin Galatasaray Adrian Ilie, Filipescu, Franck Ribery gibi ucuz ve geleceği olan transferler yapmak yerine, kariyerini doldurmuş yaşı geçgin oyunculara yöneldi. Beşiktaş onları takip etti. Bugün 3 büyük takımın 25 yaş altında, henüz patlama yapmamış ve fiyatı 500 bin euronun altında olan oyuncuları alması söz görünüyor. Yani yeni bir Ribery görmemiz zor görünüyor. Üstelik Bayern Münih fiyatını 60 milyon euro olarak açıklamışken. Yani Galatasaray kulübünün toplam borcunun yarısı kadar.

Hal böyle iken Andolu kulüplerine ve 2.lig ekiplerine düşüyor bu görev. Yani henüz kendi ülkesinde top koşturan ve parlamamış yetenekleri 5 sıfırlı rakamlarla Türkiye'ye getirip ekonomik istikrara kavuşmak ve kulüple birlikte büyüyen oyuncularla başarıya yürümek. Bu konuda kulüplere tanınan bir olanak var. Türki cumhuriyetlerden gelmiş oyuncular. Yabancı statüsünde sayılmıyorlar ve henüz Batı'nın el atmadığı isimler. Bu ülkelerdeki potansiyel yeteneklere bir göz gezdirelim.

Özbekistan'dan başlayalım. Özbek futbolunun en büyük kozu Dinamo Kiev'li forvet Maksim Shatskikh. Özbekler tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası eleme gruplarında final gruplarına kaldılar. Bu maçlar sırasında öne çıkmış olan ve 2008 yılında Asya'da yılın futbolcusu seçilmiş olan Server Djeparov (en üstteki resimde) önemli bir isim. Djeparov Özbekistan Ligi'nde Zico'nun takımı FC Bunyodkor'da oynuyor ve 26 yaşında. Chelsea onunla ilgileniyor ve Özbek oyuncu İngiliz kulübünde 1 ay boyunca deneme süresi geçirdi. Henüz ilgiyi üzerine çekmemiş 2 oyuncu ise 21 yaşındaki defans oyuncusu Vitaliy Denisov ve orta saha oyuncusu Odil Ahmedov. Denisov Ukrayna'nın Dnipro takımında forma giyiyor. Ahmedov ise altyapısından yetiştiği FC Pakhtakor Tashkent takımında oynuyor. Özbek futbolu bu 3 futbolcudan önemli bir gelecek bekliyor. Türk kulüpleri özellikle Denisov ve Ahmedov için iyi bir çıkış noktası olabilir.

























Kazakistan'a geçelim. Bir tanesi bizim ligimize kapağı attı. Kayseri Erciyesspor forması giyen Ali Aliyev. Üleknin yurt dışına pazarladığı en ünlü oyuncu Dinamo Moskova forması giyen Andrei Karpovich. Tabi takım Avrupa kıtasından elemelere giren 2 türki cumhuriyetten birisi olduğundan kendisini dünyaya tanıtması biraz zaman alacaktır. 20 yaşındaki forvet Tanat Nusserbayev, 21 yaşındaki Sergei Ostapenko ve aynı yaştaki orta saha oyuncusu Zhambyl Kukeyev (üstteki resimde) geleceğin önemli oyuncu adayları ve halen kendi ülkelerinde top koşturuyorlar. Kukeyev bir çok futbolcunun hayalini gerçekleştirmiş bir isim. Kazak futbolcu 11 Ekim 2008'de Wembley çimlerinde takımının 5-1 kaybettiği maçta İngiliz ağlarını sarsmıştı.













Azerbaycan. 19 yaşındaki İlgar Gurbano önemli yatırımlardan bir tanesi. Fenerbahçe alt yapısından yetişen ve 15,6 ve 17 yaş altı takımlarında oynayan Gurbanov 2007 yılında Khazar Lenkoran takımına transfer olduktan sonra Sivasspor onu bünyesine kattı. Bu sene Boluspor forması giyiyor. Önümüzdeki sene Sivasspor'un Türk futboluna sunduğu yeni sürpriz yumurtalardan birisi olabilir. 20 yaşında ve FK Karvan forması giyen Vügar Nadirov da Azerilerin bel bağladığı yıldız adaylarından birisi. Azeri futbolundan dikkat çekeceğimiz son isim Polonya'da Polonia Warsaw forması giyen 23 yaşındaki Saşa Yunisoğlu (üstteki resimde). Azeri futbolunun yurt dışında düzenli olarak forma giyen ender simleirnden birisi ve keşfedilmeyi bekleyen bir futbolcu.


















Yukarıdaki 3 ülke son yıllarda belli bir kıpırdanma içindeler. Ancak son 3 ülkenin durumu pek iç açıcı değil. Türkmenistan bu halkada ele alacağımız ilk takım. Avrupa futbolunun üst düzeyine gönderdikleri 2 isim var. Rus Ligi'ni bu sene dördüncü sırada bitiren Amkar Perm'de oynayan orta saha oyuncusu Vyacheslav Krendelev (resimde) ve FC Khimki forması giyen Vladimir Bairamov. Onun dışındaki oyuncuların tümü Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan Ligi'nde forma giyiyorlar.


















