Türk futbolunda spiker dendiğinde aklıma ilk olarak Necati Karakaya gelir benim. Futbol tarihimizin kült mertebesine ulaşmış bir adamıdır Karakaya. Genelde TRT Radyo 1'den maçları dinlediğimiz yıllarda Anadolu'daki Malatyaspor-Rizespor, Kahramanmaraşspor-Adana Demirspor, Samsunspor-Bursaspor gibi maçları anlatan Karakaya her yönüyle tarihe geçmiş bir adamdı. Bir maçı dinlerken birden ses azalarak stüdyoya döner Hüseyin Başaran'ın "mikrofonlarımız Malatya'da !!!!!" girişinin ardından Malatya'ya giderdik ve aynen tablo şu olurdu. 5 saniyelik bir sessizlik. Ardından mikrofonun yere düşmesi gibi bir gümbürtü, Karakaya'nın tok sesi..."Sevgili dinleyiciler, Ünal'ın sol taç çizgisi ile orta çizginin kesiştiği yerden, rakip sahaya bakan dilimde, ceza sahası ile kale çizgisinin kesiştiği noktadaki kanattan Bünyamin'e gönderdiği diagonel pası göğsüyle kontrol eden Bünyamin, sağ çaprazdan kale sahasının uzak noktasındaki Şehmuz'a ortaladı, Şehmuz'un uzak kale direği dibinde, rakibine obstrüksiyon yaparak vurduğu kafa, Eser'in bakışları arasında, sol kale direğinin içine çarparak ağlarla buluştu ve Malatyaspor 1-0 öne geçti"...Yahu arkadaş kim kime pas attı, nasıl attı, nereye attı birbirine girmiş bu ayrı, golü 40 saniye süren anlatımdan sonra anons etmesi ayrı. Bazen o kadar uzun sürerdi ki golü anons etmesi o arada başka bir yere bağlanılır ve golü kimin attığını öğrenemez arkadan gelen bağırışlardan fikir üretmeye çalışırdık. Böyleydi işte o günler. Sonra TV icat oldu mertlik bozuldu. Yayın ihaleleri, milyon dolarlar derken yeni nesil spikerler de döküldü ortaya. Bir çoğunun maçlar öncesinde hazırlık yaptığından şüpheliyim ve bu işi kadrodan yetişen memur zihniyetindeki adamların değil de futbol sevdalılarının yapması taraftarıyım. Kanal ve şahıs ismi vermeyeyim bundan bir kaç yıl önce bir kanalda, canlı yayında yorumladığım bir maç sırasında ben yandaki bilgisayardan Livescore'u açana dek, spiker aynı anda oynanan diğer maçların skorlarından nasıl haber alacağını bilmiyordu. Hoş onlar da genç arkadaşlardı mazur görmek lazım. Neyse biz spiker vecizeleri konusunda çok şanslı bir kitleyiz. Bize göre Top 10'unu buraya alalım istedik. Pek bilinmeyenleri de aldık ele, çok konuşulanların yanında
1-Bülent Ülgen: Geçen yıl FOX Tv'de Middlesbrough maçlarından birini izliyorum. Zaten bloga attığım ilk postlardan biridir bu FOX Tv hadisesi. Neyse, maçta bir oyuncu değişikliği oldu. Boro'da bir oyuncu çıktı yerine Avusturya'lı Emanuel Pogatetz girdi. Derken İngiliz yayıncı kuruluşu altyazıda Pogatetz'i yanlışlıkla Gaizka Mendieta olarak verdi. "Yuh" dedim içimden "Mendieta sahaya çıkmayalı yıl oluyor biraz dikkat edin". Bir kaç saniye sonra, top Pogatetz'in ayağına geldi, Ülgen bombayı patlattı. "Evet Mendieta topla buluştu girer girmez". Yanlış mı duydum dedim kendime, yok. Ülgen maç bitene dek, evet 20-25 dakika boyunca çam yarması, kel, Avusturya'lı defans oyuncusuna, kısa boylu, sarışın, İspanyol orta saha oyuncusu muamelesi yaptı. Düzeltmedi maç bittiğinde de. Mendieta'yı aylar sonra M'Boro formasıyla sahaya sürdü. Türkiye'de spikerlerin Avrupa futbolu bilgisi hakkındaki çok net bir fotoğraftır. Düşündüm altta Mendieta değil Faruk Namdar yazsa öyle mi anlatacaktı diye. Tabi sonra öğrendik ki bu Fox'un ne ilk ne son bombasıymış.
2-Yalçın Çetin (TRT-3): Bu da benim hafızamdan, keşke videosunu o gün kaydetse idim. 90'lı yıllar. Okay Karacan ve Yalçın Çetin Avrupa'dan futbolu sunuyor. Premier Lig maçı. Yalçın Çetin anlatıyor "......maçta inanılmaz bir gol düellosu vardı, müthiş mücadeleye sahne olan maçta birbirinden güzel gollerle seyirciler futbola doydu, şimdi hep beraber bu güzel goller için İngiltere'ye gidiyoruz....". Çetin bunları söylerken Okay Karacan da "ne anlatıyor bu?" diye bakıyor. Maç kaseti girdikten sonra ne olduğunu kamera arkası görüntülerinde gördüm sezon sonu. Yalçın Çetin'in muhteşem goller sunumundan sonra, kaset girdiğinde Okay Karacan Yalçın Çetin'in enseye patlatıyor "ulan 1 gol var maçta 1 gol".
