18 Şubat 2010 Perşembe

ATLETİCO MADRID 1 - 1 GALATASARAY













Fenerbahçe maçına nazaran yazacaklarımız daha az bu maç hakkında. Zira Galatasaray'ın hücum hattında ilk yarıda organize yapabildiği 2 atak vardı ilk devre boyunca. Skorun Atletico Madrid lehine 1-0 olması bu alanda onların daha iyi olmasından değil Caner'in tamamen 2 önemli kişisel hatasıyla Atletcio Madrid'i atağa kaldırması ve ardından da İspanyollara frikik kazandırması sebebiyle gerçekleşti. Galatasaray sezon sonuna kadar bu forvetsizlik sıkıntısını çekecek. Milan Baros dönse bile. Zira Baros döner dönmez ortalığı kasıp kavurmayacak. Galatasaray'ın bu şartlarla gol atma şansı Arda, Keita ve sol açık oyuncusunun üstün forma durumlarına bağlı. Sorun şu ki Keita Galatasaray kariyerinin kötü bir dönemini yaşıyor (bugünkü ikinci yarıyı ayırmak lazım tabii, ancak maçın ilk yarısında çok kötüydü). Afrika Kupası dönüşünde performansında büyük düşüş var. Hal böyle olduğu için Galatasaray maçlarında bir süre daha 0-0 skorunu çok uzun süre göreceğiz oyunda.

Galatasaray çekingen futbol oynamıyor, ister istemez çekingen futbol oynuyor gibi görünüyor, zira rakip alana yerleşme işini çok nadiren yapabiliyor. Sebebi de, sarı kırmızılıların topu rakip sahaya attığında, topu ayağında tutacak, kanatlara taşıyacak, 3-4 saniye ayağında zaman geçirip yanına arkadaşlarını toplayacak bir adam yok. İleriye atılan her top Arda, Keita gibi dribling oyuncularının ayağına geliyor, onlar da oyun karakterleri gereği atağı yerleştiren değil hızlandıran oyuncular olduğundan 1 kişiye karşı 3 kişi hücum yapmaya çalışıyorlar. Doğal olarak da sonuç hüsran oluyor. Bu tabii ki 2-3 adamla kontratağa çıkma ihtimalini de devredışı bırakıyor. Dikkat ettiyseniz Atletico Madrid, oldukça yetenekli hücum oyuncuları olmasına rağmen, hücum organizasyonu anlamında çok kısır bir oyun ortaya koydu. Buna rağmen, bu sezon ligde oynadığı 22 maçın sadece 6 tanesinde gol yememiş ve La Liga'nın en çok gol yiyen dördüncü takımı olan (küme düşme hattı dışındaki 17 takımdan sadece birisi Atletico Madrid'den fazla gol yemiş durumda) bir ekibe karşı çok üretken olamıyorsunuz. Atletico Madrid hücumlarında, rakip sahada tek bir Galatasaraylı bir oyuncu bile yoktu bu akşam. Normalde, orta yuvarlağın rakip sahaya bakan diliminde bir forvet oyuncusu, rakibin 2 defans adamının yanında tetikte bekler. Sözün özü, çok fazla virgülü var Galatasaray'ın ama bir noktası yok. Ve takım kurgusunda bazı sapmalar var. Çok sık yaşanan Topal-Sarp-Elano üçlüsüyle ileri üçlü arasındaki büyük mesafe farklılıkları gibi.

Takım adına sahanın en iyi adamının Uğur Uçar olduğunu, Keita'nın ikinci yarıda müthiş oynadığını Leo Franco'nun da goldeki hazırlıksızlığı dışında ve Vicente Calderon'un Apprenticeleri yazısında gelişini bildirdiğimiz 19 yaşındaki David De Gea'nın da oyundan alınana kadar Atletico kalesinde çok iyi bir maç çıkardıklarını belirtmek lazım.

Bir de olaya Atletico Madrid taraftarı gözünden bakmak lazım. İkinci yarıda oynadıkları futbolun adı tek kelimeyle rezalettir.