Kırgızistan'a gelince. Bizim için akla ilk gelen isim Giresunspor forması giyen 19 yaşındaki akrobatik Kırgız Anton Zemlianukhin.Ülkenin en tanınmış oyuncusu da 20 yaşında. Toulouse'un 21 yaş altı takımında forma giyen Davron Askarov (resimde sağda). Kısacası Johann Elmander-Andre-Pierre Gignac çizgisinin bir sonraki temsilcisi Kırgızistan'dan olabilir. Gignac'ın oldukça ucuza transfer edilmesi sonrası bugün Fransa Ligi'nin gol krallığının zirvesinde olması aslında bir mesaj. Tabi almak isteyenler için. Kırgızistan milli takımının geride kalan tüm oyuncuları Kırgız Ligi'nde forma giyiyorlar. 23 yaşında ve Kırgızistan'da 2007 yılında yılın en iyi orta saha oyuncusu ödülünü kazanmış olan Vadim Harchenko ülkenin yurt dışında gönderdiği sonraki isim olabilir. Kırgısiztan Zemlianukhin örneğinde görüldüğü gibi aslında işlenmeyi bekleyen yıldızların olduğu bir ülke. Üstelik Zemlianukhin henüz milli bile olmadı. Bu da önemli bir gösterge.

Son olarak Tacikistan'a bakalım. 18 yaşında Rus Ligi takımlarından Saturn'de forma giyen Farkhod Vasiev ülkenin en fazla ümit bağlanan yeteneği. Şu an milli takımdaki oyuncuların % 90'ı Tacik Ligi'nde forma giyiyor ama yeni yetişen gençler bu yüzdeyi düşürmek üzere. Ermenistan Ligi dördüncüsü Mika Yerevan'da forma giyen 20 yaşındaki bir başka yetenek Dilshod Vasiev de dikkat çeken bir isim. 19 yaşındaki forvet Kamil Saidov ve 21 yaşındaki orta saha oyuncusu İbrahim Rabimov da listemizin son isimleri.

Yukarıdaki 6 ülkenin dört tanesi Asya 2 tanesi Avrupa elemelerinde mücadele ediyorlar. Şu ana kadar ulaşabildikleri n üst nokta Özbekistan'ın Asya final gruplarında hala devam eden 2010 Dünya Kupası iddiası. Bundan 20 yıl önce İzlanda veya Finlandiya futbolu diye bir futbol ortada yoktu. Şimdi de pek olduğunu söyleyemeyiz. Ama bu 2 ülke milli takımlarında bugün 22 kişilik kadronun 20 tanesi yurt dışında üst düzey liglerde forma giyiyor. Dolayısıyla burnumuzun dibinde çırpınan bu ülkelerin yetenekleri din, dil gibi ortak özellikler açısından Türk futboluna katkı sağlayabilirler. Tabi Sırbistan, Romanya, Hırvatistan gibi kendisine yakın ülkelerde kopan fırtınadan bile oralı olmayan ülke takımlarının ve yöneticilerinin sığ "Orta Asya'dan futbolcu mu çıkarmış" yorumunu aşamayacaklarını biliyoruz ama teklif bizden.....umursamazlık onlardan....

6 yorum:

GK dedi ki...

Azerbaycan'dan Kamran Agaev'i de ekliyorum.Araştırmasını yapmıtşım. http://numerosettanta.blogspot.com/2008/09/azrbaycan-qaps.html ahada burda.Bence kaleci sıkıntısı çeken takımlarımızın derdine derman,22 yaşında bir kaleci.Khazar Lenkoran'da oynuyor şu an.

SAFÆ dedi ki...

İngiltere Kazakistan maçını izlemiştim. Gerçekten de Kazakistan takımında yetenekli oyuncular var. Tartışılması gereken bir konuydu, yazı için teşekkürler..

karalamaca dedi ki...

sonuna kadar giresunsporlu olarak size şunu tafsiye edebilirim
gerçi blokta da yazmıştım bunu ama,
bizzat canlı ve kanlı izlediğim alex ki oan anton diyoruz biz' çotanaklar' olarak,
inanılmaz bir taç atışı var.
tekniği harika denilebilir ama yavaş ve çabuk yoruluyo zaten bu yüzden 2. yarılarda girebiliyor oyuna.
sevgilerle:)

Adsız dedi ki...

sevgili dutchman

kazakistan turki cumhuriyet olarak degerlendirilemez sanki.

Flying Dutchman dedi ki...

adsız arkadaşa hitaben

açıklamayı blogun almaty'de yaşayan yazarı canarino yapacaktır en kısa zamanda

Adsız dedi ki...

Kırgızistan,Kazakistan,Azerbaycan,Turkmenistan,Özbekistan Türkiye ve KKTC bağımsız Türk Cumhuriyetleridir.Bu devletlerin milletleri türk soyundan gelmektedir.Fakat Tacikler Fars soyundan gelmektedir.Yani Türk değilir.Bazı kaynaklarda Türki cumhuriyet olarak gösterilmesi yanlıştır.Bu yanlışlık bu ülkede yaşayan özbek ve kazakların fazla olmasından kaynaklanır.Zaten TFF nin açıklamasında bu ülke yoktur.yani Tacik futbolcular yabanı statüsünde oynar.

Ayrıca bi konuya daha değineceğim,Bu bağımsız cumhuiyetler haricinde 25-35 tane de özerk türki cumhuriyet vardır.aslında tff bu konuya da el atsa çok iyi olur.mesela rus futbolunun yetiştirdiği yıldızlardan Marat İzmailov Tatardır(özerk türki cumhuriyet=Tataristan Cumhuriyeti:başkenti kazan--Rubin Kazan gibi zengin bir klübede sahip ülke)
+++
Ukraynalı olexandr aliev de kırımlıdır.

Eminn