10 Nisan 2009 Cuma
TOP 10 GS-FB DERBİSİ KLİŞESİ
Pazar günü İstanbul derbisi bir kez daha sahne alacak. Hayat durdu tabi. Dün akşam Galatasaray'ın FIBA Euro Cup şampiyonluğu ile (akşama doğru 2 yazı birden okuyacaksınız bununla ilgili) gündem hafiften değişse de bu akşam ve yarın sabahtan başlamak üzere yine odak noktası parkelerden yeşil çimlere doğru kayacaktır. Basın zaten 2 haftadır tipik moda girdi. Yalnız ilginç olan bu sefer geçtiğimiz yılda olduğu gibi maçın zirveyi değil üçüncülüğü belirleyecek bir maç gibi görünmesi. Kaybedenin toparlanması bana göre imkansız. İki takımın başında da tarışılan hocalar var. Bülent Korkmaz'ın kredisi bitti diyorlar (ne krediymiş bu 2 ay geri ödemeli galiba), Aragones ise zaten sezon başından beri koltuğunu korumaya uğraşıyor. Tabi Türk basınında ve seyircisinde bu gerçeklere pek pay veren yok. Herkes yine ligin son haftasında şampiyonluğu belirleyecek bir maç gibi bakıyor duruma. E tabi yadırgamamak lazım, Boca Juniors ve River Plate 17. ve 18. sırada olsalar da derbi derbidir. Bu iş takımların sıralamasına bakmaz. Zaten maçın havası da takımların sıralamadaki yerlerinden bağımsız olarak gelişir. Bu sefer de öyle olacak tabi. Yalnız bilindiği gibi her derbi öncesinde yaşanan bir hengame var ve bu hengame acaip sahneler yaratıyor ülkede. Klişe serisinin bu haftaki versiyonunu buna ayırdık. Top 10 GS-FB Derbisi Klişesi.
1-Bilet muharebesi: Eskiden bu işler biraz daha kolaydı. Elektronik ortamda bilet yarışı olmadığından maç günü stadyuma gidip gişeden biletinizi alırdınız. Şimdi böyle değil. İşin içine tribün grupları, bilet dağıtan aracı kurumlar, deplasman seyirci yüzdesi gibi bir dolu kavram girdi ve bilet süreci işkenceye dönüştü. Gece 11'den gidip Biletix gişesinin önünde beklemeler, toplu bilet alan bazı tribün liderleriyle İstanbul'un kuytu köşelerinde buluşmalar, polis-seyirci kavgaları, karaborsa....Bu kuytu köşelerdeki bilet dağıtımlarına bayılıyorum. Haber geliyor "beyler Galatasaray biletlerini reis Bakırıköy Yıldıztepe İlkokulu arka bahçesinde bugün dağıtıyor"...Hü...Orası neresi lan? Neden orası hem? Niye atıyorum maçtan bir gün önce stadyumun önü değil? Karaborsa hadisesi ise bambaşka. Bugün haber aldım Kapalı tribün için 800 YTL fiyat biçen karaborsacı var Türkiye'de. Hey maşallah...
2-Medya: Bakın çok açık konuşuyorum Galatasaray Fenerbahçe derbisi olmasa, Türkiye'de bugün tahminen 1 Spor gazetesi ve olduğundan % 50 daha az futbol blogu mevcut olurdu. Bu rekabetin yarattığı ivme haberciler için bulunmaz nimet. O 7 gün öncesinden başlayan gazetelerdeki ortada top, yanda 2 bayrak üstte de "6 gün kaldı", "5 gün kaldı", "4 gün kaldı" moduna bitiyorum. Sanki Tunç Çağı'nda yaşıyoruz daha Sümerler takvimi bulmamış. Ulan biliyoruz kaç gün kaldığını. Bir de meşhur medya numarası vardır ki Gorky müthiş saptadı bunu. Televizyonda spor haberlerinde derbi haberini girerler, bir grup taraftarı gösterirler, taraftar tezahürata başlar, ama tezahürat küfürlüdür, tam küfürlü yerinde kesip konuşmayı girerler. "Ayva çiçek açmış, yaz mı geleceeeeek, Cimbom kanaryayııııı burda.....derbi hazırlıklarını sürdüren Galatasaray günü çift idmanla sürdürdü".......
