Bizim ilkokulda bir Coşkun vardı. Hani her sınıfta bulunan, yaşıtlarına göre fazla gelişmiş, önlüğün altına kazak giyip okula gelen, anne babasının dünyada olmasından şikayet ettiği, feleğin sillesini yemiş, herkes beslenme çantasından kek, kaşarlı-sucuklu tost, Mey-Su Vişne Suyu çıkartırken o naylon torbaya sarılmış ekmek arası peynir-yumurta çıkaran ve daha o ekmek naylondan çıktığında "
benim adım Coşkun ben bu sınıfı yumurta kokusuna boğarım" diye bas bas bağıran çocuk. Derslerine hiç girmiyorum, çocuk daha doğru dürüst okuyamıyordu bile. Akradaşlarının aldığı leblebi tozunun dibini bitirirdi genelde. Solo Test'in arkasındaki başarı skalasındaki "Beyinsiz"in Coşkun'un suratına bakılarak çizildiği rivayet edilirdi. Bir gün bu para maçı yaparken, "
yenilirsem 2 gün yemek yemeyeceem" demişti. Tabii her konudaki mütemadiyen başarısızlığını para maçına da göstermiş, eve gitmiş, ertesi gün sınıfa geldiğinde de gurur yapıp yumurtalı ekmek getirmemişti. Ancak bu gururu ancak beslenme saatine kadar sürmüş, Coşkun'u merdiven boşluğunda Yumiyum kemirirken bulmuştuk. Velhasıl Neuchatel'in başkanı Bulat'ın hikayesini okudukça Coşkun'a bağlıyorum olayı.
Yine Hayatım Futbol'a atıf yapacağım ama
18. sayıda Neuchatel Xamax dosyasını masaya yatırdık. Daha önce de blogda, Çeçen asıllı Rus Bulat Chagaev'in satın aldığı ve terör estirdiği kulüple ilgili
haberleri yayınlamıştık. Bizimki tutuklandı şu anda ve kodeste.
Son çıkışı açlık grevi. Avukatı Jacques Barillon açıklama yapmış "sigarayı da bıraktı" diye. Bak kardeşim Bulat, biz senin gibileri çok gördük, daha ikinci gün Milka çikolatasına yumulacaksın biliyoruz. O yüzden ne sen kendini kandır ne de bizi yemeye çalış. Zaten bu güne kadar yiyeceğini yemişsin.
1 yorum:
Bulat'ı tanımam etmem ama sanırım Çoşkun'u tanıyorum :)
Yorum Gönder