Jim Carrey önce The Truman Show'la sonra da Man on the Moon'la üstüste Altın Kürelerde Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandıktan sonra sahneye çıkıp "vay be Altın Küre'nin Tom Hanks'i oldum" deyip ardından, aslında her 2 filmin de drama tarafının daha ağır basmasına rağmen komedi dalında değerlendirmesine ufaktan laf sokmuştu. Kariyerine slapstick komedilerle başlamasının cezasını çekiyordu bir bakıma, çünkü insanlar ona bir "komedyen" olarak bakıyordu hep. Komedyenlerin genel kaderi budur zaten. Dramalarda oynadıklarında hep eğreti durduklarından bahsedilir. Bunun tersi ise farklı yönde işler. Yıllarca oldukça ciddi filmlerde oynamış, üst düzey oyuncuların komedilerde yer almalarından övgüyle bahsedilir. Robert de Niro'nun Analayze This/That ve Meet the Parents/Fockers serilerindeki durumu böyledir misal. Dolayısıyla aşağıda bu akımın en komik bulduğum 10 temsilcisi var.
1-Robert Downey Jr. (Tropic Thunder): Downey Jr'ın zaten her filminde sarkastik bir havası vardır ama bu filmde resmen yetenekte doruğa ulaşmıştır. Kendisi filmde Avustralyalı bir aktörü oynar ama film içinde de bu aktör Afro-Amerikalı bir askeri canlandırmaktadır. Zaten filmin doruk noktaları da bu bölümlerdir. Yarılma anı:
Alpa Chino:I had to represent. Cause they had one good role for a black man, and they gave it to Crocodile Dundee! Kirk Lazarus: Pump your breaks, kid, that man's a national treasure.
2-Mark Wahlberg (Departed): Bu hafta yazdık. Martin Scorsese'in Hong Kong sinemasından uyarladığı filmin, orijinaline göre tek artısı sanırım. Zira orijinal filmde yoktur Dignam karakteri. Hoş filmde Jack Nicholson da hayli komiktir, ama Dignam karakterinin konuştuğu her sahne birer şaheser niteliğindedir. Yarılma anı:
Lazio: Do you have anyone in with Costello presently? Dignam: Maybe, maybe not, maybe fuck yourself
3-John Cusack (High-Fidelity): Filmin geneli zaten 80 ve 90'lar ile ilişkiler üzerine ders niteliğindedir o ayrı konu tabii ki Tim Robbins'in müzik dükkanına geldiği sahne sinema tarihine geçmiştir. Özellikle Rob'un kurduğu hayallerin üçüncüsünde Dick'in telefonu kapıp Ian'in suratın geçirmesi anında yere yuvarlanılır. Yarılma anı:
4-Isabelle Huppert (8 femmes): Listenin tek kadın üyesi. Her lafı geçtiğinde söylerim enfes bir filmdir bana göre ve bunun önde gelen sebeplerinden birisi de Huppert'dır.Piano Teacher gibi dayanılması zor, sapkın bir filmde, bu derece sapkın bir karakteri oynayan Huppert'ın manik depresif, kafadan kontak karakteri müthiştir. Yarılma anı:
5-Jack Nicholson (About Schmidt): Nicholson'ın daha filmin ilk sahnesinde emekliliğe saniyeler kalmışken saate bakışı insanı koparır. Gerisi de aslında yalnız, emekli bir adamın dramından ibarettir ama o dram filmin çoğu yerinde trajikomikliğe dönüşür. Yarılma anı:
Karısının uyarıSIyla yıllardır klozete oturarak işeyen Nicholson'ın, onun ölümünden sonra kendini salması....Ama tam anlamıyla...
6-Johnny Depp (Pirates of the Caribbean): Aynen Robert Downey Jr. gibi Depp'in de her karakterinde saklı bir mizah vardır ama artık bu filmde resmen serbest bırakılmıştır ve filmin en zekice diyalogları da yine ona yazılmıştır. Sonuçta da sinema tarihine onsuz düşünülemeyecek üzerine tek başına film yapılacak bir karakter doğmuştur. Bir dolu alternatif var ama yarılma anı:
Davy Jones: You can do nothing without the key! Jack Sparrow: I already have the key! Davy Jones: (anahtarı gösterir) No you don't. Jack Sparrow: Oh, that key.
