22 Mayıs 2009 Cuma

KOVULANLAR MANGASI
















Mircea Lucescu 2 gün önce UEFA Kupası'nı havaya kaldırınca bir süredir aramızda konuştuğumuz şu "Türkiye'den ayrıldıktan sonra açılanlar" listesine bir girişelim dedik. Teknik direktör öğütme konusunda özel yeteneği olan bir ülkeyiz biliyorsunuz. Örneğin Hollanda 2008-09 sezonunda, sezon devam ederken teknik direktör değişme konusunda bir rekor kırdı. 9 takım hocasını değiştirdi ve ülke de ayağa kalktı tabi bu istikrarsızlığın üzerine. O günlerde durumu ortaya koyan bir yazı yazıp "siz bir de gelin Türkiye'yi görün" demiştik. Türk takımlarında görev yaparken kapının önüne konulan hocaları üç grupta incelemek mümkün. Birinci grupta Anadolu'da çalıştırmadıkları kulüp kalmayan, tenis topu gibi ülkenin bir sağına bir soluna giden adamlar var. Listeyi biliyorsunuz girmeyelim. İkinci grupta yabancı uyruklu ama Türkiye'de uzun süre çalışmaktan ötürü aynen Türk teknik adamların profiline bürünen yabancı hocalar var. Karol Pecze, Saffet Susiç, Gigi Multescu, Josef Jarabinsky gibi. Üçüncü grupta ise yabanı uyruklu olup, Türkiye'den sonraki kariyerlerinde kendi liglerinde veya uluslararası arenada başarı kazanmış hocalar var. İşte bizim ele alacağımız liste bu üçüncü gruptakileri içeriyor. Aşağıdaki listenin kıstası Türkiye'den kovulduktan sonra yurt dışında bir kupa kazanmış veya somut bir başarı, bir unvan kazanmış olmak. Yani Eric Gerets, Fatih Terim, Şenol Güneş neden yok gibi sorular için söyleyelim?

1-Joachim Löw (Fenerbahçe): Aslında Türkiye'den ayrıldıktan sonra Avusturya Ligi'nde FC Tirol Innsbruck ile 2002 yılında kazandığı şampiyonluk dışında hiçbir kupa kaldıramadı Jogi Löw ama bugün bulunduğu yere bakılırsa Fenerbahçe'nin onu gönderişi nedeniyle pişman olabileceğini anlıyoruz. Nasıl mı gönderildi?

Ben çok kötü Fenerbahçe izledim. Ama böylesine iğrenç ve vurdumduymaz Fenerbahçe'yi hiç izlememiştim. Teknik kadronun başında Low diye birisi var. Maçı kazanmaktansa savunma ağırlıklı bir Fener topluluğu sahaya sürmüş ve de galibiyet bekliyor. Bekleye dursun. Belki otobüs durağında beklediği vasıta gelir.

Ziya Şengül

2-Guus Hiddink (Fenerbahçe): Bir şey yazmama gerek var mı? Doğrudan bağlayayım. Nasıl mı gönderildi?

Fenerbahçe Hiddink ile yürümez. Hele 3-5-2 ile hiç yürümez. Neymiş, Hiddink büyük hoca. Sevsinler büyük hocayı. PSV'yi yaratmış da Avrupa şampiyonu yapmış da... Kandırın bakalım milleti. Kim kimi yaratmış acep ? Gerets, Koeman, Lerby, Romario, Gilhaus, Van Aerle, Vanenburg gibi dünyanın en büyük yıldızlarının olduğu takım mı Hiddink'i yarattı, yoksa Hiddink mi bu takımı yarattı. Adam bulmuş dünya şöhretlerini tafrasından geçilmiyor. Oysa bu PSV'yi kim çalıştırsa fazla birşey değişmeyecek

Şansal Büyüka

3-Holger Osieck (Fenerbahçe-Kocaelispor): Türkiye'den ayrdılıktan sonra Japonya'nın Urawa Red Diamonds takımı ile çalışıp Kocaelispor'a döndü. Türk basınının ilk "Alman köylülerinden" olan Osieck Kanada milli takımının ardından Japonya'ya döndü ve Urawa Reds ile Asya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı. Nasıl mı gönderildi?

Go home! Herr Osieck!! Ne zaman Aygün ü oynatacaksın? Bu maçta da genç oyuncu oynatamazsan hangi maçta oynatacaksın? İnşallah Fenerbahçeli idareciler seni önümüzdeki sezon tutmak gafletinde bulunmazlar. Yoksa Fenerbahçe ye ihanet etmiş olurlar. Senin Fenerbahçe ye ve Türk futboluna öğretecek kondisyondan başka hiçbir futbol unsuru yok.

Ogün Altıparmak

4-Mircea Lucescu (Galatasaray-Beşiktaş): Galatasaray onu gönderdikten sonra 4, Beşiktaş gönderdikten sonra 3 lig şampiyonluğu ve 2 gün önce kazandığı bir de UEFA Kupası var. Meşhur ifadeyle "korkak Rumen" Shakhtar ile 5 yıllık bir planın sonucunda UEFA Kupası'nı kazandıklarını ve hedeflerinin Kupa 1 olduğunu açıkladı. Nasıl mı gönderildi?

Lucescu hep aynı Lucescu. Korkak, çekingen, pısırık, futbolunu savunma üzerine bina eden, hücuma kalktığında işi beceremeyen. İşte son haftalardaki Beşiktaş. Gol atmaya yönelik oynadığı zaman her maçta ikişer üçer yemeye başladı. Hem savunma hem hücumu bilmiyor Lucescu.....

Hıncal Uluç

5-Christoph Daum (Beşiktaş-Fenerbahçe): Önce Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra Bayer Leverkusen'le gelen kulüp tarihinin 1988 UEFA Kupası zaferi sonrası en parlak dönemi, Avusturya'da Austri Wien ile gelen şampiyonluk, Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra Köln ile Bundesliga'ye yükseliş. Bir gün Alman milli takımının başıona geçeceği hala söyleniyor. Nasıl mı gönderildi?

Üç beş yıl sonra seyredin siz Daum'u. Mesela Fas Milli Takımı'nda (Almanya için sürgün cezasını henüz tamamlamadı). O zaman asla küçümsemez kendi futbolcularını.

Ercan Güven





















6-Gurban Berdiyew (Gençlerbirliği): "O kim yahu?" diye soranlar olacaktır elbet. Rubin Kazan'ı geçtiğimiz yıl Rusya şampiyonu yapan, şu anda da zirvede mücadele veren, Rusya Kupası'nda final oynamayı bekleyen adam. İlhan Cavcav futbolcu potansiyeli keşfetmedeki yeteneğini teknik direktörler konusunda da sergileseydi, bugün Gençlerbilriğini müzesinde bir kaç şampiyonluk kupası olabilirdi. Nasıl mı gönderildi? Cidden bilmiyorum.

7-Muhsin Ertuğral (Trabzonspor): 1997'de Yılmaz Vural, Trabzonspor'un başına geçtiğinde yardımcısıydı. Vural görevden alınınca o da göreve beraber geldiği Vural'ı yalnız bırakmadı. 2001 yılında Kaiser Chiefs ile Afrika Kupa Galipleri Kupası'nı kaldırdı, 2001'de ise Ajax Cape Town ile Güney Afrika Kupası'nı kazandı. Bu ayın ilk haftasındaKaiser Chiefs'den ayrılıp Cape Town'ın başına döndü. Nasıl gönderildi? Yılmaz Vural'la beraber

8-Vicente Del Bosque (Beşiktaş): Aslında hala Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra bir başarısı yok Del Bosque'nin, ama Dünya Kupası vizesini garantilemiş olmasını sayabiliriz. Zaten önceki kariyerini hiç saymamak lazım. Nasıl gönderildi? Ardında hala ödenmesi gereken bir borç ve Haluk Ulusoy'a göre "ulusal mesele" bırakarak.

9-Arthur Zico (Fenerbahçe): Ondan da çok bahsetmeye gerek yok. Fenerbahçe'ye tarihinin en büyük Avrupa derecesini aldıran Zico, "yeterli olmadığı için" gönderildi. Gittiği Özbek takımı Bunyodkor'la lig ve kupa şampiyonu olarak duble yaptıktan sonra, CSKA Moskova'nın başına geçti. Geçer geçmez Rus Süper Kupası'nı kaldırdı. Rusya Kupası'nda şu anda finalde ve 2009 sezonunda şampiyonluk adayı. Nasıl mı gönderildi?

İlk yarıda Alex'in çok net pasında dahi topun altına girip bu kopkolay pozisyonu sayı yapamıyorsa eğer Kezman, artık ondan Fener'in kurtarıcısı olarak görev beklemek ancak Zico'nun Fenerbahçe hakkındaki 'abartı dolu hayali görüşlerinde' yer alabilir.Fenerbahçe'nin tertip, taktik ve stratejik perişanlığını Avrupa'da tükenişten hemen sonra Antalya önünde de seyrettikten sonra 'Zico perişanlığı' artık açıkça netleşmiştir.

Erdoğan Şenay

10-Rasim Kara (Beşiktaş ve bir dolu Anadolu takımı): Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra Bursa, Çanakkale, Rize, Kocaeli ve Yozgat'tan geçti yolu ve soluğu Kanada Ligi'nde Ottawa Wizards takımında aldı. 2002-03 sezonunda lig ve kupa şampiyonu olarak duble yaptı. Sezon sonu ayyrıldı ülkeden ve hala çalıştığı Azerbaycan'a çevirdi rotayı. Şu anda Hazar Lankaran takımının başında. Nasıl gönderildi? Beşiktaş ile elde ettiği lig ikinciliği beğenilmediğinden.

14 yorum:

darkhorse dedi ki...

rasim kara neden listede acaba ? kendisi eskişehir doğumluymuş intenette okuduğuma göre

umutation! dedi ki...