3-İlker Yasin (??????): Soru işareti çünkü her kanalda bir tane var. "Tugay vurursa gol olur, vuruyor ve aut?", "Balic oradan vurur musun, vurursun, vurdu ve gol?", ""Ah Fatih oradan yaradana sığınıp vursan kaleci de topla beraber içeriye girecek", "elin arabı bize golleri atarken biz pozisyonları harcıyoruz" gibi vecizelerin sahibi İlker Yasin'in bence zirve noktası "hem penaltı hem gol"dur. O anın heyecanıyla mı söyledi, yoksa gerçekten futbolda öyle bir kuralın olduğunu mu sandı bilmiyorum ama basketbol bilgisi olduğunu da göstermiş bir insandır. Zira bu lafın basketbol dlindeki karşılığı basket-fauldür.
4-Turgay Şeren-Güntekin Onay (Star): Galatasaray'ın PSV'ye deplasmanda 3-1 mağlup olduğu Şampiyonlar Ligi maçı. Dennis Rommedahl sağ kanattan ilk yarı bizi perişan eder. Turgay Şeren 10. dakikada uyarır "Güntekin bu Rommedahl çok tehlikeli önlem almak lazım", 20. dakikada bir daha uyarır "Güntekin bu Rommedahl çok tehlikeli geliyor", 30. dakika gelir, Berlin panteri yine uyarır. "Güntekin bu sağdan gelen adamları çok fena geliyor, neydi adı bu adamın?"......
5-Ertem Şener (Star): Bir çok kişinin aksine severim Ertem Şener'i. Mel Gibson'a Passion filmi için, duygu sömürüsü yapacaksan böyle tam yap demişler ya bu da o hesap. İpin ucunu kaçıracaksan tam kaçır. Tarzı vardır Ertem Şener'in. "Rekorlar kitabı Guinnes, Aman dikkat Aragones" sözlerinin de sahibi olan Şener'in "Evra, 12 kardeşi var", "Van Buyten, babası bir güreşçi" gibi ifadelerinin yanında 2007 Milan-Manchester United Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Kaka'nın maçın başında yakaladığı fırsatı kaçırmasının ardından ettiği "Milan'ın Kaka'sı erken geldi" lafı bence dünya futbol literatürüne giren bir laftır.
6-Yalçın Çetin (TRT): Sanırım Türk futbol tarihinde golden sonra bir futbolcunun adını tekrarlama rekorunu Çetin'in Ercan Taner'den aldığı maçtır Türkiye-Hırvatistan maçı. Taner'in 1999'da Hagi'nin Rapid Wien'e attığı golden sonra arka arkaya 6 defa Hagi demesinden sonra Semih'in futbol ilahlarına kafa tuttuğu golün ardından arka arkaya 8 defa Semih demesi bence son Avrupa Şampiyonası'nın televizyonculuk açısından zirve anıdır.
7-Orhan Ayhan (TRT): "Tribünlerde nereden baksanız, ki ben burdan bakıyorum 15.000 kişi var" şeklindeki Aristocu görüşten nasibini almış cümlelerin sahibi Orhan Ayhan'ın aslında boks maçlarındaki vecizeleri futbol maçlarınkinden daha fazladır. Çocukluğumda Galatasaray'ın maçlarında, top rakipte ise heyecanlı anlatışını, top Galatasaray'a geçtiğinde ise hava durumundan bahsetmesini hatırlarım hep. Boks literatürüne "karaciğer yoklaması" ifadesini kazandıran Ayhan'ın maçlardaki o eskinin ağır abisinin sallamaz havasını hep sevmişimdir.
8-Murat Murathanoğlu (TRT-Show TV): Acaip adamdır Murathanoğlu. Kaan Kural da dinlenesi adamdır ama Murathanoğlu'nun bilgisi daha bir nargile muhabbetine uygundur. Türkiye'de bir çok basketbol maçında ilk kez duyduğumuz terimleri ondan öğrendiğimiz gibi bir Tofaş maçında "David Rivers crossover dribble ile sıyrıldı" şeklinde bir cümle kurmuş ve beni Redhouse sözlüğe yönlendirmiştir. Charles Shackleford ismini kendisinden iyi telaffuz edeni duymamışımdır. İsmet Badem'le oluşturduğu ikiliyi unutmak mümkün değildir ki kendisi bundan yıllar önce Galatasaray'lı Jevon Crudup'ın kendi reboundunu alıp basket attığı rahat bir pozisyon sonrası "NCAA'de Arizona'da da Derek Nickerson diye bir adam vardı, böyle bilerek boş pozisyonu kaçırıp rebound sayısını artırırdı, ne diyosun sevgili İsmet badem" diyerek "bu nasıl hafıza lan" dedirtmiştir.
