22 Temmuz 2009 Çarşamba
O GECEDEN İKİ BAKIŞ
17 Mayıs 2000 gecesinden iki bakış. Birincisi Gheorghe Hagi'nin uzatmanın son dakikasında kazanılan frikik için yaptığı hazırlık sonrası Hakan Şükür'ün gelip topa vurması ve topun auta gidişi sonrası Şükür'e bakışı. Müthiş bir andır bu benim için. Hagi topu kullanmak için bir dolu hazırlık yapmış, hatta son hamleyle Ümit'i de içeri iterek göndermiş, Hakan da gelip bir çuval inciri berbat etmiştir tabi de asıl dikkat edilmesi gereken Hakan'ın topu dışarı attıktan sonraki tavrı. Hagi'nin nasıl bir ağırlığı olduğunun göstergesi. Romen'in yanından geçerken bakamıyor yüzüne ve koluyla yüzünü kapatıyor terini silme hareketiyle.
İkinci görüntü benim son zamanlarda fark ettiğim bir an. Bülent Korkmaz'ın sağ eli göğsüne bağlı olarak, 10 kişi kalmış ve sürekli baskı yiyen bir takımın defansındaki 15 dakikalık mücadelesini gösteren sahne. O görüntüyü zaten ezberledik de benim göstermek istediğim arkadaki Lee Dixon'ın bakışı. Tedavi boyunca başında bekliyor ve kaptan formayı giymeye başladığında yüzdeki bakışın tek bir ifadesi var: "what the fuck....". Geçen hafta bloga gelen yorumlardan bir tanesine kesinlikle katılıyorum. Ömrü boyunca Galatasaray'da oynamış, Türk futbol tarihinin en büyük başarılarında kaptanlık pazubandını takmış ve böyle bir maçı, böyle bir pozisyonda oynamış bir adamın numarası kesinlikle emekliye ayrılmalıydı. Hala Galatasaray camiasının böyle bir şansı var. Bir oyuncunun numarasının emekliye ayrılması için başka ne gerekiyor ki?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
iki görüntü de sinirlerimi zıplattı. ilkine diyecek pek bi' şey yok. ikincisinde duygulandım ve kaptana yapılan haksızlığa içerledim.
kaptanı futbolcu olarak onurlandırmalıyız. camianın evladı diye tecrübesiz halde takımın başına getirerek değil.
Gerçekten bu iki bakış oyuncularımızın o maçtaki ruhi durumunu ve inanmışlıklarını tam anlamıyla ortaya koyuyordu. Haginin Sükür'e bakışı, arka planında 1000 lerce duyguyu ihtiva ediyordu. Diğer taraftan Şükür'ün atıştan sonra Hagi'nin gözüne bakamaması da işte budur liderlik dedirten bir olaydı. Bülentin o halini ise zaten herkes biliyor ama Dixon'un bakışı ayrıntıda kalmış. Dixon büyük ihtimalle "ulan adamın ayağı kopsa boşver ben devam ederim" diyecek der gibiymiş.
yanlız hakan ne düşünüyo orda anlamak mümkün değil. hagi ordan %80 yazardı
Galatasaray formayı emekli edecekti Bülent kabul etmedi diye hatırlıyorum.
ulan dixon, ahahhaha:)
mükemmel tespit etmişsin, bravo valla :)
Hakan pişkin pişkin Hagi o maçta bana sinirinden kırmızı kart gördü diyo televizyonlarda...
Ayrıntıları harika yakalamışsınız.
Özellik o Dixon'ın "N'oluyor lan?" bakışı beni bitirdi.
Büyüksün Kaptan, biz biliyoruz bunu.
* yalnız şükür normalde vurabileceğinden iyi vurmuş o pozisyonda, normalde de hiç yoktur öyle denemeleri ya da duran top yeteneği top'a o kadar falso vermiş olması bile mucize, nasıl bir hissiyat geldiyse o an öyle, hatta ben maçı izlerken bir anlığına da olsa lan giriyo mu yoksa olmuştum (:
Öle bir teklif hiç gündeme gelmedi.
En çok sinir olduğum nokta galatasaraya hayatında hiçbir şey vermemiş insanların oturdukları yerden bülent'e haksızca kinlerini kusmaları.Adam yıllarını vermiş bu formaya kodumun lincoln'üyle aynı kefeye koyuyorsunuz.Şimdide başkan ne iyi yaptı diye seviniyorlar.
şükür' ün hatırladığım tek frikik golü 6 gollük antep maçındaki vuruşu. zaten o vuruştan önce de skor 4 veya 5 olmuştu sanırım.
Forma bencede emekli edilmeli ama en azından şu anda formayı giyen insan bu formanın değerini bilecek ve onu ondan önceki büyük kaptan gibi uzun yıllar taşıyabilecek biri yani küçük kaptan.
forma emekli edilmeliydi, ama bunu bülent futbolu bırakır bırakmaz yapmalıydı. ha, efendim? bülent futbolu bırakmadı mı? doğru. bırakın muhteşem jübile yapmayı, adamla doğru düzgün bile ayrılmadı yollar.
bence bülent korkmaz gibi türk futbol tarihinin en büyük oyuncusu için yapılacak şey stadyuma adını vermektir, formasını emekli etmektir. ama yönetim ikisinin de kapısını çoktan kapattı. birisinin adı telekom arena oldu/olacak, diğerini uğur uçar giyiyor. üzerine bir de takım zor dönemdeyken bülent'i teknik direktörlüğe getirip taraftarın önüne de attılar ki, herhalde böyle efsanevi bir oyuncu oyunculuk kariyerinden sonra daha kötü bir muamele göremezdi.
takımdan yaka paça kovdukları bir oyuncunun formasını emekliye ayıracaklarını sanmıyorum
* forma emekli etmek gerçekten samimi bir davranış mıdır ? bence o formayı yeni gelen inandığın bir gence teslim etmek hatta mümkünse emektarı tarafından teslim ettirmek çok daha önemlidir. sanmıyorm Hagi'nin 10 numarayı artık kimse giymesin, Bülent'in 3 numarayı kimse giymeisn diyeceğini ya da bununla onore olacağını, zaten onore olmuş, isimlerini kazımış adamlardır bunlar.. formay emekli etmenin anlamı en iyisi geldi geçti koçum ağzınla kuş tutsan senden olmaz demek değil midir ? Al bak Metin Oktay'ın numarası, forması bu dendiğide Arda'nın o formaya bakışı çok değişmiştir bence, bu bile katmıştır arda'ya.
yanlız numara uzun yıllar kimseye verilmedi geçen sene küçük kaptana verildi belki bülentinde rızası vardır bu olayda
Yorum Gönder