27 Ağustos 2009 Perşembe

BEIRUT

Kültürlerin eklemlenerek insanların birbirini daha iyi anlayacağını, politikanın işlevsizleştiği bir çağda kültürel etkileşimin insanları birbirine yakınlaştırarak barışı sağlayacağını gibi bir hisse kapıldığımdan mıdır nedir, salt batılı ya da salt doğulu bir eserdense bir çok kültürden etkilenmiş eserlerin yeri her zaman bir başka oluyor benim için. Anadolu rock ile tanıştığım sentez müzik, yayıldıkça çeşitleniyor, çeşitlendiklendikçe güzelleşiyor. Nasıl ki anadiliniz olmayan bir dili asla o ülkenin insanları kadar anlayamaz ve konuşamazsınız, sanatta da durum değişmiyor. Ama o dilde kendi aksanınızla konuşup derdinizi anlatabildiğiniz gibi müziğe de kendi yorumunuzu katar ve eşsiz bir şey ortaya çıkarabilirsiniz. İşte Beirut bunu yakalayabilmiş gruplardan biri.

1986 doğumlu A.B.D.li Zach Condon’un A Hawk, A Hacksaw ve Neutral Milk Hotel gibi grupların kimi üyelerinin yardımıyla kurmuş olduğu grup, resmi olarak yayınlanmış sadece 2 albümü olmasına rağmen kaydadeğer bir dinleyici kitlesine sahip olmuş durumda. Mandolin, trompet, ukulele (küçük gitar görünümünde, 4 telli bir enstrüman) gibi çok sayıda enstrümanı çalan Zach Condon, çok da güzel, tenor (ince erkek sesi) bir sese sahip. Zach’in en eşsiz yönü ise, sesini bir enstrüman gibi kullanarak arkasında çalan farklı kültürlerden bir dolu enstrümanla inanılmaz bir uyum içinde olması. Vokal tarzını çoğu zaman Radiohead’in vokali Thom Yorke’unkine benzetiyorum. Gerçekten bir etkilenmişlik varsa, elde ettiği tınının güzelliğine katkıda bulunduğu için Thom Yorke kendini şanslı hissetmeli doğrusu.



Tarz olarak Balkan müziği en baskın rolde olmakla birlikte, hem Zach’in kendisinin müzik alanındaki deneyimi hem de orkestranın üyelerinden kaynaklı caz dahil bir çok batı müzik tarzının etkisi şarkılarda hissediliyor.

Gogol Bordello, Kultur Shock gibi bu tarza yakın gruplarla en büyük farkı ise şarkılara hakim olan mütevazi ve olgun bir hüzün.

2009 tarihli albüm resmi olarak yayınlanmamış olmakla birlikte internet üzerinden bulunabiliyor. Indie olmasından mıdır nedir, pek de bir ticari kaygısı yok gibi görünüyor Zach’in.

En sevdiğim şarkısını paylaşmadan edemedim. Buyrunuz: Prenzlauerberg


Şarkının sözlerini pek de ayırt edemediniz, değil mi:

so alone...i cry but something something...i came through tonight...just like you....and all this advice has fallen through....i watch and wait as...something something...i watch and wait as i let more time decide....and so alone..i cry but i could not...something something
Zach bu konuda “Sözleri anlamamanız sorun değil; ben de anlamıyorum.” demiş J

Rapidshare dosyalarını denemek size düşüyor:
2006-Beirut - Gulag Orkestar
2007-Beirut - The Flying Club Cup
2009-Beirut - March of the Zapotec and Realpeople Holland

Ayrıca web sitesinden de bir iki örnek dinleyip indirebiliyorsunuz: http://www.beirutband.com/
Diğer kaynaklar:http://en.wikipedia.org/wiki/Beirut_(band)
http://www.myspace.com/beruit


by Gand

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Postcards from İtaly favorim dinlemek isteyenler için :

http://www.youtube.com/watch?v=AD5hg0maVNw

Al lee dedi ki...

bir bloga aynı günde 2 farklı yorum yaptığım görülmemiştir ama son zamanlarda en çok dinlediğim gruptan bahsedince geçemedim.
beni de en çok etkileyen Beirut'un yazılarındaki o hüzün. güzel yazı

Can dedi ki...

Scenic World benim hayatımı değiştiren şarkılardan biri. Bir şarkıyı nasıl ruh halinize göre mutlu ya da hüzünlü algılayabilirsiniz? İşin en ilginci Beirut'un yapısında var bu; hemen hemen tüm şarkılarında siz nasılsanız şarkılarda öyle hissettiriyor.

x dedi ki...

in the mausoleum ve postcards from italy benim en sevdiklerim.

hüzünle karışık çok değişik duygular uyandırıyorlar...

Black Pearl dedi ki...

Konu iyi, muzikler hoş, yazı...gayet karmaşık.

futbol dili ve edebiyatı dedi ki...

Aradığım ''March of the Zapotec and Realpeople Holland' buydu. Ve harkulade oldu. Muazzamsınız..'

Thermo Rheumon dedi ki...

Prenzlauer Berg, Berlin'in sanatkar, entellektüel, genç ve öğrenci nüfus gruplarının takıldığı ışıklar içinde, bir dolu ufak sokaklarla kesili, kafe ve barlarla dolu bir semti.
Orada dinleyince tadı bir başka :)