3-Heat: "Hafta sonu derbide sahada karşılaşacak iki genç oyuncu eski futbolculardan Küçük Nurettin'in mağaza açılışında bir araya geldi", "Frank De Boer ve Pierre Van Hooijdonk'u Ortaköy'de bir araya getirdik: Saha dışında dostuz ama sahada düşmanız", "Hafta sonu oynanacak maç öncesi bir araya gelen iki takımın tribün liderleri dostluk çağrısı yaptılar". Robert De Niro ile Al Pacino'nun Heat filminde bir gün sonraki banka soygunundan önce oturup kahve içişi vardır ya, o hesap. Niye bir araya getiriyorsunuz hafta sonu birbirinin gırtlağına sarılıp, "hepiniz ....pu çocuğusunuz" diyecek insanları? Zaten o açılışta bir araya gelme olayı bambaşka. Gömleklerin arasında, elde kola kurabiye "3 puan almaya geliyoruz, atmosfer pek etkili olmaz". Yabancı oyunculardan eğer daha ileri giden olursa kapalıçarşıda başına bir de fes geçirirler tamamdır. Al sana derbi havası.
4-Gurbetçilerin Saldırısı: "Aaaaaabi abi Darmstad'dan geldik abi, 3 gün önce yola çıktık, alıcaz abi bu maçı beş beeeş (arkadan ses), en büyük cimboooaaam, lay lay lay lay laaaaaaaaaaaay aaaaa cimbombooooom"......Ölüyorum bu gurbetçi moduna. Elde bilet, kamera kadrajında aynı anda 6 tane kafa, üstte 10 sene önceki Marshall reklamlı Galatasaray forması, Genelde hangi takım Avrupa'ya gelse formasını giyip maça giden, maç bitimine yakın saha kenarında bekleyip içeriye hücum eden tipin Türkiye'ye gelmiş versiyonu. Bunun bir de yurt içinde uzak illerden gelen versiyonu var. "Aaabi Urfa'dan geldik abi", "Bu maç için mi geldin?", "Bu maç için abi"...Halbuki kaynının düğünü için orda, maç çıkışı Gültepe Düğün Salonu'nda para takacak. Zaten bu toplulukla ilgili haberlerde davul zurna hiç eksik olmaz. Arkada köfte dumanı. Köfteye zoom, cızırdama sesleri....
5-Ünlülere sorduk: "Dannnnnn, Tuğba Özay'dan Fenerbahçelileri kızdıracak yorum...3-0 alırız Arda, Baros, Meira atar, Meira'yı çok beğeniyorum....böyle yakışıklı hihiihih"...Meira Rusya'da çiroz organizma. Ayrıca yakışıklı olsa ne olacak maç sonu mapus hikayelerini dinlemek için sana mı gelecek? Bu ünlülere sorduk muhabbetini çözmüş değilim. Ne oluyor bunlara sorunca? Bu adamlara sorucağınıza gidin Bayrampaşa'da bir kahveye 10 tane masaya oturun, öğreneceğiniz her hikayeden bir haber çıkar. Bir de gidip futboldan en az anlayan, en ilgisiz, en boş kafalı mankenleri buluyorlar. Bir de Mehmet Ali Erbil var tabi vazgeçilmez. "Yarın atlarız büyük ihtimal bu engeli. Evet atlarız (sırıtma)...Atlarız hehehehe...niye gülüyorsunuz ya atlarız diyorum...ehehe....." Şu heriften ne zaman kurtulacak Türkiye Cumhuriyeti
6-Totem: İtiraf edeyim blogumuzun nadide yazarı Barad-dur son 5 senedir Kadıköy'deki maç öncesi "bu sefer yeneceksiniz" diyip duruyor. Bir de bunun diğer nadide blog yazarı forzabrian versiyonu var. "Kadıköy'e hiç bu kadar rahat gitmemiştim". Kadıköy deplasmanlarını hep zorlar esaslı taraftardır. Ama 10 senedir tık yok, tablo aynı, gidiyoruz, yeniliyoruz geliyoruz. Bu ikisinin dışında totemci tayfamız meşhur. "İçimden bir his yenileceğiz diyor, ama umut kesilmez", "Rüyamda gördüm yeniliyoruz", "bu sefer hiç umutlu değilim, kazanacağımızı sanmıyorum, çok rahatım o yüzden (halbuki yusuf denizine yelken açmıştır), "maç saati GTA oynayacağım maç sonu skora bakarım", "yenilsek de üzülmem, zaten umudum yok (mağlubiyet sonrası kız arkadaşından ayrılır" vesaire vesaire....Şahsi olarak bu tür totemlere hiç girmem. Kaybedeceğimiz de kazanacağımızı da düşünüyorsam söylerim. Aha da söylüyorum. Finalle Kazanacağız.....FİNALLE KAZANICAZ!!!!!
