Alaves, Galatasaray, Metalist Kharkiv, Casino Salzburg, Zenit Petersburg gibi takımlar geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Avrupa'daki performansları ile kulüp tarihinin en iyi Avrupa arenası derecelerine imza attılar. Bu başarılardan sonra da hala aynı seviyeye gelmiş, hatta yanına yaklaşmış dahi değiller. Bu performansların lig versiyonları da olur genelde. Kendi liglerinin başında hiçbir iddiası olmayan ve hesaba katılmayan bir takım gelir, şampiyon olur ve herkesi şok eder. Ancak daha sonrasında bunun gerisi gelmez. Futbolcuların ve teknik kadronun görevden ayrılması, aynı performansın tekrarlanamaması, yönetimin mevcut başarı sonucu bunu paraya çevirme isteğinin başarıyı tekrarlama isteğine ağır basması veya hiçbir sebep olmadan o sene şampiyonluğu kaybeden büyük takımların izleyen sene kendilerine gelmesi gibi sebepler o şampiyonluğu kulüp tarihinin ilk ve teki olarak bırakırlar ve efsane olarak anılırlar, uğruna hikayeler anlatılır. Bu yazı onları ele alacak bir Top 10. Belirtelim, kıstasımız ülke futbolunda hakikaten dev takım hüviyetinden çok uzak olanların kazandığı tek şampiyonluklar ve sonrasında da bu "ufak takım" damgasının hiç değişmemesi. Yani, örneğin 1998'de tarihinin tek şampiyonluğunu kazanan Lens'i listeye almadık zira Lens Fransız futbolunun önde gelen takımlarından birisi haline geldi. Sampdoria da listede yer almıyor benzer sebeplerle, zaten o şampiyonluğu bambaşka bir yazıda anlatacağız yakında. Bir de çok fazla tek şampiyonluğun bulunduğu ülkelerden uzak durduk. Örneğin Almanya gibi. Geçelim listeye.
1-Boavista FC (2000-01): Ne diyelim ki bu takım için. Mafalda
acıklı hikayelerini yazdı burada bir süre önce. Sadce 10 yıl önce Jaime Pacheco'nun yönetiminde Portekiz'in zirvesindeydiler. Tarihlerindeki o tek şampiyonluktan sonra bugün üçüncü ligdeler. Elpidio Silva, Carlos Duda, Bolivya'lı yaşayan efsane Erwin Sanchez, Rui Oscar, Duda Ventura'lı kadrodan bugün eser yok haliyle. İzleyen yılki lig ikinciliğinden sonra altıncılık koltuğundan yukarısını göremediler. Bir daha görecekler mi merak ediyorum.
2-Hellas Verona FC (1984-85): Blackburn'ün İngiltere'deki devriminden 10 yıl önce İtalya'da da zirve sallanmıştı. Bu şampiyonluğun efsanevi niteliği daha fazladır zira Verona'nın müzesinde başka hiçbir üst düzey kupa yoktur. Hans Peter Briegel, blogda daha önce hikayesine yer verdiğimiz
Preben Elkjær Larsen, Giuseppe Galderisi, Antonio Di Gennaro, Pietro Fanna gibi isimlerin taşıdığı takım 15-13-2 gibi bir lig performansı ile mutlu sona ulaşmıştır. İlginç olan bu sezonun hakemlerin maçlara bir komisyon tarafından atandığı değil, kura ile belirlendiği bir sezon olmasıdır. Nitekim izleyen sezon eski uygulamaya geri dönülmüş ve Juventus şampiyonluğu kucaklamıştır. Yorum sizin...
3-RC Strasbourg (1978-79): 1970'li yıllarda, altyapısından yetiştirdiği bir dolu genç oyuncu ile Fransız futbolunda dikkat çekici bir takım haline gelen Strasbourg 1977'de ikinci lig şampiyonu olur. İzleyen yıl aldıkları üçüncülük Fransa'da büyük sürpriz olarak değerlendirilir ama takımın daha sürprizleri bitmemiştir. Takım 1978-79 sezonunda hiçbir iç saha maçını kaybetmez ve ligin başında aldığı liderliği kimseye bırakmaz. Dropsy, Novi, Marx, Deutschmann, Piasecki ve Raymond Domenech'li kadro kulüp tarihindeki ilk ve tek şampiyonluğu kazanır. O güne kadar müzesinde sadece 2 Fransa Kupası bulunan kulüp de masal dönemini yaşar. Sonrasında ise bugüne kadar 3 kez küme düşerler ki şu anda halen Ligue 2'de mücadele ediyorlar.
4-Grazer AK (2003-04): Bundan daha uygun bir Sinderella hikayesi olamaz herhalde. Grazer AK 1902'de kurulmuş bir ekipti. Şampiyonluk için tam 102 yıl beklediler. 2003-04 sezonunda Walter Schahner yönetiminde, Libor Sionko, Mario Bazina, Mario Tokic, Emanuel Pogatetz gibi isimlerin bulunduğu kadro takımı tarihinin en büyük başarısına taşıdı hatta o sezon kupayı da kazanarak duble yaptıular. Sonrası? 2006-07 sezonundaki iflas, izleyen sezon amatör lige düşürülmeleri ve bugün halen üçüncü ligde mücadele ediyor oluşları. Boavista'nın kaderi ile aynı.
