16 Kasım 2009 Pazartesi
BİRİ BANA ANLATSIN vol.3
Emmanuel Adebayor'un 90 metre depar atarak Arsenal taraftarının önüne gelişi ile sahaya yağan maddeler sebebiyle hem Adebayor hem de Arsenal kulübü FA'den önemli cezalar almıştı hatırlarsanız. Tahrik isimli yazıyı yazmıştık o günlerde. Yazının sonunda da sormuştuk, "şu tahrik nedir?" diye.
"Bir kadının tahriki güzelim maçı çığırından çıkardı"
Adnan Polat
Şu yukarıdaki demeçteki "taraftar" yerine "kadın" lafının kullanılması apayrı bir tartışma konusu ya (örneğin söz konusu hareketi bir erkek yapsa Polat "bir erkeğin hareketi" diyecek miydi çok merak ediyorum). Dün Galatasaray-Fenerbahçe arasında oynanan TBL derbisinde olanları biliyorsunuz. Öncelikle belirteyim, bu Galatasaray'ı ya da Fenerbahçe'yi haklı çıkarma ve sidik yarışı yaptırma yazısı değil, işi ona çevirmeyelim, o yönde gelen yorumları da reddet tuşuna bağlayacağım. Ben spor müsabakalarını sabote etme eylemini sempatik göstermek, anlaşılabilir kılmak, "e ama onlar da haklı" ya da "e hırsızın hiç mi suçu yok?" dedirtmek için temcit pilavı gibi önümüze sunulan bu tahrik lafını konuşmak istiyorum. Meşru müdafaa gibi kullanılmaya başlandı bu iş çünkü. Hukukta meşru müdafaa kavramının dahi bazı şartları vardır. Saldırının bir hakka yönelik olması, savunmanın kaçınılmaz olması ve en önemlisi de saldırı ile savunma arasında bir oran bulunması gereklidir. Yani sizi elinde tava ile kovalayan karınızı çekip kalaşnikofla tararsanız çıkıp "meşru müdafaa hakim bey" diyemezsiniz. Türkiye'de, spor müsabakalarında "tahrik" denen kavram, sanki meşru bir müdafaa yapılmış gibi kullanılmaya başlandı.
Neyse uzatmayalım. Adebayor'un 90 metre depardan sonra eski takımının önüne gelmesi bir tahrik olarak kabul ediliyor ya da FA öyle kabul etti. Peki bir futbolcunun golden sonra rakip taraftara sus işareti yapması? Bir Galatasaraylı'nın Bağdat Caddesi'nde Galatasaray forması ile dolaşması? Tümer Metin'in frikik veya korner atmak için Ali Sami Yen Stadyumu köşe gönderine gitmesi (meşhur pet şişe hadisesi)? Bir Beşiktaşlı'nın şampiyonluk sonrası Mecidiyeköy'den bayraklarla geçmesi? Bir basketbol maçında bir bayanın bir hareketi ile normal yaşamında kadınları hiç ciddiye almayan, "bu kadınlara akıl sır ermez" felsefesini benimsemiş bir toplumun binlerce erkek üyesinin ironik şekilde zıvanadan çıkıp, bazı aklı evvellerin sahaya dökülmesi?
Nedir bu tahrik, bunun bir sınırı var mıdır, yoksa yarın bir gün bir kişi, "karşı tribünden birisi bana yan baktı, tahrik oldum" diyerek sahaya atlasa ve hakemi bıçaklasa bunu da "tahrik var" diye savunur muyuz?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
39 yorum:
Çoğu kez sporcular taraftarlara karsı saygısızca davranıp, kavga çıkarıp tribünlerdeki insanların sinirleri ile boş yere oynar ve verdikleri paranın karşılığını göstermezlerdi. Ancak dün bunun tam tersini gördük. Olaylar başladıktan sonra izlemeyi bıraktım maçı. Tek kelime ile rezalet. Tahrik işin bahanesi.