9-Bülent Karpat (Star): "Sevgili Star TV izleyicileri, Münih Olimpiyat Ştadyon'dan mutlu akşamlarrr eeeaaa". Tamam güzel abimiz Almanca'yı iyi biliyorsun da Ştadyon ne ya? Gollerden sonra "toaaaaaa" diyerek bağıracak diye korkardım. Karpat'ın bence kariyerinin zirve anı Beşiktaş'ın Rosenborg'a 3-0 kaybettiği Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında Alpay Özalan'ı "elpeeaaaay" diye telaffuz etmesidir. Bir de Beşiktaş'ın aldığı bir kupa sonrası şeref tribününden inen futbolcuların yolunu kesip "evet Sergen, evet Şifo Mehmet, evet Oktay" diye görüş aldıktan sonra adını bilmediği bir genç oyuncuya "evet delikanlı sen ne diyorsun?" şeklinde soru sorması vardır.
10-Murat Ünlü (TRT): Spikerlik hayatında Ege Bölgesi dışında maç anlatmış mıdır merak ederim hep. Reha, Ramazan, Tahir, Eser, Şanver, Tansel gibi İzmir futbolundan çıkmış isimleri aklımıza kazıyan Ünlü'nün en ünlü vecizesi "şuuuut yandan dışardaaaaa" şeklinde bugüne kadar 657454 kere kullandığı kalıptır. Aslında Fransızcasını her daim sergileyen "Blaağğğn", Döşaağğğn, Lizağğhazu gibi telaffuzların sahibi Abidin Aydoğdu'ya da listede yer verecektik ama artık başka bir yazıya.
12 Ağustos 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
53 yorum:
Firat cok sahane bi post olmus. Listeye daha neler girer ama...
Zevkle ve suratimda salak bi gülümsemeyle okudum.
gözümden yaşlar geliyor şu anda:)
ilker yasin pozisyon sonrası bir süre gol olduğuna inanmamış herhalde, birden "penaltııııı"dan "pengol, goll, hem penaltı hem gol"e dönmüş. ayrıca nedense bir süre hala hem penaltı hem de gol olduğunu iddaa etmiş.
ertem şener'in "vururken semih, gol olurken şentürk" gibi bir ifadesi vardı 2 sene önce psv yi 2-0 yendiğimiz maçta semih 2.golü atarken, işte o an da benim için ertem şener adına kırılma noktasıdır.
murat murathanoğlu ise ayrı bir insandır. bir zamanlar supersport kanalı karasald adam gibi yayınlar yaparken bi programına denk gelmiştim. siyah beyaz renkteki nba maçlarından görüntüler sunuyordu. o arada ne olduğunu anlamadım ama rejiyle alay ediyodu "bana bunu x diye mi yutturuyorsunuz bu y işte" şeklinde. işte ben de o zaman oha nerden biliyosun lan demiştim. bir de ismet badem ile 2004 olimpiyatları öncesi abd-türkiye maçlarını anlatışları bombadır. özellikle ismet bademde milli duygular tavan yapmıştı, keza ona göre daha sakin olan murathanoğlu'nda da. ayrıca kendisinin bir "illnois" deyişi vardır ki o da ayrı bir efsanedir.
hahahah vururken semih gol olurken şentürk....
onu unutmuşuz ya hakikaten
Hep merak ederdim benden başka farkeden var mı acaba murat ünlü nün "yandan dışardaaaa" tonlamasını diye varmış:) abidin aydoğdu nun esas bombası sanırım euro 2000 de filippo inzaghi ye turnuva boyunca ingazi demesidir. ama listenin daha önemli eksiği ümit aktan dır sanırım özellikle arif in united e attığı golden sonra "bütün maykıllar gelse kurtaramaz" demesi efsanedir.
ufuk
Ümit Aktan'ın olmadığı liste hiç bir zaman tam olamaz. Flying Dutchman de gelse binbir Dutchman de gelse bunu çıkaramaz.
Ertem Şener'in vururken Semih gol olunca Şentürk ifadesi Sevilla'yla Kadıköy'de oynanan maçta söylenmişti yanılmıyorsam.
ayrica umit aktan'in "haginin calimla rakibinin bagirsaklarini dugumlemesi" ve "futbolun sanatkarlari hagi-arif bey" gibi incileri de mevcuttur.
Orhan Ayhan 95-2000 yılları arasında iki anadolu takımı maçı anlatıyor radyodan...
X oyuncu uzaktan vuruyor ve Orhan Abi şöyle diyor.
Evet, x kendisini Hagi zannetti ve şutu çok üstten auta gitti (aşağılayarak gülme)
Ve buda çok bombadır.
Sonra Hüseyin Başaran. Sakaryaspor'un lige son çıktığı dönemde, lig öncesi bir hazırlık maçını anlatıyor. Rakipte bir anadolu takımı ama hatırlamıyorum.
Oyuna Cangele girecek! (Yeni transfer)
Hüseyin ağabey böyle anons ediyor.
Evet, x çıkıyor yerine Can Gele oyuna giriyor!
Evet, Can ilk kez topla buluştu...
Şeklinde devam etmişti :D
dutchman, abidin aydoğdu hakikaten bence bu listede kral unvanını ve ayrı bir yazıyı hakediyor...yıllar önce radyodan sarıyer-adanaspor maçını anlatıyordu...bir ara havadan sudan bahsederken ses tonunda hiçbir fark olmaksızın gayet sakin şöyle demişti: ve az önce bakir' in penaltısı üst direğe çarpıp auta çıktı..
Avni Küpeli'yi aradı gözler (:
2006 dünya kupası sırasında bir spiker luca toni'ye pozisyonun heyecanıyla,
"tuna loki" demişti.
ayrıca trt'nin bir spikeri de şu anda adını hatırlamıyorum meşhur enzo scifo ya maç boyunca "fişo" demişti.
orhan ayhan bir italya maçında ise ravanelli için bakmayın siz öyle beyaz saçlı olduğuna aslında beyaz da değil kurşuni diyerek saç tarifi yapmıştı.
yine orhan ayhan otobüste radyodan dinlediğim bir maçın ilk yarısı 0-0 bitti demişti eve geldiğimde galatasaray 1-0 öndeydi ve golü anlatmamıştı.
tek kelimeyle mukemmel, cok guldum valla, ozellikle murathanoglu nun "david rivers crossover dribble ile siyrildi" olayina bayildim valla :D
yıllardır opusdan life is life ile başlayan radyo1 deki futbol saatinin tadını ne cine5te ne de ligtv de asla bulamadım.
topa yükseklik kazandırmak, plonjon, diagonal pas, yatarak ve kayarak müdahale gibi deyimler trt spikerlerinin vazgeçilmezlerindendi.
94teki 1-0 lık efsane van-fener maçını maç öncesi ve sonrası röportajları da dahil murat ünlü anlatmıştı. önce cannes sonra van dakika doksan gol kurthan. hey gidi yıllar.
sallamaz tavırlar orhan ayhana ne kadar yakışıyorsa abidin aydoğduda da o kadar itici dururdu. maça bağlandığında hayatta skoru bildirmez dinleyeni kabız ederdi.
herşeye rağmen anadoludaki gariban maçlara her koşulda gidip, maç sonunda yayın ekibini de sayan, 89. dakikada skor 5-0 dahi olsa "maç bu skorla bitecek olursa 3 puan ev sahibi ekibin olacak" söyleminden vazgeçmeyen, radyoda maç anlatmanın ekolü olan trt spikerlerinin gönüllerdeki yeri ayrıdır.
bulent karpat'in bende ayri bir yeri vardir ama. Galatasaray'in yukseliste oldugu yillarda star ekranlarinda leslie nielsen saclariyla, garip, yanlis anlatimlariyla izliyoduk kendisini.
okay karacan'a, murat kosova'ya, murathanoglu'na erisene kadar gecen aci dolu yillardan ve bi dolu spikerden sonra kendisini bilgin gokberk ve efsanevi topcu mertel gurdal'la minyatur kale programinda gorunce epey sevinmistim ama.
http://www.metacafe.com/watch/yt-1Uk8StyRZkc/ahan_minyat_r_kale/
Abidin Aydoğdu'yu Fransa 98 ile tanıdım. Ofsayta pozisyonlarında hafiften aşapılama havasında bir sunuşu vardı:
" Henry yopu aldı, pas, hıhhh (alaycı bir gülümeseme ile) trezege ofsayt)"
Orhan Ayhan'ın İnönü'de oynanan maçlardaki "Stadı bilenelr için anlatayım. Beşiktaş denize bakan kaleye hücum ediyo" gibisinden lafları.
Bülent Karpat'ın Pro'nu Şampiyonlar Ligi maçında bir korner sonrası gelen golü " Sağ taraftan yapılan orta bir kafa ve gol, evett gol zaten 5 numara" sunmasu.
Ama en bombası şudur kanımca:
Melih Şendil o zamanlar TRT'nin çömezlerinden. TRT'NİN adeti spor spikerinin her şeyden anlaması. Bu mantıkla Hüseyin başaran ile birlikte yüzme müsabakasına göndermişler. Burada Hüseyin Başaran sunuyor karşılaşmaları arada Melij lafa giriyor. Yine bir yarışı çok heyacanlı anlatan Hüseyin Başaran, turları eksik saymış olacak ki sondan önceki turu son turmuş gibi heyecanla " son 20 metreye girildi, alman yüzücü önce gidiyor ve alman sporcu mayer yarışı önde tamamlıyor" diyor, fakat yüzücü haliyle durmuyor ve yüzmeyi sürdürüyor. Tabii biizmkiler dumur, 2 side birbirine şaşkın şakın bakarken Melih Şendil hemen sözü alıyo ve şu muhteşem cümleyi kuruyor: "Evet sayın seyirciler hakemin kararı devam" :)
Milan'in Kaka'si erken geldi!
bu nasil bir vecizedir ya hem Kaka'nin cift anlami var hem de golu kacirma sonrasi erken geldi-erken bosalma muhabbeti var inanilmaz inanilmaz bence adam da anlamamistir ne dedigini ilk anda...
Turgay Serenin lafda iyiymis yalniz o maci hatirliyorum ben Rommedahl perisan etmisti Hakan Unsali o mac.
cok cok guzel bir post, tesekkurler!
Frank Lampard'ın daha yeni yeni ortaya çıktığı yıllarda "Lemmpırd!" diyen spiker kimdi? :)
durun baskası yazmadan ben yazayım.
duçmenle konustuk da abidin aydogdu bambaska bir konu olacak yüksek ihtimal ama burada hemen euro2000'e turkiye-belcika macina dönelim ve o efsane macta turgay seren-abidin aydogdu ikilisinin efsanelerini hatirlamaya calisalim.
bravo şükrü, bunu da kurtardın.
Ümit Aktan'ın ''Faul değil bu, cinayete teşebbüs!'' lafı da benim için unutulmazlardandır.
nefis bir post olmuş.. eline sağlık!
turgay şeren'in bi şampiyonlar ligi maçında "play-istasyon" demesi de kopartmıştır bizleri :)
2001 mi 2002 mi nedir Galatasaray Levski Sofyayla oynuyor, Sofyada. Ön eleme maçı olabilir. Maç yayını falan rezalet, 80li yıllardakilere benziyor. Orhan Ayhan'da herhalde Sofyaya gitmemiş, maçı TV'den anlatıyor. Galatasaray Serkan Aykut'la bi gol buldu 1-0 öne geçti. Golden bir 2-3 dakika sonra bulgar televizyonu golün tekrarını, tekrar ibaresi koymadan yeniden yayınladı. Orhan Abimde tekrar olduğuna uyanamadı, Serkan durumu 2-0'a getirdi diye bağıra çağıra sevinç içinde anlatıyor golü tekrardan. Bir süre sonra artık kendisi mi farketti, yoksa kanaldan mı uyardılar izlediğinin tekrar olduğunu farketti, e durumdan nasıl yırtacak. Biraz evvel ki gole işte böyle sevinmiştik sayın seyirciler deyip sanki 2-0 dememiş gibi gol anlatımının da tekrarını yaparak televizyon tarihinde bir ilke imza attı. Ulan ne dumur olmuştuk ekran başında be...
Kim olduğunu hatırlamıyorum ama Kubilay Türkyılmaz ile o zaman GS'da oynayan (hoşgörünüze sığınıyorum, FB'liyim yine karıştırıyor olabilirim) Mpenza'yı karıştıran birisi vardı (adam zenci???). Hatırlayan çıkar mı acep? :)
Bülent Karpat: Monaco'nun hocası İviç'e röportaj boyunca İziç demişti, unutamam, istesem bile :)
Eline sağlık vallahi güldüm okurken, bildiğin sesli sesli dolu dolu!
Bu postun ardından benim beklediğim top 10 spiker sevinci postu da gelir mi gelir :p
Bu Orhan Ayhan'ın bi de 2002 Dünya Kupası'ndaki Portekiz maçları boyunca Rui Jorge ve Jorge Costa'yı ısrarla Rui Corc ve Corc Kosta olarak telaffuz etmesi vardır ki, spikerliğe yepyeni bir boyut katmıştır!
elinize sağlık..
gülmekten karnıma ağrılr girdi doğrusu..
Murat Murathanoğlu ve Yiğiter Uluğ ikilisinin NBA maçı anlatırkenki halleri muazzamdır bence. Maç anlatmaz aslında onlar. Maç başlar onlar da muhabbete başlarlar ve maç bitene kadar muhabbetin dibine vururlar. Onları dinlerken hep şöyle düşünürüm: Önlerinde biralar, çerezler, cipsler vs. Babaların yakınına bir de mikrofon konmuş ve muhabbetleri canlı yayında izleyenlere aktarılıyor. Çok özledim gerçekten ikisini.
Kaan Kural da NBA ile ilgili ıncık cıncık ne varsa bildiği için bazen bu çok bilenlerin yaşadığı travmayı yaşıyor. Herhangi bir konuya ilişkin bazen söyleyeceği o kadar çok şey oluyor ki hangisini konuşayım derken tıkanmalar yaşayabiliyor ya da söyleyecekleri şeyler kendisini o kadar çok heyecanlandırıyorki felaket celallenip eli ayağına dolaşabiliyor. Onun o hallerine bayılıyorum. Murat Kosova, kendisi ile yapılan bir röportajda Kaan Kural için şunları söylemişti: "NBA ile ilgili benim bilgi birikimim bir cümle ise Kaan'ınki bir ansiklopedidir." Varın siz düşünün artık.