7-Maç öncesi gider: Derbi haftasında otururum internetin başına. Maç gününe kadar gülerim. O sayfaları okuyan sanır ki Ali Sami Yen Stadı 350.000 kişilik. Herkes maçta. Herkes birilerini sahaya gömmekle meşgul. "Geliyoruz", "Bekliyoruz"..."Kasımlar sizin Mayıslar bizim olsun", Kadıköy'den şarkılarla", "Gideriz alırız döneriz"...Bayılıyorum bu klavye şovuna. Tabi bu adamların ancak 25.000'i stadyumda olduğudan geri kalan güruh internet üzerinden canlı yayına geçerler. "Penaltı oldu atıyoruz", "25. dakika geçildi üstünüz.", "ahh Ümit o kaçar mı?". Gider deyince aklıma geldi, yıllar önce manifesto ile "ı-sı-na-ma-ya-cak-sı-nız" diye salyalar saçarak bağıracak bir adam vardı ne oldu ona?
8-Yabancı basın ne dedi?: Ne dediyse dedi yahu bize ne? "Karşılaşmaya geniş yer ayıran Macar basını "Boğaz'da çiftetelli" başlıklı haberinde ülkenin bu maça kilitlendiğini yazdı". "İtalyan Corriere Della Sera gazetesinin spottaki ifadeleriyle "Squadra Partita journalista, banca di Roma attacante" yani "Bana kimse o stadda 25.000 kişi olduğuna inandıramaz: Paolo Maldini"...Bu yabancı basın bizim derbiyi takip edince ne oluyor, yüceliyor muyuz? Görücüye çıkan kızın kendini tüm mahalleye beğendirmesi moduna ne gerek var? Bir de bunun yabancı gazeteceilerin akredite mceralarını aktaran versiyonu var. Maçı Japonya'dan 5, Ottawa'dan 6, Montevideo'dan 8, Tahran'dan 3 gazeteci takip etti. İyi...eeee...
9-Amigo yazar münazarası: İsmet Tongo: Galatasaray avantajlı....Selçuk Yula: Fenerbahçe 1 adım önde. Vedat Okyar: 3 ihtimalli maç. Yahu Galatasaraylı yazarın Galatasaray, Fenerbahçelinin Fenerbahçe, Beşiktaşlı'nın ortada diyeceği yazı dizisini ne yapayım ben. Kendimi bildim bileli derbi haftasında bu tam sayfa haberi yayınlarlar. Yazarlarımız derbiyi masaya yatırdı. Masaya yatırma da şu. Bir odaya toplanmış koltuğa oturmuşlar. Önde çay, kahve kurabiye. Hepsi kendi tuttuğu takımlar için "maçı alır" diye yazmışlar. E zaten biliyorum bunu, niye sayfayı ziyan ediyorsun. Bir de son yıllarda ek bir soru koydular: Maçın kilit adamı kim olur? Allah aşkına Galatasaray-Fenerbahçe maçında maçın kilit adamı Volkan Yaman olmaz herhalde. Olacak adam sayısı 5 ya da 6. Nedir bu fars? Ortamda Adnan Aybaba varsa gerçi eğlenceli olabilir. Top sektirir falan...
