29 Temmuz 2009 Çarşamba
MAX PAYNE 3
Devamlılık ve sürekli oynanabilirlik açısından FM ve öncesinde de CM serileri bir kenara bırakılırsa Max Payne ömrümde oynadığım en güzel oyundur. O derece beğenirim ki bir kereden fazla oynamamış ve bir daha da sihrini içimde saklı tutmak için bir daha elimi bile sürmemişimdir. Ama her karesi her anı aklımdadır. Oyunun her anından bir özgünlük akar. Bullet-time özelliğinin eklenmesi, piyasaya sürüldüğü anda hiç de yabana atılmayacak grafikleri ve oyunun temposundan bahsetmiyorum. Bunlar zaten vardır oyunda ve üst düzeydedir ama Max Payne bunların ötesinde inanılmaz atmosferik bir oyundur. Zaten daha oyunun tema müziğini menüde duyduğunuzda içinizi bir karamsarlık ve sıkıntı basar. Ardından enfes bir tasarım ürünü olan, çizgi roman türü arayüzleri izleriz. Ardından da Payne'in hayatındaki sarsıntıya, onun enfes dublajı ile şahit oluruz.. Ondan sonrası Payne'in intikam mücadelesidir ama oyunun her anına kasvet, karanlık ve karamsarlık çökmüştür. Özellikle Payne'in rüya sahnelerini, kapalı ışıklar altında oynayan bendeniz bir süre etkisinden kurtulamamışımdır. 2003 yılında gelen Max Payne 2: The Fall of Max Payne ilkine göre daha aksiyonu yüksek ama atmosferik açıdan daha zayıf bir oyundur. İşin içine giren Mona Sax karakterinden pek hoşlanmamışımdır örneğin. Minimal yapısından kurtulup biraz daha büyük mecralara açılmıştır ama ben her zaman ilk oyunu tercih etmişimdir. Zaten oyun 2001 yılında En iyi PC Oyunu dalında BAFTA ödülü başta olmak üzere bir dolu ödül kazanmıştır.
Rockstar Games oyunun üçüncüsünün yapılacağını daha 2004'te açıklamıştı. İlk oyunla ikincisinin arası sadece 2 yıl almıştı. İkincisi ile üçünsünün arası ise 6 yılı alacak. Nisan 2010'da PC, PS ve XBox platformlarında piyasaya sürüleceği açıklandı oyunun. Şimdilik hikayenin ayrıntıları bilinmese de Payne'in New York'tan başka bir şehre taşındığı ve görünüşünün büyük oranda değiştiği yönünde. Benim kafamı kurcalayacak şekilde Rockstar Games'ten yapılan açıklama Payne'in saçlaırnı kazıttığı, sakal bıraktığı, kilo aldığı hafiften yaşlandığı ve artık der iceketini giymeyeceği yönünde. Adamı toptan değiştirmişler kısacası. İlk reismler de beni hiç memnun etmedi. Rockstar Games GTA etkisini tüm oyunlarına yedirecek öyle görünüyor. Payne'i gündüz gözüyle böyle palmiye ağaçları arasında görmek pek hoş olmayacak gibime geliyor. Ben de büyük ihtimal ilk oyuna bağlılığımı sürdüreceğim. Kapanışı enfes tema müziğiyle yapayım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Paso bebek ağlamasıyla geçen ve etrafın dalgalandığı o bölümden sonra nefret ettiğim halde oynamaya devam etmem oyunun güzelliğini gösterse de böyle oyunun yedi sülalesini seveyim ben. Zaten karamsardım, iyice oldum lan Allahsız Payne!
görünüşe göre bir efsane daha bitecek. bari pc ye çıkarmasınlarda benim kafamda hep o eski max payne olarak kalsın
Mekan brezilya, zaman ise ikinci oyundan 10 sene sonrasınıda geçiyor. Max polislik mazisini geride bırkamış ve bir painkiller müptelası olmuştur. Benimde şu ana kadar bildiğim duyduğum kısmı bu hikayenin.
Ayrıca o 10 senelik dönemde Max bu hale nasıl geldi oda anlatılacak sanırım. Ayrıca artık her şeyini kaybetmiş bir adam olamsından dolayı bu oyunda mekanlar şu ana kadar o havayı vermesede serinin (muhtemelen son oyunu olacak) bu bölümü çok depresif olacaktır.
Ayrıca ilk filmdeki bebek ağlamalı ve sadece karanlık yolda yürümeli rüyalarındansa ikinci oyundaki rüyaları tercih ederim. En azından daha dişe dokunur bölümlerdi onlar.
Konunun ilgi cekici olmasi ve butunlugu acisindan Sanitarium, Gabriel Knight Sins of the Fathers ve The Beast Within'i apayri yerlere koyarim.
Hala o bebeğin olduğu bölüm aklıma geldikçe bir daha oynasayım geliyorHele birde gece kulaklıkla olunca ayrı bir tadı oluyor o bölümün :)
Efsaneydi ilk oyun. Amiane tabirle efsane bir oyunu motor etmek bu. Rockstar games kaliteyi değil oynanabilirliği ve eğlenceyi arttırmayı planlıyor. Bu da Max Payne'i sıradanlaştırır. Yaptıkları CM gibi bi oyuna oyuncuyu yönetme özelliğinin eklnemesi gib birşey...
Valla bilgisayar oyunlarıyla çok aram yoktu ama oynadığım oyunlar içinde hem senaryo hem de oynanılabilirlik olarak en sevdiğim oyundu Max Payne serisi.
İkinci oyunda biraz sapıtmalar olsa da tabi ki bebek ağlamalı birinci oyuna göre daha güzeldi ikinci oyun.
Bakalım üçüncü oyunda da Payne'e askıntı bir hatun çıkacak mı karşısımıza hehehe...
Yorum Gönder