113 yıllık Arsenal kulüp tarihinin en başarılı menajeri Arsène Wenger. İngiltere futbol tarihinde, İngiliz olmayan ve duble yapabilmiş, yani aynı sezon içinde hem lig hem de kupayı kazanabilmiş tek teknik adam (1998 ve 2002). 2004 yılında Arsenal, tarihindeki son şampiyonluğunu elde ettiğinde sezon boyunca tek bir yenilgi bile almamıştı ve bu onun ve Arsenal'in Premier Lig tarihinin bu alanda bir ilki gerçekleştiren unvanlara sahip olmasını sağladı. Futbol sahasında rüştünü ispatlamış bir adam olmasının yanında son derece kültürlü bir adam. Strasbourg Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisliği diploması ile mezun olmuş ve Ekonomi Master'ı yapmış bir adam. 4 dil biliyor, saygılı, ağırbaşlı, beyefendi görünümlü. Şüphesiz yaşayan en büyük 10 teknik adamdan birisi. Arsenal kulüp efsanelerinin arasında artık. 5-10 yıl sonra bir basamak daha yukarı çıkıp kulüp başkanlığı koltuğuna oturması bekleniyor. Yarattığı takımlar hep göze hoş gelen, pozitif, sürekli rakip kaleye gitmeyi düşünen takımlar, bu yüzden de genelde taraftar topluyor....ve bu adamın çalıştırdığı takımın müzesinde 4 sezondur tek bir kupa dahi yok.
21 Mayıs 2005'te, İngiltere FA Cup Finali'nde, normal süresi ve uzatmaları 0-0 biten maçta Manchester United ve Arsenal penaltı atışlarına geçtiler. Patrick Vieira, attığı penaltı ile Arsenal'e şu ana kadar müzesine giren son kupayı kazandırdı ve ardından Torino kentinin yolunu tuttu. Dakar doğumlu Fransız, Juventus forması için Londra'dan ayrılırken Arsenal'in tüm kupa kazanma geleneğini de alıp götürdü sanki. Wenger Vieira'yı Emirates'e geri döndürmeye uğraştı bu sezonun başlangıcında. Belki de o geleneği tekrar canlandırmak içindir kimbilir. O sezon Chelsea 50 yıl aradan sonra Jose Mourinho yönetiminde Premier Lig şampiyonu oldu. Sir Alex ve Wenger'e yeni bir rakip teknik adam ve kulüp çıkmıştı. İzleyen sene de karşı koyamadılar ona. Ama Ferguson'un Cristiano Ronaldo ve Wayne Rooney'in yardımıyla cevap vermesi çok uzun zaman almadı. Arsenal ise halen cevap verebilmiş değil. Chelsea son 4 yılda, Manchester United'la rekabet konusunda Arsenal'in yerini almış durumda. İngiliz futbolunda Premier Lig uygulamasına geçildikten sonra 10 yıl boyunca süren 2 takım hegemonyasına (1994-95 Blackburn şampiyonluğunu saymazsak) önce üçüncü bir takım katıldı sonra da Gunners, ikinci takım koltuğunu bu yeni takıma kaptırdı. Chelsea bu sezon Ancelotti yönetiminde şampiyonluğa ulaşırsa Wenger'in 13 yıllı kariyeri boyunca kazandığı lig şampiyonluğu sayısına, düzenli olarak zirveye oynamaya başlamasından itibaren geçen, sadece 5 yılda ulaşacak. 2004 yılındaki son şampiyonluktan beri ligin diğer 3 büyük takımına (Manchester United, Chelsea, Liverpool) karşı 32 maç oynadı Arsenal ve bunlardan sadece 8'ini kazanabildi. 11 beraberlik ve 13 mağlubiyet yazıyor tabloda.
Lider Chelsea'den 1 maçı eksik olan Arsenal 11 puan geride. Henüz 14 maçın geçildiği ligde, Arsenal gibi bir takımın çok fazla puan kaybettiğini söylemek lazım. 13 maçta 18 gol yediler ki bu da oldukça yüksek bir rakam. Pazar günü maçın başındaki 15 dakikalık bölüm dışında Chelsea, Arsenal'e sadece skor açısından değil oyun açısından da büyük bir üstünlük kurdu. Maç sonrası Arshavin'in attığı ancak iptal edilen golden ve kendilerinin üstün olduğu istatistiklerden bahsetti Fransız ama, aynı maçın başında Bacary Sagna ceza sahasında Nicolas Anelka'yı indirmiş ve pozisyon es geçilmişti. Ve, onun adına üzülerek söylemek gerek, sahadaki oyun istatistiklerle desteklenecek gibi görünmüyordu. Takım Robin Van Persie'nin yokluğuyla, ki bu yokluk 3 ay boyunca sürecek, hücum hattında inanılmaz etkisiz durumda. Eduardo, Arsenal gibi bir takımın hücumunu sırtlayacak durumda değil. Nicklas Bendtner hiç değil. Andrey Arshavin, Rusya'nın Slovenya'ya elendiği dünya kupası play-off maçlarında rezalet bir performans ortaya koydu ve hala bu dönemi atlatmışa benzemiyor. Bu yüzden Wenger devre arasında takıma bir santrafor takviyesi yapmak için harıl harıl çalışıyor. Hatta The Guardian bugün "Wenger'in ilgilendiği 583. santrafor" şeklinde işi biraz da dalgaya almış.
