3 Mayıs 2009 Pazar

TBL'NİN YÜKSELENLERİ 2/2



İlk bölümü geçen hafta yazmıştık, onu okumak isteyip de gözünden kaçıranlar varsa şöyle buyursun. 4 alt başlık altındaydı o yazı, bu da aynı şekilde olacak. Elbette bu 8 coach, oyuncu vs. dışında da yükselişe geçen başka şeyler vardı ama bir basketbol blogu değil neticede burası, çok sık olmadan ve aşırı detaylara inemeden yazıyoruz o yüzden... Daha fazla uzatmadan başlayalım ikinci bölüme.

Melih Mahmutoğlu: Yukarıdaki fotoğrafta o acayip pozisyonda duran kişinin ta kendisi. 1990 doğumlu, 19 yaşında henüz. Hatta mayıs doğumlu olduğundan, 19 yaşını doldurmadı bile. Efes Pilsen altyapısından yetişmiş bir oyuncu Melih, bu sezona kadar Efes Pilsen'in pilot takımı konumunda olan Pertevniyal forması giyiyordu TB2L'de. Bu sezon başında Darüşşafaka Cooper Tires kadrosuna dahil edildi. Ama es geçilmemesi gereken önemli bir noktayı belirtmek lazım. Melih, Darüşşafaka Cooper Tires'ta her hafta düzenli olarak 20 dakika civarında süre alırken, diğer yandan da Pertevniyal ile maçlara çıkmaya devam ediyor. Pertevniyal'da Amerikalı oyuncu Joey Nathaniel Knight ile birlikte sırtladılar takımı. Knight'in sayı ortalaması 21, Melih'in 24. Pertevniyal bu iki oyuncusunun harika katkısına rağmen (sayı krallığında İbrahim Kutluay'ın arkasından 2 ve 3. sıralarda yer alıyorlar) lige çıkma mücadelesinde çeyrek finalde Tofaş'a 2 maçı da kaybederek elendi. Fiziksel olarak yeterli gelişimi gösteremedi daha Melih ama skorer yapısıyla ciddi şanslar buluyor bu yaşında TBL'de. Özellikle, yayın gerisinden yakaladığı isabet oranı çok iyi. Ülke olarak büyük sıkıntı çektiğimiz şutör oyuncu pozisyonunda bir umut olabilir ilerisi için. 8 sayı ortalamayla oynuyor bu sene ligde ve önünde daha çok uzun seneler var. Fiziksel olarak göstereceği gelişimin yanında, oyununun diğer yönlerine de bir şey katabilirse birkaç yıl içinde adından çok daha fazla bahsettireceğine eminim kendisinin.

Cevher Özer: Geçtiğimiz sezona oranla performansında en büyük artış gösteren oyunculardan Cevher. "Genç, gelecek vaat eden" bir etikete sahip bir oyuncu değil, 83 doğumlu. Beşiktaş Cola Turka'ya ilk geldiği yıl fena iş çıkarmamıştı ama geçen yıl o Shumpert'lı Nicevic'li Sinan'lı Drobnjak'lı kadroda fazla şans bulamamıştı kendini. Bu sezon Beşiktaş'ın basketbol şubesi yabancı transfer işini çorba edince, işler Türk oyuncuların üzerine kaldı. Bu Türk oyuncularının yüklendiği sorumluluğun en büyük payı Cevher'e aitti. İyi bir fundamental'ı var, pota altına top indirildiğinde kendi skorunu üretebiliyor, bir uzun için hiç de fena olmayan bir asist yeteneği var, ribaunt sezgileri oldukça kuvvetli ve bir şutör kadar iyi üçlük atabiliyor. En değerli özelliği en sonda söylediğimiz, en fazla o oldürücü üçlükleriyle ön plana çıkıyor ama komple bir oyuncu Cevher, bunun farkına varmak gerekiyor. Son olarak geçtiğimiz sezonki istatistikleriyle bu sezonki istatistikleri arasındaki farkı verelim. Geçen sezon; 3 sayı, 3 ribaunt, 0.5 asist; bu sezon 13 sayı, 7 ribant, 1.5 asist...



Mehmet Yağmur: Pınar Karşıyaka altyapısından yetişme Mehmet, ilk maçına çıktığında henüz 16 yaşını doldurmuştu. İlk 2 yılı az süreler alarak, hatta bazen süre almayarak geçirdi Mehmet. 2005/06 sezonunda süreleri ciddi şekilde arttı, 18 yaşında Galatasaray derbisinde 23 sayıya imzasını attı. Mehmet'in o maç attığı 23 sayı, bu sezon Aliağa Petkim'e karşı attığı 24 sayıdan sonra TBL kariyerindeki en iyi 2. performansı skor bazında. Pınar Karşıyaka'da bolca süre alarak geçirdiği 2 yıldan sonra Beşiktaş Cola Turka'nın yolunu tuttu 2007/08 sezonunun başında. Açıkçası ilk sezonunda hiç beğenmemiştim Mehmet'i. Dalmau'nun backup'ıydı o sezon ve herkes o takımın en zayıf noktasının oyun kurucu mevkii olduğunu söylüyordu haklı olarak, ki maç içinde hücumu çok kez 3-4 numara oynayan Shumpert'ın yönetmesi de bunu doğrular nitelikte. Bu sezon, yine o da Cevher gibi yabancı sorunsalının ardından patlama yaptı. Onun da bu sezonki ortalamaları ile geçen sezonki ortalamaları arasında çok ciddi bir fark var. Mire Chatman'ın sakatlığı, para sorunu derken ilk beşe yerleştiği zamanlar da oldu; süreleri tavan yapmaya başladı, haliyle kendine özgüveni de geri geldi. Öyle ki, Chatman geri döndükten sonra bench'ten gelip 17 ve 14 sayı buldu sırasıyla Selçuk Üniversitesi ve Galatasaray Cafe Crown maçlarında. Hızı, süratı, turnikeleri iyi düzeyde ama bir oyun kurucu için ziyadesiyle istikrarsız bir dış şut yüzdesine sahip ve karar yeteneğini de yeterli seviyede değil. İkilimde kalıp çok anlamsız şeyler yapıyor bazen hücumlarda zira. Mehmet Yağmur'a da takım arkadaşı Cevher'e yaptığımız türden bir kapanış yapalım. Geçen sezon 3.5 sayı, 1 ribaunt, 2 asist; bu sezon 8 sayı, 2 ribaunt, 3 asist...

Ahmet Çakı: Kısaca anlatalım hikayesini. Darüşşafaka takımında yardımcı antrenörlük görevi yaptı aşağı yukarı 10 yıl boyunca. 2005 yılında aldı görevi, henüz 29 yaşında. 2005/06 sezonunun ardından askerlik sebebiyle ara vermek zorunda kaldı basketbola. 2007/08'de Mersin BŞB.'yi çalıştırdıktan sonra yaz döneminde Milli Takım'da Tanjevic'in yardımcılığını yaptı. Ardından yeni sezon başlarken İtalya takımlarından Avellino'da yardımcı antrenörlük görevine başladı. İlk 8 haftada yalnızca 1 galibiyet alabilen Erdemir ona teklifi götürdü, o da kabul etti teklifi. İlk geldiği maçta takımı CASA TED Kolejliler'i mağlup etse de, devam eden 3 haftada mağlubiyetler peşi sıra gelmeye devam etti. Sonrasında yapılan birkaç transfer, biraz rötüş, uyum sürecinin geçişi, takımın Ahmet Çakı'nın basketbol mentalitesini kavramaya başlamış olması... Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan sonuç harika. Kesinlikle, Yücel Platin'le birlikte senenin en iyi coach'u kendisi. Görevi devraldıktan sonra çıktığı 21 maçta 11 galibiyet aldı Erdemirspor. Son hafta kaybedeceklerini varsayalım. 11 galibiyet 11 mağlubiyet oluyor toplamda, %50'lik bir oran. Sezon başından beri bu %50'lik grafik yakalansa, takım şu anda 7 veya 8. sıradan play-off'taydı. Tabii, arada müthiş bir Türkiye Kupası macerası da var. Çeyrek finalde Aliağa Petkim'i, yarı finalde 2 uzatma sonunda Galatasaray Cafe Crown'u mağlup edip finalde Efes Pilsen'in karşısına dikildiler. Yenildiler, ama sonuna kadar direndiler, maçı da çok az bir farkla kaybettiler... Eğer seneye de bu takımda kalırsa, ki ben kalacağını, en azından kalması gerektiğini düşünüyorum, sezon başlamadan önce iyi bir hazırlıkla ve kendi kafasındaki kadroyla Erdemir'e play-off oynatacağını düşünüyorum. Basamakları ikişer üçer çıkıyor kendisi ve artık bunu hak ediyor...

by Russell

***Yazının aslı

Hiç yorum yok: