Aslında bu yazı
Norveç ve
İsveç Liglerinden sonra Finlandiya Ligi ağırlıklı olacaktı ama ben işin içine coğrafya ve müziği de sokunca karma bir yazı oldu. Finlandiya deyince benim aklıma ilk önce futbol değil heavy-metal geliyor söyleyeyim. Jari Litmanen'den önce de Nightwish, Cildren of Bodom, Sonata Arctica, Sentenced, Ensiferum, Finntroll, Apocalyptica, Stratovarius, Korpiklaani gibi isimler. Ülke artık heavy metal müzikle özdeşleşmiş durumda ki etek boyunun en fazla 30 santim olduğu Eurovision'a Lordi gibi bir canavar ordusu ile katılmakta sakınca görmeyecek kadar bu müziğe sahip çıkıyorlar. 5,5 milyon insan yaşıyor Finlandiya'da ki bunun 570.000'i başkent Helsinki'de yaşıyor. Bir de her coğrafya dersinde söylenen klasik vardır "Göller Ülkesi". Gerçi bu unvanı bu kadar hakeden başka bir ülke olamaz sanırım. 500 m²'nin üstünde 187.888 tane göl bulunuyor ülkede. Bu 93.944 km²'lik bir alana işaret ediyor ki, zaten ülkenin tüm yüzölçümü 338.145 km²,
yani ülkenin % 40'ı bu göllerle kaplı demek bu. 10 km²'nin üstünde de 309 adet göl var ki bunlardan Saimaa gölü Avrupa'nın en büyük dördüncü gölü. Ülkede ayrıca 179.584 tane ada bulunuyor.
Tabi bu kadar göl muhabbeti yapınca "
Bodom Cinayetleri"ne atıf yapmadan olmaz. 4 Haziran 1960'da meydana gelen bu olayda, Finlandiya'nın kuzeyinde bulunan (resimdeki) Bodom Gölü kıyısına kamp yapmaya giden 2 kız, 2 erkek 4 genç gece yarısı çadırlarında uyurken saldırıya uğruyorlar. İçlerinden sadece Nils Gustafsson kurtulurken geri kalan 3 genç aldıkları bıçak darbeleri ile hayatını kaybediyor. Olayın failleri bir türlü ele geçirilemiyor. Derken 1972'de Finladiya'da vefat eden bir adam vasiyetinde kendisinin cinayetlerin faili olduğunu itiraf ediyor. Finlandiya polisi söz konusu şahsın olay gecesi Bodom Gölü yakınlarında bir büfede çalıştığı, kamp öncesi gençlere limonata sattığı ve onlara çok da dostça davranmadığı bilgisine ulaşıyor, ancak yapılan soruşturmada evde olay saatinde evde karısıyla uyuduğu gerçeğine ulaşıp bu itirafı "yalan bir itiraf" olarak değerlendiriyor. Ardından 2003 yılında Fin profesör doktor Jorma Palo çıkardığı kitapta, olaydan kısa süre sonra üzerinde bıçak yaraları olan bir KGB ajanını tedavi ettiğini ileri sürüyor ki bu KGB ajanının hakikaten Alman SS Subayı iken Ruslarca tutsak alınıp KGB ajanına döndürülen Hans Assmann olduğu ortaya çıkıyor, ancak Assmann'ın da yapılan soruşturmada olay saatinde başka bir yerde olduğu ortaya çıkıyor. Son olarak 2004 yılında, hadiseden
44 yıl sonra, canlı kurtulan tek isim Nils Gustafsson polis tarafından cinayet şüphesi ile tutuklanıyor. Önemli gerekçelerden birisi Gustafsson'un çok fazla kıskandığı kız arkadaşı Irmeli Björklund'un 15 kere bıçaklanmış olması ancak diğer 2 kurbanın daha az bıçak darbesi almış olması. Ayrıca Gustafsson tutuklandığında polise "What's done is done, I'll get 15 years (Ne yapıldısya yapıldı, 15 yıl yerim) şeklinde bir söz söylüyor. 2005 yılında başlayan mahkeme hem bu açıklamayı es geçiyor hem de Gustafsson'un en az diğer 2 kurban kadar fazla bıçak darbesi aldığını gerekçe gösterip Gustafsson'u suçsuz buluyor. Hapiste geçirdiği 1 yıla yakın süre için de 45.000 euroya yakın bir tazminat alıyor. Bodom Cinayetleri'nin faili bugün hala yakalanmış değil. Yukarıda saydığımız gruplardan Children Of Bodom da bu olaydan esinenerek hem ismini almış hem de sayısız şarkıya imza atmış bir grup. Lake Bodom, Silent Night Bodom Night, Children Of Bodom, Bodom After Midnight, Bodom Beach Terror, Bastards of Bodom bu şarkılardan bazıları.
