4 günlük soğuk topraklar turunu İzlanda ile bitirelim. Avrupa Kıtasının ana karadan en uzak ülkesi İzlanda. Tabi Fas açıklarındaki Kanarya Adaları ve Tenerife'i de hesaba katmak lazım ama apayrı bir ülke olarak İzlanda bu alanda Avrupa'dan en uzaktaki bağımsız ülke. Eğer Grönland Danimarka'dan ayrılırsa unvanı ele geçirecek. İzlanda 103.000 km²'lik, 320.000 nüfusa sahip bir ülke. Başkent Reykjavík'in nüfusu 120.000 civarında. Kopavogur, Kópavogur, Hafnarfjörður ve Reykjanesbær ülkenin diğer büyük şehirleri. Ülkenin iç kesimlerinde neredeyse yerleşim hiç yok, zira iklim burada herhangi bir yerleşime olanak vermiyor. Tüm şehirler sıcak su akıntılarının da etkisiyle kıyıda toplanmış durumda. Ülkede kaydedilen ortalama en yüksek sıcaklık Ağustos ayındaki 14 derecelik zaman diliminde. Yani İzlanda'ya gidecekseniz yaz döneminde gitmek en mantıklısı. Zira 30 Temmuz 2008'de başkentte 26.2 derecelik bir sıcaklık kaydedilmiş ki bu ülke tarihinin rekoru. Küresel ısınma ve buzul erimesi açısından İzlandalılar bunu büyük bir tehlike olarak görüyorlar. Nitekim kaydedilen en soğuk gün ise 21 Ocak 1918'deki -24,5 derecelik sıcaklık. Ülke nüfusunun % 93.2'si İzlanda'lı. Onları % 2.71'lik oranla Polonyalılar (buraya da gitmişler evet) izliyor. 8.500 civarında Polonya'lı var ülkede. Diğer ülke vatandaşlarının sayısı genelde 1000'in altında. Onlar da birbirini tanıyordur zaten. Türkler pek ayak basmamış ülkeye.
Tamamen endsütrileşmiş bir ülke olan İzlanda'da ayrıca bioteknoloji ve software alanında da önemli atılımlar var. Turizm de son yıllarda hafiften yükselişte. Ancak ekonomik kriz onları da etkiledi ve birçok özel banka iflas etti. Yakın zamanda Hollanda-İzlanda arası 200 euroya bir uçak bileti yakalamıştım. Zamanla düşecektir bu fiyatlar. Tüm yemek kültürü balık üzerine kurulu bir ülke doğal olarak. Resimde de gördüğünüz kuzu eti, deniz kabuğu ve balık karışımı ile yapılan "Lifrarpylsa-Þorramatur" ülkenin en ünlü geleneksel yemeği. Hafif bir midye dolması havası sezdim ben.
Tabi bütün bunların dışındaİzlanda deyince çoğu kişinin aklına tek bir isim geliyor.
Björk. Ya da uzun haliyle Björk Guðmundsdóttir. Eşsiz sesli, küçük şirin kadın İzlanda'nın simgesi adeta. İlk çıktığında It's Oh So Quiet klibindeki haliyle herkes tarafından "cici kız" damgası vurulan Björk yıllar geçtikçe aktivist kişiliği ve ailesini medyadan korumak içni patakladığı gazetecilerle gündeme düştü. Son albümündeki Declare Independence şarkısı bir hayli tartışma yarattı örneğin. Björk bu şarkıyı Grönland'a adadığını açıkladıktan sonra Japonya'daki bir konserde Kosova'ya da gönderme yaptı. Bunun üzerine Sırbistan'daki konseri iptal edildi. Ardından Çin'deki bir konserde, şarkı arasında "Tibet, Tibet" diye bağırınca da Çin hükümeti ayağa kalktı ve bir sonraki konseri iptal edildi. Bu arada belirteyim bu şarkının klibi Eternal Sunshine Of The Spotless Mind filminin yöneteni Michel Gondry tarafından çekilmiştir.
Gelelim Úrvalsdeild Karla, yani İzlanda Premier Ligi'ne. UEFA sıralamasında 37. sırada bulunuyor lig. 9 Mayıs'ta startını verecek. Ligde 12 takım bulunuyor. Tabi bu takım isimlerinin telaffuzunda hafiften problemler olduğu için, çoğunun ismi kısaltılmış. Örneğin ligde
24 şampiyonlukla en çok mutlu sona ulaşan takımın ismi, başkent ekibi, KR. Ama aslında Knattspyrnufélag Reykjavíkur. Hadi gel de oku. Onu 20 şampiyonlukla daha okunabilir isimli takım, bir başka başkent ekibi Valur takip ediyor. Nitekim Valur Eidur Gudjohnsen'in de yetiştiği kulüp. Son yıllarda lige damgasını vuran ekip ise Hafnarfjörður takımı FH, ya da Fimleikafélag Hafnarfjarðar. tarihlerindeki 4 şampiyonluğu son 5 sezonda elde ettiler. Toplamda 18 şampiyonluğu bulunan Knattspyrnufélagið Fram bu sezonun iddialı isimlerinden. Takım ikiz Gunlaugsson kardeşleri Premier Lig maceralarından sonra ülkelerine geri getirdi. Ligde toplam 6 adet Reykjavik takımı bulunuyor. Anca buna rağmen 6 takımın da kendine ait stadyumları var. Fram'ın stadyumu Laugardalsvöllur 9.800'lük kapasitesi ile ülkenin en büyük futbol stadyumu. Çift devreli lig usülü oynanan lig sonunda son 2 sırayı alan takımlar küme düşerken, ikinci lig 1. deild karla'da ilk iki sırayı alan takımlar Úrvalsdeild'e yükseliyor. Ayrıca ligde sezon öncesinde oynanan "Deildabikar" ve sezon içinde oynanan ve federasyon kupası yerine geçen VISA-bikar adında 2 kupa mücadelesi var. KR federasyon kupasında da en fazla mutlu sona ulaşan takım. Son yıllarda gol krallığına ulaşan veya ligin en iyi oyuncusu seçilen tüm isimler sezon sonu Norveç ve İsveç başta olmak üzere diğer ülkelerin yolunu tuttular. Zaten ligdeki çoğu oyuncu, çok genç yaşta diğer takımların kadrosuna girerek futbol kariyerlerine öyle başlıyorlar. Örneğin 1994-95 yılında Beşiktaş forması giyen Eyjólfur Gjafar Sverrisson, Vfb Stuttgart'ta futbol hayatına başlamıştı. Sverrisson kariyerini de Hertha Berlin'de bitirdi. Halen Türkiye'de Atli Eðvaldsson'dan sonra oynamış tek İzlanda'lı unvanını elinde bulunuduruyor.*
*Düzeltme için Onur Erdem'e teşekkürler.
15 yorum:
en ünlü yemekleri buysa ben izlanda'ya gidersem aç kalırım.
björk birkaç klibinde daha michel gondry ile çalıştı. bence en iyisi şudur: bachelorette
bu takımların tezahüratlarını duymak isterdim:
lay lay lay lay lay layyyy oooo knattuspyrlegio hay ananın ya al baştan lay lay lay layyyy
Turkiye'de oynayan ilk Izlandali Atli Eðvaldsson'dur. 1980'lerin sonunda Genclerbirligi'nde oynamisti. 1980'lerin basimiza bela olan Izlanda milli takimindaki onemli oyunculardan biriydi...
düzeltilmiştir efendim çok teşekkürler
yanlış hatırlamıyorsam çin malezya,filipin,... vatandaşları bile yaşamakta ..nerden nereyeee..topraklarını satışa çıkarmıştı bu ülke krizin başladıgı zamanlar, hani param olsa alırdım zira kızları çok güzel(miş).. :))))
bir de sigur ros'u çıkardılar, oldukça sevilen bir grup da bana yaklaşmasın aman diyeyim..
En cok gitmek istedigim ulkelerden biri. Birkac sene sonra /muhtemelen 2013 yazinda) 15 gunlugune gidip, bir karavan kiralayip adanin butun cevresini turlamak gibi bir planim da var.
@cubuklu makarna
adamlarin hakarl diye bir yemegi varmis, kopekbaligi etlerini kuma gomup 6 ay bekletiyorlar, et fermante oluyor, sonra cikarip yiyorlar. Les gibi amonyak kokuyormus ve yiyen cogu kisi "hayatimda yedigim en kotu sey" diyormus hakarl icin.
adamlarin mutfagini arastirinca cok sacma sapan seyler var daha.
ben bazen gitmisken yerlesip bir kebapci acsam, gariplere yemek ndir ogretsem diye dusunmuyor degilim hani :D
@onur erdem
ringa balığı avı derim... kusmadan dönene parasını iade ediyorlarmış, ben ve şırdan yemiş midem iddialıyız:)
lee sharpe da bir süre bu ligde top koşturmuştu.
Dutchman,
senden bir de Malawi ligi araştırması bekliyorum.NTV Spor'da izlediğim Afrika'dan futbol programında izlediğim bir lig maçında yeşil renklere sahip bir takımın oyuncularının forma numarası yoktu.Sonra bir daha girmediler hiç Malawi ligine.
faroe ligini de yazarsan kuzey tamamlanmış olacak.
gecenin geç bi saatinde stv idi galiba izlanda'yı tanıtıyordu.programın sonunda izlanda da yaşayan başörtülü türk öğretmen bulamamış olacaklar ki türk ile evlenip başörtüsü takan danimarkalı öğretmen yengeyi gösterip bakın ahanda burada bile başörtülü okullara girelebiliyor demişlerdi.gayretlerinden dolayı kendilerine 10 puan vermiş kanalı da sonsuz bilinmezliğe doğru sürükleyip uydumdan silmiştim..
@manu
sigur ros'u millet çok seviyor hakkaten ben de anlayamıyorum. müzisyen olup müzik yapmayan tek gruptur heralde. aegetus byrun mü nedir o albümlerini dinlerken fenalık geçirmiştim.
@berthelemy
trend mi desek ne desek? ya da hakikatten bizim algılarımızın üstünde bir şeyler yapıyorlar. :))
he bir de efsane midir nedir artık; izlandalılar, türklerden nefret edermiş.
Sigur Ros - Di Do
Dinleyin ve çıldırın.
Albümün ismi: Ba ba - Ti Ki - Di Do
izlandalı yönetmen dagur kari'den de bahsedebilinirdi yazının bi paragrafında.
Yorum Gönder