30 Haziran 2009 Salı
İSVEÇ 2009'UN EN İYİ ONBİRİ
Dün bitti İsveç'teki Avrupa 21 yaş altı Şampiyonası. Almanlar İngilizleri 4-0 ile bozguna uğrattılar. Horst Hrubesch'in talebeleri bu şampiyonlukla Alman futboluna çok önemli bir unvan kazandırdılar. Almanlar bir yıl içinde 17, 19 ve 21 yaş altı turnuvalarının tümünü kazanan tek Avrupa ülkesi unvanına sahip oldular. Bu ne demek? Hayvani bir nesil geliyor demek.
Bu turnuvada öne çıkan isimlerin hepsi birkaç yıl sonra dünya futbolunun star oyuncuları haline geliyorlar. Örneklerden bir liste yapsak bu blogun sayfaları yetmez. Sadece turnuvanın son 10 yılında bu turnuvadan geçen bir kaç ismi sayalım. Lampard, Pirlo, Xavi, Van der Vaart, Kuijt, Iaquinta, Crouch, Frei, Gilardino, Hleb, De Rossi, Huntelaar, Babel, Nani, Rossi.....Bu isimlerin hepsi kendilerini gösterdilkerli turnuvadan 2-3 yıl sonra dünya futbolundaki önemli kulüplerde top koşturmaya başladılar ve sürekli göz önünde oldular. Bu da bir çok futbolcu avcısının maçları takip etmesine sebep oluyor. Bir çok kulüp bu turnuvayla özel olarak ilgilenip transfer çalışmalarını yürütüyorlar. Bizim kulüplerimiz ise her zamanki gibi başka diyarlardalar. Bugün Beşiktaş 6,5 milyon euro + birisi Serdar Kurtuluş olmak üzere 2 oyuncu verdi Gaziantepspor'lu İsmail Köybaşı için. İnsanın inanası gelmiyor. Yanlış hatırlamıyorsam Cristiano Ronaldo Manchester United'a 15 milyon euro civarı bir rakama gelmişti. Beşiktaş biraz daha zorlasa United'ın manevrasına ulaşacakmış. Ne diyeyim ki? Bu 6,5 milyon euroya İsveç'teki şampiyonaya eli yüzü düzgün bir futbolcu avcısı gönderilip 3 tane kapı gibi yıldız adayı alınabilirdi ama Manchester United'a bu sezon transfer olan Zoran Tosic kendisine önerildiğinde "20 yaşındaki Sırp'ı camiaya kabullendiremeyiz" diyen bir başkandan ve ona bunu söyleten sistemden fazlasını beklememek lazım. Dolayısıyla, aşağıdaki listede yine kendimiz çalıp kendimiz oynayacağız.
1-Andrea Consigli (İtalya): Alman Manuel Neuer zaten bilinen bir isim. Dolayısıyla onun yerine daha patlamaya hazır bombayı aldık. Atalanta kalecisi Andrea Consigli. Bu turnuvanın sonunda Ümit milli takımdan A milli takıma terfi edecek. İsveç'i 2-1 mağlup ettikleri ve turnuvaya damgasını vuran Marcus Berg'in gol atamadığı tek maçta maçın adamı seçildi. Atalanta'da bu sene kaleyi devralacak. Sonraki yolu da doğduğu şehir Milano'ya doğru gider tahminim.
2-Sebastian Boenisch (Almanya): Sol bek ona emanet. Alman futbolcu finale gelene kadar oynanan maçlarda çok iyi bir grafik çizdikten sonra final maçında da mükemmele yakın oynadı. Arsenal'li harika çocuk Theo Walcott final maçında sahada görünmedi çünkü Boenisch onu etkisiz hale getirmişti. Polonya asıllı, 22 yaşındaki Werder Bremen'li milli takımın önemli isimlerinden birisi olacak.
3-Domenico Criscito (İtalya): İtalya'nın turnuvayı sadece 2 gol yiyerek kapatması bir tek kaleci Consigli'nin değil onun da eseri tabi ki. Paolo Maldini onu geleceğin en önemli İtalyan savunmacılarından birisi olarak gösteriyor. Juventus onu Genoa'dan almıştı, geçen sezon yine onlara kiralayıp bu sezon sonu da bonservisiyle verdiler. 22 yaşında.
4-Dzmitry Verhawtsow (Belarus): Turnuvanın sürpriz adaylarından Belarus'un savunmasında görev alıyordu oyuncu. Takımı gruptan çıkamadı ama Verhawtsow'un Sırbistan maçındaki performansı ona maçın adamı ödülünü getirdi. Listenin en sessiz ismi. Belarus Ligi takımlarından FC Naftan Novopolotsk forması giyiyor. 22 yaşında ve 7 kez A milli oldu şu ana dek.
5-Andreas Beck (Almanya): Sol bek olduğu gibi, sağ bek de Almanlara emanet. Beck Almanya'nın finale kaldığı İtalya maçından sonra maçın adamı seçilmişti. Bu çizgiyi aynen finale de devam ettirdi. Boenisch ile beraber İngiltere'nin iki kanatına da geçit vermediler. Sırasıyla 17,18,19,20 yaş altı takımlarında oynayıp buraya geldi. 22 yaşında ve Hoffenheim'da forma giyiyor. Onun da gelecekteki yeri A milli takım olacak.
6-Lee Cattermole (İngiltere): Finalde bozguna uğrayan İngiltere'nin ayakta kalan ender isimlerindendi Wigan'lı oyuncu. 21 yaşında. 3.5 milyon pound karşılığında Middlesbrough'dan transfer edildi 2 sezon önce. Wigan'da orta sahada defansif görevler üstlenmesine rağmen turnuva boyunca İngilizlerin hücum hattına yakın oynadı. Duran topları da çok iyi kullanan oyuncu Fabio Capello'nun 2010 kadrosunda sürpriz şekilde yer bulabilir. Her ne kadar mevkisinde çok ciddi rakipleri olsa da.
7-Mark Noble (İngiltere): İngilizlerin böyle bir özellikleri var. Orta sahanın iki yönüne de yetişebilen oyuncular yetiştiriyorlar. West Ham'lı Noble da aynen Cattermole gibi bu furyanın son ürünü. Noble 22 yaşında ve 21 yaş altı takımının kaptanlığını yaptı son kez. artık şansını A takımda deneyecek. Şimdiden 100'den fazla Hammers forması giydi. West Ham akademisinin son ürünlerinden.
8-Milan Smiljanić (Sırbistan): Son yıllardaki modaya uyarak erken keşfedilmiş bir isim Smiljanić. Espanyol'da forma giyiyor. 2 sezon önce onu Partizan'dan 3.5 milyon euroya transfer etti Barcelona kulübü ve 2 sezonda 50'ye yakın maça çıktı Sırp. Üstelik 6 kez de A milli takım formasını giymiş durumda. Sırbistan'ın Dünya Kupası elemelerinde mükemmele yakın giden formu ona bir 2010 Dünya Kupası yolculuğu kazandırabilir.
9-Marcus Berg (İsveç): Ne diyelim ki. Turnuvanın tek kelime ile yıldızıydı Berg. Onu ilk bloga taşıyışımız 1,5 sene öncesine dayanır. Şöyle demişiz yazının sonunda "21 yaşında olmasını da işin içine katarsak onunla ilgilenen Ajax, PSV ve PSG gibi kulüpler ceplerinden rahat bir 5 milyon euroyu çıkarmak zorunda kalacaklardır. " Artık o fiyatı rüyalarında göremezler. 7 golle turnuvanın gol kralı oldu Berg ve 2008-09 sezonu boyunca, tüm müsabakalar dahil çıktığı 48 maçta 34 gol attı. Bu 0.71'lik bir ortalama demek. O 5 milyonu 15 milyon yapın siz en ucuzundan.
10-Mesut Özil (Almanya): Dün Joachim Löw tribünlerdeydi ve bir resitale şahit oldu Türk asıllı oyuncu tarafından. 2 asist yapıp 1 gol attı Mesut ve maçın adamı seçildi. Tüm otoritelere göre de İngilizlerin ipini çeken adam oldu zira tek kelime ile muhteşem oynadı. Bu performansında büyük bir düşüş yaşamazsa, sırf dün akşamki oyunu bile onu 2010 Dünya Kupası kadrosuna sokacaktır. 20 yaşında ve Werder Bremen'de forma giyiyor.
11-Ola Toivonen (İsveç): Evet gördüğünüz gibi takımın forvet hattı Hollanda Ligi'nde oynayan İsveçlilere emanet. Toivonen 4.5 milyon euroya 2009 yılının başında PSV Eindhoven'a transfer oldu. Yeni sezonda Fred Rutten'in en büyük kozu olacak. Uzun boylu, ayaklarına hakim, aynı zamanda orta sahada da görev yapabilen çok yönlü bir oyuncu. Yeni bir Zlatan Ibrahimovic olur mu? Fiziği, çizdiği yol şimdilik aynı gidiyor. Zlatan Malmö'den Ajax'a gitmişti, Toivonen de Malmö'den PSV'nin yolunu tuttu. Göreceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
criscito'ya ben kefilim:)
ayrıca bu wagner kimdir, kimin nesidir?
tabii haklısın. o 3 tane kapı gibi elemanı turk yaptırıp oynatırsın artık.nedir bu her agızda besiktas ve yıldırım demiroren sakızı.ismail iyi topcumudur.?bana gore evet?turkiye liginde bir takımın en az 5 tane turk oyuncu oynatması gerekirmi?evet.peki besiktasın ismaile ihiyacı varmıdır?bana gore yuzde yuz ihtiyacı vardır. o zaman ne yapılması gerekmektedir,adamlar daha ucuza bırakmıyosa?ki nu 6.5 milyon euro olayı tamamıyle basının yazdıgı dogrulugu daha kanıtlanmamıs bir ifadedir.antep yerel basını 2.5 milyon euro ve 3 futbolcu yazıyo mesela
çok ilginç 2 hafta önce de Aziz Yıldırım'a laf sokuyorsunuz her fırsatta deniyordu. 3 ay önce de kendi takımın diye her fırsatta Galatasaray'A giydirme deniyordu. E alışığız bu balık hafızalı yorumlara da
5 tane türk oyuncuya ihtiyaç vardır evet de sen kadronu yarım sene sonra göndereceğin 4 tane adamla doldurursan elbette o 3 tane gence yer kalmaz. youtube'dan transfer yapan bir yöneticiye sahip takımın taraftarının "e yabancı kontenjanımız dolu, nereye adam alalım" demeye hakkı yoktur benim görüşüme göre....
Bir de bu İsmail'e % 100 ihtiyacı çözemedim. Yani Beşiktaş'ın ihtiyacını karşılayacak tek adam İsmail midir ve bu adam (hadi senin görüşünü kabul edelim) 2,5 milyon euro + 3 futbolcu etmekte midir?
Yeteneğini, kabiliyeti bir yana bıraktım ben. Orasını tartışmıyorum, hangi yeteneği hangi bedelle aldığımızı tartışıyorum
eklemeyi unutmuşum, yazıda ben bir kulübe değil Türkiye'deki tüm kulüplerin yaklaşımını eleştirmişim ve "ona bunu söyleten sistemden" diye de üstüne basa basa belirtmişim...
İsmail ismi geçti diye hadiseyi tüm Beşiktaş'a bir eleştiri diye almanın manası yok....
eklemeyi unutmuşum, yazıda ben bir kulübe değil Türkiye'deki tüm kulüplerin yaklaşımını eleştirmişim ve "ona bunu söyleten sistemden" diye de üstüne basa basa belirtmişim...
İsmail ismi geçti diye hadiseyi tüm Beşiktaş'a bir eleştiri diye almanın manası yok....
Şu 11'e bakınca futbola olan iştahım artıyor.
4 büyüklerin 21 yaş altı yabancı transfer etmeleri çok uzak ihtimal. Birçok taraftar bu tip gençlerin alınmasını isteyip belli bir süre başarısızlığa tahammül edebilir, mesela ben bunu takımım Galatasaray için isterim. 5 yıl için gençlerle oluşturulacak bir sistemle her sene takıma en az 1 tane sağlam genç yabancı, ortalama 3 tane genç yerli takviyesi yapabilecek seviyeye gelmeyi 3 yıl boyunca şampiyon olmamaya tercih ederim. Ama benim gibi düşünen taraftarlar daha azınlıkta. Yani tribüne giden çoğunluk kısa sürede başarı bekleyen kesim ve yönetimler de bu zihniyette olduğundan o kesimi tatmin edici transferler peşinde oluyor. "Camiaya kabullendiremeyiz" sözü 3 büyüklerin tamamı için geçerli ve malesef bu düsturun değişeceğini ben sanmıyorum.
mark noble'a da ben kefilim..
Yanlış mı anlıyorum bilmiyorum, cahilliğime verin de, 21 yaş altı milli takım değil mi bunlar? Nasıl oluyor da bu kadar çok 22 yaşında oyuncu var yahu :)
@Jester
1 Ocak 1986 tarihi ve sonrasında doğan oyunculara izin verildi. Yani 23 yaşında adam da olabilirdi.
Bana biraz saçma bir kural gibi geliyor tabi O zaman 23 yaş altına dönüyor iş...
@dutchman
çok afedersin de 6 milyon euro'ya bu turnuvadan bir tane bile "kapı gibi yıldız adayı" alınacağını sanmıyorum.
maliyet kısmı tamam olsa da oyuncunun türkiye'ye gelmesi pek olası değil her zaman.
ha, yine de türkiye'deki 4 büyüğün de başkanlarının yöneticilerinin yıllardır düzgün bir politikası, bundan dolayı da bir transfer politikası olmadığından bizim kulüpler transfer işini hanzo gibi yapıyor mu? evet çoğunlukla yapıyor. hangi kulübün bir izleme ekibi var acaba türkiye'de, hangi kulüp 1-2 milyon euro'sunu gerizekalı işlere harcayacağına 3 yıllık bir planlama yapıp sağlam bir scouting sistemine sahip olmayı planlıyor? menajerlerin önerdiği isimler dışında hangi futbolcuları izliyor antrenörler? bu menajerlerin önerdiği futbolcuları transfer etme olayı süper amatör'de olur, o da zorunluluktan...
yine de işlere önce genelden başlanmalı, türkiye'de spor çok fazla gelişmiyor ve yurtdışından buraya gelmek isteyen sporcuların sayısı az oluyorsa bunun sebebi ülkenin genel eksikliğindendir, u21 turnuvasından beğendiğin bir oyuncu yine takımına gelmek istemiyorsa sebebi takımın avrupa'da herhangi bir tanınırlığının olmamasıdır, tanınırlıktan kasıt tesisleşmeden, kulübün genç oyuncuların parlatılması konusundaki şöhretine kadar her şey. bu yüzden beşiktaş galatasaray fenerbahçe olsun akla gelen ilk eleştiri "ohoo şuraya bak 30 yaşındaki govou'ya 5 milyon euro vermişler o paraya fransa ümit takımından süper yıldız adayı getirirsin hacı" düzeninde olmamalı kanımca :)
buna ilaveten, türk kulüplerinin scoutlarının ağırlıklı olarak yönelmesi gereken yerlerin de doğu avrupa, kuzey avrupa ve turnuva olarak da daha çok u-18,19 turnuvaları olması gerektiğini düşünüyorum. sanıyorum tigana'ydı; yönetimin afrika uluslar kupası'na izleme ekibi yollanıp yollanmaması kendisine sorulduğunda, ne işleri var oralarda izlenilecekse 17 yaşlar izlenmeli gibi bir şey demişti ;)
Bence sacma bir kural degil diyor ve sevgili Noat Samisa'nin su paragrafini iznini almadan hosgorusune siginarak buraya yaziyorum...
"UEFA'nın mevcut statüsüne göre U-21 Şampiyonaları süreci 2 yıla yayılır. Mesela şimdilerde geçerli olan talimatname 2007-2009 yıllarını kapsar. Bunu ''sezon'' olarak düşünebiliriz. Yaş değerlendirmesinde de sezon başı kıstas alınır. 1 Ocak 1986'dan sonra doğmuş ise bir oyuncu, 07/09 döneminin U-21 sezonuna dahil olabilir ve sezon sonuna kadar U-21 oyuncusu olarak kabul edilir. Diğer alt yaş kategorilerinde, -yalnızca ulusal takımlarda da değil- kulüplerin alt yaş kategorilerinde de aynı statü uygulanır. İsveç'te mücadele eden takımların kadrolarına baktığınızda bir tane dahi 1985 doğumlu oyuncu göremeyeceksiniz, sebebi budur. Bu uygulamanın da amacı sezon boyunca şampiyonalara katılmak için mücadele veren oyuncuların yaş haddi nedeniyle esas turnuvayı kaçırmalarının önüne geçmektir, bence doğru olan da budur."
almanya takiminin yedekleri dahil büyük bir bölümü bundesliga'da duzenli olarak ilk 11'de forma giyen oyuncular. Bundeligada oynamayan azinlik da ikinci bundesligada ilk 11 de duzenli oynayan ve bilinen isimler. Inanilmaz. turnuvanin ilk macini seyrederken her top baska bir alman oyuncu ile bulustuktuktan sonra "hadi ulen bu da mi 21 yas altinda?!?" demistim cunku hepsi ortalama bir bundesliga seyircisinin asiri derecede asina oldugu isimler. Eger bu kadroyu portekiz gibi A takimlar seviyesine tasiyabilirlerse (ki bence bunu dunyada sistematik olarak yapabilecek tek ulke almanyanin ta kendisidir)Almanlar yine yakip yikacak ortaligi gelecek 15 sene demektir.
Bu arada 2006'da Dünya kupasi duzenlemis olmanin neredeyse durma seviyesine gelmis olan alman futboluna ne kadar inanilmaz bir ivme kazandirdigina da dikkat cekmek gerekiyor.
Yorum Gönder