10 Temmuz 2012 Salı

RUNDSKOP

Oscar'da dikkate alınmaya değer tek daldır Yabancı Dilde Film kategorisi. Her sene 1-2 tane sağlam film, 1-2 tane ortalam film ve sektirmeden 1 İsrail filmi görürüz o dalda. Gerçi lobi bir tek adaylık almaya yarıyor sanırım çünkü İsrail 10 kez aday oldu ve hiçbir zaman ödüle ulaşamadı. Ama İtalya, İspanya, Japonya, Fransa gibi Hollywood dışında dünya sinemasına yön veren ülkeler ve İsveç'ten sonra (ki burada Ingmar Bergman'ın payı var) en çok adaylık alan 6. ülke durumunda. 50 farklı ülke aday oldu bugüne kadar ve biz henüz oraya bir aday sokamadık. Ama aday adaylarını belirleme işi ülkelere ait olduğu için Hollywood kendisine ulaştırılan filmlere ve tabii ki dünya üzerindeki tepkilere bakarak 5 filmi listeliyor. Bu yüzden de bilindik Hollywood endüstrisinin en az etki ettiği dallardan birisi diyebiliriz. Bu sene İran filmi A Separation öyle ağır bastı ki diğer filmler ne kadar iyi olsalar da böyle bir başyapıtın eline su dökemeyecek durumdaydı. Onunla ilgili bu senenin başında yazmıştık. Tekrar belirteyim diyalogları bu kadar gerçek hayattan alınma film az gelmiştir sinema tarihine. Onlar ödülü alıp götürürken Belçikalılar bir başka bahara kaldılar. 6. kez ödüle aday olup elleri boş döndüler. Rundskop ya da İngilizce adıyla Bullhead bir "insanlık dramı" hikayesi aslında. Filmin başlarında et endüstrisinde meydana gelen yolsuzluklarla alakalı bir film izleyeceğiniz hissine kapılıyorsunuz ama film ilerledikçe o hikaye arka plana kayıyor ve çocukuluğunda yaşadığı trajediyi tedavi etmek isterken bir et yığını haline gelen Jacky'nin hikayesine dönüyor film. Batı Avrupa sinemasından beklenmeyecek kadar insancıl bir o kadar da yabani bir film Rundskop.

Başrol oyuncusu Matthias Schoenarts bu film için tam 27 kilo almış ki bu kiloların çoğunun kastan oluştuğunu belirtmek lazım. Onun daimi rahatsızlık veren performansı da filmi zaten rayından hiç çıkarmıyor. İnsanı empati yapmaya zorlayan zor bir film önceden söylemek lazım. Hayatın kötü davrandığı adamlardan birisinin hikayesi, ikame etmek için bitişinde Intouchables falan izlemek lazım ki tekrar dengelenesiniz. Yine de bunların hiçbirisi tavsiye etmeye engel değil. İzleyin, izletin. 

2 yorum:

cehor dedi ki...

usta niye ''a seperation'' diye yazıyorsun ki. ya filmin orijinal adını yazarsın, yada ismi çevireceğim diyorsan türkçeye çevirirsin. niye ingilizceye çeviriyorsun? yani ya ''jodaeiye nader az simin'' yazarsın yada türkçe ''bir ayrılık'' yazarsın.

Black Pearl dedi ki...

@cehor

yaziyi okudun ve aklina bu yorumu atmak mi geldi? Bravo