3 Şubat 2009 Salı

TARJA TURUNEN


Bayan vokalli rock ve metal grupları son yıllarda o kadar fazlalaştı ki kolejde bir araya gelen 4 tane erkek doğrudan şehrin kilisesine gidip korodaki kızlardan birisini seçiyor. Sesin iyi veya kötü olması farketmez, derinliği ve soprano vokale olan yatkınlığı olması yeterli. Neredeyse her "female-fronted" grubun vokalinin geçmişinde bir kilise macerası var. Hristiyanlığın mabedinin, din kavramına bu kadar uzak bir müzik türüne bu derece eleman yetiştirmesi de apayrı bir tezat ya neyse. Finlandiya'lı Tarja Turunen bu bayan vokalli senfonik metal grubu ekolünün ilk temsilcilerinden ve neredeyse ardından gelen her vokalin kendisiyle karşılaştırılmasına yol açmış bir isim. Türün öncü gruplarından Nightwish ile 1997-2004 arası 5 albüm yaptı. Özellikle 2000 tarihli Wishmaster albümü onun kariyeri için zirve noktasıydı. She Is My Sin, Come Cover Me, Wishmaster, Wanderlust ve bence Nightwish'in gelmiş geçmiş en iyi eseri Deep Silent Complete gibi şarkılara hayat verdiği güçlü, derin vokali onu heavy metal camiasının en tepesine yerleştirdi. Wishmaster piyasaya sürüldüğünde 23 yaşındaydı Tarja. 27 yaşına geldiğinde Nightwish üyeleri onu zehir zemberek bir mektupla gruptan kovdular. Sebep olarak gösterilen Arantin'li kocası Marcelo'nun hakimiyetine çok fazla girdiği ve davranışlarının değiştiği yönündeydi. Üstelik bu mektubu Tarja'ya hiç hissettirmeden bir konser sonrası kulisteki masasına bırakmışlardı. İş Nightwish'in beyni klavyeci Tuomas Holopainen'den çıktı tabi. Tarja gruptan kalbi kırık olarak ayrıldı ve daha sonra saygılı bir cevap yayınladı kendi sitesinden. Nightwish onun ardıdan 3 sene boyunca bir vokal bulamadı ve sonunda onun yerini asla doldurulamayacağı söylenen 38 yaşındaki İsveçli Anette Olzon ile yola devam kararı aldı. Olzon'un birkaç konserde icra ettiği "Tarja dönemi şarkıları" beğenilmemişti. İsveçlinin gruba alışması ve kendini kabul ettirmesi 1,5 seneyi aldı. Ama hala Tarja'nın yerinin asla dolmayacağını düşünenlerin sayısı çok fazla.

Tarja Turunen de kendi yoluna gitti tabi. İlk albümü bir şok etkisi yarattı. Tarja tamamen opera havasında geçen ve ağırlığı Fince şarkılardan oluşan "Henkäys Ikuisuutta" albümü birçok kişi tarafından yerden yere vuruldu. İnsanlar bu ayrılıktan onun zararlı çıktığını söylüyordu ki Tarja 2007'de kapı gibi bir albüm çıkardı. My Winter Storm. Tekrar senfonik metal sularına döndüğü bu albüm büyük beğeni kazandı. Albümün tümü güçlü bir altyapının üzerine kurulmuş senfonik öğelere eşlik konusunda hiç zorluk çekmeyen Tarja'nın sesinin bir dansıydı adeta. Albüm Alice Cooper coverı "Poison"ı da içeriyordu. Tarja eve geri dönmüştü. Birkaç gün içinde üçüncü albüm geliyor. What Lies Beneath. Merakla bekliyoruz. Enfes bir Nightwish klasiği Sleeping Sun ile kapatalım bu yazıyı da.

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

Bu Nightwish'ten ayrılması durumu grubu takip edenler arasında hala tartışma konusu. Ama Anette Olzon her şeyden önce Tarja gibi klasik müziğe gidebilecek gırtlağı olan bir vokal değil. Nightiwsh onunla beraber daha farklı daha az klasik müziğe uygun vokalin gerektiği şarkıları içeren bir yöne giriyor. Açıkçası bu yönde Dark Passion Play'deki gibi devam ederse hiç fena olmaz. Tarja ise eğer My Winter Storm'daki çizgisinde devam ederse solo kariyerinde çok başarılı yerlere gelecektir. Yeni albümüde merakla bekliyorum.