Son olarak birçoklarının hatırlayacağını düşündüğüm Türkiye-Litvanya maçında Ender Aslan'nın son saniyelerde serbest atışların ribaundunda topla buluşması ve attığı üçlük sonrası Murat Kosova'nın "Yetmişş beşş! Yeeetmişş beeşşş! Ennderr Asslannnn!" haykırışlarıyla kendinden geçişi unutulmaz anlardan biridir. Maçtan sonra canlı yayında basketbolcularla yaptığı tezahürat da unutulmaz anın sosudur.
dutchman kusura bakma ama deminden beri küfrediyorum sana, daha 8-9.maddelerde öyle bi gülme krizine girdim ki gözyaşlarım gözlerimi yakmaya başladı 10 dakika oldu yeni açıyorum gözlerimi :D
Bu arada yeri burası değil ama aklıma gelmişken ve hazır sinirlenmişken hemen yazayım dedim. Ulan bu memlekette basketbolseverler basketbol dergilerine neden sahip çıkmazlar anlayabilmiş değilim! Memlekette bir tane basketbol dergisi kalmadı anasını satayım!
Çok değil daha 1 yıl önce Euro 2008 de kadrolu spor yorumcumuz Ömer Üründül İtalya nın bütün maçlarında Camoranesi yi "Kremonazi" diye telaffuz etmişti. Tamam bir iki harf telaffuz hatan olur da bu da oha yani "Kremonazi" nedir allasen..
çok güzel tespitler , çok keyifli bi yazı olmuş....
bir de bunlara abidin aydoğdu'nun "ofsayt söz konusu değil"ini de ekleyebliliriz sanırım. Ofsayt lafını duyunca içimiz burkulur "söz konusu değil"le tekrar alevlenirdik :))
Bi de Ercan Taner'in 90 a giden toplarda bile kullandığı "yerdeeeeennn" tabiri var ki beni benden alır bazen...
Bülent Karpat'ın Nou Camptaki CL maçında 'heaaayyddiii Kübileayyy' naralarıda çok ateşliydi. Bu arada Listeye Ümit Aktan alınmamış tesüf ederim. Manu maçında Arifin attığı9 goldensonraki cümleyi hepimiz biliyoruz.
Turgay Şeren ve Güntekin Onay denince aklıma birde Fransa'daki Nantes maçı gelir. Bu sefer Nantes ilk yarıda Perez'in koruduğu kanattan Quint (sanırım buydu adı oyuncunun) ile gelirde gelir. Berlin Panter aman tehlike, dikkat Perez, böyle defans olmaz diye debelenmekten sıkılır en sonunda bu soldaki ken midir kant mıdır nedir çok tehlikeli değil mi Güntekin diyerek hemen herkesi yere serer.
İlker Yasin denince bizim takımlardan herhangibiri yabancı ekiple oynarken gol yerse klasik olarak kullandığı "aman çocuklar aman yapmayın" söz öbeğide meşhurdur. Birde kendisi vakti zamanında Henry'i sekiz sene Ajax'ta oynatmıştı.
Sabri Urgan her yabancının ismindeki s harfini inatla şye çevirme azminide takdir etmek lazım. Bir maçta baştan sona Holosko'ya Holoşko demişliğini hatırlarım.
2002'de Ömer Üründül'ün Senegal maçındaki patlamasıda unutulmazlardandır ha keza.
Birde Murat Kosova'nın San Antonio Spurs maçı anlatırken muhakkak maçın sonlarında " evet sayın seyirciler Spurs organizasyonu çok küçük bir bölgede olsada son 10 yıl içinde amerikada spor dalları genelinde en başarılı organizasyon" söyelemini yapmadan duramaz.
Tabi birde kendisinin dünya şampiyonasında hakem Eddie Rush'a takıp onca yıldır hala bu takınıtıyı üzerinden atamasıdır ilginçtir.
Son olarak Japonya'da Brezilya Basketbol Milli Takımı ile kıran kıran geçen maçın sonunda yetmedi Varejao vıjttt bıjttt (ses yükselince patlama yapıyordu) diye çığırması ilginçtir.
Ayrıca İlker YAsin'in son CL finalinde Ronaldo'ya sürekli 'Röneldö' demesi de bombadır.
Bu arada telefuz demişken Cüney Tanman'ın 2-2lik Juventus deplasmanında İnzaghi'nin(ki yediğimiz en güzel golerdendir) adını 'İngazi olarak telafuz edişi var birde Hikmet Karaman varki sormayın. H.Berlin maçı bitmiş TRT mikrofonu uzattı ilk kelimesi beni yardı 'Veronin' (Voronin'den bahsedecek zattali)
Esas bomba ise Leven Özçeliktir. GS Uefa finali anlatıyor. Bir ara Arsenalin sahada 15-20 kişi olduğunu düşünmeye başladım. Sonradan çözdümki Keown'a yapılan yanlış telafuzların beni böyle bir düşünceye sevkettiğini anladım. Yapılan telafuzların bir kaçı. 'Kiown' 'Ki' 'Keo' 'Keen' Yok Robiie Keane levent abi. Maçın kasedini bulup seyredin mbence
İlk Turgay Şeren vakası ise bence daha eski bir tarihteydi. Nantes-GS maçında artık kontra atak yapmaktan anası ağlamış GSnin gol için bastırıyoruz. Maç başladı Perez aşağı Perez yukarı(hani Luce'nin Marsilya'dan getirdiği sağbek) 'Nerde bu Perez' diye yaklaşık olarak abartmıyorum 5235624562 defa kullanarak maç esnasında spikerden daha fazla cümle kuran adam olarak başka bir dalda rekora imza attı o gece
Bir tane de benden olsun muhtemelen pek bilinmiyordur bu :)
2 sezon önce Adana Demirspor ve Adanaspor'un maçlarını dönüşümlü olarak Adana'nın yerel bir radyo kanalı veriyor, oradan dinliyoruz biz de. Dönüşümlü maç dinlemek zaten bir işkence, bir de ciddi rakip olan bu iki takım söz konusu olunca iyice çileden çıkıyor insan. "Hep Adanaspor'un maçını veriyor bu kanal! Hadi bağlansın artık bizimkine" gibi...