10-Arkayı Beşleyelim Elfleri: Geldik en sevdiğime. Hatırlıyorsunuz di mi bu maddeyi. Evet evet o. İğrenç 10 Ofis karakterindeki adam. Burada da konuk oyuncu. Pazartesi günü sabah 8 buçuk. Benim suratımdaki yastık izi gitmemiş, şimdiden Cuma gününün hayalini kurmaya başlamışım. Arkadan bir ses: "Dutchmaaaaaan olm nasıl koydular demedim mi ben, bu seneyi unut unuuuuut, yerler adamı yerler....". Yesinler de bir kere de seni yese birileri. Bu ofiste ertesi gün tuttuğu takım sebebi ile arkadaşını kızdırma adamları daha pazar gecesi ertesi günün planlarını kurar, rakibi eğer yenilmişse yatağa daha bir mutlulukla gider, sabah gülerek kalkar. Serviste oturur oturmaz "Naci bey ne oldu ya dün akşam eheheheh" diye terbiyesizleşir. O an ailevi problemleri, maddi durumu, patronunun aslında bir şerefsiz olduğu hiç umurunda değildir. Futboldan çakıp çakmadığı da önemsizdir. Ofise girer kurbanlarını seçer. "Aykut beeeeeey, Guiza var ya Guiza.........". Bir de bunların 2 yıldır seninle tek kelime konuşmamış arkadaş tipleri vardır. Maç biter tak mesaj. "Gerçekleri tarih yazar öğlüüüüüüm"...Soykırım sebebi
by Barad-dur, forzabrian, Gorky, tunchay, JJA, Canarino and FD
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
17 yorum:
Bir de Fenerbahceliyim ama Fenerbahce yenilsin isterim guruhu var. Aragones gidecek dertler bitecek. Kazaninca da tura cikarlar bunlar.
bir de futbolla hiç alakası olmayan insanlar bile bu maçta tuttuğu takım kazanınca arkayı beşleyelim elfine dönüşür.
ayrıca volkan yaman maçın adamı olsa ne komik olur :)
Yıllar önce Göztepe'de bir anaokulunda bilgisayar öğretmeni olarak çalışırdım. Aynı anaokulunda güzel ama suratsız bi hatun çalışırdı. Sıfır muhabbetti, sabahları "günaydın" dediğinizde düşünerek cevap verirdi. 1 sene boyunca muhabbetimiz olmayan bu hatun, Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi 3-4 yendiği maçın ertesi üşenmeyip yanıma geldi ve "Hocam nasıl yendik? Ama kabul edin çok iyi oynadık" diyerek sırıtıyordu. "Hazırlık maçıydı, olur öyle şeyler" dedim, "yaa öyle mi?" diyerek boynu bükük şekilde ayrıldı yanımdan.
Macar gazetesi Nemzetisport vardır bir de. derbi ile ilgili haberlerini gazetelerimizde okuruz.
Barad-Dur'un an itibariyle bilet bulamaması,karaborsada 200 TL'ye fırlayan biletler!!! Yazık. Üzdü bizi.
Kapalı köşeye kadar gelip, boğaz kesme yapacaktık sana Gorky'le halbuki :)
Yalnız doğru dürüst iki taraf yönetimi de çıkıp konuşmadı bu hafta. İlginç geldi.
Ben de tam küfür yerken ellerimi kulaklarımın arkasına götürüp "duymuyorum" işareti yapacaktım...olmadı...:(
taraftarlar derbi öncesi yaratıcılıkta sınır tanımıyor, aha düştün mü milliyet'in eline:)
he he :)) -4 numara- halbuki kaynının düğünü için oradadır :D :D doğru söze ne denir ki..bana denk gelmişti bi tanesi '' sivas'tan geldim küçük birader'in nişanı var oraya yetişecem daha off ulan off '' diye bişeyler zırvalıyordu..
ayrıca bizim basın bu klişeyi de artık ezbere yazar duruma geldi ;
ispanyol marca gazetesi dünya derbisi (ki külliyen yalan hiç bir alt metni yoktur bu derbinin bana göre) için 5 -beş- tam sayfa ayırdı ve şu yorumu yaptı : banquete el turco --- hadi Len :D :D ---
bu medya gazlaması 90lı yıllarda böyle değildi sanki. ne zamanki dünyanın 3. büyük derbisi geyiği çıktı ondan sonra bizim medya mal bulmuş mağribi gibi atladı konuya. ayrıca nasıl 3. büyük derbi oluyor anlamıyorum. hiçbir sosyal,kültürel,dinsel fark yoktur bu 2 takım taraftarı arasında.