TDK'ya göre: 1. Cinsel isteği, duyguları uyandırma, artırma. 2. Bir kimseyi, kötü bir iş yapması için harekete geçirme, kışkırtma. 3. esk. Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma:-)
Maçtaki hanımefendinin yaptığı hareket 1.maddeye giriyor sanırım:-)
40 dk boyunca hiç bir olayın olmadığı , küfürlü tezahüratın bile çok az duyulduğu bir ortamda bu sarışın fettan ablamızın orta parmağı olmasaydı çok da keyifli bir maç izliyorduk.
yani bu çok keyifli maçı sarışın fettan bir ablanın bir orta parmağı mahvetti, bir kalkan parmak bütün bu olayların olmasındaki tek sebeptir diyorsunuz
doğru mu anlıyorum...yani bunca olayın meydana gelmesinden bir tek o parmak sorumludur...
Sarışın fettan abla ortada hiç sebep yokken bu hareketi yaptı.
Tribündeki aslanlar bu olaya kadar o kadar naifti ki...
Eger bir kural varsa ve bu cignenmisse ceza gerektirir. Bana gore tribunun cignedigi bir kural varsa bu da cezalandirilmalidir.
Ve evet, tahrik hafifletici sebep kabul edilebilir. Arsenal kulubune kesilen cezada Adebayor goz onunde bulundurulduysa, bu bayanin hareketi de goz onunde bulundurulabilir.
Tahrik nedir? Gri bir alan; ama bence cogu kisi 80 metrelik depar ve taraftarin onunde kaymayla, taraftara yapilan sus isaretini ayirt edebilir. Ya da taraftara orta parmagini gostermekle, korner kullanmaya (isini yapmaya) gitmeyi...
adnan polat bir kadının demiş aziz yıldırım olsa tespit ettik kadın galatasaraylı çıktı derdi
bu meseleyi tahrik kavramı üzerinden izah etmenin ne mantığı ne de mümkünatı var konuyu meşruiyet ekseninden alıp özgürlük eksenine yerleştirelim ki bir anlamı olsun zira eylemin meşruiyet kaynağı tahrik değil çoğul olanın tekil olan üzerinde kurduğu tahakküm. tahriğin de bir meşruiyet aracı olarak tahriğin de kökeni orada söylemlerden de anlaşıldığı gibi
kadın fenerbahçeli, en azından bu konudaki tartışmaların önüne kesin bir şekilde geçebilirim:)
"40 dk boyunca hiç bir olayın olmadığı , küfürlü tezahüratın bile çok az duyulduğu bir ortamda bu sarışın fettan ablamızın orta parmağı olmasaydı çok da keyifli bir maç izliyorduk."
işte kadınların yıllar süren güç kazanma mücadelesinin meyvesi, tüm tribünleri ayağa kaldıran SARIŞIN fettan abla!
Bu parmak olayına neden bu kadar taktın Fırat?
Dün maçtaydık, gerçekten son zamanlardaki en sakin maçtı, ta ki o hadiseye kadar. O parmağı görsem ben de tahrik olurdum. Eylemin şiddeti ne olurdu orasını bilemem tabi.
Meşhur sulu maçta yanımda gayet iyi eğitimli, yurtdışında yaşamış ve çalışmış senin de tanıdığın bir arkadaşımız ciddi anlamda "sahaya girelim arkadaşlar" diye yanındakilere söyleniyordu.
Akıllı uslu insanları bile çileden çıkartan bu ortamı oluşturanlara söylenmek lazım biraz da, taraftar bu işin son noktası, belki de en az suçlu olanı..
her iki cinsin de birbirine üstün olduğu taraflar vardır ama nihayetinde birbirlerine bağımlı ve eşittirler. nasıl efemine erkek çirkinse çirkef kadın da çok çirkindir. maçı veya özetleri seyretmedim ama bir olayın meydana gelmesinin daha sonra meydana gelen olayların fitilini ateşlemiş olma ihtimali bana çok uzak gelmiyor. kaldı ki kesin çözüm olarak beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray'ın biribiriyle oynadıkları maçlara 2 sene seyirci almayın, olsun bitsin. ondan sonra da akıllanmazlarsa 2 sene daha almayın, bir gün birine bir şey olacak çünkü. sonra maazallah fanatik çıkıp iki taraf için de provokatif haberlerle ortamı geren o değilmiş gibi lanet olsun böyle taraftara diye haber yapıp sıyrılır işin içinden, olay provoke olan koyuna patlar yine.