İşte efendim coğrafyasında böyle hikayeleri bulunduran Finlandiya'daki Veikkasusliiga adındaki lige de değinelim. UEFA sıralamasında 30. sırada bulunuyor lig. Ligde 14 takım mücadele ediyor. Henüz başlangıcı verilmedi, Nisan sonunda ilk haftalarını yaşamaya başlayacağız. İsveç Ligi'ne benzer bir durum burada da mevcut. Lig sonunda 14. sırayı alan takım doğrudan küme düşerken, 13. sıradaki takım bir alt lig Ykkönen'in ikincisi ile play-off mücadelesi yapıyor. Futbolun en üst kademesinin ülkede Veikkausliiga adını alması 1990 yılında gerçekleşmiş durumda. Daha önce, 1908-1989 arası Mestaruussarja olarak anılıyordu.
Başkent Helsinki takımı HJK 21 şampiyonlukla en fazla şampiyon olan takım. Onu 9 şampiyonlukla HPS ve Haka izliyor. Aynen İsveç gibi Finlandiya'da da geçtiğimiz yıl bir takım tarihinde ilk kez şampiyon oldu. Inter Turku. 21 şampiyonlukla 100 yıllık maratonun lideri HJK son 5 yıldır şampiyonluk yüzü göremiyor. Son yıllardaki gol krallarına baktığımızda da Antti Sumiala (FC Jazz), Rafael (HJK), Shefki Kuqi (FC Jokerit) gibi tanıdık isimler göze çarpıyor.
Gelelim coğrafyaya. Gördüğünüz gibi kuzeyden 1 takım ligde mücadele ediyor. Rovaniemi şehrinin takımı RoPS. Ayrıca dün Allsvenskan yazısının yorumlarında Karamurat'ın belirttiği gibi Gulf Stream sıcak su akıntısının da etkisiyle Jaro ve VPS takımları da iki kıyıdan lige katılıyorlar. Belirteyim bu geçtiğimiz yılın haritası. Bu sezon haritada görülen KooTeePee takımının küme düşmesiyle yerine gelen KuPS takımının hafif batısında yer alan Jyväskylä şehrinin takımı JJK ligde mücadele edecek. Belirtelim ligde 1 de Türk futbolcu forma giyiyor. FC Lahti'li İbrahim Köse. Ligin yeni takımı JJK'nın kadrosundaki 3 Güney Kore'li de ilgi çeken bir başka nokta.
5 yorum:
şimdi ne de olsa bu fin ligine kolay kolay yorum gelmez, ben fırsattan istifade ancak okuyabildiğim demirspor-feneryolu maçından sonra aklıma gelen fikri paylaşayım:
bir tane blogspor kurulsa, katılamaz amatör lige?
kalede canarino
defansın solunda pennearabiata
göbekte barad-dur, joe (cüsse farkı:)
orta saha pclion (orta saha imha ekibi olarak)
sağda sağ kanattan uçan hollandalı
solda şiir tadındaki futboluyla borges
forvet arkası ariel ortega (askerden gelmesine az kaldı)
forvette king santillana ve lambuja zico...
teknik direktör aceto olsun malum yaşlandı artık:)
ben de hem malzemeci hem de sahaya çıkacak afişlerin sorumlusu... mesela ilk afiş şöyle olsun:
yazıyorsak sebebi var (ama kafayla gol yazan bir king santillana resmiyle)
ne diyorsunuz?
litmanen diyelim de bari fin ligiyle ilgisi olsun:)
children of bodom... Özellikle bodomla alakalı yaptığı şarkılar müthiş.
Forza Tampere United !!
Bu arada Bodom katili bence uşak :P
dear dutchman ; şu coğrafya + futbol mix yazılarına bayıLmamak gerçekten elde değil.üstelik bu sefer bi step daha iLeri gitmişin ve işin içine müzik,polisiye,kgb vs. katmışsın.nacizane ben bu postunu ; geçen sene kadıköy'deki inter maçında deivid'in attığı gole spiker emre tilev'in yaptığı yoruma benzettim açıkcası : ' nefis klas bir gol(yazı) zerafet var,mükemmellik var herşey var herşey,yıllar önce ilker yasin'in de dediği gibi bu gole(yazıya) şapka çıkarın şapka :)) ''
eline yüreğine klavyene sağlık dutchman..garson ' ortaya karışık ' tadında enfes bi yazı olmuş ;)
ayrıca bodom katiLinin izzet altınmeşe olduğuna dair söylentiler var bazı getto'Lar da benden söylemesi :))
Not : iLker yasin'i anıp ta çok sevgili futbolseverlerin midesinde hafif bi spazm'a neden olduğum için herkese bi yürek dolusu özrü borç bilirim...
hem penaltı hem gol :))) ahh iLker yasin ahhh :D :D
Malatyaspor küme düştüğü 40. yılının öncesinde Finlandiya'da yaşayan Türklerin hemen hemen hepsinin Malatyalı olması sebebi ile 3 aşamalı olan sezon öncesi kampının bir aşamasını orada yapmıştı. Yamulmuyorsam Lahti ve Turku ile oynamışlardı. Pek başarılı olamadılar ki ligden düştük demiyorum bence altında çok farklı şeyler vardı...
Yorum Gönder