Neyse, bizim içeride oynadığımız Erzurumspor maçında tam böyle delirmişken Erzurum'un internet üzerinden de yayın yapan bir radyosunun maçı dönüşümsüz, direk verdiği keşfedildi bir biçimde. Açtık hepimiz "Radyo Gökmavi"yi, spiker Erzurumsporlu da olsa en azından kesintisiz dinleyeceğiz maçımızı...
Teknik koşullar son derece kısıtlı bir kere; spiker emmi yayına cep telefonuyla bağlanmış durumda. Devre arasında şarjı bitti, "dur ben batarya değiştiriyorum arıcam" diyip kapattı :) Basın tribününde oturma falan hak getire, adamı almışlar deplasman kale arkasına, oradan görebildiğini anlatıyor :) Kendi oyuncuları tamam ancak bizim oyuncuların hiçbirinin ismini bilmiyor :) Neyse o arada biz bir gol atıyoruz, bu emmi "evet yedik" diyor, merkez stüdyo "evet Demirspor'un golünü kim attı" diyor ve emmi yanıtlıyor:
"Şu an ismini ağzıma bile almak istemiyorum!"
:)) eh "bilmiyorum" demekten daha yaratıcı en azından :))
http://www.hayatimfenerbahce.com/2009/01/01/gecmis-zaman-olur-ki-2/
http://www.hayatimfenerbahce.com/2009/01/01/gecmis-zaman-olur-ki-3/
onore
bir spiker olarak benim de birileri hakkında birşeyler yazmam etik olur mu bilmem ama madem "spiker laflarından" oluşturulmuş böyle harikulade bir post var ben de bir tane anlatayım.
Yıl 2002. NTV'de cumartesi ve pazar geceleri videolig diye bir program yapıyoruz. süper lig maçlarının özetlerini veriyoruz ardı ardıda, yorumsuz olarak. cumartesi geceleri ben sunuyorum, pazar geceleri de okay karacan. programın sponsoru da pepsi. programı "pepsi'nin sunduğu videolig'e hoşgeldiniz" diye açıp, "pepsi'nin sunduğu videoligle karşınızda olduk" şeklinde kapatma durumumuz var. bir pazar gecesi dumura uğradığım andır. şu anki müdürüm sevgili okay ağabeyin kafası biraz karışıktı ya da o sırada karıştı bilemiyorum ama programı şöyle açmıştı; "Videolig'in sunduğu Pepsi'ye hoşgeldiniz" Hehehee sonrasında da "hadi hep birlikte şimdi Pepsi'lerimizi açıyoruz ve içiyoruz" deseydi tam olurdu heralde... (kovulmam inşallah)
Yine yıl 2001 şu anda Ligtv.com.tr'nin başındaki adamlardan sevgili Erdem Erol ağabeyim TV8'de iki konuğuyla futbol programı sunuyor. Konuklardan biri Abdullah Çevrim. Ve Erdem ağabey programı kapatırken Çevrim'e teşekkür etmeye çalışır ama başaramaz; "Sayın Çevrim, çok teşekkür ederiz bizi kırdınız gelmediniz programımıza." Muhahahahaha bu cümlenin ne Çevrim ne de Erdem ağabey farkına varmıştı allahtan. Yoksa onlar da benim gibi yarılırlardı heralde.
Konuyla alakalı değil ama Bülent Karpat'ın Beleştepe'de canlı yayındayken cüzdanı çaldırması olayı vardır ki,yıllar geçse bile unutmam o "cüzdan, cüzdan gitti" çığlıklarını
roma-g.s maçı g.s 2-0 mağlup ve spikerin yanında hıncal uluçun g.s lı futbolculara demediği laf kalmadı,tam o sırada h.şükür durumu 2-1 e getirince işte bu altın çocuklarım benim ifadesi literatüre geçmişitr..altın çocuklar ne lan dizi mi bu..
Kralı budur (Hayri Hiçler strikes):
http://www.youtube.com/watch?v=17UC958IwTE
1996-97 sezonunda Vicente Calderon'da oynanan Ajax-Atletico Madrid Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında oyuna sonradan giren ve daha sonra galibiyet golünü atacak olan Dani için "Genç oyuncu ilk defa ajax'la maça çıkıyor" demişti. Golden sonra anladık Dani'nin o sezon ŞL'de 6 maçta 4 gol attığını. Aynı zamanda böyle de bir abimizdir Bülent Karpat.
