19 Şubat 2013 Salı

55

14 Şubat 2013 tarihindeki BirGün gazetesi Uçan Hollandalı köşesinden alıntıdır

Onu ilk kez 2003-04 sezonunda Galatasaray’ın Westfalen’de Juventus’a karşı oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında parlarken görmüştük. Yaşı 19’du ve Galatasaray’ın 2-0 kazandığı maçta Davids, Di Vaio, Conte, Pessotto gibi isimlerin karşısında ezilmemişti.  O sezon Fatih Terim onu CSKA Sofya karşısındaki ön elemelerden başlayarak sahaya sürmekte sakınca görmemişti. Geçen 10 yıl içerisinde Sabri her yaş grubunda ulusal takım formasını giyme geleneğini sürdürdü ve sarı-kırmızılı takımda hep bir şekilde kadronun bir parçası oldu. Tamam futbol zekasında hala problemler var ama ilk kez sahaya çıktığı günden bu yana hiçbir art niyet, hesap ve disiplinsizlik olmadan kendisini geliştirmeye çalıştı. Bu tribünler UEFA Kupası şampiyonu kadrodan Hasan Şaş’ı dahi harcadı yeri geldiğinde ama Sabri hep orada kaldı. Belki de hep haddini bildiğinden, saha dışında kimseyle pek bir işi olmadığından ve en önemlisi de Türkiye’de futbolla ilgilenen herkes onun stadyum dışına gitme potansiyeli olan şutlarıyla, rakibe denediği çalımlarla, maç sonu “3lüleriyle” dalga geçerken hiçbir zaman bunu kafasına takmayıp eleştiriyi göğüsleyebilmesinden. O yüzden onu mizah malzemesi yapmayı biliyorsak, iyi işler yaptığında da hakkını vereceğiz. Sabri belki 1 hafta sonra yine onu esprilere konu edecek işler yapacak sahada, ama bu onu ülke futbolunun en samimi ve işini yapmayı hedef edinmiş adamlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. En azından 1 haftalığına espri yapacak başka bir adam bulun bir zahmet.

1 yorum:

Playful Penguin dedi ki...

Kasıtlı olarak bugüne bıraktım yorum yapmayı çünkü Sabri'yi eleştirmek o kadar keskin uçları kapsıyor ki, ya adamı maçın kahramanı yapacaksın ya da yerin dibine sokacaksın. Sizin çok kısaca "iyi" veya "kötü oynadı" yorumunuza diğer GS'lıların algısı bu oluyor maalesef.
Sabri için uzun dönem kendimce düşündükten sonra şu kanaate vardım: Sabri GS taraftarı içindeki sınıflar çatışmasının vucüt bulmuş halidir. Elit kesime göre GS topçusu bu kadar taraftarla içli dışlı olmamalı, onların her istediğini yapmamalı. -Kibarca ifade edersek- avam kamarasına göre futbolcusunun ve kaptanının taraftarına bu kadar yakın davranması ayrı bir özellik ve güzellik.
Sabri'nin iyi niyetinden faydalanıyor bence, ama dün akşam Eboue girdikten sonraki Sabri'nin sorumluluk almaktan kaçınması, kaçak dövüşü hiç hoş değildi.
Dün akşamdan kalan gurur verici olay oyundan çıktıktan sonra Hamit'e yapılan moral verici tezahüratlardı.