Mesut Özil hadisesini çok konuştuk biliyorsunuz, sonra biraz da Sinan Bolat hadisesini konuştuk. Arada benzer olaylar olduğunda gündeme getiriyoruz. Şimdi bu milli takım seçimi hadisesinde birkaç kez görüşümüzü belirttik burada bir daha belirtelim. Bana göre bir futbolcunun, hangi milli takımda oynayacağı onun, doğduğu yere, babasının ve annesinin nereli olduğuna, milli takım çağı geldiğinde hangi ülkede yaşadığına değil, esas olarak tek bir şeye bağlı olmalı. Onun futbolculuk eğitimini aldığı, onu altyapıdan başlayarak büyüten, adam eden ve ekseriyetle de profesyonelliğe adım attığı ülkenin hangisi olduğu. Zaten genelde bu ya annenin ya da babanın memleketi oluyor, ya da anne babanın, çocukları çok küçükken yerleştikleri ülke. Türk vatandaşları ile Hollanda ve Almanya ilişkisi sonuncunun örneği. Zaten bu Türk vatandaşları genelde bu iki ülkenin de vatandaşı sayılıyorlar istisnalar hariç. Kısacası ben Aurelio'nun olduğu kadar Jem Paul Karacan'ın da, Nuri Şahin'in de, Hamit Altıntop'un da Türk milli takımından çok İngiliz ve Alman milli takımlarına uygun olduklarını düşünüyorum ama tabii bu her yazıda belirttiğim gibi seçimlerine saygı duymadığım anlamına gelmiyor. Yalnız şimdi anlatacağım olayda biraz ilginç bir durum var. Zira bu milli takım seçiminde, ne kan bağı, ne eğitim alınan ülke ne de başka bir şey futbolcuyla ilgili değil.
İngiltere Premier Lig kulüplerinden Burnley'li futbolcu Tyrone Mears 4 Şubat 2009'da, o zamanki Jamaika milli takım hocası John Barnes'dan gelen teklifi kabul edip, uzun süredir kayıp olan babasının Jamaika'lı olmasından hareketle de 11 Şubat'taki Nijerya maçıyla milli olmuş. Gel gör ki maçtan sonra, Mears'ın aile ağacını ayrıntılı araştıran bir görevli babasının Jamaika'lı değil, Sierra leone'li olduğunu ortaya çıkarmış (bir adam, hadi bilemedin annesi babasının ya da kocasının hangi ülkeden olduğunu bilmez mi, orası başka bir tartısma konusu). Mears'ın annesi İngiliz, babası Sierra Leone'li. Futbolculuk hayatında Jamaika'nın zerre katkısı yok. İngiltere'de yetişmiş bir adam. Gel gör ki Jamaika milli takımında oynuyor. Bir de maç sonrası "Barnes beni aradığında çok heyecanlandım, sonunda babamı gurulandıracaktım" falan demiş garibim. Jamaika federasyonuna kendisinin ve babasının ismini vermiş. Onlar da "ooo havadan Premier Lig futbolcusu geldi" diye atlamışlar hemen. Şimdi çocuk ortada kaldı. Jamaika'da oynamak istemiyormuş.
Yalnız güzel iş. Ben de böyle bir ülke seçip başvurayım diyorum. Hafif İrlanda çekiyor beni, Rusya'ya da uzak değilim, Yeni Zelanda'da da gönlüm var. Kuzey Kore plase...
İngiltere'den Türkiye'ye arabayla yolculuk
-
“Hayatımda yediğim en iyi dondurmaydı” dedi Ozan. Ömrünün henüz 5 yıl 6
ayının geride kaldığını düşününce çok iddialı bir açıklama gibi
gelmeyebilir. Ama...
4 yıl önce
4 yorum:
jamaika milli takımında bu çocuğun yerine oynamak istiyorum... saçlarımı uzatıyorum, rasta seviyesine gelince haberleşelim...
"Onlar da "ooo havadan Premier Lig futbolcusu geldi" diye atlamışlar hemen."
bu nedir yaa :))
Ah o anası yok mu :)
Gel gör ki maçtan sonra, Mears'ın aile ağacını ayrıntılı araştıran bir görevli
biraz geç oluyo ama, rastgeldim yerlere yattım. görevlinin işi gücü yok muymuş yahu ahah
Yorum Gönder