Güzel hikaye...Futbolda, herhangi bir organizasyon sırasında, eleme usulü ile değil de puan usulü ile sıralamanın yapıldığı yarışmalarda, puan eşitliği halinde sıralamayı belirlemek için uygulanan kurallar farklılık gösterebiliyor. Bunların en yaygın olanları gol averajı ve iki takımın kendi arasında oynadığı maçlardaki durum. Turkcell Süper Ligi'nde, ilk planda ikinci kural geçerli biliyorsunuz. Örneğin UEFA, Euro 2008'de takımların sıralamasını sırasıyla, söz konusu takımlar arasındaki maçların puan durumu, söz konusu takımlar arasındaki maçlardaki averaj, söz konusu maçlarda atılan gol fazlalığı, genel grup averajı, genel grup maçlarında atılan gol sayısı, 2006 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası ülke sıralaması, Fair-play ve kura. Ancak müsabakalar yönetmeliğinin bunu izleyen maddesi, "eğer gruptaki son maçta puan ve averajları eşit iki takım karşı karşıya gelir, maç sonunda da bu eşitlik sürerse, iki takımın sıralaması penaltı atışlarıyla belirlenir" şeklinde bir kural içeriyordu ki biliyorsunuz eğer Çek Cumhuriyeti maçını 3-2 almak yerine 2-2 berabere kalsaydık, çeyrek finale çıkacak takımı penaltı atışları belirleyecekti. (Durun bizim gazetelerin resim altı yazısı gibi yapayım) Ancak Portekiz'de öyle bir hadise meydana geldi ki, herkese bu kadar da olmaz dedirtti...Devamı aşağıda (nasıl klasik basın numarası)
Portekiz Lig Kupası olan Taça de Liga, ya da sponsorun adıyla söylersek Carlsberg Kupası'ndaki sıralama kıstası, müthiş bir hadiseye sebep oldu. Şimdi efendim bu kupada da bizim Türkiye Kupası'nda olduğu gibi grup statüsü var. Hem de iki aşamalı. Elemeler sonucu, bir önceki sezon ligin ilk 6 sırasını alan kulüpler dışında kalan takımlar üçerli altı gruba dağılıyor. Bu 6 grubun birincisi de diğer 6 takım ile birleşip dörderli üç grup yapıyor. Üç grup birincisi ve en iyi ikinci yarı finale kalıyor (çok gereksiz uzunluktaymış evet kabul ediyorum). Şu anda üçlü grup mücadeleleri sona erdi. A Grubunda mücadele eden ikinci lig takımı Portimonense, Academica ve Beira-Mar aralarında oynadıkları 3 maçta da 0-0 berabere kaldılar. Yani bu 3 takımın her verisi eşit oldu. Bu durumda Portekiz Federasyonu'nun kıstası şu: "Söz konusu takımlar içinde, kullandıkları oyuncuların yaş ortalaması en az olan takım bir üst tura çıkar". Perşembe günü Portimonense, Academica önündeydi. Maç 0-0'a doğru giderken, yani yukarıdaki kuralın uygulanacağını anlayan Portimonense hocası Litos, 91. dakikada oyundan 35 yaşındaki kaleci Pedro Silva'yı alıp, 19 yaşındaki Fabio Sapateiro'yu sürmüş. Maç da böyle bitmiş. Maç sonu hesaplamışlar yaş ortalamalarını Portimonense 24.5, Academica’s 24.6, Beira-Mar 25.4. Yani son değişiklikle adamlar bir üst tura çıkmışlar. Genç Fabio da sadece oyuna girerek maçın adamı ve takımını bir üst tura çıkaran adam olmuş. "Varlığım yetti" diye anlatır yıllar sonra torunlarına...
11 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Vay anasını sayın seyirciler. Litos da adını Lacaio yapsın bundan kelli, tam çakal işi :)
Dutchman ben bunu okudum yav, sen yazmamış mıydın daha önce? Herhalde başkası yazdı...
BirGün'e yazmıştım geçen hafta :)
ikinci resim, genç fabio nun arkadan görünüşü mü?
değişikliklerin ne kadar etkili olabileceğine dair güzel bir hikaye.bence hocanın yapıtığı tamamiyle adil.oyunu kuralına göre oynamış=)
Ben de 1 aydan fazla süre önce hem de burada okuduğumu hatırlıyorum.
Genc kaleci oyuna girdigi anda rakip teknik direktorun kafayi vurdugu yedek kulubesi duvarini alip muezeye kaldirsinlar artik.
ben yandaki etekli bayanla ilgili bi hadise bekliodum ne saçma bi beklentideymişim yav:)
Yorum Gönder