Yurt dışından bir adam Türkiye'ye gelse, şöyle bir transfer piyasasına baksa, "
helal olsun tüm dünyayı bu ekonomik kriz vurdu, bir sizi etkilememiş, ne teğet geçmesi, yörüngeye bilr girmemiş" der, demekle de kalmaz şirketinin genel merkezini Türkiye'ye taşıyıp, ailesini de buraya getirir. Dünya üzerindeki futbol kulüpleri (futbol ile birlikte futboldan kazanılan gelirlerin de beşiği olan İngiltere de dahil hatta başta olmak üzere) ekonomik kriz sebebiyle bir dolu önlemler aldılar, hem kendilerinin hem de taraftarların yararını gözeterek. Şimdi bir bakalım. Kombine bilet fiyatlarında indirim, bize uğramadı. Oyuncu ücretlerinde indirim. Bize uğramadı. Bonservis bedellerinde indirim. Bize uğramadı. Kulüplerin bütçelerinde küçülmeye gitme. Bize uğramadı. Aksine bu rakamların hepsinde artış oldu. Şimdilik ben ekonomik krizin Türk kulüplerinin bütçelerine etki ettiğini pek göremedim. Bir karşılaştırma açısından buradan örnek verelim, Hollanda'dan.
Hollanda'da 2009-10 sezonu başlamadan önce zaten federasyonun denetleme kurumları bütün kulüplerin bütçelerini tekrar incelediler.
Bir çok kulüp lisans alamamanın kıyısından döndü. Hatta bu sayının çok fazla olacağı ve ikinci ligin 20 takımdan 12 takıma düşürüleceği söyleniyordu ama şimdilik korkulan olmadı. İçinden genelde bir takım çıkaran şehir belediyeleri takımlara bazı yardımlar yaptılar ve herkes yoluna devam ediyor. Ancak bu önlem almadıklarını göstermez. Eredivisie'de sadece 2 kulüp bütçelerinde bir büyümeye gittiler. Birincisi AZ. Doğaldı bu. Takım doğrudan Şampiyonlar Ligi'na kalacak ve dolasıyıyla önemli bir geliri hiç gider yapmadan kasaya ekleyecek. 2009 bütçesini 28 milyon eurodan 40 milyon euroya yükselttiler. Diğer 2 kulüp FC Twente ve ADO Den Haag. Twente'nin gerekçesi de aynı aşağı yukarı AZ'le. Tabi birde
Joop Munsterman gibi bir sihirbaz başkanın müthiş ekonomik politikası var yabana atılmaması gereken. Son 5 senedir kâr yazıyor takım sayesinde.
3 büyüklere gelelim.
Feyenoord bütçeyi 45.9 milyon eurodan 38 milyona çekti. Sebebi de naklen yayın gelirleri ve sponsorluk anlaşmalarındaki gelir kayıpları. PSV ve Ajax ise bütçelerinde değişiklik yapmadılar. Vitesse, Roda JC, Sparta ve Willem II de bütçeleri çok az oranda artırdılar. Bunun dışındaki tüm kulüpler bütçelerde kısıtlamaya gittiler.
Kapatırken not düşelim.
Galatasaray kulübünün konsolide borç-alacak farkının 211 milyon dolar olduğu açıklandı. Kulüp tarafından hazırlanan mali raporu barkovizyon gösterisiyle üyelere anlatan kurumsal yönetim ve mali işler koordinatörü Erdal Aslan, kulübün konsolide borç-alacak farkının, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle 211 milyon dolar olduğunu söyledi. Aslan, kulübün tüm şirket ve şube gelirlerinin 2008-2009 sezonunda 152 milyon TL olduğunu ifade ederek, Stat A.Ş. ve Türk Telekom Arena gelirleri hariç, kulübün 2009-2010 sezonunda 193 milyon TL gelir elde etmesini öngördüklerini ifade etti. Aslan, kulübün 2008-2009 sezonunda 92 milyon TL zarar ettiğini, 2009-2010 sezonunda da 46 milyon TL zarar beklediklerini dile getirdi.
