FİNALE DOĞRU

Evet, iki kupada da final heyecanının derinden hissedildiği zamanlar olan Nisan ayında, maç değerlendirmemiz toptan yapmaya başlayalım. Özellikle UEFA Finali'nin bizleri derinden ilgilendirdiği bir yılda, biraz tahmin yapalım, dualarımızı edelim, takımlara "gel gel" yapalım.

Salı günkü maçlar yarı final yolunda pek belirleyici oldu denemez aslında. Villareal öne geçmesine rağmen üstünlüğünü koruyamayınca, Londra'ya dezavantajla gidiyor görünüyor. Ama geçmiş yılların tecrübesi bizlere gösteriyor ki, şampiyonlar liginde beraberliklerin avantaj olarak kullanılabileceği turlar geride kaldı. İki beraberlikle tur geçen o kadar çok takım gördük ki! Velhasıl yine de form durumu itibariyle, Villareal'in Londra'da Arsenal'e teslim olacağını ve yarı finalin bir ayağının İngiliz olacağını öngörebiliriz.

Öte tarafta ise sürpriz olarak adlandırabileceğimiz bir sonuç çıktı ortaya. Şampiyonlar Ligi'ni Fenerbahçe maçıyla açan Porto'nun o maçın 30. dakikasındaki performansının ardından buraya kadar yükselmesi ilginç tabi. O kötü Fenerbahçe bile Portekiz'den puan çıkarabilirdi, düşünün. Old Trafford'da Manchester'a yenilmemeleri büyük başarı elbette. Kendi evlerinde yenilmemeleri yetecek görünüyor (Maçın 2-2, 3-3, 4-4 biteceğini sanmıyorum.)Ama skoru korumaya mı çıkacaklar, yoksa aynı tertiple mi başlayacaklar, bu sorunun cevabı belirleyici olacaktır. Tabi rakibi fazlaca küçümsediği belli olan Manchesterlı oyuncuların da işi ciddiye alacaklarını düşünmek gerekir. Şeytanlar favori, Porto çıkarsa da fazla şaşırmamak gerekli.

Diğer maçlar hakkında ne söyleyelim. Star Barcelona maçını verince, bize de Irish Pub yolları göründü. Liverpool-Chelsea maçını Sky'dan izledik, bir yandan da yandaki küçük ekrandan Barca-Bayern maçını takip ettik. Orası zaten ilk yarıda koptu, ama yarı finalde Hiddink'e karşı olacaklar büyük ihtimalle.

Mekanda fazlaca Liverpool taraftarı vardı. Üstlerde formalar falan. Golü de erken bulunca coştu bunlar tabi, toplu bir YEEEES sesi - Türk bile ingilizleşiyor orada. Ama Chelsea'nin pek silik kalmayacağı ilk yarıdan belliydi. Drogba'nın 2 tane net pozisyonu var, bu turda bu kadar rahat pozisyon akılalmaz! Ama beraberlik golünden sonra Liverpool'un çöküşü hızlanırken, Chelsea'nin de kendine güveni geldi. Burada da yüksek ihtimalle Chelsea'nin yarı final bileti kaptığını söyleyebiliriz. Ama this is football sometimes tabi. Belli olmaz.

Şampiyonlar Ligi'nde 4'te 3 İngiliz olarak öngörüyoruz bir aksilik olmazsa. Roma'da İngiliz yoğunluğu olacak yani. Öte yandan İstanbul'a da bir İngiliz talebimiz askıya alınmış durumda. Yahu o değil de, final İstanbul'da, kimin geleceğini merak ediyoruz doğal olarak, ama sağolsun Türk televizyonları hiçbir maçı vermiyor! E yuh yani, Galatasaray elendi diye bitti mi kupa? Show TV Hamburg maçını banttan verdi yine sanırım, bir onu yakaladım gecenin bir yarısı!

Neyse, Hamburg 3-1 yenip avantaj yakaladı ama sadece UEFA'ya asılan ManCity işi bırakmaz. Kalbimiz de umudumuz da onlarla! Almanlar arasından gelmesini kabul edebileceğimiz takım Werder Bremen ise Udinese'yi 3-1'le geçti. Avantajlılar ama çok da rahat değiller tabi.

Fransızlar ise sınıfta kaldı. Marsilya Shakhtar'a 2-0'la kaybetti, PSG evinde Dinamo Kiev'i yenemedi. Rus gelmesini istemiyorum buraya, ama iyi gidiyorlar yine. Neyse ki bu turdan sonra en kötü ihtimalle birisi gidecek, çünkü birbirleriyle karşılaşıyorlar. Hadi bir de tahmin yapıp bitirelim. Skorlar ve form durumları dikkate alınınca, ilk taraftan Werder Bremen öbür taraftan Shakhtar gelir gibi duruyor. Hayırlısı diyelim.

by tunchay