"Güntekin bana şu takımdan Fenerbahçe'ye alırım diyeceğin 3 tane adam söyle desem söyleyemezsin" şeklindeki Rıdvan Dilmen'in klişeleşmiş çıkışlarına örnek olabilecek bir oyuncudur Sylvinho. 10 senedir Avrupa futbolunda. Geçtiğimiz yılki Şampiyonlar Ligi finalinde sahada bulunan Barcelona'lı oyuncular içinde, diğer takımların taraftarları açısından en az arzu edilen oyuncuydu belki de. Hiç bir zaman patlama yapan, kendisi hakkında çok konuşulan bir adam olmadı. Bu anlamda tipik bir Brezilya'lı tablosu da çizmedi, 35 yaşına gelene kadar. Vatandaşı ve kendisiyle aynı mevkide oynayan Roberto Carlos 11 yıl kaldığı Real Madrid'de 4 La Liga 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanırken, o Barcelona'da sadece 4 yılda 3 La Liga, 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazandı. Aslında sırf bu veri bile onun yaptığı işin süper yıldızlarla karşılaştırılacak kadar önemli ama süksesinin o kadar büyük olmadığının kanıtıdır. Avrupa kariyeri boyunca Celta Vigo'nun 2003-04 yılında küme düşmesi dışında, oynadığı takımlarla hiç bir zaman ligin ilk beş sırasının dışında kalmamıştır. Bir zamanlar yaptığımız underrated futbolcular listesine kafadan girecek bir adamdır. Rakibi öldüren driblingler yapmaz, adam eksilten bir karakterde değildir, frikik veya uzak şutlarla ünlenmemiştir ama görevini yapan adamdır işte. Bu yüzden de 10 yıllık Avrupa kariyerinde hep kalbur üstü takımlarda oynamıştır.
Corinthians'dan yetişip orada 5 sene oynadıktan sonra İngiltere'ye Arsenal'e transfer oldu Sylvinho. 2 yıl sürdü Arsenal kariyeri. Galatasaray'a karşı, 9 yıl önce Arsenal forması ile izlediğimiz adamlardan birisiydi ve vatandaşı Capone'ye karşı oynadı. Ancak Arsene Wenger'in, takımı gençleştirme politikasının yeni yeni filizlenmesi ve Ashley Cole'u onun yerine tercih etmeye başlaması ile Arsenal'den ayrılıp Celta Vigo'nun yolunu tuttu. Takım onun ilk sezonunda La Liga beşinciliği, izleyen sene de lig dördüncülüğü kazanıp Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı elde etti. İzleyen 2003-04 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne kaldılar, gruptan çıktılar ama son 16 takım arasında Sylvinho'nun eski takımı Arsenal'e mağlup oldular. İçeride ise işler hiç iyi gitmedi ve 19. olarak küme düştüler. Sylvinho da İspanya'da geçirdiği 3 sezon sonrası eline İspanyol pasaportunu alıp Barcelona'nın yolunu tuttu. Rijkaard'ın takımının üstüste şampiyonlukları ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunda kadrodaydı. 2006'da St. Denis'deki Barcelona-Arsenal finalinde Giovanni Van Bronckhorst ile birlikte her iki takımda da oynamış oyunculardan birisiydi. Yedekler arasındaydı ve oyuna girmedi. Ama 3 sezon sonra Guardiola'nın takımının Roma'da oynadığı Şampiyonlar Ligi finalinde 90 dakika sahada kaldı. Geçen sezon kariyerine bir kaç madalya daha ekleyerek Barcelona'dan ayrıldı.
Manchester City'nin transfer dönemindeki en hesaplı transferi oldu Sylvinho. 8 rakamlı milyon pound transferleriyle transfer sezonunu geçiren City'nin bedelsiz olarak 1 yıllığına kadrosuna kattığı oyuncu oldu Brezilya'lı. Elinde İspanyol pasaportu bulunmasının da bu transferde etkisi olduğunu söylemek lazım tabi. City'nin defans hattını güçlendirmek için son 2 haftada yaptığı transfer hamlelerinin sonuncusu büyük ihtimalle. Wayne Bridge'in arkasında oturacak şimdilik görüntü o yönde. İngiliz oyuncuyu da zorlayacaktır elbet.
Kapatırken belirtelim, Brezilya milli takımında onun döneminde forma giyen bir çok isimden çok daha büyük başarılara imza atmasına karşın, belki de o parıltısız hali yüzünden sadece 6 kez milli formayı giymiş bir adam Sylvinho.
İngiltere'den Türkiye'ye arabayla yolculuk
-
“Hayatımda yediğim en iyi dondurmaydı” dedi Ozan. Ömrünün henüz 5 yıl 6
ayının geride kaldığını düşününce çok iddialı bir açıklama gibi
gelmeyebilir. Ama...
4 yıl önce
3 yorum:
Abidal'in sakatlıgının etkis büyük geçen yılki performansında. Ancak o yükü kaldırarak büyük iş başardı. City'de rölantide iyi para kazanır ve belkide yine ilk 4 te olur.
Bu parıltısız ancak görevini yapan oyuncu statüsüne Hakan Balta'da konulabilir.
Her zaman favori beklerimden biri olmuştur. Benimde hiçbir zaman anlamadığım bir durumdur bu adamın bu kadar gözlerden uzak olması. 2000'deki finalde çok beğenmiştim. Yine de kariyeri gözden uzak olmasına rağmen bu kadar tavan yapan başka oyuncu olsa olsa geçen hakkında yazı yazdığın(hatırlayamadım adını) Milan'lı oyuncu vardır.
"Vatandaşı ve kendisiyle aynı mevkide oynayan Roberto Carlos 11 yıl kaldığı Real Madrid'de 4 La Liga 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanırken, o Barcelona'da sadece 4 yılda 3 La Liga, 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazandı. Aslında sırf bu veri bile onun yaptığı işin süper yıldızlarla karşılaştırılacak kadar önemli ama süksesinin o kadar büyük olmadığının kanıtıdır."
Abi bunu iddia edebilmek için Roberto Carlos ile Sylvinho'nun yerini değiştirip görmek gerekir. Bu verdiğin veriler sadece Barcelona kadrosunda Sylvinho'nun mevkisinde oynayıp da işini ondan daha iyi yapan birinin olmadığını gösterir. Yoksa dediğin gibi Barcelona'nın başarısına en az etki eden futbolculardan biridir. Ayrıca:
"Rakibi öldüren driblingler yapmaz, adam eksilten bir karakterde değildir, frikik veya uzak şutlarla ünlenmemiştir ama görevini yapan adamdır işte."
E bu adamın Sabri'den ne farkı kaldı şimdi? :))
Not: Evet, Sylvinho'yu sevmiyorum ve Beşiktaş'ta görmek istemezdim.
Yorum Gönder