bir de şu yönü var sanki. şimdi kimseyi ezmiş olmayalım ama, maçta görüldüğü kadarıyla, o ablanın hareket çektiği taraftaki dayılar, bayağı böyle, bu tip bir durumda gaza gelebilecek adamlar. yani haklılık-haksızlık bir tarafa, sanki kadın, o yaptığı hareketin bu kadar sert bir geri dönüşü olabileceğini tahmin etmiyor. ki onlar yerlerinden kalkarkenki halleri de bunu gösteriyor. kendince basit bi'şeydi belki ama, karşıya öyle yansımayabiliyor işte.
bunu öngörmek lazım sanki biraz.
Kusura bakmayin ama senelerdir koca tribunun hep birden kaldirdigi kollardan tahrik olmuyosunuz da bir kadin arkasindan gelen kufurlere parmak kaldirdi diye karsi tribunden tahrik oluyosunuz. Aslinda siz o parmaktan degil ordaki kadin figurunden rahatsizsiniz farkinda degilsiniz. Ne isi var canim onun orda? Bu bir erkek maci, hem de deplasmana gelmis bak hem de saci basini yaptirmis vay fettan! Ayip.
dutchman başka yerlerde de yazdım ama bu olayalrın tek çözümü var. 5 yıl bilemdin 3 Yıl, 10 Yıl FB-GS arasında ki herhangi bir müsabakaya masa tenisi, su topu dahil her iki taraftanda seyirci alınmaması. Yani futbol maçalrı seyircisiz, basketbol maçları seyircisiz. WSonrasında duruma baklır seyircili açlar başaldıktan sonra eğer devam ederse olayalr yeniden seyirci yasaklanır. Cunku burası kabul edelim ki bir üçüncü dünya ülkesi ve burda insanlar rüzgardan dahi tahrik olabilir cunku zaten tahrik olmaya hazırdırlar. Ha bu hareket evet o ortamda saçma sapan bir hareketti ve bu ablayı linç etseler ne yapacaktı çok merak ediyorum. Ama böyle cezalarla başlamamız lazım. Şimdi federasyon Galatasaray a 5 maç ( maximum verebileceği sayının 5 olduğunu geçen sene ilan etti ) ceza verse ne olur ki.GS, FB yi yendi ve tabiri caizse koy kalan maçların dötüne. Erdemir maçına kim gider ???
frodo555, yorumunda yavşaklar,o...pular havada uçuştuğu için onaylamadım bilesin...açıklama yapmış olayım
Blog sahibi olarak eleştirdiğin insanlardan bir farkınız olsun o kadın aniden o hareketi yapmadı oraya atılan maddeler vardı bunu ufak bir mantık yürütmeyle bile düşünebilecekken olayın sadece bir boyutuna yönelip sanki Gs seyircisi uslu duruyordu o kadın başlattı gibi bir yorum yapıyorsun.
Gs'li olduğun için hiç şaşırmadım.
İki kere iki dört ise tribün olaylarının sorunu da samimiyetsizlik. Hem tribündekiler, hem yöneticiler ve tabii ki medya. Bu konularda kimse samimi değil. Bunu dün gece bir kez daha gördük.
@gorky
şiddet duygusunun eğitimle, yurtdışında yaşamak ile bir ilgisi yok ki... hepimizin içinde var o şiddet duygusu ama kontrol altına almak bizim elimizde...
taraftar bu işin son noktası en az suçlu olanı değil... ilk noktası ve tek suçlu olanı... benim için mesele bu kadar net, çözüm de taraftarın olduğu her yerde sıfır...
sakın yanlış anlama kesinlikle kişisel değil ama soruyu şöyle sormak istiyorum... bu kadınla trafikte karşılaştınız ve sana parmak kaldırmakla kalmadı ana avrat küfretti... kadını öldürecek kadar döver misin yoksa şiddet duygunun bu kadını ezip geçeceğini varsayarak şiddeti kontrol eder misin?
şiddetin tarihçesine, bizim genlerimizde nasıl bir mutasyona uğradığına, eğitimin bunu engelleyip engellemeyeceğine kadar gidersek hiç bitmez paragraflar...
ama şunu söyleyebilirim, o sahada biri ölmedikçe bu olaylar asla bitmeyecek ve inanın biri öldüğünde de birkaç yalancı ah vahtan ötesine geçilmeyecek... bu kadar basit, bu kadar net!
@FD:
Burası -her ne kadar artık haber/yorum sitesi haline de bürünmüş olsa- neticede bir blog ve hangi yorumu koyup hangisini koymayacağın dükkan sahibi olarak tamamen senin bileceğin bir iş.
Ancak ben yine de yorumumun diğer postlarla karşılaştırıldığında sivri bir tarafı olmadığına inanıyorum. Havada uçuşuyor dediğin sözler birer defa kullanılmış, biri o ablaya hareketinden dolayı yakıştırılan bir sıfat, diğeri ise bütün pislikleri altına süpürmek için o ablanın davranışını kullanma çabasının tarifidir- ki bunun da adı kim yaparsa yapsın odur.
Bir yorumda "koy dötüne" diğerinde "xtirolsunlar" denen yerde (ki kınıyor değilim kimseyi bu sözlerinden dolayı) ben bir aşırılık göremiyorum, ancak dükkan sahibi de sensin, koyarsın koyarsın ya da koyarsın ..... gider senin bileceğin iş.
@birkan o yorumu kime hitaben yazdın
bana hitaben olmadığı kesin de "blog sahibi" lafını kullanmışsın..
Öncelikle Galatasaray taraftarı maçtan önce ve maç içinde takımını çok iyi bir şekilde destekledi. Münferit olarak ufak tefek küfür etmeler oldu ki her derbi maçında bu tarz hareketler olur.
Ama 40 dakika boyunca maçta büyük çaplı hiç bir şekilde gerginlik yaşanmadı.
Maç içinde FB benchinin arkasında Fenerbahçe yöneticilerinin hemen yanında sürekli olarak ayağa kalkıp zıplayan el kol işareti yapan, Fenerbahçe'nin kaçırdığı her basketten sonra tepinen maçı ateşli bir şekilde yaşayan bir gurup vardı! Yanlarında fazlaca agresif olan sarışın bir bayan Tayfa'nın olduğu tribünlere dönüp orta parmağıyla hareket çekti ve malesef olan oldu.
Bildiğiniz gibi maça Fenerbahçe seyircisi alınmayacaktı bu kişilerin orada ne işi vardı, burası da başka bir tartışma konusu!
Bugün aldığımız haberlere göre aynı bayan fenerbahçe efes maçında olayların çıkmasında da aktif rol oynamış!
Sahanın içine giren kişileri bende şiddetle kınıyorum!
Galatasaray tarftarına yumruk atıp burnunu kıran Kinsey'e vede bir taraftara tokat atan Semih'e gelince de söyleyecek laf bulamıyorum!
Umarım o arkadaşlar bu şahıslar hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatırlar.
Bir taraftarın burnunu kırmak ne demektir yahu?
birkan beni kastetmiş olabilir Fırat. Burada sidik yarıştıracak değiliz. Ne gördüysem onu söylüyorum. Olayın tam karşı tarafındaydım. Bütün maç boyunca her zaman olduğu gibi küfür edildi, bir iki şey atıldı sahaya o kadar. Ne zaman bu olay oldu, ondan sonra iş çığırından çıktı. Olayın doğruluğunu yanlışlığını savunmuyorum, ancak bu kadar gergin bir ortamda, rakip taraftarın gitmesinin yasak olduğu bir maçta, oraya girersen en basitinden kuralları çiğnersin. Bu arkadaş da bana göre yaptığı hareketlerle olayların 1 numaralı sorumlusudur.
yazik size, gercekten yazik. yok 40dk hicbir sey olmamis, yok o kadin hareket cekmese hicbir sey olmazmis, yok kinsey cok ayip etmis(kendini savunarak)... aynaya bakin biraz ve utanin bu kadar iki yuzlu oldugunuz icin
@varol
çok uzatmak istemiyorum ama bu yerçekimsiz ortam benzetmeleri durumu açıklamak bir yana daha da karmaşık hale getiriyor,
aynı kadınla trafikte karşılaşsam bana aynı hareketi yapıp ağır küfür etse ;
1 - keyfim yerindeyse git işine der yoluma devam ederim.
2 - alkollüysem sataşabilirim.
3 - ailem yanımdaysa kavga edebilirim.
4 - karımla kavgalı, işten atılmışsam sıkarım gırtlağını belki
Sayısız seçenek mümkün gördüğün gibi. 5-6 bin kişi içinde 3-4 kişi böyle davranırsa olacağı budur.
AKP mitinginde 3-4 CHP'li gitsin kahrolsun Tayyip diye bağırsın parmak yapsın bakalım ne oluyor.
Ben 39 u bitirdim. 6 yaşımdan beri maçlara gidiyorum. Babam GS lı ben Fenerliyim Babaannem dahil bir çok aile ferdi küfürlerimden payını almıştır zamanında :) Ama bu gençliğimde idi. Şimdi maç bittiğinde her şey bitiyor benim için. Kızmıyor muyum tabi kızıyorum , küfür de ediyorum ama içimden. Çünkü evli çocuk sahibi bir adama yakışmayacak şeyleri yapma konusunda kendimi engelliyebiliyorum. Bu kültürün kendini ifade şekli küfür buna yapacak bir şey yok. Ama iş fiili saldırıya dökülüyorsa ciddi sorun vardır. Bence çözümde bellidir. Bu saldırıları yapanları saldırı suçundan hapise atarsın herkes iki kere düşünür. Korkulacak bir durum olursa herkes 2 kere düşünür. Yoksa bir arkadaşın yazdığı gibi GS ye 5 maç ceza versen ne olur. Kim gidiyor ki maçlara, Fenerbahçeye ceza verildi. Kimsenin umrunda değil. Cezayı şahısa verirsen can acıtır. Yoksa saha kapatma ile hiçbir şey değişmez.
Cüneyt Kaşeler
bence bırakalım şu rezalet, kepazelik, utandım laflarını
herkes biliyor ki GS-fb maçlarının hepsinde küfür, el hareket, sahaya bir şey atma, kavga, vs. bilimum şey oluyor
bu bence düzelmez, 5 sene gs-fb maçlarına kimseyi almasan da ertesi maç yine aynı olaylar olur, hatta 5 senenin acısı çıkartılır
ben maç seyrederken pek sinirlenmem, hayatta sahaya bir şey atmadım(fb maçında da atmam)ama gel gör ki fb maçlarında gözüm döner, önüme gelen fenerliye ve hakeme ağız dolusu küfür ederim
Çoğu insanın da hoşuna gidiyor bu, herkes şu derbiye gitsek de şu kurtlarımız bir döksek diye bekliyor
ben böyle devam etmesinde bir sorun görmüyorum, geçen sene maça gitmiştim ve muhteşem olmuştu, bu sene gitmediğimin pişmanlığını yaşıyorum
Sorunu da bulduk cozumu de. Bir sonraki derbide rakip taraftar da gelmesin ama hic gelmesin tahrik de olmayiz boylece. Misler gibi oh.