7 yorum:

ugur senel dedi ki...

keita hareketlenince gol geldi yoksa bizim takım yine aynı takım.. rijkarda duyduğum saygının yanında artık dos santos vede mustafa sarpın takıma hiç ama hiç katkıları olmadığını görememesi esef verici..
sorunlar devam ediyor, forvetsizlikden daha büyük sorun orta göbekde dağ gibi duruyor ama acilen birisi mustafa sarpın bu takımın orta sahasında ne defans nede hucum anlamında sıfır katkıyla oynadığını hocaya hatırlatması lazım (dos santosu yazmaya gerek duymuyorum) bu arada beni yanıltan neille teşekkürlerimi sunuyorum..

güvenegüvene dedi ki...

Herşeyin tek bir forvetle düzeleceğini düşünüyorum.Gol atma açısından değil zira öyle ya da böyle bir şekilde gol oluyor, sistemde bir sorun var bu bariz belli oluyor.Yoksa bireysel anlamda oyuncularda kötü değillerdi.

Ayrıca Franco'da fena değildi, golde hatasının olduğunu düşünüyorum ama bazı pozisyonlarda iyi kurtarışları vardı.

AbSurDMaN dedi ki...

Keita öyle bir oyuncu ki top ayağına geldiğinde maçın rengi değişiyor, biraz daha iyi olsa galibiyetle dönecektik.

Gadee dedi ki...

Rijkaard maçtan önce "forvetsizliğe bir çözüm buldum bunu maçta göreceksiniz" demişti.Herhangi bir çözüm gören var mı geçen maçların aksine? Aynı kurgu ile çıkmadık mı sahaya?

Alengirli İşlerin Adamı dedi ki...

Hala Rijkaard'a sallamak için pozisyon kollayanlar var. Tamam Sarp ve Topal dan orta saha olmuyor, vasat oyuncular defansif anlamda katkı sağlayabilirler, topu ileriye çıkaramıyolar da; takımda Xavi İniesta varda biz mi görmüyoruz. Takımın orta sahadaki adamları kim ? Ayhan, Barış, M.Sarp , M.Topal, E.Çolak, Elano. Caner, Dos Santos, Keita, Arda 4-3-3 ün ileri 3'ünün oyuncuları. Böyle bir orta sahada kimi oynatabilirsin. Ayhan eskisi gibi oynasa da Rijkaard oynatmasa eyvallah, o da yavaşladı. Emre Çolak dersen daha yeni pişiyor, böyle bir maçta onu kullanmak risktir. Caner gibi bi top kaptırır kendine güveni kaybeder vs. vs.

Devre arası transferinde Dos Santos yerine orta saha alınabilirdi, ya da bir Türk forvet. Dos Santos u Rijkaard istemiş olabilir. Onun yerine Tomas Hitzlberger olabilirdi mesela, 1 milyona lazioya gitti. O da dünya kupasında oynamak istiyor. Dos Santosu Rijkaard istedi ise onun dışında eleltrilecek bi durumu yok takımın. Elde avuçta bu var.

Ku.Ba dedi ki...

Bence Keita'nin "kotu" performansi biraz hosgoruyle karsilanmali. Kendimden biliyorum: normalde sol acikta gorev yaparken, oynadigim takimin antrenoru beni bir gun tek forvet olarak denemek istedi, resmen neye ugradigimi sasirdim. Kanatta onumde derinlemesine kosu yapabilecegim bir koridor oluyordu hep, ama forvette 2-3 defans oyuncusunun kademesi altinda eziliyordum. Ayni caresizligi ilk yarida Keita'da gordum. Sonra Dos Santos girdi, asil gorev alanina donme sansi dogdu, biraz rahatladi. Attigi golde de sag kanattan kosu yapti ve merkezdeki oyuncularin (Arda & Dos Santos) yardimiyla (defansi bozmalariyla) girdi o pozisyona.

Yani diyecegim o ki, Keita asla sag kanattan baska bir yerde oynamamali, forvet sikintisi baska turlu cozulmeli. Umarim Dos Santos bizi sasirtir onumuzdeki haftalarda.

BT dedi ki...

Uğur Uçar dayıoğlu mu:) ?