Geçtiğimiz yıl kasım ayıydı. Bloga yazdığımız Wenger'in Problemi yazısından alıntılar yapalım. "yaş ortalamalarını 21-22 seviyesine getiren Wenger'in takımın dinamizmi ile beraber gelen tecrübesizlik ve olgunluk eksikliğini çektiği açık. Arsenal Şampiyonlar Ligi maçında da, Lig Kupası maçında da, Premier Lig maçında da, Stoke City'e karşı da, Fenerbahçe'ye karşı da, Chelsea'ye karşı da, Barcelona'ya karşı da aynı taktikle oynuyor.....Manchester United, Chelsea ve yarışa yıllar sonra bu sene dahil olabilecek gibi duran Liverpool'ın Wenger'in takımından bir artısı var. Sahaya formasını gönderse oynayabilecek en az 2-3 oyuncusu var tümünün. Arsenal'in ise böyle bir oyuncusu yok. Belki Fabregas. Ama sonrası? Adebayor henüz o etkiyi yapabilecek bir oyuncu değil. Benim düşüncem ara transferde orta sahaya, defansa ve forvet hattına birer tecrübeli ismin transfer edilmesi yönünde. Bu takım son kez Premier Lig'in zirvesine çıktığında bu, Adams, Bergkamp, Vieira gibi isimlerin sayesinde olmuştu. Tabi bu her fırsatta övdüğümüz "gençlere güven" olgusunu eleştirdiğimi göstermiyor. Sadece bazen genç jediların arasında bir jedi masterın bulunması iyidir. Arsenal'in Luke Skywalker'ı çok ama onlara sahada önderlik edecek bir Obi Wan Kenobi'si yok. Bu bulunduğunda Wenger "rakiplerin çok sert oynayarak genç oyuncularını yıldırdığından" dert yanmayacaktır...Aynen 1995'te Fergie'nin yavru kuşları, o zamanlar 20'lerinde olan Beckham, Scholes, Butt, Neville kardeşler ve Ferguson'un namını kurtaran Eric Cantona gibi"...
Aradan, tesadüftür ki tam 1 yıl geçmesine rağmen dertler aşağı yukarı aynı. 1998 yılında Wenger'in ilk şampiyonluğunu yaşadığı kadro, Seaman, Dixon, Winterburn, Vieira, Bould, Adams, Platt, Wright, Anelka Bergkamp, Overmars şeklindeydi. 2002'deki şampiyonlukta Seaman, Keown, Adams, Ashley Cole, Van Bronckhorst, Parlour, Ljungberg, Pires, Vieira, Bergkamp, Henry onbirini 2004'te Lehmann, Edu, Clichy, Lauren, Campbell, Vieira, Pires, Ljungberg, Kolo Toure, Herny ve Reyes kadrosunu görüyoruz. Takım bu hafta, Emirates'de 3-0 mağlup olduğu Chelsea maçına, Almunia, Vermaelen, Gallas, Traore, Sagna, Billong, Denilson, Fabregas, Arshavin, Nasri, Eduardo kadrosuyla çıktı. Arsenal'e 3 şampiyonluk kazandıran kadroda Tony Adams, Martin Keown, Sol Campbell gibi isimlerin işgal ettiği tandem, Hollanda Ligi'nde tandem oynamış Vermaelen'e ve Gallas'a teslim artık. Henry, Bergkamp, Anelka gibi isimlerin forma giydiği hücum hattı ise Eduardo ve Bendtner gibi isimlere. Arsenal'in kadro yapısında gözle görülür bir yavanlaşma ve liderlik eksikliği var. Fabregas bunu yapabilecek düzeyde değil henüz bunu kabul edelim. Bir üstteki paragrafta anlatmak istediklerimizi bu paragrafla değerlendirmek daha yararlı olacaktır. Bundan 7-8 sene önce kalesini yukarıdaki defans adamlarına ilaveten Vieira, Van Bronckhorst, Gilberto Silva, Emmanuel Petit gibi isimlerle defans ve orta sahada savunan Arsenal bugün Gallas, Vermaelen, Djorou, Alexandre Song gibi isimlerle savunmak zorunda.
İngiliz futbolu bu sezon ufak çapta bir evrim geçireceğinin sinyallerini verdi. Liverpool ve Arsenal hem maddi anlamda hem de sportif başarı anlamında yerinde sayıyor hatta geriliyorlar. Manchester City, Tottenham Hotspur gibi kulüpler ise geriden gelerek tepeye ortak olmak istiyorlar. Ara transfer döneminde Fransız teknik adamın piyasaya hızlı dalacağı söyleniyor. Benim görüşüme göre 3-4 oyuncuyu satıp yerlerine 3-4 oyuncu transfer etmek zorundalar. 1 veya 2 forvet, 1 defans oyuncusu, 1 veya 2 orta saha oyuncusu. Yoksa bu gidiş Arsenal'ı 1950-1980 arasındaki 30 yılda sadece 3 şampiyonluk kazandıkları, Nick Hornby'nin Fever Pitch yıllarına götürecek şimdiden söyleyelim.
2 Aralık 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Chamakh' ı alması muhtemel.
Wenger bana göre Dünya'nın en iyi teknik adamı. Ondan daha iyisi ve ötesi yok. Eğer amaç göze hoş gelen futbol izlemekse Wenger bu işi yapabilecek en iyi adam.
wenger'in en iyilerden biri olduguna katılmakla birlikte genç oyuncu takıntısını biraz abarttığını düşünüyorum. fd nin dediği gibi çok yetenekli olmasalarda oyuncuların kriz anında bakabilecekleri bir saha liderine ihtiyaçları oldukları açık. bu adam kesinlikle gallas olamaz.
flying dutchman, yazılarını severek okuyoruz.ama neden BJK'ın 12 puan geri dönüşü yazmdaın.Merak ettim.Sizin gibi futbol hikayelerini seven birisi için gayet etkileyeici bir geri dönüş sayılmaz mı?
yazmama sebebim tamamen Beşiktaş'ı bu sene sadece 3 maçta izlememdendir...
Kendimi o kadar derin analiz yapacak kadar yeterli görmüyorum. Bir Beşiktaş'lı yazar alsak fena olmaz aslında
Devre bittiğinde bir şeyler karalarız yine de...
Aslında Alex Ferguson'dan çok da farkı yok genç oyuncu kazandırmada Wenger'in. Ama Manchester o kadar emek verip yetiştirdiği oyuncuların neredeyse tamamını uzun yıllar kullanırken Arsenal satıyor.
Bunda oyuncuların Britanyalı olmaması ve kulübe aidiyet hissetmemeleri de elbette ki bir etkendir.
Hiçbir zaman unutulmaması gereken genç oyuncu yetiştirmenin bir ARAÇ olduğu ve onları yetişkinken kullanmanın da AMAÇ olduğudur kanaatimce.
çok iyi hoca da everton, aston villa düzeyi için. hatta o düzey için daha iyi bi hoca olamaz.
ha arsenal taraftarı takımın başaltı takımına dönüşmesinden memnunsa bilemem.
wenger, belli bir felsefesi olan ve bu felsefeyle mutlaka başarılı sayılabilecek yani ortalamanın üstünde başarı sağlayan 1-2 teknik adamdan biridir. başarının yanında oynattığı futbol da hiçbir zaman demiyorum, hiçbir maçta bile vasatın altına düşmez. bu seneki Arsenal takımı da onun yıllardır uğraştığı projesi. kendisiyle çok samimi konumdaki biriyle konuştuğunda şampiyon olamayacaklarını mutlaka söylüyordur. ki zaten EPL de bir takımın her iki senede bir şampiyon olması beklemek saçma. neyse diyeceğim odur ki, bu takımın daha zamanı gelmedi. herkesin dediği gibi 1-2 tecrübeli adamla, 1-2 sene de beraber oynadıktan sonra bu takım başarıyı yakalayacaktır.
Ayrıca Arsenal, Emirates'i başlarında Wenger olmasa kesinlikle yaptıramazdı.
Genç oyuncular ile maç kazanabilirsin ama kupa değil.Ben Tottenham'ı tutuyorum.Man.city ile Tottenham umarım bu sene ilk dörde bitirir.En azından farklı takımları izlemiş oluruz şampiyonlar liginde.ingiltereden hep aynı 4 takımı izlemek sıktı..
Yorum Gönder