5-Blackburn Rovers (1994-95): Lancashire kulübü tarihinin en son kupasını 1928 yılında kazanmıştı. O FA Cup'tan sonra aldıkları ilk kupa 67 yıl sonra gelen lig şampiyonluğu oldu. Tamam 1 sene önce ligi ikinci sırada bitirmişlerdi ama yine de kimse Kenny Dalglish'in ekibinin Premier Lig'in bugüne kadarki 4 şampiyonundan birisi olacağını düşünmüyordu. Diğer 3 takım (Manu, Chelsea, Arsenal), bugün sadece İngiltere'nin değil Avrupa'nın en büyük takımları arasındalar. Blackburn ise düzenli olarak kümede kalma mücadelesinde ve o lig şampiyonluğu müzedeki tek örnek. SAS ekibi (Alan Shearer ve Chris Sutton), Henning Berg, Tim Sherwood, Jason Wilcox, David Batty, Tim Flowers'lı kadro hala hafızalarda.
6-Spartak-Alania Vladikavkaz (1995): Tarihinde birçok kez isim değiştiren ve bugün de Alania Vladikavkaz ismiyle ikinci ligde mücadele eden Vladikavkaz takımı Rus Ligi'ndeki Moskova hegemonyasına dur demiş ilk takımdır. 1992-2001 yılları arasında Spartak Moskova'nın kazandığı 9 şampiyonluğun üstüste olmasına engel koyan 300.000 nufuslu bu kentin takımı, bugün Dynamo Kiev'in başında olan, UEFA Kupası'nı da kazanmış Valery Gazzev yönetiminde 1995 yılında mutlu sona ulaşmıştır ki bu kulüp tarihinin halen tek şampiyonluğudur.
7-PFC Lokomotiv Plovdiv (2003-04): Bulgar ligi tarihinde Plovdiv'in iki önde gelen takımı Botev ve Lokomotiv'in toplam 3 şampiyonluğu vardır ki bunlardan Lokomotov'inki kulüp tarihinde unutulmayacak bir şampiyonluktur. Bu başarı öncesi müzesinde sadece 1 Bulgar Kupası olan takım, Ermeni asıllı teknik adam Eduard Eranosyan yönetiminde Türk asıllı oyuncu Özgür Nesim'in de kadroda bulunduğu son derece mütevazi bir ekiple Bulgaristan şampiyonluğuna ulaşmıştır. Şirinler lakaplı kulübün daha sonraki en iyi performansı üçüncülüktür ve geçtiğimiz sezon onbirinci olmuştur.
8-Dundee United (1982-83): İskoç futbolunda Glasgow'un iki devinin zincirinin kırıldığı 80'li yılların başları. Dundee takımı daha önce kulüp tarihinde İskoç kupaları kazanmıştır ama hiçbir şampiyonluğu yoktur. Efsane menajerleri Jim McLean'in yönetiminde şampiyonluğa ulaşan ekip sonrasındaki 4-5 yılda Avrupa'da da fırtına gibi eser. 1986-87'de UEFA Kupası'nı kazanır ama bu onlrın İskoçya'daki fırtınasının sonu olur. 1994-95'te küme düşerler ama kısa süre sonra geri gelirler. Bugün o günlere dönmeleri çok zor görünüyor.
9-Larissa (1987-88): Selanik ve Atina şehirleri dışına şampiyonluğu ilk çıkaran ve halen bu anlamda tek olan kulüp Larissa'dır. Son yıllarda yaptığı transfer hamleleri ile 88'i geri getirmeye çalışan Yunan ekibi bir yıl sonraki Şampiyonlar Kupası'nda ilk turda Neuchatel Xamax'a elenmiş ve Galatasaray'ın karşısına çıkmaktan kurtulmuştur. Michalis Ziogas, Jiorgos Mitsimbonas, Vassilis Karapialis, gibi isimlerin zafere taşıdığı Larissa 1996'da küme düşmüş, üçüncü lige kadar geriledikten sonra 2005'te Süper Lig'e geri dönmüştür.
10-Club Atlético Lanús (2007): Avrupa dışına çıktık liste sonunda. 1915'te kurulan kulüp 1978'de kapanma tehlikesini, taraftarların yaptığı 2 milyon dolarlık yardımla atlatmıştı. Bundan 29 yıl sonra tarihlerinin ilk ve tek şampiyonluğna Apertura 2007'i kazanarak ulaştılar. 15 golün altına imza koyan Jose Sand, Cristian Fabbiani, Claudio Graf, Sebastian Leto gibi isimlerin tümünü yuvadan uçuran bu şampiyonluk teknik direktör Ramon Cabrero'nun da kariyerindeki tek Arjantin Ligi şampiyonluğudur.
4 yorum:
tavria simferopol de bu listede yer alır.1992 de ukrayna liginin ilk şampiyonluğunu aldılar.gerçi iddialara göre maçları bağlayarak bu sonuca ulaşmışlar.birde belenenses var ama onun tek şampiyonluğu çok eskiden,1946 da.
çok güzel bir yazı. Elinize sağlık ama küçük bir hata var. Dundee United 1987'de Uefa Kupasını kazanmadı finalde İsveç ekibi Göteburg'a kaybetti. bu hata da nazar boncuğu olsun yazı için tekrar teşekkürler...
Ufak düzeltme:Henrik Berg değil Henning Berg'di ;)
Dutchman, bi de bunların 10 Avrupa Kupaları Sindirella Hikayesi versiyonunu yapsan süper olurdu. Ortalama Avrupa takımların Şampiyonlar Ligi, Kupa Galipleri ve UEFA'da fırtına gibi esme hallerini anlatsan(Mesela ilk örnek vakt-i zamanında Real Madrid'i falan devirecek kadar giden Danimarka ekibi Odense'den geldi)
bence bu listede göztepe de olmalıydı...harika bir yazı olmuş çok teşekkür ederiz...
Yorum Gönder