Geçen yıl Şampiyonlar Ligi boyunca yapmıştık bu değerlendirmeleri.
Dört adet eklemiştik bloga, yeni sezonla birlikte devam ediyoruz. Tabi maddelere geçmeden önce Manchester United-Beşiktaş maçı için de bir şeyler söylemek gerekiyor. Öncelikle kuralar çekildiğinden beri, zaman zaman duyulan "
Manchester United eski gücünde değil" şeklindeki acaip yorumlara güldüğümü belirteyim. United bu yahu, 25 senedir aynı gücünde işte. Ne Cantona futbolu bıraktığında, ne Schmeichel Lizbon'a gittiğinde ne de Beckham ayrıldığında sarsılmadılar. Ronaldo ayrıldığında da sarsılmayacaklardır. İstanbul'a çok formda bir Rooney ve yeniden yerine oturmuş bir Rio Ferdinand ile geliyorlar. Özellikle Rooney Tottenham maçında inanılmaz oynadı ve Spurs'u tek başına yıktı neredeyse. Beşiktaş savunmasının ona çok dikkat etmesi gerekiyor ki bunu Mustafa Denizli de hesaba katıyordur zaten. Ben Foster da son maçta Van der Sar'ın, sakatlığıyla çok büyük bir eksiklik yaşamadığının mesajını verdi. Bu maçın kilidi United'ın orta sahasındaki, o beğenilmeyen bir kaç adamın Ernst ile mücadelesindeki sonuçtan gelir tahminim. Beşiktaş bu akşam kazanırsa çok büyük bir işi başarmış olur, ancak itiraf edelim, tablo pek umut verici değil. Beşiktaş'ın, benim şahit olduğum, Avrupa'daki en iyi maçı
Nevio Scala dönemindeki Barcelona maçıdır (3-0). Beşiktaş'ın bu akşam kazanması için o maçtan daha iyi oynaması gerekiyor, olayın ciddiyetini kavramışsınızdır sanırım.
-Liverpool bir Şampiyonlar Ligi rekorunu egale etmeye çok yakın. Benitez'in takımı Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı son 20 maçın tümünde gol atmayı başardı. Bu alanda rekor Bayern Munich'e ait. Bayern 1998-2000 yılları arasında aralıkszı 22 maçta gol atma başarısını göstermişti. Önlerinde Anfield'da oynayacakları Debrecen maçı var, bir sürpriz olmazsa bu rakamı 21'e yükseltecekler.
-Beşiktaş karşısına çıkacak Manchester United da bir başka rekordan 2 maç uzakta. Manu 12 maçtır deplasmanda kaybetmiyor. Rekoru elinde bulunduran takım 14 maçla Ajax. Beşiktaş'ın kazanması halinde büyük bir işi başaracağını söyleme sebeplerimizden birisi de bu.
- Chelsea Stamford Bridge'de Porto'yu konuk ediyor bu akşam. Onlar da kendi evlerinde 18 maçtır yenilmiyorlar. Chelsea'ye Londra'da son mağlubiyeti tattıran takım Barcelona. 22 Şubat 2006'da Stamford Bridge'den 2-1'lik galibiyetle çıkmışlardı.
-Real Madrid de bu akşam FC Zurich deplasmanı için İsviçre'ye gidiyor. Kadrosunda devler ligi tarihinin en golcü iki ismini bulundurarak. 123 maçta 64 gol atan Raúl ve 72 maçta 56 gol atan Ruud van Nistelrooy.
-AC Milan da Olympique Marseille deplasmanında olacak bu akşam. Bu aynı zamanda Şampiyonlar Ligi'nin ilk finalinin bir rövanşı anlamına geliyor. 1992-93 sezonunda, Münih Olimpiyat Stadı'nda oynanan ilk devler ligi finalini, O.Marseille Basile Boli'nin golüyle 1-0 kazanmıştı. Milan Fransa'ya son 10 deplasman maçının sadece üçünü kazanmış olarak gidiyor. Kalan maçlarda üç mağlubiyet ve dört beraberlikleri var.
-Witsel olayıyla dünya basınını bir süre meşgul eden Standard Liege, Arsenal'i kendi evinde konuk ediyor yarın. Avrupa kupalarındaki 50. iç saha galibiyetini almak için sahaya çıkacak Belçikalılar. Geride kalan 76 iç saha maçında, 49 galibiyet, 16 beraberlik ve 11 mağlubiyet var.
-VfB Stuttgart yarın akşam Glasgow Rangers'ı konuk ederken tarihte ngelen bir güveni de arkasına alacak. İskoç takımları bugüne kadar Alman topraklarında hiçbir Şampiyonlar Ligi maçı kazanamadılar. Geride kalan 5 maçta 1 beraberlik ve 4 mağlubiyetleri var.
-Barcelona, yarın Milano'ya gidiyor. Ibrahimovic ve Eto'o, sadece 3 ay önce forma giydikleri takımlara karşı oynayacaklar. Katalan temsilcisi İtalya'da pek iyi bir tablo çizmedi yakın geçmişte. Son 8 İtalya deplasmanının sadece 2 tanesinde galip gelebildiler. 4 beraberlik ve 2 de mağlubiyet var.
1 yorum:
Milan'la Marsilya arasindaki 93 Sampiyonlar Ligi finalinden bir kaç gün önce Mustafa Denizli'yle yapılan bir röportajı hatırlıyorum, maçla ilgili Denizli aynen şunları söylüyordu, "Marsilya 1-0 kazanır, golü defanstan biri atar"
Malum, maçtan hemen sonra Marsilya'nın ligde yaptığı şike krizi patlak vermişti ve ikinci lige düşürülmüşlerdi. Nedense o gün bugündür hep Denizli'nin de bu işin içinde olduğunu düşünmüşümdür :)
Yorum Gönder