7-George C. Scott (Dr. Strangelove): Aslında ne film, ne Peter Sellers ne Scott'ın karakterleri saf komedi tabanına oturtulmamıştır ama filmde tüm Amerikan ve dünya politikası ile dalga geçildiği her yerinden belli oluyordur. Scott da kafayı sıyırmış militarist general rolündE efsaneler yaratır. Yarılma anı
Başkan Merkin Muffley: You're talking about mass murder, General, not war! General Buck Turgidson: Mr. President, I'm not saying we wouldn't get our hair mussed. But I do say no more than ten to twenty million killed, tops. Uh, depending on the breaks.
8-Robert de Niro (Jackie Brown): Tüm sinemaseverlerin hayalinin gerçekleştiği an. De Niro bir Tarantino filminde. Tam kafalardaki karakter değildir ama filmin en sarsak karakteri onun için yazılmıştır. Kelimenin tam anlamıyla bir "şEhir magandası"dır Louis Gara. Zaten sonu da yine magandalıktan olur. Yarılma anı:
9-Javier Bardem (Los Lunes Al Sol): Bardem'in dünya sinemasına ilk tanıttığı filmlerdendir ki, o filmde 100 kilonun üstünde, sakallı, yaşlı tip sonraki filmlerinde giderek gençleşir. İşçi sınıfını bu kadar naif bir dille anlatan film çok az gelmiştir ki İspanyol oyuncu filmde döktürür. Yine filmin bir dolu akılda kalıcı sahnesi vardır ama tabii ki yarılma anı:
10-Tom Cruise (Tropic Thunder): Tropic Thunder'la açtık onunla kapatalım. Çok lafa gerek yok aslında. Film hakkında pek bilgisi olmayan herkesin, jenerik akarken isimler yazdığında "oha" çektiği bir karaktere imza atmıştır Cruise. Yarılma anı:
listedeki bazı filmleri izlemedim dolayısıyla hepsiyle ilgili yorum yapamıyorum ama los lunes al sol'u 2 kez izledim, pek de öyle komik bir rol değildi bence. :) filmin de karakterin de hastasıyım ama komediden çok hüzün vardı.
Robert De Niro'nun o filmde iki efsanesi daha vardır:
1. O sahneden sonra Samuel Jackson'la (Ordell) muhabbeti...
Ordell: You shot Melanie? Louis: Twice. In the parking lot. Ordell: You couldn't talk to her? Louis: Well, how can you talk to her? You know how she is... Ordell: You couldn't just hit her? Louis: Maybe, but at that time... moment, I don't know, I... Ordell: You shot her? Twice? Is she dead? Louis: I, I... Pretty much...
2. Evde geçen sahne:
Melanie: That's Japan. Louis: Uh, looks like... I can... It shows... (???) Melanie: Wanna fuck? Louis: Yeah.
jack nicholson'ın anger management'ta ki doktor rolü daha inanılmazdı bence! hani adamı öldüresim geldi film'de o kadar gıcıktı! i feel pretty diyorum başka da bişey demiyorum:))
İngiltere'den Türkiye'ye arabayla yolculuk
-
“Hayatımda yediğim en iyi dondurmaydı” dedi Ozan. Ömrünün henüz 5 yıl 6
ayının geride kaldığını düşününce çok iddialı bir açıklama gibi
gelmeyebilir. Ama...
5 PAZARTESİ ŞARKISI
-
Günlerden yeni bir Pazartesi ve müzik yolculuğumuz devam ediyor. Bugün 5
şarkılık listemizde sevdiğimiz filmlerde kullanılmış ve her çaldığında o
filmi a...
İtidalimizin de Bir Hududu Var..
-
Kimi insan çok çabuk zıvanadan çıkar. Hemen atarlanır giderlenir. En küçük
bir hadisede gemileri yakar. Uçar, sokar, vurur, çakar. Ona sinirlenir,
buna ç...
Kafa ve Direk
-
Bu hafta Eyüp karşısında bir yan topa kafa vurabildik ve inanır mısınız
direkten döndü top. Neredeyse haftalar sonra kafayla gol atacaktık. İyi
şeylere ...
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
Meydan Okuma -2
-
Aziz Yıldırım’ın seçimdeki en büyük kozu olarak açıkladığı Jose Mourinho
projesi futbolseverlerin aklına bir başka Portekizli’yi getirmiş olabilir.
Bunda...
Start Finish: 2024 Suudi Arabistan GP
-
Dün itibariyle Max Verstappen'in pole alıp, kısa bir süre Lando
Norris'e kalan kısmı saymazsak, lider götürüp kazandığı bir yarışı daha
geride bı...
Sait Karafırtınalar: Paixao’yu aradık
-
*Altay Teknik Direktörü Sait Karafırtınalar, sarı kart cezası sebebiyle
karşılaşmada forma giyemeyen Portekizli golcüleri Paxiao’yu aradıklarını
söyledi....
Beşiktaş Neden Yapamadı?
-
Beşiktaş bir sezonun daha sonuna, son haftaya ulaşamadan geldi. Başarı ve
başarısızlık o kadar iç içe yaşandı ki bir hafta bile pek çok şeyi görmek
için ...
Real Madrid için ters giden neydi?
-
Real Madrid için şapkayı öne koyup düşünme vakti! Los Galacticos için
2014-2015 sezonu çoktan bitti. Yaşanan bir dizi hayal kırıklığının ardından
esas se...
Millilerden Güzel Prova
-
A Milli Takımımız, Lüksemburg'a konuk olduğu özel maçta Mevlüt ve Hakan
Çalhanoğlu'nun golleriyle sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı.
Maçın en ilginç özell...
Önce krampon, sonra performans
-
Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların
yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat
mücadeles...
Daha Büyük Bir Şey Kaybediyoruz
-
Kombine olayının nasıl olduğunu artık herkes biliyor. Şampiyonluk
kutlamasında çıkan olaylar sebebiyle Okul Açık tribününe kombine bilet
satışı kapatıldı....
-
*2014 BREZİLYA’NIN KÖTÜ ADAMLARI*
20. dünya kupasını geride bırakmak üzereyiz. Her dünya kupası ayakta
alkışlanan kahramanlara olduğu kadar büyük tepki ç...
Arsenal Kendine İnanıyor
-
Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici
galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm
bölüm saha...
Футбольное судейство
-
Здравствуйте, болельщик! Большие проблемы у нас с футбольным судейством, не
так ли? Человеческий фактор? Ясное дело — не без него, но главное не в нем.
Гла...
Yan Dükkana Taşındık
-
Elimde olan, olmayan birçok sebeple buraya yazı yazamayacak duruma
gelmiştim, elim biraz rahatlamışken dönüp tekrar yazmaya içim el vermedi. 4
senelik, bin...
Roberto Baggio
-
Roberto Baggio 700 maçlık kariyerinde 318 gol attı. 205 golle Serie A'nın
gelmiş geçmiş en golcü 5. futbolcusu. Üstelik bunu Serie A'nın Dünya'da
zirve n...
The Apprentice: Adam Kazandı
-
Yeniden başkan seçilen Donald Trump'ın gençliğindeki sıçrayış döneminin ve
bu sıçrayışta kendisine mentörlük eden Roy Cohn ile olan ilişkilerinin
anlatıl...
Yol Arkadaşları - 20
-
Serimizin 20. yazısı ile birlikte, aklımızda olan fakat hayata
geçiremediğimiz, öneri olarak da bloga iletilmiş olan Yol Arkadaşları
serisinin Spotify ça...
Haftanın Şarkısı 89 - Unshaken
-
Merhaba.
Nasılsınız?
2019'a da girdik valla. 2 hafta da geçmiş hatta. Zaman çabuk geçiyor değil
mi? 10. yıl yazısını yazmamın üzerinden bile 1,5 ay geçmiş...
2018 Yaz Konserleri Takvimi
-
*Son üç dört yıldır gittikçe zayıflayan bir etkinlik programı oluyordu yaz
aylarında. Bu sene şimdiden açıklanan konserler heyecan verici. Tabii
Türkiye ...
Lokasyon veriyorum
-
Kolombiya'ya gelisim cok tesaduftu. Gercekten. Yillar once Juju Bogota'dan
kart gondermisti. Bogota ne yaaa, nerelerde bu cocuk? demistim. Kapinin
arkasina...
Başka türlü bir şey
-
Büyümek pek çok macerayı, pek çok yolculuğu, rüyayı, kabusu, anıyı,
unutulmayacakları, unutulmak istenenleri, hafiflikleri, yükleri,
kirlenmeyi, lekes...
En İyi Kadınlar Son Kez İstanbul'da
-
*Süslenmişler püslenmişler, İstanbul'a gelmişler, ne de iyi etmişler.*
İstanbul bu hatunlara son kez hoşgeldiniz derken, bize de bu eşsiz
organizasyonun...
GROUND ZERO
-
İktisatçıların, meşreplerine göre, 2007/2008/2009 krizi adını verdiği
“şok”, medya-gündem kıskacına sıkışmış, ana damarını gündelik mücadelelerin
oluşturd...
Aloha'nın Simgeleri!
-
*28 Şubat-30 Mart tarihleri arasında farklı filmler izleyip,
farkındalığınızın artmasına engel olmak istemiyorsanız Dağ Filmleri
Festivalini sakın kaçırma...
Looper & Gordon-Levitt
-
Yukarıda izlediğiniz klip filmin kadrosu belirlenmeden önce farklı
filmlerden filme uygun kareler seçilerek hazırlanmış hayal niteliğinde bir
trailer. B...
Bıyıktay: İstediğimiz Oyunu Sahaya Yansıtamadık
-
Fin rakibinden iki maçta toplam 25 sayı fark yiyerek elenen Aliağa
Petkim’de koç Bıyıktay, maç sonunda istediklerini oyunu sahaya
yansıtamadıklarını söyled...
The Dark Knight Rises - Fragman
-
The Dark Knight Rises'dan beklediğimiz fragman sonunda karşımızda. Filmin
genel işleyişine hakim olmamızı sağlayan fragman, ağzımızın suyunu iyice
akıttı...
11 yorum:
ne de güzel bir listedir buuu
Yazıyı okurken çok eğlendim, belirtmeden geçmeyeyim.
listedeki bazı filmleri izlemedim dolayısıyla hepsiyle ilgili yorum yapamıyorum ama los lunes al sol'u 2 kez izledim, pek de öyle komik bir rol değildi bence. :) filmin de karakterin de hastasıyım ama komediden çok hüzün vardı.
Robert De Niro'nun o filmde iki efsanesi daha vardır:
1. O sahneden sonra Samuel Jackson'la (Ordell) muhabbeti...
Ordell: You shot Melanie?
Louis: Twice. In the parking lot.
Ordell: You couldn't talk to her?
Louis: Well, how can you talk to her? You know how she is...
Ordell: You couldn't just hit her?
Louis: Maybe, but at that time... moment, I don't know, I...
Ordell: You shot her? Twice? Is she dead?
Louis: I, I... Pretty much...
2. Evde geçen sahne:
Melanie: That's Japan.
Louis: Uh, looks like... I can... It shows... (???)
Melanie: Wanna fuck?
Louis: Yeah.
tropic thunder biraz türk filmi gibiydi ama tom cruise süperdi gerçekten. ama filmin içinde uçak hareketi yaptığı sahne ve oradaki dansı muhteşemdi.
Tom Cruise; hani sinema tarihinin en unutulmaz 10 dans sahnesi listesi yapılsa, kesinlikle girmelidir diye düşünüyorum.
Tom Cruise'un aynı filmde bi de telefon sahnesi vardır:
http://www.youtube.com/watch?v=EAiLw887rss
Şu filmde adamı gerçekten aktör olarak kabul ettim :)
Filmi izlerken Tom Cruise ile Recep İvedik'i benzetmedim değil hani:)
şerefsiz spekülatör karınca...
jack nicholson'ın anger management'ta ki doktor rolü daha inanılmazdı bence! hani adamı öldüresim geldi film'de o kadar gıcıktı! i feel pretty diyorum başka da bişey demiyorum:))
ilk parağrafta bahsettiğin olaydan en çok kemal sunal çekti herhalde.
Yorum Gönder