@berthelemy
benim de zaten alt metin derken kastettiğim buydu ama eyw saolasın sen biraz daha açmışsın konuyu :))
bu arada, zorlasak bu 2 takım taraftarı arasında fark bulabileceğimize inanıyorum ben >>> mesela ' hangisinin sidiği daha uzun ' :D :D
@venezia
ehehe evet senden ilham aldım. valla çıkaracağımız en büyük fark kıta farkı olur. bence türkiye'de karşılaştırılacak 2 takım varsa beşiktaş ve trabzonspordur siyasi yaklaşımlarında dolayı. ama o da derbi değil.
bayılıyorum bu listelerinize yaa :)
bir de her sezonda denk gelmese de takımlardan birinin yenilgisinin beşiktaşa yarayacak olması falan durumunda "bugün beşiktaşlılar da galatasaraylı" gibi dahiyane alt metinler üretirler gazeteler aklıma o geldi.
"öğlüüüüüüm"
var böyle bir şey malesef. var. zaten sabah mahmurluğu olmasa direk dövülesi tiplerdir bunlar, uyandıktan sonra pek bulaşmazlar, dikkat edin.
yabancı basın yerine sayın ateşdağlıya sorsalar ya:)
derbi öncesi ve sobrasının noksansız ve oldukça eğlenceli bir ifade ile kaleme alındığı keyifli bir yazı. Teşekkür ederim .
her maçın sabahında bastırılıp fenerium ve gstore lara yığılan "dahiyane" tişörtleri unutmayalım. bi gün patlayacak bu mallar yapanın elinde ama du bakalım.
ya sevgili dostlar bu yorumu yazmamak için kendime çok direndim ama dayanamadım yazıcam anasını satayım :))
ya arkadaş bi de bu derbilerde ortaya çıkan öyle bi elf topluluğu var ki bu grubu yılda 2 defa gerçekleşen fb-gs derbileri haricinde bi maçta ya da hadi onu da geçtim herhangi bi spor faaliyetinde göremezsiniz(masa tenisi ve hatta sabah yürüyüşü dahil) ne hikmettir ki yılın bu 2 günü bu futbol fukaralarında maç izleme aşkı doğar ve yine ne hikmettir ki her hafta 'düzenli olarak ' gidilen mekana gidersiniz ve bi bakmışsınız ki bu güruh mekanı piç etmiş,en güzel açıya sahip yerleri işgal etmiş,bi de üstüne üstlük kişi başına düşen 1 kilo 500 gram dolayındaki çekirdekleriyle kısacası ' şenkardeşler kıraathanesi ' ortamı yaratmayı başarmışlardır.bi de içlerinde önceden ufak da olsa bi samimiyetinizin olduğu birileri varsa sıçtınız :
-baba nerelerdesin ya yoksun ortalarda valaa gözükmeyince ergenekon'dan seni de içeri aldılar sandık '
haydeeeeeeee buyrun cenaze namazına :)) her hafta o mekana düzenli olarak giden sensin yılda 2 kere gelen o ama espriyi bak :)) böyle kabak tadı veren bi espriye maruz kaldığına mı yanarsın yoksa böyle bi espriye onun gibi biri tarafından maruz kaldığına mı yanarsınn iki ucu boklu değnek işte :D dedim ki hemen ' çıkışta bekle olum çıkışta bekle senin var yaaaaaaaa ' ... neyse ne siz sorun ne de ben anlatıyım ayrıntıları.
bir diğer durum,(o sırada mekanda derbiden önce real mad.-valladolid maçı izlenmektedir)
bunların cümleleri de genellikle 'abi bu real'deki higuain bjk'da ki higuan deme biz de böyle oynamadı puşt ya !!' şeklinde başlar...tabii a.k adam bjk'da ayakta duramadı sonra real peşine düştü zor da olsa kadrosuna kattı :) ya sizdeki nasıl bi beyin sistemi nasıl bi mantık yürütme olayı vardır nasıl bi zihniyettir ya size nasıl bi tanım yapsam nasıl bi kılıfa uydursam ki sizi heh buldum ; ' hilmi abi bu raul'da iyi golcü deme abi ' diyebilitesi çok doğal olan insanlar güruhu sizi :) pezevenke bak a.k bi de raul'un golcülüğünü onaylatma gereği duyuyo hilmi abisine :)
ben dün bunu gördüm dostlar :)) maç içindeki yorumlar ayrı bi roman zaten onlara hiç girmiyorum bile..
Yorum Gönder