20 Şubat 2009 Cuma

BAŞKENT YÜKSELİŞTE


























Galatasaray UEFA Kupası gruplarındaki son maçında Berlin Olimpiyat Stadı'nda Hertha Berlin'i 1-0 mağlup ettiğinde maçın son 10 dakikası Galatasaray ceza sahası içinde oynanmıştı. Galatasaray Hertha'nın 4 maç süren galibiyet zincirine de son vermiş oldu o maçla. Mavi-beyazlı takım o günden sonra oynadıkları 5 Bundesliga maçından 10 puan çıkarıp ligin zirvesine oturdular. 27 yıllık Bundesliga tarihlerinde ilk kez ligin ikinci yarısında liderlik koltuğuna oturdular. Sessiz sedasız, nereden geldiği anlaşılmayan bir yükseliş oldu bu. Zira ligin Ağustos ve Eylül ayındaki ilk 6 haftasında sadece 2 galibiyet alabilmişlerdi ve sürekli yarışı UEFA Kupası bölgesinde götürdüler. Bu sessiz sedasız karakterin en önemli sebebi Hoffenheim gibi hiçlikten çıkıp gelen bir takım olmamaları ya da Hamburg ve Bayern gibi sansasyonel skorlar elde etmemeleri. Ligde kazandıkları 12 maçın 9 tanesini tek farkla kazandılar. Bunun dışında birer adet 2-0, 3-0 ve 4-0'lık sonuçları var. Tabi bu onları otomatik olarak ligin en az gol yiyen takımı yapıyor ki Schalke 04'ün ardından bu dalda ikinci sıradalar. Olabildiğince minimalist bir takımdan bahsediyoruz yani. Aslında son yıllarda hücuma dönük futbol anlayışı ile oldukça izlenen bir lig olan Bundesliga'da, defansif özellikleri yüksek bir takımın zirveye oturması bazılarını menun etmemiş durumda. Hertha'nın kontratağa dayalı futbolunun en son örneği geçen cumartesi Bayern Munich maçında attıkları ikinci golde ortaya çıktı. Ama bu işin biraz ardına bakmak lazım. The Guardian'ın Malaga'dan sonra Hertha Berlin incelemesi de bizi harekete geçirdi belirtelim.



















Takımın başında Lucien Favre var. İsviçreli teknik adam Servette ile 2001 yılında İsviçre Kupası'nı kaldırdıktan sora FC Zurich'in başına geçti. Berlin kentine gelmeden önce son 2 sezonunda Zurich ile 2006 ve 2007 yıllarında şampiyonluk ipini göğüsledi. Bir önceki sezonu 10. sırada bitirince görevden alınan Falco Götz'ün yerine, 2007-08 sezonunda takımın başına geçtiğinde Hertha küme düşme adayları arasında gösteriliyordu. Ligi 10. sırada bitirdiler. Lucien Favre takımın yarısını değiştirdi ve 12 oyuncu gönderip aynı sayıda oyuncu transfer etti. Ardından bu sezonun devre arasında Monaco'dan Cufre ve Real Betis'ten Babic'i kadrolarına kattılar. Transfer edilen toplam 14 oyuncunun 8 tanesi cumartesi günü Bayern'i 2-1 mağlup eden takımın maç kadrosunda bulunuyordu (5 ilk onbir 3 yedek).Geri kalan 6 oyuncudan 5 tanesi henüz 18 yaşın üstünde değiller ve gelecek için transfer edildiler. Bu transfer politikasının başarısına dikkat çekiyor. Bir kenara ayırmamız gereken adamlar var. Başta Andriy Voronin. Ukrayna'lı kendisini dünyaya tanıtan lige kiralık olarak döndü Liverpool macerasından sonra. Premier Lig'de Rafa Benitez'in rotasyon uygulamaları ve Kuijt, Torres ikilisinin gerisinde kalması ve sakatlıklar onu Merseyside'da ilk onbirde yer bulmasını oldukça zorlaştırdı. Transfer döneminin son gününde katıldığı Hertha Berlin onun için bir çıkış noktası oldu. Dolayısıyla Bundesliga'da alacağı şampiyonluk onun Liverpool'a çok daha büyük bir güvenle dönmesini sağlayacak ya da orada yer bulamasa bile kendisini diğer kulüplere pazarlayacaktır. Forvet hattındaki partneri Marko Pantelic ve onların alternatifi Valeri Domovchiyski'yi de yabana atmamak lazım. Tabi bu hücum hattına Lucien Favre'nin FC Zurich'ten beraberinde getirdiği Brezilyalı Raffael'in desteğine de dikkat çkmek gerekiyor. Benim asıl üzerinde durduğum oyuncu ise 22 yaşındaki Sırp futbolcu Gojko Kačar. Kačar Galatasaray'ın 1-0 kazandığı UEFA Kupası maçında sahanın en iyisiydi ve Hertha'nın orta sahasındaki süpürme görevi onun. Defansif orta saha, sağ kanat, defans ve sağ açık olarak görev yapabiliyor. Yani tam bir modern futbol hizmetkarı. Cüssesiyle bizim Mehmet Topal'ı andırıyor ama ondan daha çevik, ayaklarına daha hakim ve birebirde adam eksiltebilen bir oyuncu. Mehmet Topal ile Javier Zanetti'nin karışımı bir oyuncu diyebiliriz illa bir tarif gerekiyorsa. Çıkışının milli takıma da yansıyacağını gösterdi. Eylül ayında oynanan 21 yaş altı Avrupa Şampiyonası elemeleri grup maçında Sırbistan'ın Macaristan'ı 8-0'la bozguna uğrattığı maçta tam 5 gol attı Kačar. Avrupa futbolunun en önemli defansif orta saha youncularından birisi olma yolunda ilerliyor.
