Barcelona-Arsenal Şampiyonlar ligi final maçında da Ertem Şener'in "Belletti golü atacağını çok belli etti." demesi bence gayet yaratıcıdır, zira o espriyi ben de kendi arkadaşlarım arasında yapıyordum çok sevinmiştim haha.
Abi, tebrikler; bu blogda okuduğum en eğlenceli yazıydı gerçekten de. Yorumlar da yarı şahane. Ben de 1-2ekleme yapmak istiyorum.
Murat Murathanoğlu, Conrad Mcrae'yi ısrarla "Kanrıel Makrey" olarak telafuz ediyordu. Kulağıma çok hoş gelirdi bu telafuz.
Ayrıca Bülent Karpat'ın, "Tugay o topa taksi tutsa yetişemez." bombası vardır bir de. Gerçi postta geçen "Delikanlı, sen ne diyorsun bu konuda?" kadar komik olamaz ama...:))
Evet sayın okuyucular, yorumumuzu Ertem Şener'den üstün Alman teknolojisi Ballack ile bitirelim.
haha baştan sona çok iyi yazı ama, benim gönlümde murat ünlü'nün yeri ayrı :D sadece altay, sadece karşıyaka, sadece göztepe :D
bırde murat kosovanın 'ıste premıer lıg bu' haykırışı wardır kı hala takdır ederım kendısını....
bülent karpat'ın gs-grasshoppers maçını anlatırken gürkan sermeter'e bütün maç "görkın şörmıtır" deyip anladıktan sonra sayın seyirciler bu bizim gürkan'mış deyişi vardır.
marc overmars'a "markaaa overmarsaa" demesi de ayrıdır tabi.
puhaha Elpaay nedir abi :D:D videosu var mı bunun
Emre Tilev'in yine bi fb maçında devre arasında yanındaki elemana 'baba golü gördün mü baba'diye bağırmasıda efsanedir.Galiba Chelsea'yle yapılan çeyrek final maçıydı.
@falagar
inter maçıydı :)) bir de arkasından "kulağımda müthiş bir efekt var arkadaşlar" gibi şeyler söylemişti.. maçın başında da muzdaripti bu dertten :) ama "off the record" olduğu için saymayalım bunu, çünkü tilev'in off the record olmayan daha yüzlerce olayı var :)
HBB bir ara basketbol maçlarını veriyordu. Oradaki vatandaşın bir Efes Pilsen maçında Naumoski'ye "Naymoski" demesini ve başka bir maçta da iyice aklı karışarak "Naumoski turnikeyi atıyor, bir de smaç basıyor" şeklindeki anlatımını unutamam.
TGRT'de basketbol maçlarını sunan spikerin de anlık bağırmaları olurdu. Mesela "Riçırd Skaaaaaaaaaaat" diye coşardı smaçlarda.
Kanal 6'nın Sabri Ugan, Mehmet Baturalp, Zeynepgül Ene üçlüsüne ise ayrıca değinmek lazım. Sabri Ugan bir keresinde Batur abi'ye bir karikatür göstermişti de hep beraber gülmüşlerdi. Biz de ekran başında görüyormuşuz gibi "ehe ehe" yapmıştık. Zeynepgül Ene'nin de "Tabii Henry Turner çok iyi bir oyuncu" gibi çok orjinal yorumları vardı.
Avni Küpeli'nin "Bir atış, bu da başarılı" klasiği ise unutulmaz. Avni Küpeli'nin kendisi unutulmaz. Kabus gibi lan!
Tansu Polatkan diyince akan sular durur!
Genellikle spikerlerin zirve yaptığı; İlker Yasin'inin "Ve gol! Ve gol! Ve gol!" diye süren, "Hem penaltı hem gol" gibi ya da TRT spikerinin "Semih! Semih! Semih!" diye bir dakika boyunca bağırdığı gol anlarında maalesef Emre Tilev, gol sevincimizi kursağımızda bırakan, golü atan oyuncunun son hecesinde ortaya çıkarttığı gol nidası sanırım dibe vurduğu anlardır. Biri bu adamı durdursun... lütfen!
8-9 sene önce radyoda bir maç dinliyordum. tipik türkçe pop çalan radyolardan biriydi, oturduğum yer merkezi olmadığı için en net olanla yetinmek zorundaydım. cümle aynen şöyleydi; " X topu aldı, yerden çok sert vurduuuu ve top alt direkten geri dönüyor sayın dinleyenler".
yine o tarz bir radyodan fenerbahçe maçını dinliyordum. rüştü ve rapaic vardı fener'de, üçüncü isim ya revivo ya da ümit özat, tam hatırlamıyorum. frikik kullanılacak, spiker şöyle anlattı pozisyonu; "rapaic topun arkasında, vuruuuşşş rüştü dönen toppp ümiiit ve goool"
Murat Ünlü'nün bir de "Yüzde doksandokuzluk gol pozisyonu" ünlüdür :)
Yorum Gönder