14 Ekim 2009 Çarşamba

CENTENARIO'NUN EFSANELERİ
















Soldan sağa ayaktakiler: Andrade, Gestido, Nasazzi, Ballestreros, Mascheroni, Lorenzo Fernandez. Oturanlar: Dorado, Scarone, Anselmo, Pedro Cea

Yazıya başlamadan önce 1930 Dünya Kupası'nın finaline gönderme yapalım. Tarih 30 Temmuz 1930. Yer Estadio Centenario, Montevideo. Uruguay Arjantin'i 4-2 mağlup ediyor ve ilk dünya kupasını kazanıyor. O kupadaki onbirlerin resimleriyle başlayalım, bize o maçı hatırlatacak güne. Aşağıda da Arjantin kadrosu var. Sol baştan başlayarak ayaktakiler: Juan Evaristo, Paternoster, Monti, Botasso, Della Torre, Suarez and Peucelle. Oturanlar: Varallo, Stábile, Ferreira y Mario Evaristo.



















Her Avrupa kupası rövanş maçları öncesi gazetelerde "Cimbom turu nasıl geçer?", "Kartal nasıl tur atlar?" türü haberler var biliyorsunuz. Aynen DVD, Blueray, USB teknolojisi yıllardır dünyadayken, hala "video kasetlerden rakibi izledi" haberlerine duyulan sadakat gibi, internet olanakları ayyuka çıkmışken "turu nasıl geçeriz?" haberleri yapılıyor. Gerçi 15 yıl sonra hala Şampiyonlar Ligi maçı olduğu zaman "bu akşam maç kaçta?" diyen ve 2145 kere sille yemeyi hakeden adamlar için gerekli, çok da önyargılı olmamak lazım. 24 saat sonra birçok takımın, futbolcunun, teknik adamın önlerindeki 8 aydaki hayatlarını doğrudan etkileyecek maçlar öncesi benzer bir tablo çizelim dedik. Bu akşam oynanacak (genelde son maçlar) öncesi elemelerin durumu. Tabii, bazı gruplarda şekil aşağı yukarı belli olduğu için kısaca geçeceğiz. Zira onun yerine anlatılacak çok şeyin olduğu gruplar da var.

Avrupa 1. Grup ile başlayalım. Danimarka cumartesi günü İsveç'i 1-0 mağlup edip, grup birincisi olarak Güney Afrika vizesini aldı. Bu maçın aynı zamanda milli takım kariyerini sonlandırmak için elemelerin sonunu bekleyen Henrik Larsson'un da iki gün önce milli formasını emekliye ayırma kararını alması açısından önemi var. İkincilik koltuğuna eğer Malta dünya futbol tarihinin en büyük mucizelerinden birine imza atmazsa Portekiz oturacak. Kazanmaları halinde play-off oynayacaklar. Bu grupta Macaristan'ın yaptığı intihardır tek kelime ile. Eylül ayında üç gün arayla, kendi evlerinde önce İsveç'e, ardından da Portekiz'e yenilmek yerine, sadece berabere kalabilseler bugün ikincilik koltuğunda onlar olacaktı. 2. grupta İsviçre'nin play-off koltuğu garanti. Doğrudan finallere gitmek için kendi evlerinde İsrail'le berabere kalmaları yetecek. Bu Yunanistan'ın da işine yarayacak tabii, zira ikincilik koltuğunda, İsviçre'nin 3 puan gerisinde İsrail'in 2 puan önündeler. Ama Lüksemburg'u geçecekler onlar da büyük bir ihtimalle ve play-off'a kalacaklar. 3. grupta Slovakya, cumartesi akşamı, tarihinde ilk kez bir uluslararası turnuvaya gitmeye çok yaklaşmıştı. Kendi evlerinde Slovenya'ya 2-0 yenilip ateşe atladılar. Liderlik koltuğundalar hala ama Slovenya 2 puan arkalarına yerleşti. Polonya deplasmanına gidiyorlar, Slovenya ise San Marino deplasmanına. İki takım da ilk iki sıranın dışına çıkmayacak gibi. Çekler üçüncü sırada, Slovakya'nın galibiyetini bekliyorlardı 3 gün önce. Slovakların kendi durumları da kritik olmasa, eskinin hesabıyla Slovenlere maçı verdiler diyeceğim fantazi yapıp ama mümkün değil.

4.grupta her şey açık. Almanya cumartesi günü Moskova'dan galip dönünce finallere gitti. Rusya play-off rakibini bekliyor. 5. grup da keza öyle. İspanya finallerde, Bosna-Hersek play-offta, ayrıntısını biliyorsunuz. 6. grup Bilic Başkaaaan'ın grubu. Haftalardır yazıyorduk olacakları. İngilizlerin kendilerini ne kadar kastıklarını bilmiyorum, maçı izleyemedim ama, Bilic maçı tek başına izlediği odada sekiz olmuştur koltukta. Ukrayna finallere gitmeyi garantileyen İngilizleri mağlup edip ikincilik koltuğuna oturdu ve Andorra deplasmanına gidiyor. Daha yazmama gerek yok sanırım. Hırvat teknik adamın Premier Lig veya Bundesliga'ya gidişi yakın olabilir. 7. grupta da hadise belli. Sırplar grup lideri olarak finaller vizesini almışlardı, Fransızlar da play-off'u bekler duruma geçtiler cumartesi günü Faroe Adaları'nı 5-0 mağlup ederek. 8. grup ha keza. İtalya Güney Afrika rezervasyonlaırnı yaptırdı, Trapattoni'nin İrlandası ikincilik koltuğunda play-off kurasında. 9. grupta zaten maçlar bitmiş, Hollanda oynadığı tüm maçları kazanarak bir ülke rekoru kırmış, elemelerin İspanya ile birlikte puan kaybetmeyen tek takımı olmuştu. Norveç grup ikincisi oldu ama en iyi ikinciler sıralamasında şu anda son sıradalar. Önlerindeki takımların daha maçları olduğu ve hepsinden puan farkıyla geride oldukları için onlar da defteri kapadılar.

Genel yorumum Avrupa elemelerinde, hiçbir grupta sıralamada değişmeler olmayacağı (zaten bazılarında imkansız), değişime en yakın grup 3. grup ama orada da ilk iki içinde bir sıralama değişimi olabilir. Onun dışında an itibarı ile üçüncülerin umutları kalmadı gibi.

Asya'yı kısaca geçelim. Orada Kuzey Kore, Güney Kore, Japonya ve Avustralya'nın biletleir hazırdı biliyorsunuz. Asya play-off müsabakasından efsane bir maçla çıkan Bahreyn ile, Okyanusya elemelerinden gelen Yeni Zelanda'nın ilk maçı Bahreyn'de 0-0 bitti. 14 Kasım'da Yeni Zelanda'daki rövanş, sporla olan ilişkileri %90 oranında rugby olan bir milleti, Orta Dünya'nın insanlarını dünya kupasına götürebilir.

Afrika'da son grup maçlarının tümü 14 Kasımda. Ancak Fildişi ve Gana şimdiden finallere gittiler. A, B ve C grubundaki mücadeleler önemli olacak. Adebayor'suz bir dünya kupası göreceğiz orası kesin.

CONCACAF'a gelelim. ABD ve Meksika cumartesi günü Güney Afrika'da yer ayırttılar. Honduras kendi evinde ABD'ye 3-2 mağlup olarak üçüncülük koltuğunu Kosta Rika'ya kaptırdı. El Salvador deplasmanına çıkacaklar. Galip gelseler dahi kulakları Washington'da olacak. Kosta Rika'nın berabere kalması bile yetecek bu durumda. Finallere gitmeyi garantilemiş ABD o maçta nasıl oynayacak merak konusu tabii. Grup üçüncüsü finallere doğrudan giderken, dördüncüsü, CONMEBOL (Güney Amerika) elemelerinin beşincisi ile play-off oynayacak.

Güney Amerika'nın durumunu bilmeyen yok zaten. Yarın akşamın en önemli maçı Montevideo'da Estadio Centenario'da. Urugua Arjantin'i konuk ediyor. Biraz çene çalma zamanı. Ekvator maçının sonucuna göre konuşalım. Arjantin 25 puan ve +2 averajla dördüncü. Uruguay 24 puan ve +9 averajla beşinci, Ekvator 23 puan ve -3 averajla altıncı. Ekvator Şili deplasmanında 5 veya daha farklı kazanırsa dördüncülük ihtimali var ama bunun da yolu Uruguay-Arjantin maçının berabere bitmesi. Şili deplasmanında kaybederlerse finallere gitme şansları yok. Berabere kalmaları halinde ise dördüncülük şansları yok, beşincilik için de Arjantin'in Uruguay'ı 12 farklı mağlup etmesi gerekiyor. İmkansız kısacası. Bir şey elde etmek için kazanmak zorundalar. Kazanırlarsa mutlaka ya dördüncü ya beşinci olacaklar. Hangi sıra olduğu atacakları farka bağlı.

Gelelim dananın kuyruğunun kopacağı maça. Arjantin maçı kazanırsa elini kolunu sallaya sallaya gidecek kupaya. Uruguay da "bari play-off oynayayım" diyerek Ekvator'un Şili deplasmanında kazanmamasını dileyecek. Venezuela da 3 puan gerisinde Uruguay'ın ama iki takım arasında 9 gollük bir averaj farkı var. Uruguay kazanırsa. Finallere gidecekler. Arjantin beşinciliğe inecek. Ama asıl Arjantin sevdalılarının düşünmek bile istemediği şey. Uruguay'ın Arjantin'i, Ekvator'un da Şili'yi mağlup etmesi. Arjantin altıncılıkta kalacak o zaman. Eğer Ekvator Şili'yi mağlup ederse, Montevideo'daki maçın sonu nasıl gelir bilinmez.

Sırasıyla Polonya-Slovakya, El Salvador-Honduras, ABD-Kosta Rika, Şili-Ekvator ve tabii ki Uruguay-Arjantin gecenin maçları gibi görünüyor.

Hiç yorum yok: