13 Mayıs 2009 Çarşamba

İNGİLİZLER AKADEMİ'YE DÖNÜYOR















Futbol takımlarının bünyelerinde bulundurmaları gereken yabancı sayısı futbolda 10 yıldır, neredeyse her gün tartışılan bir konu. Bu işin tartışılmadık, didik didik edilmedik tarafı kalmadı. Özellikle liglerdeki yabancı oyuncu sayısının o ülkenin milli takımına olumsuz etki ettiği gibi genel bir kanı var ki bunun genel geçer bir kanun haline geldiğini söyleyemeyiz. Çok fazla yabancıyı kadrolarında bulunduran ülkelerin ancak ve ancak yurt dışına futbolcu ihraç ederek başarı kazanabilecekleri gibi bir görüş de var. Bunun da tam anlamıyla geçerli olmadığını belirtmek lazım. Son Avrupa Şampiyonası'ndaki sıralama futbol dünyasında bu yönde belirtilen tüm görüşleri farklı bakış açılarıyla haklı çıkarabilir. Örneğin ülkenin liginde yabancı futbolcu sayısının fazla olmasının milli takımın başarısında hiçbi etkisi olmadığını savunanlar İspanya ve Almanya finalini örnek gösterebilirler. Zira bu 2 takımdan İspanya'nın 23 kişilik kadrosunda sadece 5 isim Almanya'da ise 4 isim yurt dışında forma giyiyordu. Zaten 5 kişilik İspanya lejyoner ekibinin dördünün özel bir durumu vardı, zira onları hocası da İspanyol olan bir İngiliz takımı bu sebeple transfer etmişti. Bu 2 ülkede oynayan yabancı futbolcu sayısının Avrupa liglerinden yapılacak bir listenin başında geleceğini biliyoruz. Yarı finalin mağlupları Türkiye ve Rusya'ya bakalım. Türkiye'de 7, Rusya'da ise sadece ve sadece 1 oyuncu yurt dışında forma giyiyordu. Üstelik liginde bir dolu yabancı bulunduran ama kadrosunda yurt dışında oynayan 1 oyuncu bulunduran Rusya, kdrosunda 14 lejyoner bulunduran Hollanda'yı kupanın dışına itmişti. Dolayısıyla bu ülkede oynayan yabancı-yurt dışına gönderilen oyuncu arasındaki oranı başarının anahtarı olarak görmemek lazım. Tabi bir de işin diğer yönü var.











İngilizler bir kaç yıldır bu konuyu tartışıyorlar ve aksi yönde görüş belirten bir dolu insan var. Milli takım 1966'da elde ettiği şampiyonluktan beir hiçbir Avrupa veya Dünya şampiyonasında final göremedi. 1996'dan sonra elde ettikleri en iyi derece çeyrek final. Lig dünyanın en fazla yabancı oyuncunun sahne aldığı ligi ve milli takımda sansasyonel transfer kontenjanından Milan forması giyen David Beckham dışında yurt dışında oynayan herhangi bir futbolcu yok. Zten dünyanın en üst düzey liglerinden birini bırakıp gitmeleri beklenemez.

Bu konuda bir kaç aydır ortaya atılan tekliflerden bir tanesi 2010-11 yılından itibaren yürürlüğe konulacak. Takımlar maç kadrolarında altyapıdan yetişmiş minimum 4 oyuncu bulundurmak zorunda kalacaklar. Biliyorsunuz Premier Lig'de ve FA Cup'ta maç kadroları 18 kişiye çıktı kısa süre önce ama Championship, League One, League Two ve daha alt liglerde halen 16 kişi. Bu önlemle takımların altyapıya önem vermeleri bekleniyor ama bu konuda bizim Tuncay haklı olarak şöyle bir görüş belirtti. Bu sırf altyapıdan gelsin ve bu şartı karşılasın diye İngiltere dışındaki genç yeteneklere İngilizlerin hücum etme ve daha 14-15 yaşındayken ailesine bazı vaadler vererek ülkeye getirme gibi bir akım yaratabilir ki zaten şu andaki durum da pek farklı değil. Michel Platini burada devreye giriyor. Biliyorsunuz bir futbolcunun ilk profesyonel kontratını kendisini yetiştiren kulüple imzalaması gibi bir zorunluluğu getiriyor yeni düzenlenen yasayla. Bu belki söz konusu tehlikeyi önleyebilir.













Premier Lig kulüpleri ligin CEO'su Richard Scudamore'un yaptığı açıklamayı desteklediler ilk planda. Bu sezon oynanan maçların tümünde forma giyen toplam 531 oyuncunun 203'ü İngiliz'di (% 38). Yani yarısından fazlası yabancı futbolcuların tekelinde olan bir ligden bahsediyoruz. Scudamore da bu önlemin akademileri, altyapıyı ve İngiliz milli takımını destekleyeceğini, bazılarının ise politik bir karar olarak göreceğini ancak sonuçta işleri kolaylaştıracak bir uygulama olacağını ileri sürüyor. En azından 2010-11 sezonundan itibaren "kadroda hiç İngiliz yoktu" türünden, ekseriyetle Arsenal'i konu alan haberlere rastlamayacağız.

Hiç yorum yok: