5 Mayıs 2009 Salı

JOE JONESE ATEŞDAĞLI'NIN YALAN DÜNYASI

























Herkese selamlar. Bir süredir yapmayı düşündüğümüz açıklamayı artık yapmamızın vakti geldi hatta geçiyor. Hemen konuya gireceğim ve ayrıntılarla kafanızı ağrıtmamaya uğraşacağım. Çünkü bu hadiseyi başkalarından duymak yerine bizden öğrenmenizin en iyisi olduğunu düşünüyorum. Bundan yaklaşık 3 hafta önce tanımadığım bir şahıstan junk mailime düşen şöyle bir mail aldım.

Dostlarım, Joe'nun dostları. Bir çoğunuz dün aradı beni. Açamadım telefonlarınızı, söyleyemedim. Ama duyduklarınız malesef doğru . Joe'yu pazartesi gecesi geçirdiği trafik kazasında kaybettik dostlarım. Sizden ricam nolursunuz Füsun ablayı aramayın. Füsun abla Susan yengenin yanındaymış Susan yengeye söylememişler daha. Rıfat dayıma dünden beri ulaşamıyorum onun da haberinin olup olmadığını bilmiyorum. O yüzden aramayın. Dualarınızı esirgemeyin dostlarım.

Tabi böyle bir mail alınca ister istemez ufak çapta bir şok geçiriyorsunuz. Zira ben şahsın kendisiyle Salı günü Amsterdam'da buluşmak üzere anlaşmıştım. Ki bu kendisini ilk görüşüm olacaktı. 1 gün sonra böyle bir mesajı almak garip oldu elbet. Haberi hemen blog yazarlarından bir arkadaşa ilettim. Hollanda ve İngiltere kaynaklı haberlere şöyle bir bakıp kazanın olup olmadığını kontrol ettikten sonra hiçbir kaynağa rastlamamamız sonucu hadiseyi bir adım daha öteye götürdük ve bir süredir kafamızda olan bir şüpheyi hayata geçirdik. Varsayımımız "Joe Jonese Ateşdağlı diye birisinin hiç yaşamadığı, tamamen başka bir şahıs tarafından yaratılmış sanal bir karakter olduğu ve yaşadığı olayların birer düzmece olduğundan" ibaretti. Böylece yazılarının bazılarında geçen isimleri tek tek kontrol ederek varsayımı güçlendirdik. Zira yazılarında bahsettiği şahıs isimleri Enforce Yid, Soton gibi tribün grupları isimleri, bazı futbolcu isimleri tamamen düzmeceydi ve ne böyle adamlar yaşamış ne de böyle tribün grupları kurulmuştu. Kontrol ettiğimiz hiçbir verinin doğruluğuna ulaşamadık. Tabi bana gelen maildeki diğer şahısların da internet üzerinde tek bir kaydının olmaması, maildeki diğer şahıslarla benim alakamın hiç olmaması (bu mailler de kendi şahsının açtığı hesaplardır % 99 ihtimalle) ve junk maile 10 dakika arayla 2 kez atılması, mailin özellikle benim görmem için atıldığını açıkça gösteriyordu. Bunun üzerine hadiseyi kesin olarak doğrulayacak 2 şey daha yaptık. Away Kit yazısında ima edilen İbrahim Altınsay ile bağlantı kurup böyle bir isme forma göndermediğini, hayatı boyunca yazıda bahsi geçen bir olayın başına gelmediğini ve bir kaç bilgiyle daha yazının bir düzmece olduğunu öğrendik. Son doğrulama ise ilk ölüm mailini atan şahsın bana gönderdiği söz konusu naaşın İngiltere'de bir mezarlığa gömüldüğü idi. Mezarlığı bizzat aradım ve böyle bir şahsın ne yakın zamanda gömüldüğünü ne de böyle bir ismin mezarlık bölgesinde varolduğu açıklamasını aldım. Son olarak da yine bir başka blog yazarıyla ip kayıtları ve servis sağlayıcı bilgileriyle ilgili yazarın Türkiye'de ikamet ettiğini öğrendik. Bir şekilde ulaşacağız elbet kendisine ama şu an çok da umurumuzda değil. Belirteyim kendisi bizle msn'de muhabbet eden ve birkaç resmini de gönderen bir şahıstır. Dolayısıyla onların da düzmece olduğunu belirtmek lazım.

Dolayısıyla Joe Jonese Ateşdağlı nicki ile Kasım 2008'den beri bize yazılar yazan şahıs bizi, bir çok blog okuyucusunu, yazılarıyla katkı yaptığı bir çok blog yazarını, internet üzerinde bu sayfayı ziyaret eden bir çok kullanıcıyı ve ilgili herkesi aldatmayı başarmıştır. Tabi onun yazılarını oldukça yakından takip eden arkadaşlar hafiften hayal kırıklığına uğrayacaklar. Belirtmek lazım, hala bizim çözümünü bulamadığımız sorular var. Bunu neden yaptığı, tamamen düzmece bir karakter ise Kramer, tarihte bu vakitler, Oscar Wilde'ın yalan dünyası gibi yazılar ile sinema ve müzik yazıları gibi olayların anlatılmadığı tamamen şahsı görüşlere dayanan yazılara neden ihtiyacı olduğu, neden şimdi düzmece ölümünü yarattığı gibi. Tabi neden yaptığı konusunda ufak tefek varsayımlar üretilebilir. Eğer biz bu ölüm haberini de tabir-i caizse yutup Flying Dutchman'ın arka fonunu karartsak, ölüm haberini versek insanlar burayı yorumlarla dolduracak kendisi de 2 gün sonra çıkıp yarattığı eserin tadını çıkaracaktı. Bu konuda çok ayrıntıya da girmeyeceğim dediğim gibi kendisi ortaya çıkana kadar çok da kafa yormak istemiyorum. Zaten blogun aynı çizgisiyle hadise vuku bulduktan sonra 3 hafta içinde bugüne kadar devam ettiğini görmüşsünüzdür.

Tabi bizlerin de sorgulama konusunda ders almamız gerektiğinin bir kanıtı. Bugüne kadar yazılarında geçen şahıs ve özel isimlerin bir tanesini bile kontrol etmeden "nasıl olsa İngiltere'de yaşıyor ya doğrudur" felsefesi ile kabul etmemiz de ilgili şahsın oynadığı oyunda bize yardımcı olmuştur. Tabi biz sadece kendi yazdığı yazılarda değil bazı adsız yorumları gönderen şahsın da kendisi olduğunu düşünüyoruz. Büyük bir ihtimalle bu yazıya da gönderecektir. Zira 3 haftadır sayfayı güncelleyip egosunu tatmin etme isteğiyle yanıp tutuştuğunu da tahmin edebiliyorum. Hala bana yarattığı diğer sahte hesaplardan mail yollamaya devam ediyor, bugün bile.

Hadiseyi açıklamak konusunda 1-2 haftadır doğru zamanı beklemeye çalıştık ama artık olayı geciktirdikçe sizden bir şey saklamanın da saçma olacağına karar verdik. Olay bundan ibarettir. Bu blog kadrosu olarak bizlere bir derstir, okuyuculara da olacaktır. Kendisiyle mail aracılığı ile bağlantıya geçmiş ve diyaloğa girmiş okuyuculardan onun aracılığı ile özür diliyorum. Tabi onun yazılarını örnek alarak üslubun geliştirmeye çalışan bazı yazarlarımız için de kötü bir haber oldu bu. Ama bu blog JJA sanal karakterinden önce de vardı, bundan sonra da olacaktır. Tabi sanal karakterinin bize bıraktığı bazı köşeler var. Bu köşeler ve kaynak gösterilebilecek eski yazıları hakkında ne yapılabileceğinin kararını size bırakıyorum.

Flying Dutchman denetleme ve disiplin kurulu 18. daire açıklaması....

not: Gelen yorumlar çerçevesinde bloga nasıl katıldığını da açıklama ihtiyacı hissettim. Kendisi bana Kasım ayında bir blog açmak istediği, ancak sık yazabilecek vakti olmadığını belirtmiş, benden bir kaç tavsiye istemiştir, bunun üzerine benden davet almıştır. Yani şahsın kendisi yazma talebiyle gelmemiştir benden davet almıştır. Bu konuyu aklınızın bir köşesinde bulundurun. Tabi merak etmeyin işin bu kısmı da hepimize bir ders olmuştur.

112 yorum:

Adsız dedi ki...

Oha diyorum!

Noodles

NYG dedi ki...

çok ama çok enteresan..yazıları da köşeleri de kalsın..nasıl olsa yakında unutulur...

Ömer dedi ki...

Kendisinin blog'a yazmaya baslama sureci nasil gelismisti? merak ettim. Sonucta burasi belli bir kalitesi olan bir blog, her onune gelen, ben yazi yazacagim diyen yazar olamaz. Dolayisiyla, bu kadar guzel bir goreve getirilmisken, bu goreve getirilis sirasinda nasil atlanmis bu yalan dunyasi?

Cidden insani sok edici cinsten bir olay. 3-5 yazisini okuyup begendigim biri olarak bende bile hayalkirikligi yaratti ki blogunu bu adama teslim eden sizleri dusunemiyorum bile. :/

Frapppedaki dedi ki...

Yazdiklari yalan yanlis olsa da guzel hikayelerdi. Ben kisa filmler cekmeyi dusunuyorum Joe`nun anisina :))

gulphi dedi ki...

yalan değil, kendisini facebook'ta arattım kesin bulum, nihayetinde vermiş ismini diye ama bulamayınca şaşırmıştım. İşin ilginci, başka bir ateşdağlı'ya rastlamıştım yine turk-yabanci atesdagli ismine ama herhalde kuzenidir falan diye düşünmüştüm. Sanırım yazılarında "abi sen gerçek misin?" ,"abi sen kaç kişisin?" diye soranlar da cevaplarını almışlardır. Hatta belki onları yazan da kendisiydi ve ipucu verir haldeydi, kimbilir?
Sanırım bir kaç zamandır blog elemanlarını resimlemeniz bundan ötürüdür diye düşünüyorum.
Sakın bunu da JJA yazıyo sanmayın, vallaha gerçek insanım:)))

baha dedi ki...

Holy Crap...

derdi uzak kitadan biri olsa. bosverin blog da okuyucusu da oldugu yerde. okumuyordum da acaip ismi ve uslubundan dolayi, iyi oldu sevindim :)

erdemkursat dedi ki...

türkçe ye özellikle argoya yatkınlığı doğma büyüme ingiltere vatandaşı için abartılı gelmişti bana, kendisine (!) msn de sorduğumda evde türkçe konuşulduğunu bu yüzden türkçeye hakim olduğunu söylemişti, ama yazdıklarına gelen bir yorumda bile akşamları istanbulda dolmuşlarda mı çalışıyorsun gibi espriyile karışık şüphe içeren bir mesaj vardı,(ben şahsen ankarada yaşadığını düşünüyorum melih gökçek ile iligi yazışmalardaki detaylardan dolayı)

yazdıklarının hayalürünü olmasıyla gerçek olması arasında çok da önemli olmayan bir fark olduğunu düşünüyorum...

JOE, bence her kimsen gerçek adınla gel ve yazmaya devam et !
tabii blog yönetimi kabul ederse.

Adsız dedi ki...

Şok Şok Şok

İşte budur yaa....
Araştırmacı blog yazarlarının sonucu...
Ne bir eksik ne bir fazla dostlar, öyle biri olsa ne olmasa ne bizde bar hikayelerini dinlerken ferdinand ile seçmelere katılırken hep bir tarafımızda soru işaretleriyle okumuştuk yazıları demek ki birşey varmış.
Bilenler bilir bir zamanlar bir grup vardı ismini telafuz ederek bitireyim bu yorumuda.
YÜRÜYEDUR Dutchman kim tutar seni...
Biz hep burdayız nede olsa...

Yasin dedi ki...

Joe ile mesajlasmistim, ona attigim bir yaziyi blogda benim imzamla yayinlamisti.
Birkaç mesaj yuzunden yasadigim aldatilmislik hissi beni uzdu, onunla uzun süredir yazisan Dutchman ve diger arkadaslarin hayalkirikligi ve kizginligini anliyorum ve hak veriyorum. Diger yandan, uzerine biraz zaman gecip de disaridan bakinca; biraz daha mazur gorebilecekmisiz gibi geliyor. Yazdiklari kurgu da olsa kuvvetli bir kalemden ve zeki bir kafadan cikan seylerdi, (eger ozgunseler, karakter kurgu ise bu yazilanlarin da [c]alinti olma ihtimali var) yapma amacini merak ediyorum, ama nasıl kandırdım kerizleri diye sırıtmadığına inanıyorum.
Bir alternatif de bu yaziyi da Joe yazdi ve Dutchman ile beraber bizi kafaliyorlar. Herhalde buna inanmayı tercih ettigim icin prim veriyorum.

Flying Dutchman dedi ki...

@kozniku

merak etme son yazdığının olma ihtimali yok. Hazret 3 haftadır piyasada görünmedi. Dediğim gibi kendi okuyucumla şakalaşırım ama aptal yerine koymam kesinlikle.

Lionel dedi ki...

ulan ben miyim acaba bu adam diye düşünmeme sebep oldu çok ilginç. la joe geldiysen kapıya 3 kere vur :)

yorgunforvet dedi ki...

@fly;
yazılarında sana olan samimi hitapları, bana, hep senin onu şahsen ve yakından tanıdığın hissi vermiştir,

şöyle düşünürsek;
1 hayatının bir dönemi mutlaka ingilterede bulunmuş, şimdi türkiyede yaşamasına rağmen hala ingilterede yaşamanın verdiği tadı duymak istemesi,

2 okuduğu ihsan oktay anar kitaplarından etkilenerek, sanal bir karakter yaratıp onu kullanmak istemesi,

3 kuvvetle muhtemel, mühendis

4 sanırım ankarada ikamet eden, ara sıra istanbula da giden

5 futbolla edebiyat ı güzel birleştiren birisi

yazdıklarını severek okudum, teşekkür ederim...

Gajdop dedi ki...

Bloga -tamamen sans eseriyle- 2-3 hafta önce rastladim. Futbolla, sporla ic iceyimdir lakin hayattta blog takip eden bir insan degildim Flying Dutchman'i kesfedene kadar.

Spor icerikli yazilar bekledigimin uzerinde tatmin etti ve ediyor beni. Ama itiraf edeyim, bloga "elimi alistiran" JJA isimli gercek yahut kolpa kisinin yazilari oldu. Karakter cakmadir degildir, yazdiklari iskembedendir degildir hakikaten onemsemiyorum. Bloga renk katmis eleman; Arkadaslar Iyidir serisinin linklerini arkadaslarima gonderdiydim daha dun. Soyle girtlak nahiyeme buruk bir sizi koydu, ustume bir Kucuk Emrah bakisi oturttu JJA ile ilgili haberler.

Eski yazilarinin silinmemesi dilegiyle.

varol döken dedi ki...

blog ekibinden sonra en büyük şoku ben yaşadım sanırım... yılbaşında gerçekten brighton'a gidecek ve joe ile tanışacak, hatta onunla dudullu-hadımköy hattında direksiyon sallayacaktım... nasip değilmiş...

bu ismi ben de arattım hem de ingiltere'de brighton'a 40 km uzakta yaşayan bir arkadaşıma rica ederek... brighton ilçesi kayıtlarında, telefon rehberlerinde hatta ingiltere sınırları üstünde böyle birinin yaşamadığının bilgisini dutchman konuyu açıklamadan öğrenmiştim...

benim tahminim, bir kitap yazmak isteyen birinin etki-tepkinin doğal olması amacıyla yapmış olduğu bir girişim, belki yazacağı kitapta buna da yer verir... blogçuları nasıl dolandırdım diye bir kitap da çıkarabilir ama dolandırmak kelimesinin tam karşılığı bu mu değil mi bilmiyorum... biz buna daha çok hayalkırıklığı diyoruz... inanıyorsun çünkü bir adama, babasını kaybettiği için özel bir ilan hediye ediyor, kitap yazsa süper olur diyip kapak tasarımı düşünüyorsun... ve daha önemlisi, hayal dünyasını gerçek kabul edip kendi hayal dünyanı açıyorsun...

hem ben zaten dememiş miydim bunlar joe, jonese, ateşdağlı olarak 3 kişi diye... ayrı ayrı hepsini ataköy'de satranç sahasına bekliyorum, artık satranç mı oynarız, yoksa ben veziri rezil mi ederim bilinmez:)

pazar günü maça gelip "bütün blogçulardan özür diliyorum, i..e hakem" yazan pankartını da beklemiyor değilim...

diskonnektus erektus dedi ki...

İnsanları aldatmasını her ne kadar doğru bulmasam da buranın takipçilerinden biri olarak yazılarını keyifle okuyordum. Gerçek ya da kurgu olmaları benim için çok da önemli değildi. Mümkün olsa da yazmaya devam etse ben de okumaya devam ederim. Belki kendisiyle "tanışıp" birebir aldattığı kişilerden biri olmadığım için böyle düşünüyorum, emin değilim. Yine de başarılı bir yazar olduğunu düşünüyorum kendisinin.

scugnizzi dedi ki...

en azından birinizin bile yüzyüze tanımadığı bir kişiyi yazar yapmazsınız bundan sonra. ne bileyim en azından sözlük yazarı olur vs...

Adsız dedi ki...

keşke kendisi bu açıklamayı yapsaydı. yaptığı yanlışı kabul edip blog yazarlarından özür dileyip bitirseydi. bu kadar yazdığı yazının hatrına belki bir çözüm bulunurdu. ne olursa olsun gerçekten iyi bir yazardı. allah rahmet eylesin.

şahin

Sosyal_FB dedi ki...

Varol, bu vatandaş yalan dolan çıkmasıyla en büyük iyiliği sana yapmış anladığım kadarıyla. Biraz daha sürseymiş durum vehamet kesbedecekmiş çünkü :))

tubik dedi ki...

Yok artık..

taksim dedi ki...

Benjamin Linus'un gerçek hayattaki türk versiyonuymuş..
Zekayı tebrik etmek gerekir ama, yaratılan hayal kırıklığını ölçmek imkanlı gibi gözükmeyecek sanırım.
Beşiktaş paydasında olması da bir şekilde ısınmayı hızlandırıyordu yazılardan, dedeye izletilen eski maçlardan vs..
ve belki de o gün kendisi barbarostaydı, resimleri attığı zaman.
Okuyup da hüzünlendiğim veya kahkahaya boğulduğum için teşekkür etsem mi, etmesem mi bilemiyorum.
Tekme tokat dalasım var ama neye.
neyse.

pulp dedi ki...

Zeki Demirkubuz - Masumiyet filmini kendi başından geçmiş gibi anlatan insanlar gördüm:)
Olric'ten başka hayal karakteri tanımam!

pantera dedi ki...

Bu bakımdan tunchay abi takdir edilesidir bence, adamın bi tane fotoğrafsız postu yok :D

Kartal Bafiler dedi ki...

yazılarını zevkle okuyorduk , bu tür oyunlara neden ihtiyaç duydu anlamak mümkün değil,açıklama için teşekkürler ayrıca...

ozgurr dedi ki...

aslında ben biraz tahmin etmiştim böyle biri olmadığını.çünkü çelişkili bayağı yazısı vardı.ama yanılmayı ümit ediyordum açıkçası.

stalker dedi ki...

yazmaya devam etsin bence. edebi bi tadı var elemanın.. gerçek ya da kurgu önemli değil.

hagi dedi ki...

ölüm acısından rant elde etme kısmı olmasaydı şu vukuatın güler geçerdim aslında.çünkü gerçekten fazlaca hayali bir hayattı yaşadığı ve birgün gelip kandırdım olu sizi dese kalemine ve dehasına saygı duyar güler geçerdim.

ama kendini öldürüp de bunun reaksiyonlarını izlemeyi planlaması sağlıklı bir psikolojiye işaret etmiyor gerçekten.şahane yeteneğin altında psikolojik bir vakıa gizliymiş anlaşılan.

bir de şunu merak etmekteyim sayın flying dutchman, bu arkadaşı yazmaya davet ederken yazılarını internette takip ettiğiniz biryer var mıydı? yani böyle bir blogda yazmaya onu nasıl layık gördünüz?

Adsız dedi ki...

Bu ne yav. Blog mu okuyoruz, Usual suspects mi seyrediyoruz belli değil. Babana bile güvenmeyecesin arkadaş...

Fabio Luciano dedi ki...

vay be.ben de sanıyorum joe dutchman'le filan baya samimi hatta birbirlerini tanıyorlar.

ne diyeyim.hayal kırıklığı yaşamadım desem yalan olur.

varol döken'e de geçmiş olsun diyorum:)

eğer anlattığı gibi dediği gibi biraz delikanlıysa hiç değilse dutchmna'den bir özür dilesin.

oceanic flight dedi ki...

vay anam vay, neler donmus kamil ya... valla elemani tebrik etmek lazim once, bu kadar adami uzun sure kandirmayi basardi. yetenekliymis bu konularda.. neyse artik, onumuzdeki maclara bakacagiz.

Adsız dedi ki...

Zamaninda İzmir B.B. nin taseron sirketlerinde birisine isci aldiran bi adamla tanisdik ayni mahellede oturuyorduk bir miktar para ve 75-80 porsiyon kokoreci de iyi niyet gösterisi olarak kendisine ikram ettik resmen sonu malum komik ve sinir bozucu olan yönü ise ayni sekilde 3 arkadasimida dolandirmasi bir pazartesi sabahi 4 arkadas konak belediye binasinda birbirimizi görünce sasirmis bir müddet sonra olayi anlamisdik. bloga kursun döktürüp yazilari silinmesini tavsiye ederim.

Sencer Yücel dedi ki...

Durum enteresan ama çok "anlam verilemeyecek" bir şey değil. Adamın kafasında güzel hikaye tasarıları varmış, hikaye olarak yazılırsa aynı etkiyi yaratmayacağını düşünmüş, kendi adıyla yazıp günün birinde yalancı konumuna düşmek istememiş ve böyle bi karakter yaratıp yazma ihtiyacını gidermiş. Ben de şaşırdım ama kendi adıma çok rahatsızlık duymadım. En azından aptal yerine konmuş gibi hissetmedim. Yazılarındaki örgü çok iyiydi ama "bütün bunlar hayal ürünüdür" diyerek yazmaya başlasa kendini bu kadar okutamazdı.

Umarım yazım yeteneğini başka bir yerde sergilemeye devam eder. Şu an için tek üzüldüğüm "tarihte dün bu vakitler" serisinin bitmiş olması...

Unknown dedi ki...

Yazinin sonuna kadar bunun bir saka oldugunu, Dutchman'in bize oyun yaptigini umut ettim. Hala da umudum Joe'nun adi haric yazdigi herseyin gercek olmasi. Herseyin kurgu oldugunu soylese gene okumaya devam ederdik, Yalan Dunyasi serisini okudugumuz gibi. Bu kadar insani aldatmayi basarabilmesi takdir edilesi acikcasi. Yazarlarin basi sagolsun. Benim icin Joe Jonese bitmistir, bir daha da gitmem Brighton'a:)

Manu dedi ki...

yazılarını zevkle okudum, su an kızsam mı, üzülsem mi, takmasam mı? karmasık duygulardayım.
üslubu ne kadar iyi olsa da, kısa zamanda bu bloga çok şey kattıgını sölediysek de.
sonucta kendisini var eden bu blogtur.karşılıklı samimiyetin ve güvenin olmadığı yerde, işinin olmadıgını düşünüyorum.
yazıları silinsin.

geçmiş olsun...

October Swimmer dedi ki...

Bence adamın başka seçeneği kalmamış flying dutchman ve Varol Döken ile buluşma ayarladıktan sonra, yani zaten foyası ortaya çıkacak diye öldürdü karakterini. Siz buluşmak üzere sözleşmemiş olsaydınız, daha aylarca adamın MAx resisini, Alban'ını, Oscar Wlde'ını okuyacaktık.

Şikayetim var mıydı? Pek söylenemez

Pads dedi ki...

Yazıları iyice kurcalanırsa kendisi hakkında pek çok bilgi bulunacaktır, sonuçta yaptığı iş başka bir kimliğe bürünmek ama bir yandan da 'Ben de boş adam değilim!' tadında ipuçları bırakmıştır.

Haydi blogseverler göreve!

Muratonovic dedi ki...

Vay başımıza gelenler.. Bunları da mı okuycaktık.. Tarifsiz şoklar içindeyim..


Yazıları kesinlikle kalsın bu arada, silmeyin.. (Umarız onlar da çalıntı değildir..) Hatıra olarak kalsınlar..

beckham07 dedi ki...

harbiden yok artık!

bu blogu uzun zamandır okuyodum hiç yorum yapmamıştım, şimdi bu açıklamayı okuyunca şok oldum desem yeridir. adama bak ya, bu kadar devam ettirmek büyük başarı...

Merrt dedi ki...

Çok çok önemli bir mevzu değil bu, sonuçta kaç kişi için önemli ki bu insanın gerçek olup olmaması. Belki Dutchman veya 1-2 kişi için hayal kırıklığı olabilir ama Joe'nun gerçek olup olmamasının bizim için önemi çok olmamalı. Tabii okurlar arasında birilerini "vallahi evlenicem senle kızım" diye kandırdıysa ayrı!! Yoksa okuyucu olarak bir yazarın gerçek değilim demesi neyi değiştirir!
Tunchay çıkıp o yediğim lahmacunları gerçekten ben ısırmadım, arkadaşa ısırttım dese gene bu kadar hayal kırıklığı yaşardım! :)

SAFÆ dedi ki...

JJA iyiydi :)

Şaşırdım..

Hüseyin A. dedi ki...

bende kendisinin yazılarını çok seviyordum niye böyle birşey yapmış hala anlam veremiyorum,
şoktayım..

fibonacci dedi ki...

neresinden bakarsanız üzücü bir olay benim gibi kendisiyle hiçbir iletişime geçmemiş ama yazılarını üslubunu seven biri için yazılarını okuyamıycak olmak tatsız ama esas önemlisi fd yazarlar yada varol için daha tatsız durum bu insanlar bişeyler paylaşmışlar bir şekilde hayatlarının içine almışlar değer olarak görmüşler fakat sonucunda herşeyin bi sanal gerçeklik oldugu çıkmış meydana çok üzücü bu noktada karar sizlere kalmıştır şahsi görüşüm yazıların kalması yönünde olur ufaktan dedektiflik yapılır işte fena mı =))

fd ye özellikle çok ayıp olmuş geçmiş olsun dielim genede işe güsel tarafından bakmak lazım hoş bi seda bıraktı rüzgar gibi geçti gitti

Gand dedi ki...

İlk duyduğumda kahkaha atmaktan kendimi alamadım. saatlerce de durup durup güldüm :)
amacı neydi bilinmez ama sonuçta anlatılana değil anlatana bakmaya kalkarsanız bir dolu şeyin hiç değeri kalmaz.
hepimizin içinde milyonlarca kişilik yok mu :)
yarattığınız karakterin ağzından yazılanlar da aslında sizin beyninizin ürettikleri değil mi?
hiç aldatılmış hissetmiyorum.
sadece, bir deneye konu olduysak ona yanarım :)

oceangoing dedi ki...

kendi halinde sessiz biriydi. bizim kahveye gelir, ara sira oyun oynardi. hic beklemezdik kendisinden. nasil boyle birsey yapti hala anlamis degiliz.

Pads dedi ki...

Taksim'in JJA benjamin linus benzetmesi- oceanic flight'ın yorumu- oceangoing'in yorumu.

Arkadaş ne sorunlu bir karaktermişsin ya yemin ederim Issız Adam bile daha dengeli bir kişilik senin yanında.

Borges dedi ki...

Toplamda ben Joe'nun bu kurgusal kimligi yaratmasindan ziyade FD'nin mezarliklara kadar ulasip bu isin pesini birakmamasina hayran kaldim, helal oLsun.. Joe'nun yaptigi isten daha bi fiyakalidir. Arastirmaci-Blog yazari olarak tarihe gececektir bu kesfiyle.

Hikayelerini hicbir zaman inandirici bulmadim, yurt disinda yasayan insanlar amerikan film kliselerinden kopup gelen diyaloglarin yasanmadigini da cok iyi bir sekilde görebilirler.. Yalniz bunlari kurgusal metin olarak okursaniz cok da keyifli yazilardir, kimin yazdiginin önemi nedir ki bizim, yani okurlar icin.. FD icin durum cok baskadir haliyle ve üzerine düseni fazlasiyla yapmistir.

Okurlar icin cok büyük bir hayal kirikligi yaratamaz eger ki onu görmek icin Varol Döken gibi intiltereye gitme hayalleri kurmadiysaniz ya da bire bir yakin iliski kurup cok baska seyler gerceklesmediyse.. bunun disinda "ha " der gecersiniz.. Bana da bir elestirel mail atmis, akabinde Cem Dizdar'a benim blogu tavsiye ettigini söylemis ama bunlari söylememis gibi üzerinden gecip gittik ki samimiyetinden her zaman suphe edilmistir.. Birisine yalan söylüyorsun demek yerine onu duymamazliktan gelmek en güzelidir.

Joe'yu düsünün bir de.. böyle bir kurmaca kimlik icin neler yaptigini, ne gibi yazilar yazdigini ve harcadigi vakti düsünün.. Biraz da gücünüz yeterse kandirilmisligi hakedecek düzeyde bir calisma yaptigini kabul edebilirsiniz. Sonucta elinde kala kala "söyle güzel yazdin abi" seklinde yorumlar olmustur. Kim burdan nasil kazanc saglamistir bilinmez.. Hepiniz "hadii ya tüh" deyip gecistirdiniz..

Bir deney yaptigini filan da düsünmüyorum. Bire-bir iliski icerisinde bulunmus, daha da bana Cem Dizdar'dan bahsetmesi, burada da Ibrahim Altinsay geyigi gibi cok baska detaylar da söz konusu. Keza ölüm kurgusu da isin bir baska trajik yönü. Yazilarinin degerini bunlar belirlemiyor ama düsünebiliyor musunuz FD arastirma yapmayip ekranini karartsaydi ve onca insan bir insanin ölümüne üzülseydi olabilecekleri ? Bu kadar insani ölüm ile aldatmak istemesini ben pek kucumseyemiyorum isin dogrusu.. Bir insanin ölümüne üzülmek cok da üzerinden gecilecek basit bir konu degil. "Aha saka yapti saka yapti" diye gecistirilemiyor da.. Mesele hep ayni: O yüceltilme aski. FD isin tam da ölümcül noktasina ise müdahale edebildigi icin bugün biz "aman bosver, saka yapmis" diyebiliyoruz.. Keza ölüm haberi sonrasi böyle bir kurmaca kimlik algilansaydi tepkiler cok baska olacakti süphesiz.. Alt tarafi "ne kadar güzel yaziyordu ahahah" geyikleri icin deger mi bunca insani öldürüldügüne inandirarak üzmeyi göze almaya ? Ya da siktir boktan bir deney icin dahi bu yapilmamalidir, etik olarak cok büyük kusurdur ki deney masali inananlar icindir daha cok.

Yoksa, bugün kendisi cikip "joe diye birisi yok ve su yüzden söyle yaptim deseydi" basit bir geyik olurdu ki tatli bile gelirdi. Niyet pek de öyle güzel degil.. Sadece bu kötü niyet adina yazilarinin silinmesini isterdim, onca emeginin karsiligi olarak "hicbir seyi" almis olarak eve dönmeyi hakediyor..

Kurbağalı Dere dedi ki...

hani böyle durumlarda biri çıkar ben biliyordum zaten der ya, ne yalan söyleyeyim ben bu durumu tam bir ay önce düşünmüştüm. Değişik duygulara kapıldım vallahi. yazdığı yazıların başlıklarını şu an tek tek isimlerini bilmiyorum ama bu sanal karakterin özellikle kurgusal yazdığı ve tekrar okunduğunda değişik anlamlar çıkan yazılarını eminim ki bir yığın kişi ne kaleme alabilir ne de kendini tekrar okutabilir.

emin değilim ama bence bu olay ya bir deney ya da ne bileyim birilerin yaptığı araştırma gibi geliyor bana. sanmıyorum ki psikopatın biri kalksın 200-300 adet uzun yazılar yazsın.başta dediğim gibi değişik duygulara kapıldım. üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim pek. Size de geçmiş olsun diyelim flying dutchman ahalisi.

thunderbird dedi ki...

Joe'nun yazılarının bir kısmını, yalnızca İngiltere hakkında ve kendi başından geçen hikayelerini hararetle takip ediyordum. Zaten Joe'nun en baba noktası üslubuysa da ilginç olaylar/kişiler/mekanlar işin esprisiydi.

Geçen hafta tesadüfen, blogu benim aracılığımla okumaya başlayan bir arkadaşıma olum bu Alban aslında Dr. Alban biliyo musun demiştim çünkü fi tarihinde öyle bir yazı okumuştum. Tesadüfen Dr. Alban kim cevabını alınca da link vermek için internete girmiş, biraz bi şey okuyunca lan ne alaka bu herif kaç yaşındaki tepkisini vermiştim. İlginçtir, o yazının altında şaka şaka Dr. Alban olur mu hiç de yazıyormuş, tekrar bakınca gördüm!

Her neyse benim için işin sihiri bozulmuş her ne kadar sesli dile getirmesem de içime bir şüphe düşmüştü. Zaten adam abarta abarta yazıyordu ama ya tamamen veya çoğunlukla kolpaysa yazılanlar...

En iyi aldatmaca beklemediğin yerden gelendir: Joe, Flying Dutchman referansıyla gelmese kaç kişi inanırdı yazılanlara? Mesela biri yorumlarda böyle anılarını yazsa ne tepki alırdı? Daha geçen, Cezayir takımının tribünlerinde açılan galatasaray bayrakları anektodu nasıl karşılanmıştı? (gerçek olmasına rağmen)

Flying Dutchman, konuyla ilgili yazısında bütün boşlukları doldurmuş, bu konudaki çabasını takdir ettim. Acaba Joe'nun yazıları blogun hitini ne oranda etkilemiştir?

Sir Arthur Conan Doyle, gelmiş geçmiş en büyük detektifi kendi hayal gücüyle yaratır ancak bir sorun vardır; hemen herkes Sherlock Holmes'ü gerçek sanar. Baker Street 221 B'ye her gün yüzlerce mektup yağar, insanlar meşhur dedektifi yardıma çağırmaktadır. Doyle ne kadar dil dökse de fayda etmez, kendi hayal gücünün ürünü Holmes'ün gölgesinde kalmışır. Bunun üzerine en büyük eserini, Holmes'ü bir macerasında öldürmeye karar verir. Ancak, gelen tepkiler Doyle'u yıldırır ve bir sonraki macerada Sherlock Holmes tekrar canlanır.

Kim bilir belki bir gün yeniden...

mustafa dedi ki...

Aralık ayında bu forumla tanışmamı sağlamıştı yazıları..Garip..Ben de üzüldüm açıkcası..
Şu an merak ettiğim şey bu post'a gelen yorumlardan kaç tanesi JJA'ya ait:)

varol döken dedi ki...

@borges
varol döken'in ingiltere'ye gitme hayalleri:) kendimi nuri alço filmlerindeki ahu tuğba gibi hissettim:)

hem ben zaten gidiyordum abi... joe bir şey desene, o zaten gelecekti, zaten sert adamın biridir bizim fat thorten gibi, hayal dünyasındaki gediklerin gerçek dünyadaki gediklerden büyük olduğu masallarına you ain't a shit diyerek cevap verir desene... zaten gizli gizli 3 kişisin sen diyerek bilinçaltında durumu sezmiş ve bu hayatta inandığı hiçbir şey olmamasına rağmen inanmayı seçmiş biridir, baca gibidir, ingiliz polisi gibidir, cosmo kramer gibidir desene...

demezsen deme, oscar wilde'ın mezarına çiçek koyarken joe was here yazarsam ben de!

AbSurDMaN dedi ki...

Ben uzun zamandır böyle dumur olduğumu hatırlamıyorum.

Bu yazı şaka falan değil di mi ? Eğer bu karakter hakkaten kurguysa yapana helal olsun valla iyi yedirdi :) Ama ne bileyim yazının sanki şaka yönü var gibi ya da ben inanmak istemiyorum... Allah Allah daha da aklım karışmadan gelişmeleri takip edeyim sadece ben en iyisi

Ozan 7 dedi ki...

blog okumaya bu blog ile başladım ve en begendıgım,sureklı arkadaslarıma anlattıgım yazar da Joe'ydu.hatta dün kendi kendine düşündüm niye bukadar uzun zamandır yazmıyor diye..gercekten soktayım ve nedense hala inanasım gelmiyor..Ne yani dedesi,ablası,ablasının ingiliz kocası,yigeni,sinirli tipik bi türk olan babası,Alban,Max reis bunların hepsi yalanmıydı eger öyleyse bence yınede bu adamı tebrık etmek gerekir çünkü yazıları mükemmeldi..

oceangoing dedi ki...

@ pads,

hop, bi dakika.. oceangoing benim ama JJA ben degilim. simdi burada yorum birakanlar hep blogger kimligiyle yorum attilar diye nickleriyle veya adsiz yorum atanlari zan altinda birakmayalim lutfen. olayin garipliginden mutevellit esprili bir yorum birakmak istedim hepsi bu.

ben de uzun zamandir bu blogun okuyucusuyum. JJA'yi da okuyordum normal olarak. ben suphelenmedim hic. fakat abarttigini dusunuyordum. yazilarinda eksi sozluk jargonu hakim. herif ingiltere'de falan ama koparmiyo baglari turkiye'yle diye dusunmuslugum de vardi. adamin ani seklinde yazdiklarina gelince, bu kadar seyi kafadan uydurmus olmasina imkan vermiyorum. uydurmus olsa dahi bunun mutlaka bir temeli olmali. yani vatandas ya bir yerlerden araklayip ilaveler yapiyordu ya da birilerinin anlattiklarini abartarak kendi basindan gecmis gibi anlatiyordu. niye boyle yaptigi hakkinda hicbi fikrim yok tabii. ama kendi kendine iyi eglenmistir diye tahmin ediyorum. neyse olan olmus zaten. flying dutchman'in arastirmalari hakkaten kayda deger. sayfa karartilsa JJA daha bi keyfe gelirdi muhtemelen. fakat, kimliginin aciga cikmasini istemeseydi neden bulusma ayarliyor? ya da boyle bi yola basvuracagina adam gibi bi yazi patlatip gercekleri bizzat kendi agziyla aciklasaydi bisey degisir miydi? bilemiyorum. bildigim tek sey, blog odulleri'nde en iyi spor blogu odulunu alan blogun yoneticilerini de, takipcilerini de feci kekledigi. bu iyi birsey mi? hayir degil. boyun devrilsin JJA.. :)

Pads dedi ki...

@oceangoing

başarısız da olsa şahane bağlantı kurmuştum kabul et. o sherlock holmes kitaplarının bir gün işe yarayacağını biliyordum:)

4numara dedi ki...

arkadaşlar uzun zamandır blogu takip eden birisi olarak olayı "şaşırdım" olarak tariflemek çok yeterli geliyor. bu tip mahlas kullanarak edebi dünyada eser ortaya koyan bir sürü insan var...sebepleri farklı...benim tanıdıklarımdan bir tanesinin sebebi kendine güven eksikliği, yazın kalitesinden bağımsız bu söylediğim güven eksikliği...birikim ve hayat tecrübesinin düzmece olmadığını ancak sürekli ve açık kimlikle yazma güveninin de olmadığını düşünüyorum bu arkadaşın...gayet başarılı idi geride kalan 108 post...devamının gelmeyeceğine üzüldüm sadece...hoş belki başka bir mecrada blog veya herhangi bir yerde başka deneyimlerini aktaracağından şüphem yok...cevher içerde durmaz...

masa bekleyen cocuk dedi ki...

bu nasıl bir psikopatlık örneğidir anlamadım. adam resmen hepimizi uyutmuş. hadi beni geçtim, kendisine attığım strange cm happens maili haricinde hiç bir ilişkim olmadı ama özellikle FD nin durumunu kestiremiyorum. ben olsam dakikada 6235234 küfür ederdim heralde. yazılarını çok seviyordum hatta sevdiğim bir kaç yazısını bilgisayarıma kopyaladım ki sevdiğim bütün yazıları saklarım. açar okur gülerdim. ama bu yapılan çok büyük terbiyesizliktir bence yazıları FD blogundan kalksın çünkü durursa daha çok prim yapacaktır.

ayrıca yukarda da bazı arkadaşlar değinmiş bu nasıl bir araştırmacı ruhtur bravo valla. FD ye tarafımdan CIA yılın ajanı odulunu vermekten kıvanc duyarım :)))

Adsız dedi ki...

hanginizin öyle hayalgücü var
öyle edebi yazıları var
yalan ya da gerçek ben okurken çok zevk alıyordum eğer bunları okuyorsa kendi blogunu kursun bir an önce.
hepimiz joeyiz hepimiz ateşdağlıyız

kutay dedi ki...

55 yorum yapılmıs daha da yapılması gerekir. çünkü yüzlerce insan okuyor burayı ve büyük kısmı onun hayranıydı. ben de bir şeyler yazmak istiyorum ama ne diyeceğimi bilemiyorum. deneyelim.
öncelikle blogger aleminde kendisine ait bir yeri vardı. farklıydı. blogları sık sık takip edenler için 3-5 kişi varsa biri de oydu. yazıları çok güzeldi. ama zaten hiçbir zaman gerçek olduğuna inanmamıştım. ismi bile gerçek değildi. hollandalı fd gibi o da ingiltere de yaşayan ve ülkeyi iyi tanıyan biri dıye düşündüm.
zaman zaman msn iletilerimi "ama arkadaşlar iyidir" diye yaptım. bunu tabutta rövasetaya bağlayanlara jja'yı ve bu blogu gösterdim. yazılar kitap haline gelsin, hatta film ceksın diye dusundum. green street'in türkiye versiyonu cıkar oradan dedim.
o yüzden şu an bir hayal kırıklığı yasamıyorum. ne kadar gerçekçi mevzulardan konussak da burası internet ve sanal alem. böyle şeylerin olması normal. ama, ya fd gerçeği ortaya çıkarmasıydı.
belki şu an ana haberlerde ve gazetelerde ufak bir haber bile olsa ismi gececekti. bir kült isim olacakti, fenomen olacaktı. şimdi yine öyle oldu. ama sadece bloggerlar için. ya da ben abartıyorum bilmiyorum.
karışık konular. benim için değişen bir şey yok. bundan sonra jja diye birinin yazılarını okumayaacgım tek fark o hayatımda. ama onla irtibata gecenler için büyük bir şok. saçmaladım belki de bilmiyorum ama yazılarını merakla beklediğim bir adamın çok secdiğim bir blogda böyle bir şey yapması karsısında 2-3 satır yazmak lazımdı.

Adsız dedi ki...

kesinlikle yazılarının bu sitede yayınlanmasını haketmeyen birisi olduğunu düşünüyorum. yazıları ne kadar keyifle okunsa , bittiğinde bir tebessüm bıraksa da bu blogun sahibine karşı yapılan terbiyesizliği ört pas edemez düşünceme göre. bu siteyi haketmeyen yazılardır. çok sevenler varsa belli bir süre diliminde yazıları tutulur, sevenleri kopyalar saklar yazılarını sonrasında da silinir.

araştırmacı kimliği ile fd ye saygılar sunarım :)


onat

Yasinn dedi ki...

biraz önce ekşi sözlükte joenun başlığını görünce bakalım ne yazmış joe yine dedim içimden. açıkcası şok oldum yani.İlk başta flying dutchman bize bir çeşit şaka yapıyor diye düşünsem de okudukça çok çok üzüldm. yani joe diye biri gerçekten yoksa neden bu hikayeleri uydurmak zorunda kaldı? çıkıp arkadaşlar bu bir şaka deseydi sizi yedim deseydi joeyu daha da çok severdim. Çünkü internet zaten böyle bir meret. kimse kimliğinde değil, kimse yaşadığı hayatı yansıtmıyor. yansıtmak zorunda da değil zaten. ama bu denli bu hkiayeleri yazabilen birinin ve üstelik bir çok edebi kişiliğin eline su döktürecek üslupla yazabilen birinin gerçek amacı nedir ben bunu sorgularım.

bir deneye denek mi olduk yoksa kişilik bölünmesi yaşayan birinin yazılarını mı okuduk açıkcası anlayamadım. ama joe öldü deseler inanın bu kadar üzülmezdim. bana ne arkadaşım der geçerdim.

minæ dedi ki...

istanbul'un gerçek fatihinden tüm JJA sevenlere gelsin:

-olammazz, olammazz!

o da değil de, fd bö 2009 ödülünün sahibi post'undaki fotoğraf kimin öyleyse?

Confeng dedi ki...

Flying Dutchman denilince aklıma gelen "Ama Arkadaşlar İyidir United F.C." yazısının ona ait olması da ironik duruyor biraz... Kendince sebepleri vardır elbet ancak, neden kendi oluşturduğu karakteri öldürmeyi tercih etmiş? Amerikan filmlerindeki gibi bir senaryo...

ssim dedi ki...

dumur oldum. gerçi bir kaç gündür sol taraftan isminin kaldırıldığını görünce bir durum var diyordum ama insan bu kadarınıda beklemiyor. film gibi olmuş şerefsizim. hayır merak ettiğim, arkadaş sen nasıl kurguladın bu kadar, nasıl kafa yordun buna demek istedim. zeki biri ama son maili açıkçası basit olmuş, bu kadar yaratıcı olan birisinden daha iyi bir kapanış beklerdim. olmadı joe :)

Noat Samisa dedi ki...

Son bu ölüm olayı harici evvelinin gerçek/yalan oluşu bir düzeye kadar kabul edilebilir.Sonuçta hepimiz biliyoruz mahlas kullanımı internet dünyasının hem güvenliğinin artırır, hem de güvenirliği düşürür.Hikayeleri kurmaca ise ki öyle; bu bence daha da güzel bir şey sayılır okuyan için.Diğerleri ise kişiliğin kurgusuna göre bayağı gerçekçiydi.Sonra ünsüz sertleşmesine dikkat etmemesi, Türkçesi bozuk gurbetçinin yazı modeli gibiydi.İyi detaylandırılmış bir kurguydu en azından.Böylesi bir yazı üslubuna ulaşmak için insanın çaba harcaması gerekirdi, bunun için çabalamış birinin de kurmaca bir karekter yaratıp bunu kovalamaya neden çaba harcadığı galiba işin en garip yönü.JJA bir mahlastır, diyerek; böyle bakarak ulaşılmaz bir kişi olarak kabullenilebilir.Ama galiba Dutchman'ı böylesi bir yazı yazmaya iten şey yazılarının gerçekliğine kefil olmasıdır.Suçlu olduğu yer burası.

Ölüm olayı ve blog ekibini aldatması dışında ne kötülüğü olmuştur, diye düşünüyorum.Blog yazarlarının birbiriyle arası açılmadıysa, birinin ağzında diğerine x bir söz ulaştırmadıysa ki bundan vahim bir şey daha yapma ihtimali gelmedi aklıma, -hani bundan da sadist değilse hiçbir şey kazanamaz ya- okuyucu açısından çok da zararı olmamıştır diye düşünüyorum.

yok artık lebron james dedi ki...

ismin sahte yazılanların gerçek olduğunu benden başka düşünen yok mu yahu?

Oğuz Serdar dedi ki...

Cok üzücü bir olay. Yazıları silinmesin, kitap basılsın adına. :)

aşkın dedi ki...

Yazılarını okuyup da ''vay be neler yaşamış'' diyen varsa kandırılmış hissedebilir.
Abartmayın beyler, hele İstanbul'da bir üniversite yurdunda bulunmuşsanız bu taktiği kullanan pek çok kişi görebilirsiniz.
Kendi abisinin askerlik anılarını anlatıp askerliğini yaptığını iddia edenler, sağda solda bilgi kırıntısı veya birkaç anı toparlayıp yurtdışında bir ülkede bulunduğunu söyleyenler vs.
En basitinden, tek bir şahsın bu kadar alengirli ve çeşitli bir yaşamı/anısı olabileceğini düşünüyor musunuz?
Ha bütün bunlar yazıları asla kalitesiz yapmaz, onun anıları olup olmadığını sorgulama ihtiyacı olmadan güldüm, hatta yazılarından öğrendiklerim de oldu.Ben şunu dedim ''Bu yazılar para karşılığı okutulsa yeridir'' ki denmesi gereken de budur, ''vay be adamın yaşadıklarına bak'' değil.
Joe'nun ağababası için şunu okuyun:
Umberto Eco - Baudolino

Son olarak sevgili Varol Döken:
(Buraya bir kahkaha cingılı :)

Ahmetufuk dedi ki...

Aldatıldık sanırım :(

Adsız dedi ki...

ben son 3 paragrafa kadar fd dalga geçiyor zannettim, yuh yani!
bi de bu gözle okumak lazım yazıları.

alessandro del piero dedi ki...

joe jonese'nin yazılarına dokunulmasın kesinlikle.. sonuçta hayatımızda yaşadığımız hangi olayın ne derece kurgu olup olmadığından ne kadar eminiz ki? kimin hangi söylediğinin yüzde yüz doğru olduğundan nasıl emin olabiliriz ki? ama gerçekten önemli olan bir konu varsa o da ortaya konan, söylenen, yazılan edilen bir şeyin kayda değer, kaliteli, gülümsetici olup olmadığı..

joe jonese onu okuyan herkesin aklında öyle ya da böyle güzel bir şekilde yer etmiş bir adamdır ve şu an onun kurgu bir karakter olması onun tamamen silinmesi için asla geçerli bir sebep olmamalıdır.. istemeyen okumaz zaten, ama okumak isteyen de pek çok kişi var ve onlar görmezden gelinmemeli..

pierloti dedi ki...

Joe sana laflar hazırladım, sen haksızsın

Adsız dedi ki...

E o zaman Glamour dergisinin bu haftaki "Boş bakkallar taşaklarını tartıyor" yarışmasının birinciliğini JJA rahat bir sekilde kazanmis olur heralde?!

taksim dedi ki...