Tabi bu tablonun gerisindeki adam genel direktör Dieter Hoeneß'e de pay biçmek gerekiyor. Kardeşi, Bayern Münich ve onun da ötesinde Alman futbolunun efsanesi Uli Hoeneß'in elinden ilk kez şampiyonluğu almaya bu kadar yaklaşmış durumda. 13 yıldır Hertha'nın bünyesinde ve artık bir kupa kaldırmanın zamanı geldiğinin bilincinde. Takım 78 yıldır şampiyonluk yüzü göremiyor (ki aldıkları 2 şampiyonluk 1930 ve 1931 yıllarında) ve Alman Kupası'ndaki en iyi derecesi oynadıkları 3 final. Dolayısıyla Bundesliga'da ilk yarının dünya futboluna armağan ettiği Hoffenheim sürprizi ile beraber, ligin tepesinde şampiyonluk için hiç hesaba katılmayan bir takım daha belirdi. Bir bakalım, tarihinde hiç şampiyonluk yaşamamış küçük bir kentin ve sezon başında takımının yarısını değiştirmiş, uzun süredir şampiyonluk yüzü görmemiş bir takımın ilk iki sırayı paylaştığı bir lig. Bana başka bir ligi hatırlattı. 36-42 enlem, 26-45 boylam civarlarından.

Yeri gelmişken belirteyim, halen takımın bu çıkışı haketmeyen bir stadının olduğunu düşünüyorum. Evet Dünya Kupası finali bile orada oynatılıyor ama hafta sonu Voronin'in haline acıdım. Adam Bayern Münih'e çok kritik bir gol attı ve kendi takımını liderliğe oturttu, bu sevinci yaşamak için tribünlere gidemedi ve koşa koşa ancak tartan pistine ulaşabildi ve bir dolu kramponlu adam tartan pistinde hoplayıp zıpladı. Hertha Berlin'in 2017 yılına kadar kontratı mevcut ve yıllık 4,5 milyon euro kira bedeli ödüyorlar. Seyirci ortalaması 2007-08 sezonunda 44,483'di ve bu 76.000 kişilik stadın nerede ise yarısını ancak dolduruyordu. 2006 Dünya Kupası'nda yenileme çalışmaları içni tam 282 milyon euro akıtılmasına rağmen Hoeneß, yei bir stat planlarının masaya gelebileceğini belirtiyor.

3 yorum:

rıza yaşar dedi ki...

boylamımız 26-45 Flying Dutchman
bir de yazının ilk paragrafnda ligin ilk 2 haftasında sadece iki gelibiyet aldı demişsin, bunu anlayamadım?

Flying Dutchman dedi ki...

@rıza yaşar

ilk 6 hafta olacaktı o bir karışıklık olmuş


26-45'i düzelttim, orta 2 sınavından beri hiç bu bilgiyi dile getirmemiştim o kadar olur :))

teşekkürler

varol döken dedi ki...

o kadar olur tabi bu kadar güzel anlatıma, hatta türkiye yi girinwiçten bile geçirebilirdin hakkın var...

joe beni girinwiç meridyeninde bekle, bugün yola çıksam yürüye yürüye seneye geliyoruz:)