17 Nisan 2009 Cuma

DUVARIN ÖNÜ VE ARKASI















UEFA Kupası'ndaki maçlar hakkında tek tek değerlendirme yapmayacağım, bir tek Manchester City-Hamburg maçını izleyebildim ne de olsa. Orada da ilginç bir tablo oldu ki ne maçın sonunda City kendisine uzatmaları getirecek son bir gol için yüklenebildi ne de Hamburg turu geçtiği için çok sevindi. Hatta İstanbul'daki 3-2'lik skordan sonra daha çok sevinmişlerdi saha içinde çok açık söyleyeyim. Tabi bunda City'nin 4 ay önce ele aldığımız profilinin aynen devam etmesiyle hala iş bitirici bir forveti olmamasının etkisi büyük. Bir de düne özgü olarak Richard Dunne'ın 76'da atılmasının son dakikalarda eksik adamla baskı yapması mecburiyetiyle onları baş başa bıraktığını itiraf etmek lazım. Guerrero hakkında da konuşalım biraz. Peru'lu bu sezon zaten formdaydı ama Galatasaray'a 3 dakika içinde attığı 2 golden başlayarak inanılmaz bir çıkış gösteriyor. Sezon sonunda "üçleme" hedefleyen Martin Jol'un şu anda en büyük kozu. Hamburg Bundesliga'da liderin 3 puan gerisinde, UEFA Kupası ve Almanya Kupası'nda da yarı finalde.

2 Alman 2 Ukrayna takımı var yarı finalde. Berlin Duvarı'nın sınır çektiği Avrupa'nın batısındaki "çağdaş" dünyanın takımları ve demir perdenin temsilcileri. Bu son yıllarda pek görmediğimiz bir birliktelik. Hele 2 Ukrayna takımının birden herhangi bir Avrupa Kupası'nda yarı finale gelmesi ilk kez gerçekleşiyor. Zaten bu Shakhtar için bir ilk. Dinamo Kiev de 1999'dan 10 yıl sonra bir Avrupa Kupası'nda yarı final gördü. Kulüp 1975 ve 1986'da kazandığı 2 Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nın ardından Kupa 2'ye ilk kez bu kadar yaklaştı. 2 Fransız ekibini elemeleri takdire şayan. Bunu Ukrayna Ligi'nin Fransa Ligi'nden daha üst düzey olmasına mı vereceğiz yoksa 2 Fransız'ın Lyon'un hegemonyasına son verme isteklerinin diğer bütün hedeflerinin önüne geçmesine mi? Bir başka açıdan bakıldığında, yarı finalde lige havlu atmış 2 ekiple şansını devam ettiren 2 ekip var. Yukarıda belirttik Hamburg treble peşinde. Dinamo Kiev de kendi liginde bitime 7 hafta kala 15 puan farkla lider. Takipçisi Lucescu büyük ihtimalle Kiev'deki son senesinde 2 lig şampiyonluğunun üzerine bir de Avrupa Kupası koyup kulüp tarihinin son 25 yıldaki en iyi hocası olmak istiyor. Almanya'da da Werder Bremen'in ligle işi bitti. Takımın başında 10. yılını dolduran Thomas Schaaf Bremen'le duble yaptığı efsane 2003-04 sezonundan sonra bir daha kupa kaldıramadı. O da UEFA Kupası'na yüklenecek elbet.

4 takımdan daha Avrupa Kupası kaldırmamış tek takım Shakhtar. Dinamo Kiev'den bahsettik. Hamburg 1982-83'te Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, Werder Bremen de 1991-92'de Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı müzesine götürmüş ekipler. Ancak hocaların ilk Avrupa başarısı olacak kupayı kaldırmaları halinde. Kapatmadan 3 not verelim. Birisi Shakhtar ve Dinamo'nun bu sene Şampiyonlar Ligi grup maçlarında yediği goller. Shakhtar Şampiyonlar Ligi'nde grupta yediği 7 golü 90, 87, 90, 76, 73, 59, 83, Dinamo ise 88, 69, 90, 87. dakikalarda yedi. Yani toplam 11 golün hiçbirisi 59. dakikadan önce atılmamıştı. İkinci notum da Şampiyonlar Ligi G Grubu ile ilgili. Grup lideri Porto 2 gün önce Manchester United'a çeyrek finalde kılpayı kaybetti. Arsenal ve Dinamo Kiev ise hala Avrupa'dalar. Bu takımlar ya kendi liglerinde ya da Avrupa'da yola devam ediyorlar. Grubu son sırada bitiren Fenerbahçe'nin her 2 kulvarda bu derece gerilemesi dikkat çekici bir durum. Acaba G Grubu'nda en azından üçüncü sırayı alsalardı, kendi evlerinde oynanacak bir final için motive oluşları lig performanslarına da yansır mıydı, düşünmek lazım?

Son bir not. Zenit'in geçen seneki şampiyonluğundan hemen sonra Ukrayna'nın da haneye bir kupa yazması son yıllarda sık sık gördüğümüz üzere kalbur üstü oyuncuların Rus ve Ukrayna Ligi'ne giderken kafalarında "en azından bir Avrupa Kupası kaldırma şansım var" düşüncesinin ağırlık kazanmasına sebep olacaktır.

2 yorum:

varol döken dedi ki...

bana balık verme balık tutmayı öğret hollandalı

(uçan basın, ben bu biletleri kime satacağım bir zahmet onu da yazın!)

alperensaylar dedi ki...

olmayacak duaymış dutchman o, şahsen 2.kez 0 çekmediğimiz için sevinçliyim o futbolla. zira son maçta kievde pozisyona dahi giremeyen bir takım nasıl 3.olacaktı ki?