O zaman da korkaktı, hala korkak... Golden sonra dk. 25'te kalecileri zaman geçirmeye başlamıştı bile. Elindeki takım Werder'den 3 gömlek üstün olmasına rağmen... Potansiyeli olan takımları 1-0'a 2-1'e bağladığı için, bu yüzden sevmedik onu. Bu yüzden kovduk. Allahtan kalecileri dandik bir gol yedi de, Lucescu'nun 25 dakikada bitireceği bir UEFA finalini 120 dk seyredebildik.

Turgay Keskin dedi ki...

Hıncal Uluç'un eleştirisini burada ayrı tutmak lazım. Çünkü ben onun korkak demediği bir teknik adam hatırlamıyorum. Savunma ve hücumu bilmeyen Lucescu'ymuş! Simdi ona Shakhtar'ın UEFA kupasını kazandığını ve Lucescu'nun başarılarıyla ilgili düşüncelerini sorsanız ''UEFA kupasında iyi takım mı var? Hepsi ikinci sınıf, kalitesiz takımlar. Tabii Lucescu gibi ikinci sınıf bir hoca da ancak bu kupayla insanları kandırabilir. Korkak futbol anlayışını bizim ülkemizden uzak tutsun yeter.'' gibi bir cevap verir herhalde.

varol döken dedi ki...

açıklamalarıyla cuk oturan bir liste olmuş, yazarların seçim de süper, hakikaten futbolu bilmeyen, 20-30 yıldır öznelerini değiştirdikleri aynı cümleleri geveleye geveleye söyleyen adamlar...

ancak geçen gün oğuz tongsir'in sadri şener röportajını dinledim, sanırım lig tv'dedir, ben lig radyodan dinledim... bir de bu var dedirtecek, son yıllarda duyduğum en güzel yönetici açıklamalarından biri olmuş... tam metni bulabilen varsa çok güzel olur özetle şöyle diyor sadri şener:

- ersun yanal hayatımda çalıştığım en beyefendi teknik direktör ve açıkçası sadece futbol değil hayattan her konuda konuşabileceğiniz bir adam...

- türkiye'de ne düşünürseniz düşünün, ne kadar iyi niyetli olursanız olun 5 maç üst üste kaybetmiş bir teknik adamın arkasında duramıyorsunuz... siz dursanız medya durmuyor... yerel basın inanılmaz şekilde üstümüze geldi...

- ben bir teknik direktörle 10 yıllık anlaşma yapsam ne olur, onu da kendimi de kandırırım... şartların yarın nasıl değişeceğini bilmemiz mümkün değil...

şimdi herkes sadri şener kendi koltuğunu kurtarmak için harcamış ersun yanal'ı diye düşünebilir ama satır aralarına baktığınızda öyle olmadığını anlarsınız... bilmiyorum belki ben çok safım ama çok beğendim bu açıklamaları ve içindeki iyi niyeti gördüm (zaten geldiği günden beri çok mükemmel, sadece kendi kulübü hakkında ve kimseyi kırmayan şekilde nazik konuşuyor) satır arasında şunu diyor sadri şener, ben ersun'u göndermek istemedim ama trabzon onu bağrına basmadı, trabzon ve ülke geneli ne yazık ki böyle ve kim olursanız olun ya buna alet olursunuz ya da bir köşede durursunuz... bunu anlamanız için de bu kulübün başında 5 dakika geçirmeniz yeterli...

Pads dedi ki...

Şov yapmışsın yine dutchman, tebrikler. Bir blog bu kadar doyurucu olabilir herhalde.

+rep (Teraziye de tıkladım)

julien sorel dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
kAbaSakaL dedi ki...

ek olarak Joachim Löw ün birde 6 maçta 6 mağlubiyetli bir adanAspor macerası vardır...

berthelemy dedi ki...

Beşiktaş'ta hiçbir zaman lig ikinciliği beğenilmez zaten ama rasim kara o dönemde gerçekten iyi futbol oynatıyordu takıma. şampiyonluk gelmese de kalmalıydı.

joaquinsanchez dedi ki...

şansal büyüka'nın yazısı var aynı konuyla ilgili.. ironik olmuş:

http://www.aksam.com.tr/2009/05/22/yazar/12867/sansal_buyuka/kovduklariniza_bakin.html

"
Fenerbahçe'nin yıllar önce kovduğu Hiddink bugün hem Rusya'nın hem de Avrupanın en pahalı kadrosu Chelsea'nin başında. Adeta paylaşılamıyor, bir gün boş kalamıyor, kapanın elinde kalıyor.
"

Manu dedi ki...

şansal büyüka'nın bir hafta siyah(!) dediği,çok değil gelecek hafta rahatlıkla beyaz(!) olur.

salva dedi ki...

Rasim Kara konusunda pek katılamayacağım, nedeni ise Azerbaycan'da Karabağı çalıştırdığı sürece pek bir başarısı olmadı. Geçen sezonun başında ise ligin başlmasına 1 hafta kala, Karabağı bırakarak Hazar Lenkaran'a geçti. Oradanda ligin yarısında kovuldu.

Yasin dedi ki...

Eric Gerets ???

Flying Dutchman dedi ki...

yazının ilk paragrafı son cümleler??

Yasin dedi ki...

Ooops atlamisim