Arkadaşlar dünyadan bihaber yaşamayın. Barad ve Canarino bunu en iyi bilenlerdendir karşı taraf adına. Sanki herşey sütlimanmış gibi hiçbirşey yokmuş gibi o parmaktan tahrik olunur mu olunmaz mıyı tartışıyoruz. Bu bir spor müsabakası değil, herhangi iki kulübün de karşılaşması değil. Bu bir savaş. Hem de giderek gerginleşen ve tırmanan. İki düşmanın karşı karşıya geldiği herhangi bir platformda tahrik olmak için buna bile gerek yok. O yüzden neden-sonuç arayarak kafayı üşütmeyin.
Düzelmesini isteyen var mı acaba? Bir yanda çarşaf çarşaf sayfalar, diğer yanda havada uçuşan decoderler... Hatta kapış kapış giden derbi t-shirtleri, atkıları..
Gorky doğru söylemiş. En masumu bizleriz. Birbirimizi de biliriz. Nefretimiz bile en saf haliyle.
Gerisini boşverin.
Taraftar arasi kavgalar oluyor, olacak, onune gecilmiyor, gecilemez. O acidan tek istedigim cezalarin hakkaniyetli verilmesi. Yoksa efes macinda sahaya atlayan kirmizili abiyi takdir ettim ben, Kaya hak etti. Dun kadin hareket yapmis, durup dururken Fenerbahceli basketbolculara saldiriliyor, tamam haydi yine buna da eyvallah diyelim, buyuk ceza alirlar. Bu olayin en ilginc noktasi Adnan Polat'in "ben Fenerbahce'den ozur dilemem" aciklamasidir. Bunun uzerine kimse artik Aziz Yildirim'i ve Fenerbahce yonetimini bir sey icin suclayamaz. Daha iki hafta once oynanan futbol maci icin "bu mac baslatilmamaliydi, hakem korktu" yazanlar ne o parmak gosteren kadina laf edebilir, ne de "Efes macinda siz de girdiniz ne var" diye kendini savunabilir. Ben o dirayetli durus bekleme esigini coktan astim, beklemiyorum oyle bir durus.
Bazilari da kafayi cekmeden bloglarina yazmiyor olsalar gerek, soyunma odasina giderken her oyuncuya yumruk sallayan adama "yerinde sessiz sakin oturan adam" demisler ve Kinsey'i bu yasam formunun burnunu dagittigi icin sucluyorlar. O burnu dagilan elemanin blogu varsa mac yorumlarini merak ediyorum esasinda, Kinsey 3 numarada mi oynamali 2 numarada mi Hasan? Duy sesimizi.
Netekim ablamiz da kendisinin tahrik edildigini soylemis :)
Neticede insaniz ve duygularimiz var. Bu hareket karsisinda ben de dahil bircok kisi tahrik olur(du). Lakin bir de akilli ve sorumlu davranmak var, ki biz de biraz eksik olan bu galiba. Biri bir hareket cekiyor, ortalik kan revan. Ve de en fazla akl-i selim ile konusmasi gerekenler, ortaligi atese vermekten cekinmiyor.
Saha disinda cozumu bulamadan iceride de bulamayacagimizi dusunuyorum. Insan aile fertlerine mac icin kufreder mi yahu? Ediyor!
@ mafalda
3-5 kişi değil, 3-5 bin kişi gelsin. Taraftar yasağı idarenin acizliğidir. Hiç bir zaman savunmadım hatta karşısındayım.
Taraftar yasağına karşı olanlar bu post altında çözüm önerilerini yazabilirlerse belki idarecilerin düşünemedikleri bir fikir havuzu oluşturabilirler, hatta ben de bundan faydalanabilirim.
Bana göre insan gibi maç seyredemiyorsa salona gelenler, satmayın bilet boşu boşuna artık. Okullara bedava dağıtın çocuklar gelsin seyretsin, askerler seyretsin, yaşlılar seyretsin. Çünkü şehrin stresini maçta atayım diye gelen ayaklı bombalar yüzünden asıl maça gitmek isteyenler gidemiyor artık.