@pads

ilk yorumu okuyunca öyle anlamadım, oceangoing bu şekilde yorumlayınca bir an nasıl yani dedim.
Zan altında kalmayayım bende, Joe ile hiçbir alakam yoktur.
:)
gerçi hala anlamıyorum ama, yazayım rahatlayayım

memduh95 dedi ki...

ip'lerine daha önce baksaydınız keşke hazır şüpheleriniz de varken.

mcdonell dedi ki...

hem farklı ve okuması zevkli üslubundan hem de hepimize ibret olması nedeniyle yazılarının silinmemesi gerektiğini düşünüyorum. belki herhangi birinin kaleminden çıkma hayalgücü ürünü olduğunu bildiğimiz materyaller olsa bu kadar ilgilenmeyecektik.

güldük, eğlendik gerisini varol döken valizini boşaltırken düşünsün artık.

M.K dedi ki...

yazmayacaktım ama yerimde duramıyorum. tıpkı f.d gibi dedektiflik yapalım. çemberi daraltalım :)

1- bu uyduruk sanal karakterin yazılarına bakıldığında nasrettin hoca'dan tutun da oscar wild'a, jasse james'den osmanlı tarihi ile ilgili geniş bir yelpaze mwvcut. Yani belli kültürel,tarihi,edebi birikimi var. Bu bilgi cebimizde bir dursun bakalım.

2- Yazdıklarına bakılırsa bırakın istanbuldaki dolmuş hatlarını ingiltere coğrafyasına ve tarihini baz alan bilgi dağarcığı haritadan şehir seçmekle oluşmuş gözükmüyor.Yani büyük bir ihtimalle türkiye'de(istanbul'da) yaşamış ve belki de belli bir zamanını ingiltere'de geçirmiş biri olabilir.

3- İngilizceyi biliyordu.Bu bilgi konusunda kaynağım sağlam.çünkü hiç unutmuyorum kramer ile ilgili bir vidyoyu çevirirken vidyoda kadın karakter(ismini unuttum) channel'e bilet istiyorum derken bu sanal karakter orayı manş diye çevirmiş ve ben vidyoyu izlerken aşağı okuduğumd manş mı ne manşı diye düşünrken imdb'den küçük bir araştırmayla manş konulu aka le mans (imdb dili :)) filmini görmüştüm. şimdi burda şunu sorgulamak lazım. bu kolpa karakter 1996 yılındaki filmin konusunu bile biliyorsa bu durum onun yaş grubunu 30-40'a çekiyor.

4- durun bitmedi :) mesleği gerçekten demühendis midir bilmiyorum ama bir yazısında ingilterede okuduğu üniversiteyi söylemişti. ben şu an baktım ama bulamadım. eğer f.d hatırlıyorsa rahatlıkla o üniversitenin sitesine girip geçmiş mezun listesine bakabilir. türkiyedeki üniversitelerin internet sitelerinde böyle bir bilgi yok genelde. ama o okuduğunu söylediği itü'den eğer aramızda itülü arkadaşlarımız varsa,bunun gibi bir dökümana ulaşabilme şansları varsa ve böyle birinin olmadığını teyit edebilirlerse olayın başlı başına feyk olduğu zaten anlaşılabilir.ama bu durumda ismini yanlış vermişse bu maddeyi çöpe atabiliriz.

5- yazılardaki karakterleri diğer hikayelerdeki yazılara monte etmesi ve bu sanal kişiliğin hikayelerine şöyle bakıldığında tutarlı gözükmesi ve özellikle ingiliz futbolun tarihi ile ilgili yazdıkları yazılara bakıldığında olayların doğru olabilme ihtimalinin yüksek olduğu hikayeleri (şu irlandalılara yardım eden osmanlı donanması ve bir iki olay daha var unuttum şimdi) bir yerden okuyarak değil de sanki araştırarak yazıyordu. bu olayın en ilginç noktası.

yani boş bir adam/kadın (her neyse) değildi bu kişi. Tarih, kültür, edebiyat,futbol, genel kültür gibi spesifik konularla baya dolu dolu bir kişilikti. şimdi şunları sorgulayalım :)

birinci ihtimal yukardaki bir arkadaşın dediği gibi deney konusu. saçma sapan şekilde düşünmek istemem ama herhangi bir araştırma şirketinin marketing ya da herhangi bilimsel bir kuruluşun internet kullanımı ile ilgili yapmış olduğu bir araştırma değil bu bence. çünkü f.d yazının sonunda kendisinin bu karakteri f.d bloğuna çağırdığını söylemiş. yani bu deney konusu çok ama çok küçük bir ihtimal, ki türkiyede bböyle bir olaya girişecek bir araştırma kurumunun olup olduğunu sanmıyorum.

ikinci ihtimal akademik bir tez olup olmayacağı . yukarda önceden söylendimi bilmiyorum ama sosyoloji ve psikoloji bölümü ile ilgili akademik çalışmalar yapmak için yapılmış olabilir. hatta mahalle pazarına gidip insan davranışlarını inceledim gibi bir anı yazmıştı bu karakter. bu belki bir dışavurumdu kimbilir. ama ben buna da şüpheyle yaklaşıyorum, zor bir ihtimal. çünkü böyle olsa dahi neden futbol bloğu seçilsin ki? psikolog ya da onun gibi bir bilimle uğraşan yorumcuların yorumları güzel olurdu bu konu hakkında.

diğer ihtimal ise yabancı yani tanımadığımız birinin yaşadığı olayları ya da yazıları bize türkçeye çevirip anlatan biri olduğu. ben buna da şüpheyle yaklaşıyorum, çünkü bu kişinin diğer yazılarda da üslubunu ve çizgisini, keskin zekasını ve mizah anlayışını sürdürdüğünü görüyoruz.

başka bir ihtimal ise aslında böyle birinin tam anlattığı gibi olmasa dahi buna yakın bir kişiliğe sahip olduğu ve ismini gizleyip ortadan kaybolmak için seviyesizce ölüm muhabbetine girmiş olması. ama i. altınsay olayı(son yazısıydı galiba) bu olasılığı diğerleri gibi düşük kılıyor.

yani sonuç olarak abla/abi/amca/dayı herneyse çık şuraya neden böyle bir olaya giriştiğini anlat. yarın e.m.a'dan sınavım var bizi soktuğun duruma bak. kafamızda onca şey kuruyoruz. çık sizinle (af buyrun) taşşak geçtim de. sen de kurtul iz de kurtulalım.

sınava bu kadar kafa yorsam dersi geçerdim valla :).şimdilik bu kadar. olur da başka bir falso bulursam muhakkak yazacağım :))


gizli dedektifcilik oynayan M.K :)

bonaventure dedi ki...

nasıl bir kafa yaşıyorsunuz anlamadım

ssim dedi ki...

Dutchman,

Her şeyi geçtimde senden korkulur. :) Nasıl bir araştırmacılıktır bu ?:)

Her Yol Roma dedi ki...

vay sahtekar! ingiltere'de maç izleme-vize alma muhabbetini bile anlatmıştı.

neyse ne, flying dutchman'ı sadece dutchman yazarken okumaya başladık, diğer arkadaşlar da geldi daha bi sevdik, joe jonese'nin de ayrı bi tadı vardı ama aslolan bu blogdur a dostlar.

dutchman bölümden 2 üst devrem de çıktı zaten, bana ne joe jonese'den..

Protanopia dedi ki...

Bence sevgili Flying Dutchman dahi bunu hayatında tebessüm uyandıracak ilginç bir anı olarak hatırlamalıdır. Tabi bizim görmediğimiz arka planda yaşanan sahte diyaloglardan çok daha fazlası yoksa.

Nihayetinde kendi uydurma yazılarının haricinde kurmaca olduğu yazıda bahsedilen seriler, zaman zaman en iyi 10'lara katkı, Kramer çevirileri gibi katkılarda yapıyordu.

Yukarıda bir arkadaşından da dediği gibi kendine güven eksikliği olan ve kendince beğendiği yazılarının insanlar tarafından beğenildiğini görmekti yapmak istediği. Cesaretsizliğini yalanla kapamaya çalışıyordu belki de.

Kendisiyle mümkünse diyaloğa geçilip başta FD ve diğer blog yazarları ve tabii ki Varol Döken [:)] olmak üzere bir özür yazısı yazdırılsa içinde JJA'nın niyetini de içeren bu hadise daha fazla tebessümle hatırlanabilir.

Bazı arkadaşlar hayal karakteri olduğunu öğrenince yazılarının kötülüğünden dem vurma ihtiyacı hissetmişler ama adam iyi yazıyordu. Bu gerçek. Tabi bu gerçek onun sahtekar olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.

Kramer serisi, boş bakkallar türü serilerin silinmesi pek mantıklı gözükmüyor. Ya da Oscar Wilde yazıları. Devam bile edilebilir. Ancak, yaşanmış gözüken öykülerin başlığına hayal mahsulü olduğunu içeren bir yazı eklenebilir derim acizane sadık bir Flying Dutchman Blogu okuru olarak.

alengir dedi ki...

Noel Baba'nın gerçek olmadığını öğrenen Amerikalı veletler gibi hissettim kendimi!

Sencer Yücel dedi ki...

Ayrıca yazılarının silinmemesini sırf şunun için bile isterim; yazıları bilinçli bi kafayla okuyup, nasıl bi kafayla yazdığını anlamaya çalışmak...

Sosyal_FB dedi ki...

Hepimizin (ya da çoğumuzun) hayatında yalan dolana başvurduğu dönemler olmuştur. Ticari mevzularda, beşeri mevzularda, onda, bunda taklaya geldiğimizden ötürü tuhaf konumlara düştüğümüz olmuştur. Ama bu bir olur, iki olur, "tecrübesizlik ya da panik eseridir" denir geride bırakılır. Üçüncü ve sonrası, artık kötü niyete girer. Burada Joe şöyle yapmıştır, böyle etmiştir, iyidir, kötüdür, vs. değil konu. Aylar süren bir silsile ve yatıp uyumuş bir kitle var. İnsanların aylarca süren yalana dolana kendi hayatlarında da bu kadar tahammülkar olup olmadığını merak ettim, yazılanları okuyunca.

Houston dedi ki...

yalandan da olsa iyi vakit geçirdim ben, bir şikayetim yok hatta yazıları kalmalı bence...

@M.K.
Taşak'a taşak demeden önce özür dilemene gerek yok :D

ramunas dedi ki...

rahmetli büyük adamdı.bolg dünyasının başı sağolsun.

kutay dedi ki...

bu yazı yazılmasaydı belki de daha iyi olurdu..
şimdi bir fenomen haline geldi blog dünyaısnda bence..
ve ayrıca bu işin son sahnesi değil bence.. çünkü bu kadar planlı çlışan biri bu kadar basit bir junk mail numarasıyla sonlandırmaz kendini...
bence scofield gibi 4-5 tane daha planı vardır...)
yazılar güzeldi, kalmasından yanayım ama blog sizin ve size yapılmış bir ayıp var, kaldırmak hakkınız....

siminya dedi ki...

Vay çok ama çok etkilendim. Banada hayal ürünüsün diyenler var ne yaşadığım şehre, ne yazdığım karakterlere, nede eğitimsiz olduğuma inandıramadım durumu çok iyi anladım bu nedenle, hatta garip bir şekilde JJA'ya yakınlık duydum keşke önceden tanımış olsaydım :)

Eğer iyi yazılar yazdıysa, insanları sıkı etkilediyse bence çokta linç etmeye gerek yok, bir rüzgar gibi geçip gitmek budur.

Aynı şeyi bir ekşi sözlük yazarıda bize yaptı. Heryere üye oldu bize kendini; şişman, evli, alkolik bir manyak yazar olarak tanıttı sonra bütün üyeliklerini silip sırra kadem bastı, öyle birinin olmadığını bir müddet sonra anlayıp oturduk aşşağı :)

Flying Dutchman dedi ki...

@kutay

bu yazı yazılmasaydı ve blog okuyucuları bu olayı başka birisinden veya kaynaktan dedikodu yoluyla öğrenseydi biz de zan altında kalırdık ve insanlar bizim de işin içinde olduğumuzu ve sakladığımızı hatta başka nedenlerle aslında olmayan bu şahsın blogdan ayrıldığını düşünebilirlerdi. O yüzden bu açıklama % 100 gerekliydi.

Bu kadar yorumdan sonra kısacık bir yorumla geçeyim.

Öncelikle ben bu olayı çoktan geride bıraktım yazının bugüne kalmasının sebebi açıklanmıştır.

İkinci olarak hiç üzülme, yıkılma, kızma, küfür etme gibi bir ruh halim yok, ben olaylara içinden ders çıkarılacak şeyler olarak bakarım öyle kalırlar. Bundan da aldım, geçtim gittim dediğim gibi blog o günden bu yana aynen devam ediyor...

Üçüncü olarak yine de insanlardaki "abi yedi hepimizi ama iyiydi" tarafına ben de şaşırdım itiraf edeyim. Bana iyi, bana hava hoş :))

Dördüncüsü de şahsın kendisinin halen (büyük bir ihtimal açıklama sonrası kimseden "bu blog bitmiştir, bu blog o olmadan hiçtir, bu bloga bir daha gelmem" yorumu gelmediği için (ben bile bekliyordum tek tük) asıl yüzünü gösteren adsız yorumlar göndermesidir.

"Bu blogu ancak şakşakçılarınız okur bundan sonra, ödülü de alın bir tarafınıza sokun" türünden yorumlar...

aslında bunları da arşivlemek lazım hoş koleksiyon olur...
bir sonraki adsız yorumunu yayınlayayayım bari yazıktır :))

n0s dedi ki...

sanal karakterin gerçek olması gerekmiyo ki bence bu hikayede sahte olan hiç bir şey yok, tepki göstermeye de gerek yok, bir karakter yaratmış ve öldürmüş sorgulamak saçma, yazdıklarını zevkle okurduk keşke öldürmeseydi. yeni karakterlerini bekliyoruz XD

stalker dedi ki...

bize son şakasını yaptı..

tunchay dedi ki...

10 senedir öyle ya da böyle sanal alemdeyiz. Ne adamlar gördük. Kendini öldürenini gördük, kaza geçirdim diyenini gördük, aylarca başka biriymiş gibi yazanını gördük.

fırat ölüm haberini verdiğinde, bu alkışkanlığın etkisiyle elemanın mezarını kazmaya başladık. kazdıkça da çorap söküğü gibi gelmeye başladı olaylar.

ha niye bunu daha önce yapmadık diye de sorduk kendimize tabi. galiba inanmak istedik hepimiz. gerçek olmasa da eğlenceliydi herif yalan değil(tabi yazilari da bir yerlerden çeviri falan değilse, onu da araştırıyoruz).

nasıl bir manyak var ortada bilmiyoruz. netice olarak bu tip manyakları severim ben. belki beşiktaşta buluşacağız deyip 4 saat bekletseydi beni dişlerimi gıcırdatırdım. ama şimdi, internetteki diğer pek çok şey gibi yaşandı bitti saygısızca. rahmetli ölmeden evvel "Oscar Wilde'in Yalan Dünyası" nın bir sayısını kendisine ithafen yazmayı düşünüyorduk. Kısmet bu yazıyaymış.

Yazıları ibret olsun diye korunsun taraftarıyım. Ayrıca komik yani, yalan olduğuna emin olunca komikliği değişmiyor.

kutay dedi ki...

@ Flying Dutchman

haklısın abi o tarafını düşünmedim ben.. zaten şu konuda en çok sıkıntı çeken siz olursunuz.. ne yapsanız hakkınız, ince eleyip sık düşünmüşsünüzdür...

yurdum insanı dedi ki...

fight club' ın sonunda tyler durden gerçeği, 6.his' in sonunda bruce willis gerçeği...

-hayat beni neden yoruyorsun

ben de hemen herkes gibi tüm blog yazarlarının yüzyüze tanışık olduğunu düşünüyordum. yukarılarda da bahsedilmiş anlatılanların kurgusu çok ince noktaları yakalayabilenler haricinde kesinlikle şüpheye de yer vermiyordu. severek okuyordum. hatta bu yazının başlığını, resmini ve alttaki "92 yorum" u görünce galiba kitap çalışması veya bi buluşma vs. gibi bir şeyler var önyargısıyla okumaya başladım fd' nin açıklamasını.

her neyse olan olmuş. bence yazılar kalmalı. gerçek veya değil ortada yüzlerce kişinin ilgisini çekmeyi başarabilmiş yazılar var.

blogu yine zevkle takip ederim o da ayrı mesele.

varol döken dedi ki...

Varol Döken İngiltere'dir,

Bir süredir Flying Duthcman blogunda varol döken'i itham altına alan bazı yorumlar okumaktayız. Kendisi sanki Joe olmasa İngiltere'ye gidemeyecekmiş, pasaport kuyruğunda bekleyen gözü yaşlı gelinmiş, vize için Max reisten icazet beklermiş havası yaratılmaya çalışılıyor. Bu konudaki sessizliğimiz mağdurluğumuzdan değil, Hıdrellez şenliklerinden kalma sabah mahmurluğumuzdandır. Uyanınca gerekli açıklama yapılacaktır. Unutulmasın ki varol döken o brighton'a gidecek, o hikayedeki her şeyin ne kadar yalan ne kadar gerçek olduğunu fotoğraflarıyla belgeleyecektir. seinfeldsiz bir sitcom alemi, daçmin efendisiz blog, mayasız ekmek, alkolsüz bira, varis çorapsız düğün teyzesi, ısırıksız tunchay postu, atsız binici, tabaksız derici, endişesiz kaleci düşünülemez!

Tüm blog alemine ve camusoyuna duyrulur!

murarty dedi ki...

Tunchay,yazılarının çeviri olup olmadığının, araştırıldığından bahsetmiş.Eğer böyle bir durum yok ise,Joe Jonese Ateşdağlı ismi yerine 'sahtekar' nicki kullanılarak,yazılarının blogta kalmasını isterim.

Adsız dedi ki...

hayır benim anlamadığım bu eleman bunca işe girişip üstelik bu zamana kadar uğraşarak bizi uyuttuysa neden kendi yarattığı çakma karakteri öldürdü ki? anladığım kadarıyla flying dutchman'e görüşme sözü vermiş. kaldı ki bunca şeyi uyduran biri için çok saçma olmuş.ölüm olayını ise 5 yaşındaki çocuklar bile yapmaz. çok salakça ve itici bir durum. gerçekten kendimi aldatılmış hissettim. bencce yazıları silinmeli.

muribbi dedi ki...

bende nasıl olurda ingilterede doğan bir elemanın türkçesi benden iyi olur der dururdum. joe her kimsen sana büyük minnet duyuyorum. bu ülkede iyi şeyler yaptığı denen insanlar bile senin yaptıkların yanında tırtlamıştır. kızamıyorumda sana. yine sanal manal çık bir yerlerdende olanları unutup keyiflenmeye devam edelim.

Adsız dedi ki...

aslında olaylara sakin kafayla bir daha bakarsak;

-zati yazdıklarının çoğu kurguydu, yani ortada yazılanlar adına büyük bir aldatmaca yok.

-diğer hususda, zaten okuyana kalmıştır..çünkü insanlar genelde kendi anılarını mubala eder.ben bile bazen kendime bu oyunu yapıorum..kendi abartmama ya da tekrar anılarımı kurgulamama kendim inanıyorum..

-adsız mesajlara gelince, ben bu kadar sert üslubda mesaj atcaığana ihtimal veremiyorum..ama f.d. diyorsa inanırım ben..

belki bir deprosyon geçirdi, bazen insan tuhaf şeyler yapabiliyor..

burada ki tek kötü yan;
f.d. ve diğer yazarlar ve varol bey gibi yakın dialog kuran insanların ''haklı'' kızgınlığı..ki yerden göğe haklılar..

j.a.a nın olmayışı elbet biraz eksiklik olacak ama sonuçta bu blog farklı disiplinleri bünyesinde bulunduran ve de konularına hakim insanların oluşturduğu bir blog..o yüzden kendi adıma,
ben artık okumam diyemem, zira kendim bile buna inanmam..

bence artık bu olanları soğutmaya alıp, blog yönetimi ve biz okurlar olarak önümüze bakalım..

olası gazete manşetide benden gelsin;

-bu sefer güldürmedi...

alej dedi ki...

ne olursa olsun jja blog dunyasının gelmiş geçmiş en iyi yazarıdır.

kerkopatra dedi ki...

Unutulmamalı ki Joe Jonese Ateşdağlı'yı kendisi yapan Flying Dutchman'dır...eğer kendisi bu satırlar olmasa kimse tarafından tanınmayan bir şahıs olarak kalacaktı. Kendisini elinden tutup adam eden bu blogdur....

durmak yok yola devam

balaca dedi ki...

belki de shizofrendir?

miracsaral dedi ki...

Joe'nun şizofren olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsa Gmail'den, Yahoo'dan mesela sırf İngiliz olduğunu kanıtlasın diye sonu "co.uk" ile biten 'fake' mail adresleri alıp kasmazdı. Bunu ancak uyanık birisi yapar.

Bence o bir boşluktaydı, kendini kanıtlamak, dışarıdaki hayatının aksine aslında eğlenceli bir insan olduğunu insanların yüzüne çarpmak istiyordu. Joe tipi için etrafında gördüğü ve özendiği insanlardan karma bir karakter çıkarmış olabilir kafasında. Bu tip onun için bir çeşit "zihin mastürbasyonu" olabilir.

Beşiktaş'lı olduğunu sanmıyorum. Bunu halktan adam duruşu için yapmıştır. Jonese ismiyse atıyorum Jonese Franklin diye "adult rock" bir rock şarkıcısı var, belki ondan araklamıştır. Ama bu tür işlerde sıçmayacaksın, Tony Scott'ın çok etkilendiğim "Spy Game" filminde olduğu gibi ne kadar az bilgi verirsen hakkında, elin o kadar güçlü olur. O kendini çok kaptırdı bence, zevk için kastığı olay; zarar vermeye başladı.

Şu ölüm olayına tabi kendisi bile inanmamıştır. Şimdi elinde vanilyalı milkshake'i yorumları okuyor ve "ben neymişim ulan" diye düşünüyordur.

oceangoing dedi ki...

blog aleminin en iyi yazari olduguna katilmiyorum. benim is disindaki vakitlerimin onemli bir kismi blog takibiyle geciyor. sikiciliktan uzak, sevimli hikayeler anlatti diye en iyi yazar oldugu iddia edilemez. daha nice yazarlar, nice bloglar var. tabii bu kisiden kisiye de degisir, herkesin begenisi farkli neticede. ama blog aleminin en iyi yazari iddiasi biraz abartma olmus.

Adsız dedi ki...

Artık bi açıklama yapsın, şu hikayeye bi son nokta koysun yaw:D

Adsız dedi ki...

Hayal gücü kuvvetliymiş arkadaşın, kastırmayıp gerçek kimliğiyle yazsaymış. Buluşma ayarlayıp kazada ölmesi sırıtmış. Kendisini edebiyata versin, roman yazsın ,yalnız final bölümlerine dikkat etsin.

hagi dedi ki...

kendisinin şöyle bir savunması var;blogdaki adresine attığım maile verdiği cevapta geçiyor:

http://joejonese.blogspot.com/2009/05/joe-jonese-atesdaglinin-yalan-dunyasi.html

fairtail dedi ki...

ciddi anlamda sıkı bir takipçisiydim... ancak o hayal gücüne ve kurgulamaya karşın nasıl böyle bir abuk final hazırlamış, o da ilginç doğrusu..

Consigliere dedi ki...

Ohannesburg !

FD senin için çok üzüldüm doğrusu.insanın kendi blogunda böyle olayların yaşanması kadar üzücü birşey olamaz.borges ve salih'e katılıyorum.

ayrıca bu da kendisidir..

eminiz artık



yok artık lebron james dedi ki...

ismin sahte yazılanların gerçek olduğunu benden başka düşünen yok mu yahu?

4numara dedi ki...

fd,
sanırım jja yazılarını kaldırmışsın blogdan...yazıları kopyalamakla iyi etmişim anlaşılan...açıkcası hoşuma gitmedi bu hareketin...sen zaten iyi yazan, okunan, ödül sahibi bir adamsın...meseleyi uzatıyor bu tip hareketler...sen öyle söylemesen de olayı çok fazla umursadığın ve kızgın olduğun çok anlaşılıyor...neyse blog senin tabi...

Flying Dutchman dedi ki...

@4numara babında tüm okuyucu arkadaşlara

Önce 4numara nickli arkadaşa kısaca yazayım....Son kez söylüyorum bunu, umarım bu sefer anlatabilirim o da olmazsa artık idrak yeteneğinize kalmış, bu blogun okuyucusu olduğunuza göre de yeteri kadar yüksektir diye tahmin ediyorum...

Bu hadiseyi ne keşfettiğimde ne de kesinleştirdiğimde olayla ilgili zerre kızgınlığım, sinirlendiğim yoktur, beni şaşırtan ve ufak da olsa "vay anasını" dedirten bazı okuyucuların benim hiç ortaya çıkmasını tezahür edemediğim yorumlardır...aynen bunun gibi...Söz konusu yazılar dikkat ederseniz bu blogdan konuyla ilgili açıklama yapıldıktan sonra yerinde kalmıştır...Ne zaman kalkmıştır? Hiç bağlantı kurmayı denediniz mi mesela üstün körü "kızgınlıktan kudurmuşsun belli" ya "sevmedim bu hareketini" laflarını söylemeden önce. Mesela "hımmm bu yazılar buradan kaldı ama blog yazarları ve kendisi hakkında şahsın blogunda asılsız iddialar çıkınca böyle bir uygulama yapıldı...." diye hiç düşündünüz mü? Ya da "hımmm bu yazılar blogdan kaldırılmış nedenini bir sorayım şu adama" diye sol tarafa bu işler için koyduğumuz mailden hiç mail atmayı denediniz mi? ya da "hımmm belki bu adam bu tür istekler olacağı için yazıları tamamen silmemiştir, silse bile blogun mutlaka bir yedeği vardır, ihtiyacım olan yazıları istemeyi" denediniz mi?...Hayır bunların hiçbirini yapmadınız..yaptığınız tek şey olaya kendi pencerenizden, kendi kafanızdan bakıp "ooo yazılar yok Dutchman deli olmuşsun belli, yakışmadı" yaftasını vurmak...

Bu yaftayı vurmadan önce şunu belirteyim. Burası son derece objektif olmaya çalışan bir blogsa da insanların özel hayatları elbette kendileriyle ilgilidir. Buraya sadece söz konusu yazıları okumaya gelip sonra da çıkan adamların "çok tepki verdiniz" yorumunu sonuna kadar anlıyorum. Ama siz de olayların ayrıntısını bilmeden, bir dolu insanla ilgili şahsın özel olarak kurduğu muhabbetlerden haberiniz olmadan, ne gibi yalanlar söylendiğini bilmeden böyle kesin ifadeler kullanmayınız. Bana bu yönde mail atan tüm arkadaşlara olayın sadece bir kaç ayrıntısnı anlattığımda "Dutchman ben bilmiyordum tabi işin o yanı da var" diyerek tepki gösteridler....dolayısıyla işin okuyucu tarafını aydınlatmak için yazdığımız şeyler dışında sayfalarca sürecek ayrıntıları da vardır ama bunlarla kafanızı ütelemedik ve insanları en kısa şekilde aydınlatacak açıklamayı yaptık....

Bakın güzel kardeşlerim. Yaklaşık 4 hafta önce vuku bulan bu olayla ilgili burada ve ilgili şahsın açtığı blogda kendi blogumdaki okuyucuları aydınlatmak, diğerinde ise şahsıma yöneltilen asılsız iddiaları cevaplamak adına birer yazı yazmışımdır ve bunun dışında hep söylediğim gibi olayla ilgili dersimi alıp akışına bırakmışımdır. Bu olayı uzatan ben değilimdir bu tür yorumlar ve beni bu tür olayın iç yüzünü bilmeden yapılan yorumlara cevap vermek zorunda bırakılmamdır...Bir derdiniz, beğenmediğiniz hadise varsa özel mailim oradadır mail atmanız 2 dakika alır...cevabınızı da mutlaka alırsınız....onun haricinde dendiği gibi biz olayı çoktan aştık...

meselenin uzamasını istemiyorsanız, uzatmazsınız...

Adsız dedi ki...

İnsanların bazen egolarını şişrmeye ihtiyacı vardır ve oda blogu bu şeklde kullanmak istedi. Bence yazıları güzeldi. Tekrardan bloga dewam etmesini isterim. Sonuçta her insan bazı anlarda yalan söyler onun içinde sanal alem böyleymiş. Şizofrenlikle alakası yok bu durumun. Sadece yaşamak istediği hayat belkide oydu ve yaşayamayacağını bldiği için sanaldan böyle bişey yapma gereksinimi duydu. JJAda şuanda mutlu değil yni bizi aldattı diye sevinmiyor oda üzgündür.. Bence bu kadar fazla üstüne gidilmemeli o bir süre ütopik bir hayat yaşadı ve yaşattı. Hayal dünyasında gezinmek güzeldir oda hayallerine fazla kapılmış bu konuda baska bişey demek yanlış olur. VE çokta güzel bir blogtu JJA tekrar bloga gelsin kurmaca öyküler yazsın en son hepsini toplasın ve bir kitap oluştursun onu kutluyorm yalan söylediği için değil hayallerini binlerce kişiyle paylaştığı için.
Birde lütfen bu yazıyı JJA yazdı falan sanmayın keşke JJA olsamda o kadar büyük bir hayal dünyam olsa .. (Monaco Prensesi)

Kalten dedi ki...

Ben de bir süredir takip edemediğim için göremeyince Google'dan, Sözlük'ten aratıp bu post'a çok geç de olsa ulaştım

"Jonese" ismi ve ağır Türkçe argosu bana da biraz garip gelmişti, bir de Max Reis'ler, babalar-akrabalar biraz fazla klişe ve "yersiz" gelmişti --ancak gerçekte var olmadığını tahmin ettiğimi söylersem yalan olur

Lost benzetmesi yapan arkadaşlara da bu yönde bir teori sunayım o zaman:

Joe Jonese Ateşdağlı - JJA - J. J. Abrams - Lost

Bence böyle bir karakter oluşturup, sonradan da ortadan kaybolması başından beri planlıydı, kimselere inanmam artık bu saatten sonra :)

Kalten dedi ki...

Bir de --uzatmak istemiyorum ama fütursuzca uzatıyorum:

En son yazdığı cevap metnini "Başka bir evrende görüşmek üzere." diye bitirmiş; yani Lost'taki Desmond'un "See you in another life, brother" özdeyişinin yandan yemişi!

Lost izleyenler parmak kaldırsın..