6 yorum:
Merhaba
Haberdeki rakamların kaynağı nedir?? internet ve gazeteler mi yoksa federasyonun denetleme raporu vb. bir rapor mu??
teşekkürler
@tahtabacak
Hollanda'daki Hollanda basını ve kulüplerin açıklamaları
Galatasarayınki (bunu sormadın sanırım gerçi) kongrede yapılan açıklama
türkiye'de hiçbir kulüp denetlenemez... fenerbahçe'nin kendini deloitte için açtığı denetlemeler var sadece onlar bana pek gerçekçi gelmiyor...
türkiye bir belge ülkesi değildir, kimse çıkıp yıldırım demirören'in beşiktaş kulübünün sana nasıl 40 milyon dolar borcu var diyemez... sahi bu borcun belgeleri nerede bir bilen varsa aydınlatırsa süper olur...
kulüplerin hiçbiri tam olarak şirket olmadılar, borç devri ile yaşıyorlar, gelir gider dengesine en çok yaklaşan kulüp fenerbahçe ama bu sene aziz yıldırım çokkk önemli türkiye şampiyonluğu için bunu da feda etmeye hazır sanırım...
Yakında borç konusunda Beşiktaş Galatasaraya fark atar :)
Türkiye'de üç büyükler dışında uçuk transfer bütçesi yok kulüplerde, bir Ankaragücü 100. yılı dolayısıyla Vassel'i aldı şimdi de Maniche^'yi istiyorlar. Diğer takımlar çoğunlukla bedava oyunculara yönelmişler. Beşiktaş'ın garanti ŞL geliri dışında FB ve GS için risk bu durum.
@ Varol Döken
Hangi kaynaklara dayanarak yorum yaptığınızı bilmiyorum. Beşiktaş'ın şirketleşmesinde gelir&gider halka açık, diğer 3 klüp ise gelir halka açık ve yüksek nakit temettülü şekilde şirketleşmiştir.
Beşiktaş transfer ettiği oyuncuda sözleşme fesih bedelini borsaya bildiriyor (bonservis) ama kaçı klübe kaçı menejerlik şirketine kaçı yetiştirme payı olarak dağıldı bunu bilemiyoruz, ya da sözü edilen tutarın ne kadarlık vadede ve taksitlerde ödernip ödenmediğini bilmiyoruz. Ama şu an Beşiktaş yaptığı transferler ve reklam anlaşmalarında belgesiz iş yapamaz TFF değil SPK adama kabus gibi çöker. Galatasaray bu kabusdan kaçmak için halen Sportif Aş ile Futbol AŞ'yi birleştiremiyor.
Demirören'e borca gelince özellikle nakitle ilgili olarak gelir ve giderin vade uyuşmazlığı, derneği Demirören'e muhtaç hale getirdi. Belge dediğiniz muhakkak klüpde banka transfer dekontları, yk karar defteri-tutanaklar ve borç makbuzları olarak vardır.
Türkiye'de gelir-gider dengesindeen başarılı 3 klüp gençlerbirliği(faiz geliri sayesinde) ibb ve ankaraspor( düzenli ödeme yapan tekelleşmiş belediye iktisadi teşebbüsleri ve diğer spor dışı ballı gelir kaynakları sayesinde)
Esas beni şimdiden sezon sonu meraklandırıyor 1 şampiyon kim olup şampiyonlar ligi gelirlerine konacak ki 3 takımda iddialı, yeni yayın ihalesi gerek tutar gerekse de paylaşımda neler getirecek?
Bu arada Varol Bey biten sezonun ve önümüzdeki sezonun Fenerbahçe adına bonservis bedelleri ve ücretleri de kapsayan bir yazı istesem çok mu şey isterim? :)
Yorum Gönder