Northx, yillar once Ayhan Sahenk`teki bir macta salonun 3`te 1`i Fenerbahce`ydi. O macta da cengaver bir amca sahaya atlamis olaylar cikmis salon bosaltilmisti diye hatirliyorum. Yani 3 de olsa 3000 de, tahrik olunacak sey bulunur. bu sistemi korukleyen para odakli gucler belli. Dusmanlik varsa rating var, konu var, dolayisiyla para da var. Rakipsiz maclar zamanla rakibe tahammul sinirlarimizi daraltiyor. Bunun icin bekleyen bir kurt surusu var arkamizda. Yonetici sinifi icinse isler daha kolay ve daha ucuz hale geliyor, kitleler daha kolay yonetiliyor. Insanlar egleniyor ve kollektif hareket ediyor, duzeni bozma potansiyeli var diye futbolun kendisinin yasaklandigi yuzyillar oncesi doneme donuyoruz. Bugun sadece deplasman yasagi mi var saniyorsun? Dedigin gibi asil maca gitmek isteyen herkesin kendi stadina gidebildigini mi saniyorsun? Bugun takimini izleyebilen kesim, maddi durumu iyi, rakibini alkislamayinca durtuklenen, sakince macini izleyen, localardan vip`lerden kameralara el sallayan elit bir kesimdir ve cember giderek daraliyor. Yoneticiler dusunemedigi icin degil isine gelmedigi icin bu duzen boyle. Kimsenin onlardan birsey bekledigi yok.
Ben sosyolog ya da futbol uzmani degilim. Uzmanlar belki daha guzel cozumler sunarlar ama bence su uyku donemini atlatip bilincli donemi baslatirsak hersey tersine doner. Su ticari ruzgari tersine dondurecek net bir cozum onerim yok ama bu cozumun yoksa haksizsin sus ve otur yerine fasizanliginin da bir faydasi yok sanirim. Konuyla ilgili konusulmasi gereken baska hic bir sey yokmus gibi sacma sapan bir parmaktan yuruyen tartismanin yorum bolumunde de boyle seyler yazmanin ne anlami var orasi da muamma. Varsa senin onerilerini alalim.
1. Bu olay artık bir spor rekabetini aşmış, kan davası haline gelmiştir.
2. Ratingi artan basın organları (bunlara blogları da eklemek lazım bence; uzun süredir Uçan Hollandalı'yı takip ederim, olaysız geçen bir maçın ardından bu kadar yoruma rastlamadım), provakatörler (ablanın ratingi tavan yaptı, yalan mı?), söyleyecek sözü olmayıp bunu fırsat bilerek TV ekranında boy gösteren yöneticiler, hayatına adrenalin katmak için spor yapmak yerine kavga eden halk kitleleri, racon kesen amigolar (tribündeki taraftar olarak onları "liderim" filan kabul etmiyorum) vs. herkes bu kan davasından nemalanmaktadır.
3. Bence seyircisiz oynama cezası hangi takıma karşı fiili hareket yapılmış ise o takım ile bundan sonra yapılacak maçları ilerki sezonlar dahil olmak üzere kapsamalıdır. GS taraftarı için bundan sonraki atıyorum Banvit, Bornova, Kepez maçlarını seyretmemek ceza filan değildir; zaten o maçlar 3-5 kişiye oynanacaktır. Aynı şey Barcelona maçına gitmeyen FB seyircisi için de geçerlidir. Önemli olan sadece ve sadece derbi maçlarıdır. FB-GS-BJK-Efes maçları bundan sonra 3-5 sene seyircisiz oynanır ise rating düşer, gelirler azalır, beslenenler aç kalır...İşte ancak o zaman tribünler düzelir!
yoruma öneriye gerek yok...
çok yakında statlarımızda birisi ya da birileri ölecek...
ligler 1-2 hafta tatil edilecek...
tff geniş çapta acil önlemler alacak (ingiltere, italya'daki olaylar sonrası gibi)
basında bugünlere hep beraber geldik konulu yazılar çıkacak...
yöneticiler, cenazelere gidip üzgün üzgün duracaklar...
lig tv, bu görüntüleri ekrana bile getirmek istemeyecek...
milliyet, hürriyet, ntv spor da haber altı yorumları dolup taşacak, bize ne oldu, spor şiddet olmamalı, nereye gidiyoruz vb...
bloglarda konuyu sosyolojik psikolojik mujik (rus köylüsü) açılardan tartışacağız, üzüleceğiz, biz demiştik diyeceğiz...
sonra...
sonrası 2050 falandır herhalde, o kadar ilerisini göremedim...
Yazıyı sonuna kadar okudum ama yorumları okuyamadım. belki tekrar emiş olacağım ama öyleyse kusura bakmayınız.
Öncelikle blog yazarı gibi bu tahrik meselesini ben de pek anladım. Sokakta kendi halinde yürüyen bir kadını taciz eden kişi "eteği çok kısaydı tahrik etti, n'apalım yani erkek değil miyiz?" diye savunmaya geçer. Yada Ramazan ayında açık olan bir cafede kendi halinde çay/kola içip sohbet eden gençlere dışardan gelenler hunharca saldırıp hastanelik ederler ve savunmaları hep aynıdır ;"Ramazan ayında çay içilir mi? tahrik oldu"
Bu ülkede 37 aydın diri diri yakılır, yakanların savunması hazırdır; "Tahrik olduk!!!" Üstelik yasalarımızda bu tahrik konusuna akıl almayacak bir indirim vardır. Son zamanlarda gündemi meşgul eden cinayette bile "cep telefonundda başka erekeğe mesaj görünce çıldırdın" savunması yapılmaya çalışılıyor.
Peki ölçüsü ne bu tahrik olmanın. Aslında bir ölçüsü yok. Bazen bir kişinin varlığı bile başka birisi için tahrik olma nedeni olabiliyor. Bazen kendi gibi yaşamayn birinin yaşam tarzı bile başkasını tahrik ediyor.
Kendi "mekanında" üstelik oarada bulunan birinin her hangi bir değerine (dinine, milliyet veya inandığı herhangi bir değere) saatlerce küfreden birisi, muhataptan küçük yada büyük bir tepki yada karşı küfür alırsa tahrik oluyor. Anlaşılır gibi değil.
Aslında yetersiz kalan kişsel başarımızı kamufle etmek için her şeye tahrik oluyoruz. Ne takımla ne takım ruhuyla ne de bir yere taraftar olmayla açıklanabilir bu durum.
Sanırım sosyal, siyasi ve spor hayatımız da cinsel hayatımız gibi, çabuk tahrik olup erken boşalıyoruz... (araştırmalar türk erkeğinin avrupa en erken boşalan erkekler olduğunu gösteriyor)
söz konusu hareketi bir erkek yapsa "bir adamın hareketi yüzünden ..." derdi büyük ihtimal. bu da anormal olur muydu acaba?
Mafalda, çözüm önerileriniz varsa lütfen yazın, yanlış bir açıdan yaklaşıyorsam ben de bileyim demenin faşizan bir tarafı olduğunu sanmıyorum. Ben sorunun bana göre çözümünü zaten yazdım. Konu Galatasaray, Fenerbahçe veya başka bir olgu değil, tamamen eğitimsizlik ve çarpık kentleşmenin yarattığı büyük stresin sporda yansıması. Dediğim şu, o biletleri ilköğretim okullarına ya da kimsesiz çocuklar vakfına bedava verin, en azından hala öğrenen ve sporun güzelliklerini alması gereken insanlara ilerisi için yatırım yapmış olalım. Benim "somut" önerim budur. Belirttiğin bilinçli döneme yönelik nasıl bir eylemde bulunabilirizi sormuştum, yoksa zaten yazdıklarına katılmayan olduğunu sanmıyorum.
varol döken'i tekrarlamış gibi olacağım ama kendi heyselimizi bekliyoruz sanırım. bir de kendi thatcher'ımızı...
Yorum Gönder